Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Turizm Yurtdışı Tatil Fırsatları Atina'da ne yenir,Atina turu,Atina'da nereleri görmeli, Atina restoranlar - Turizm Haberleri

        LEVENT ÖZÇELİK / HT CUMARTESİ

        lozcelik@htgazete.com.tr

        Geçen hafta Atina’daydım. MÖ 5’inci yüzyıldan kalma tapınakların bulunduğu Akropolis’i, Parthenon’u bir kenara bırakıp şehrin kalbine dokunmayı seçtim. Atinalı arkadaşlarım Ritsa, Nektarios, Dinos, Nopi ve Antigone’nin peşine takılıp şehri yeniden keşfettim.

        Bu kez Atina’da Yunan salatası, moussaka ve souvlaki, uzo yerine başka tatları denedim. Organik malzemelerle Yunanistan’ın ünlü tasarımcılarını biraraya getiren “Do it Eco” defilesini izledim. Geceyi sabaha, sabahı öğleden sonraya ve akşamı geceye bağladım. Buyrun Atina sokaklarına ve tabii ki gecelerine....

        BİRİNCİ GÜN, 19.00

        King George Oteli’nin lobisinde Ritsa’yı bekliyorum. Buluşup Monastiraki, Plaka tarafına doğru yürüyoruz. Mevsim kış, yaza oranla turistler yerine sokaklarda işten çıkıp bir yerlere yetişmeye çalışan Atinalılar var. Bizim Sultanhamam manifaturacılarının benzeri, henüz kapanmış mağazalar arasından yürüyoruz. Monastiraki Meydanı’nda, A for Athens’in çatısındaki kafe için Ritsa, “Atina manzarası yıkılıyor” diyor. Haklı! Önde Monastiraki Meydanı, ardında Plaka ve tepede büyüleyici Akropolis. Günün her saati dolu akşamüzeri masa bulmak zor. Ritsa ile vedalaşıp Atinalı arkadaşım Nektarios ile buluşmaya gidiyorum...

        21.00, FABRİCA DE VİNO

        Tartışmasız şehrin en iyi şarap restoranlarından. Girişte 10-15 metre uzunluğundaki bara oturuyoruz. Bu akşamın devamında Nektarios’un peşinde olacağım. Fabrica de Vino’nun kavında 500 çeşit şarap var. Alt kat bir mahzen gibi dekore edilmiş, ileri ucundaki sahnede Balkan şarkıları çalan bir grup “Üsküdar’a gider iken”i çalıyor. Gecenin geç saatlerine kadar yoğun.

        01.00, SKOUFA CADDESİ

        Artık restoran havasından çıkıp biraz gece atmosferine geçme zamanı. Şehrin en sevdiğim caddelerinden Skoufa’da, Glee Royal bardayız. Burada olmamızın sebebi Zelda Zonk’un barmeni Panos. Burası onun tavsiyesi. Panos’un arkadaşı barmen Stefanos’un hazırladığı kokteylleri deniyoruz.

        04.00, ROCK N ROLL

        Barın kapanışıyla Stefanos’un peşine takılıp Kolonaki Meydanı’nda Rock N Roll kulübüne yollanıyoruz. Sabaha karşı olmasına rağmen mekân tıklım tıklım. Rock N Roll ismi sizi yanıltmasın. Mekânda hemen her tür müzik çalıyor. Yunan pop şarkıları, R and B, arada rock... Gün ağarıyor ve King George Hotel’e geri dönüyoruz.

        İKİNCİ GÜN, 14.00

        Gece fazla uzadığından Atina’da ikinci günüm oldukça geç başlıyor. Bugün Christina şehrin en özel mekânlarından birine götürecek beni. Bir kafe-sanat vakfı kombinasyonu olan TAF, Normanou Caddesi’nde 5 numarada. Ama mekânı bulmanız çok zor, çünkü tabelası falan yok. Eski bir binanın avlusuna konumlanan masaların çevresindeki restore “edilmemiş” odalarda, birbirinden ilginç fotoğraf sergileri ve üst katta yer enstalasyonlar, video art gösterimleri var.

        17.00 Collage...

        Atina’nın yeni mekânlarından. İçeride daha çok moda, tasarım sanat işleriyle ilgili oldukları hal ve tavırlarından anlaşılan kişiler var. Mekânın özellikle makarna ve salataları başarılı. Collaga’dan hemen sonra yakındaki Tailor Made’de Yunan icadı olan ve dolayısıyla en iyi örneklerini Atina’da içebileceğiniz soğuk kahve “frappé” yorgunluk atmak için iyi bir seçim.

        21.00 Cinco...

        Atinalı arkadaşım Nicolas’ın tavsiyesi üzerine gitmiştim geçen yıl. Ritsa ve Anna ile de orada tanışmıştım. Mekânın müzikleri iyi. Bakır büyük aydınlatmalar, açık mutfağın duvarındaki renkli karolar, başarılı mutfağı ve kokteyller tamamlıyor mönüsünü.

        23.00, DRUNK SINATRA

        Selanik’ten arkadaşım Eleni’nin cep telefonuma düşen mesajında, “Hâlâ Atina’daysan Drunk Sinatra’ya mutlak uğramalısın” yazıyordu. Syntagma bölgesinde alışveriş caddesi Ermou yakınında bir pasajdaki mekân, duvarında klasik Frank Sinatra fotoğrafıyla selamlıyor sizi. Mekânın müziklerinde Sinatra’ya saygı duruşu beklemeyin ama! Alternative ve rock çalıyor. Hatta ikinci şarkıda, Jim Morrison yaşasa içeri girer, iki buzlu viski söylerdi diye düşünmedim değil.

        00.01, BARLEY KARGO

        Drunk Sinatra’dan çıkıp birkaç adım ötede Atina klasiğimi gerçekleştiriyorum. Barmaid Maria’yı geçen yıl tanışmıştım, bu yıl yine oradaydı. Bir kez daha tavsiyesini dinleyip Septem Monday ısmarlıyorum. Mekân yüksek tavanlı ve şık bir yer.

        ÜÇÜNCÜ GÜN, SAAT 14.00

        Dinos İoannidis... Bu şehirde gustosuna en güvendiğim isimlerden. Chaplin’de kahvemizi içip hemen karşı sırada Melilotos’un önündeki masalardan birine oturup mezelerimizi ısmarlıyoruz. Melilotos önemli bir mekân. Klasik Yunan salatası ve zeytinyağlılarından farklı bir “Yunan füzyon mutfağı” temsilcisi. Şehirde Melilotos gibi birkaç yer daha var, eğer turistik Yunan lokantalarından ve mutfağından farklı bir şeyler denemek isterseniz, Melilotos ideal.

        16.00

        Yemek sonrası Dinos’un peşinden Monastiraki ve Plaka sokaklarında yürüyoruz. Önce terk edilmiş bir binadayız. Dinos binanın ve çevrenin yakın tarihini anlatıyor. Oradan yukarı doğru tırmanıp dar sokaklarda kayboluyoruz. Birkaç sanat galerisi, bir iki eski dükkân derken kendimizi Monastiraki’nin en ilginç dükkânlarından birinde buluyoruz.

        18.00

        Retrosexsuel Vintage Shop’un vitrini ilgimi çekiyor, eski bir Vespa, yanında 70’li yıllardan kalma televizyonlar, Polaroid makineleri, fotoğraf albümleri, çantalar. Dükkânın sahipleri geçmişte İstanbul’dan göçen bir aile. Oğulları Joe ile laflıyoruz. Her ürün mağazanın bodrum katındaki atölyede elden geçirilip satışa sunuluyormuş. Koleksiyon yaptığım “view master” makineme yeni filmler alıyorum.

        APERATİF ZAMANI, 19.00

        Gin Joint! Sadece cin ve cin kokteyllerin yapıldığı bir mekân. Sahibi Dimitris konuşkan bir adam, yaptığı karışımları detaylarıyla anlatıyor. Dimitris’ten İstanbul’da buluşma sözünü alıp çıkıyoruz. Yamas!

        Do It Eco / Teknopolis Aslında bu kez Atina’da bulunuş sebebim, arkadaşlarım Antigone ve Nopi’nin yeni ve başarlı projeleri “Do it Eco” defilesi. Tamamı ekolojik ve organik kumaşlardan oluşan koleksiyon için Yunanistan’ın en ünlü modacılarının tasarladığı kıyafetleri şahane bir gösteriyle bütünleştirmişler. Tamamen çevreci! Yunanistan’da projeye birçok ünlü marka ve sanatçı destek vermiş. Defile için seçilen Teknopolis adlı mekân, eski bir elektrik santralının yenilenmesiyle bir sanat ve etkinlik alanına dönüştürülmüş...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ