Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Turizm Yakın Yerler Kar sessizliğinde Abant! - Turizm Haberleri

        Kar Türkiye’nin büyük bölümünde çileye dönüşürken, Abant her kış sükûnetin beyazlara bürünen başkentidir. Burası sevdiğim, her kış mutlaka kaçıp sığındığım sakin bir liman olmuştur. Anayoldan ayrılınca o kıvrımlı, birkaç kilometrelik yol başlar. Pek çok filmi anımsatır. Anthony Hopkins ve Nicole Kidman’ın oynadığı “İnsan Lekesi” filminin girişidir. Julia Ormond ile Gabriel Byrne’ın “Smilla ve Karlar”ı gibi beyaz bir lekedir. O yol hiç bitmesin istersiniz, otomobilinizi hiç olmadığı kadar yavaş sürer, müziği kısar tekerleklerin kardaki sesini dinlersiniz. Duyduğunuz sessizliğin şarkısıdır.

        KAR SESSİZLİĞİNDE ABANT!

        Abant neredeyse tüm kış böyle bir yolla karşılar sizi. Kendi halinde, zararsız, vefalıdır; ne yaz, ne sonbahar ne de kış hayal kırıklığına uğratır. Yazın rengârenk çiçekleri, sonbaharda yeşilden sarıya, kızıldan kahverengiye dönerek dallardan düşen yaprakları, kışınsa beyaz bir örtünün altında kendini gizleyen güzellikleriyle her mevsim insana başka bir tablo sunar. Abant, bir cümle içinde kullanabileceğinizden daha fazla durağan, sakin ve romantiktir kısacası.

        Saçaklardan buzların sarktığı, çeşmede suyun, yatağında nehrin donduğu bu mevsimde buralarda; 2-3 ayını yüzeyindeki kalın buzun altında geçiren Abant Gölü iklime ve bitki örtüsüne apayrı bir anlam katar. Bu kez de dağ silsilesinin içinden kıvrılarak ilerleyen bol virajlı, beyaz bir yol götürdü bizi Abant Gölü’ne. Kar öylesine yoğundu ki, zincirli araçlar bile zorlanarak ilerliyordu. Yol kenarındaki ağaçlar, birer kardan adam gibiydi.

        MİS GİBİ DAĞ HAVASI

        Abant’a varınca ilk işim buz gibi, temiz havayı içime çekmek oldu. Burada, tüm gün otel odasında manzarayı ve kar yağışını izlemek de mümkün, sonsuz beyazlıkta yuvarlanmak, kartopu oynamak da... Kızak ve lastik üzerinde kayan da var, ailesini kapıp gölün kenarında piknik yapan da... Yüksekliği 1328 metre olan gölün çevresinde birçok piknik alanı bulunuyor.

        Abant’ı ve gölün eşsiz manzarasını izlemek isteyenler de faytonlarla gölün çevresinde tur atıyor. Atlarla kısa ya da uzun turlar yapabilirsiniz. Acıkanlar için göl çevresinde bulunan otellerde ziyafet çekmek, mangal yapmak mümkün. Şömine başında kahve yudumlayarak ısınmak yapılabilecek en keyifli şeyler arasında. “Bir gün beni kesmez, burada birkaç gün kalmak istiyorum” diyenler büyük otelleri, özellikle de son dönemde sayıları giderek artan butik otelleri tercih edebilir. Uzak yamaçlarda kümelenmiş yayla evleri maket gibi görünüyor.

        Beşpoyraz Deresi başta olmak üzere, dağların yamaçlarından akan birçok küçük derenin beslediği bir krater gölü olan Abant’ın doğusunda, güneyinde ve kuzeydoğusunda turbalıklar yer alıyor. Temiz havada tam da acıkmışken karşımıza sevimli bir pazar çıktı. Ahşap barakalardan yapılmış bu küçük pazar iştah kabartıcı. Dükkânların sahipleri, Abant dağlarındaki Çetmi, Örencik ve Samat köylerinden. Neler mi satıyorlar? Ne ararsanız... Tereyağı, erişte, böğürtlen reçeli, fasulye, dağ fındığı... İstanbul’da yapacağımız uzun kahvaltıları hayal edip reçel aldık bolca.

        NASIL GİDİLİR?

        Abant, Ankara’ya 190, İstanbul’a 260 km. uzaklıkta. Bolu Tüneli’nin açılmasıyla birlikte artık iki farklı yoldan Abant’a ulaşmak mümkün. Dileyenler Bolu Tüneli’ni geçip Abant çıkışını takip ederek, biraz nostalji isteyenler de Bolu dağını aşıp otobana girmeden, kavşaktaki yönlendirmeyi takip ederek Abant’a varabilir.

        İZLEYİN...

        * Kutup Çizgisi Aşıkları romantizmin en beyaz hali. Abant ya da Finlandiya fark etmez, kar varsa aşk hep aynı.

        * Kieslowski’nin unutulmaz üç renk üçlemesinden Beyaz. Julie Delpy güzel, Polonya daha güzel...

        * Her sahnesi beyazlar içinde geçen Ivan’ın Çocukluğu ise çok daha geriye, savaş yıllarına götürüyor izleyenleri; Tarkovski’nin muhteşem sinema diliyle.

        OKUYUN...

        * Milan Kundera’nın ölümsüz eseri Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ağırlıklı olarak beyazın en yakıştığı kent olan Prag’da geçiyor. Göl manzarasına dalıp giderken Tomas, Tereza ya da Sabina’dan hangisi olduğunuza karar verebilirsiniz.

        * Smilla ve Karlar bir başka büyüleyici kış ve kar kitabı.

        DİNLEYİN...

        Kuğu Gölü Balesi karlı havalar için bence en ideali. Kar yumuşakça yağarken Chopin’in prelude’leri, hava sertleşmeye ve buzlar görünmeye başladığında ise Rachmaninoff dinlenir.

        UNUTMAYIN...

        Bu masalsı ortamı arkadaşlarınıza anlatırken daha inandırıcı olabilmek için yanınıza fotoğraf makinesiyle film almayı ihmal etmeyin.

        YEMEDEN DÖNMEYİN

        Abant’tan alabalık yemeden ayrılmayın. Tatlı seviyorsanız peynirden yapılan höşmerim tatlısının tadına mutlaka bakın. Abant’ta konaklamak için de farklı seçenekler mevcut.

        FAYTON KEYFİ

        Abant’tan alabalık yemeden ayrılmayın. Tatlı seviyorsanız peynirden yapılan höşmerim tatlısının tadına mutlaka bakın. Abant’ta konaklamak için de farklı seçenekler mevcut.

        GAZETE HABERTÜRK / Levent ÖZÇELİK

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ