Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan Ahmet Davutoğlu: "HDP ile ortak açıklama şart değil ama olabilir de"

        Başbakan Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 5 Ocak'ta kabineye başkanlık yapacağı yönündeki iddialarla ilgili olarak "5 Ocak'ta öyle bir toplantı yok" dedi.

        Başbakan Ahmet Davutoğlu, dört eski bakan ile ilgili kurulan yolsuzluk komisyonu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “Belgelendirilmiş bir yolsuzluk dosyası önümüze gelirse, kardeşim olsa gözünün yaşına bakmam. Komisyona müdahil olmadım, olmam da” dedi.

        Hanefi Avcı ile ilgili verilen kararı eleştirerek, “Verilen kararda çok açık biz hala güçlüyüz mesajı var. Biz hesabımızı görürüz mesajı var. Eğer bunlar başarılı olsaydı bizler belki Avcı gibi örgüt üyesi diye suçlanacaktık” dedi.

        Çözüm süreci ile ilgili de “Treni rayına oturttuk” diye konuştu.

        Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:

        ÇÖZÜM SÜRECİ

        Sürecin doğası içinde kendi seyri devam ediyor. Biz bu sürecin en başından itibaren sürecin sonunda neye ulaşmak istediğimimzi biliyorduk. Türkiyenin demokratikleşme süreci içinde rahatla yaşayabildiği bir Türkiye ideali.

        Türkiye'de siyasi talepler şiddetle silahla yapılmayacak. 6-7 Ekim olaylarının bir daha olmaması için adımlar attık atacağız. Şimdi olması gereken bu sorunların sadece bir tarafla değil tüm taraflarla görüşülmesi gerektiği bundan sonra atılacak adımların o çerçevede yürümesi gerekiyor.

        HDP İLE ORTAK AÇIKLAMA

        (Pervin Buldan'ın açıklamaları) HDP ile ortak açıklama mütabakat değil ama olabilirde. Kimsenin spontane ayak üstü açıklamalarla sürecin engellememeli. Bizim kanattan açıklamaların kim tarafından yapılıyor belli, aynı şeyin HDP tarafında da olması gerekiyor. Şu zaman bu olur demek yanlış. Pervin hanımın söylediği doğru bir şey ayda bir kere açıklama yapılmalı.

        "TÜRKİYE'Yİ KİMSE TEHDİT EDEMEZ"

        Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'ne dönük imalı da olsa tehdit cümlesi kuramaz. Bölge halkında tekrar bir güven hissi oluşmaya başladı. Kamu düzeni çerçevesinde adımlar atıldı. Silahların terk edilmesi sanki bazı şartlar yerine getirilirse olacakmış gibi böyle bir şey yok .

        "MÜZAKERELER YENİ BAŞLAMADI İVME KAZANDI"

        Müzakere konusunda tek bir taslak yok. Bir Oslo görüşmeleri var, yürüyen çalışmalar var 2012 Aralık'ından itibaren doğrudan görüşmelerle milli bir şekilde gerçekleşmesi. Bu süreç 2 kez yavaşlatıldı söz verildiği halde silahları bırakıp terk edilmedi. Çözüm sürecinde ileri bir aşamaya gelindiğinde bir başka provokasyon çıkartılıyor. Atılması gereken adımlar ertelendi. Demokratikleşme paketini açıkladık silahlı unsurların silahlarını bırakması konusunda bir ilerle sağlanamadı. Bu sefer de 6-7 Ekim olayları çıkartıldı. Biz tekrar treni rayına oturttuk. Herkesin dikkatli olması lazım. Daha somut hedefe doğru ivme kazandığı doğru.

        Silahlı grupların silahlarını bırakıp Türkiye'yi terk etmeleri konusunda adımlar atıyoruz.

        Son derece dikkatli pozitif bir yaklaşımla bunu yürütmeye çalışıyoruz. Adım adım atılacak çalışmalar var. Öncelikle görmek istediğimiz iyi niyet ve ciddiyetin ortaya konulması.

        GENEL AF

        Genel affın gündemlerin de olmadığını belirten Davutoğlu, "İç Güvenlik Paketi, sadece HDP'yi ilgilendiren bir konu değil. Ülkenin her yeri için bir paket bu. Paketin özgürlükleri koruması da şurdan geliyor; bir grup gösteri hakkını molotof atma haline dönüştürüyorsa burada diğer vatandaşların özgürlüklerini kısıtlayan bir durum vardır. Molotokokteylini bir insan niye eline alır" diye konuştu.

        YARGITAY'IN HANEFİ AVCI KARARI

        Hanefi Avcı yazdığı bir kitap nedeniyle, üzerinde bir oyun oynandı. Tam Yargıtay'da yeniden yapılanma gündemdeyken sanki pazardan mal kaçırır gibi, "hala biz buradayız" der gibi karar alel acele çıkartıldı. Görünüyor ki bu Paralel Yapı kendisine dokunanları bir örgüt mensubuymuş gibi gösterip sindirmeye çalışıyorlar. Hanefi Avcı örgüt üyesiyse hangi örgüt? Ne yaptı bu örgütte? bu soruları sormak zorundayız.Eğer o kitabı yazmasaydı Hanefi Avcı, acaba terör örgütü olarak suçlanır mıydı? Diyelim ki paralel yapı başarıya ulaşsaydı, biz de Avcı gibi suçlanacaktık. Zaten bu yola çıkan akibetini bilip çıkar.

        TİB BİNASI YIKILACAK MI?

        (TİB binası) Burada tedbir alacağız, kurumun yeniden yapılandırılması zaruri. Oradaki atmosfer istismar edildi.

        FETHULLAH GÜLEN HAKKINDA KIRMIZI BÜLTEN ÇIKACAK MI?

        Hukuk devletinde kimsenin imtiyazı yoktur. Türkiye'de herhangi bir şahıs için ene yapıldı ise, Fethullah Gülen'e de aynı işlem uygulanır. Ne eksik, ne fazlası. Bu ülkede kimsenin ne negatif ayrımcılığa uğramasına izin veririz, ne de kimsenin pozitif ayrımcılıkla imtiyaz görmesine izin veririz.

        -Kırmızı bülten çıkacak mı?

        Tabi. Normal süreç işliyor. Süreci hızlandırmak gibi bir şey yok. Normal süreç neyse o işler, sonucunda da herkes ne ise hesabını verir.

        "KOMİSYON’A MÜDAHİL OLMADIM OLMAM DA"

        (Dört eski Bakan ile ilgili) Eğer bir yolsuzluk varsa kim tarafından yapılırsa yapılsın bunun karşısında oluruz. Eğer birisi yanlış yapmışsa o yanlışın takip edileceği bir süreç vardır. Bu dört arkadaşımız için söylüyorum. Onlar ile ilgili bir hukuki süreç. Ne varsa ortaya çıksın diye bir komisyon kuruldu. Ben de bu komisyona asla müdahale etmedim. Açık net tavrımız budur. Bir şeylerin örtülmesi gibi bir şey söz konusu değildir. Komisyon ne sonuca ulaşırsa ulaşsın,17 Aralık’ın darbe girişimlerinin bir halkası olduğunu değiştirmez. Belgelendirilmiş bir yolsuzluk dosyası önümüze gelirse, kardeşim olsa gözünün yaşına bakmam. Bu komisyon çalışmalarına müdahil olmadım, olmayacağım da. Kim olursa olsun hesap sorulacak.

        "HAKARET DİLİNİ BİR TERK ETSEK"

        Hakaret bir suçtur. Hangi şartlarda, ne söyledi onu bilmiyorum. Çocuk olması üzüntü verici. Bir tahrikle yönlendirildiyse onun araştırılması lazım. Son zamanlarda cumhurbaşkanımıza hakaret öyle bir noktaya getirildi ki muhalefet tarafından, çocuklara kötü örnek oluyor. Toplumsal hayatta en çok üzen olay beni. Şunu mazur mu göreceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret etmek doğru mu? Çocuk olması üzüntü verici ama bir hukuki süreç olması lazım, serbest bırakılmış işte. Hepimizin bu konuda duyarlı olması lazım. Şu hakaret dilini bir terk etsek.

        KIZI HAKKINDA ÇIKAN HABERLER İÇİN: İSYAN EDİYORUM

        Madem çocuk dendi, bunu zikretmeyecektim ama evladıma söz vermiştim. Bir gazetede manşet atıldı. ‘Kötü not verdiği için hocanın okulu değiştirildi’ denildi.Yalan iftira bir haberi yapmak nasıl bir ahlaktır. Kesinlikle böyle bir olay yok, benim haberim yok. Bir yetkili gidip konuşmuş değil. Özel bir muamele yapsam özel okula gönderirim. Hukuki olarak gereğini yapacağız. Başbakan çocuğu olmak suç mu? Yüreğime dokunduğu için söylüyorum. Bizim o çocuk, çocuk değil mi? Başbakan çocuğu olmak orada olan travmayı mazur gösterir mi? İsyan ediyorum. Bir özür bekliyorum bu yayını yapanlardan.

        "O ÇOCUKLA KONUŞMAK İSTERİM"

        Ben o oğlumuzla da konuşmak isterim. Bir amcası olarak çağrım olabilir. Şunu sorarım: ‘evladım sen niye hakaret ettin, Cumhurbaşkanımızla ne meselen var.’ 16 yaşındaki çocuk neden Cumhurbaşkanımıza hakaret etsin.

        CUMHURBAŞKANI'NIN BAKANLAR KURULU'NA BAŞKANLIK EDECEĞİ İDDİALARI

        Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 5 Ocak'ta Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği yönündeki iddialarla ilgili olarak da "5 Ocak'ta böyle bir toplantı yok, ancak Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlığının daha önce örnekleri görüldü" ifadesini kullandı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ