Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Yargıtay'ın bozduğu Balyoz Davası'nda gerekçeli karar

        Sedef ŞENKAL DEMİR / İSTANBUL

        "Gizlilik kuralı gereği darbe planlarının başkalarına miras gibi devredilmesi söz konusu olamaz"

        "Henüz bir aylık hükümete darbe planı hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır"

        Kapatılan Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen mahkumiyet kararların dayanağı olan gazeteci Mehmet Baransu'nun teslim ettiği 11 ve 17 No'lu CD'lerin sahte olarak oluşturulduğunun kesin olarak tespit edildiği anlatılan kararda, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada ele geçirilen 5 No'lu Hard Disk'teki parmak izinin sırrının ise çözülemediği belirtildi. Suça konu CD ve hard disklerin ele geçirildiği zeminin vakumla kaldırıldığı belirtilen kararda, dijitallere sürekli el altında bulunan bir yerde olmamasına karşın aramadan 4-5 gün önce kim olduğu belirlenemeyen bir kişi tarafından dokunulduğuna dikkat çekildi. Bu durumun ve delillerin direkt olarak yerinin bildirilmesinin şüpheli olduğuna da dikkat çekilen kararda sanıkların delillerin sahte üretilip oraya konulduğu iddialarını da güçlendirdiği belirtildi.

        Aralarında emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli amiral Levent Görgeç'in de bulunduğu Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 64 sanıklı Balyoz Davası'nda savcı Yargıtay'ın bozulma kararı yönünden yargılamanın devamını isterken mahkeme bu mütalaayı kabul etmeyerek Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararını Yargıtay karanının üzerinde tuttu. 7 Nisan'da verilen beraat kararına gerekçe olarak sanıkların yüklenen suçu işlediklerinin sabit olmadığı gösterilmişti. Kararda hakkındaki yakalama kararı bulunan ancak yargılama süresince yakalanamayan Ali Göznek'in dosyası ayrılmıştı.

        4 BÖLÜMDEN OLUŞAN 382 SAYFALIK KARAR

        4 bölüm ve 382 sayfadan oluşan gerekçeli kararın yazımı 34 gün sürdü. Kararın ilk bölümünde sanıkların kimlik tespiti, iddianame ve sanık savunmaları yer alırken ikinci bölümünde deliller, üçüncü bölümünde ise tanık beyanları, bilirkişi raporları ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma ilamı bulunurken alırken son bölümde ise delillerin tartışılması değerlendirilmesi ve sonuç kısmı yer alıyor.

        Kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 63 sanık hakkında "Ceza verilmesine yer olmadığına" dair karar vermesi gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek mahkumiyet kararı verildiği belirtilen gerekçeli kararda, Yargıtay bozma ilamından sonra bir kısım sanıkların Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yaptığı vurgulandı. Bireysel başvurularla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararı verdiği belirtilen gerekçeli kararda 236 sanığın mahkumiyet kararlarının Yargıtay tarafından onandığı ve Anayasa Mahkemesi'nin "Hak ihlali" kararının ardından 236 sanık hakkında yeniden yargılama yapıldığına dikkat çekildi.

        64 sanık hakkında 'anlaşma suçu' kapsamında kalması nedeni ile haklarında "ceza verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerektiği nedeniyle Yargıtay'ın bozduğu davanın ana dava ile yargılama usulleri farklı olması nedeniyle birleştirilmediği belirtildi.

        "GENELKURMAYIN DARBEDEN BİLGİSİ YOK"

        Gerekçeli kararda ana davada olduğu gibi bu davada da dinlenen eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün ifadelerinde Genelkurmay Karargahı'nın davanın ana delili olan dijital deliller içinde yer alan darbe planları konusunda hiç bir bilgisinin olmadığı söylediğine dikkat çekildi. Kararda "Darbeye karşı çıkılması ve bunun engellenmesi için çaba gösterilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır" ifadesi kullanıldı.

        "YAZI MAKİNASIYLA DELİL ÜRETEN KİŞİLER İYİ NİYETLİ DEĞİL"

        Kararda, "gizli nitelikte olan bu belgeleri bulunduğu yerden gizlice alarak, gazeteciye teslim eden, 11 ve 17 Nolu CD'lerin sanıklarla aidiyetini sağlamak amacıyla sanık Süha Tanyeli'ye ait el yazılarının bulunduğu defterden kopyalama yaparak bu kişiye aitmiş izlenimi verecek şekilde üzerine yazı makinesiyle yazı yazan kişi veya kişilerin iyi niyetli olmadığı da aşikar" denildi.

        USB ÇANTADA DEĞİL KOMİDİNİN ÇEKMECESİNDE

        Mahkeme gerekçeli kararında Hakan Büyük'ün evinde yapılan aramada ele geçirilen mahkumiyet hükmüne konu olan USB'nin arama ve el koyma tutanağında komidinin üzerindeki çanta içinden alındığının belirtilmesine rağmen, incelenen kamera kayıtlarında komidinin çekmecesinden alındığının görüldüğünü de belirtti.

        5 NO'LU HARD DİSK'TEKİ PARMAK İZİNİN SIRRI

        Kapatılan Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen mahkumiyet kararların dayanağı olan gazeteci Mehmet Baransu'nun teslim ettiği 11 ve 17 No'lu CD'lerin sahte olarak oluşturulduğunun kesin olarak tespit edildiği anlatılan kararda, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada ele geçirilen 5 No'lu Hard Disk'teki parmak izinin sırrının ise çözülemediği belirtildi. Suça konu CD ve hard disklerin ele geçirildiği zeminin vakumla kaldırıldığı belirtilen kararda, dijitallere sürekli el altında bulunan bir yerde olmamasına karşın poşet içinde bulunan hard diskte aramadan 4-5 gün önce kim olduğu belirlenemeyen bir kişi tarafından dokunulduğuna dikkat çekildi. Bu durumun ve delillerin direkt olarak yerinin bildirilmesinin şüpheli olduğuna da dikkat çekilen kararda sanıkların delillerin sahte üretilip oraya konulduğu iddialarını da güçlendirdiği belirtildi.

        "DARBE PLANI GİZLİ YAPILIR, MİRAS GİBİ DEVREDİLMEZ"

        Kararda darbe yapılaşmasının yasa dışı bir yapılaşma olduğuna da dikkat çekilerek "Darbe planı ilk aşamada çok az kişi tarafından bilinir ve planlanır. Gizlilik kuralı gereği darbe planlarının başkalarına miras gibi devredilmesi söz konusu olamaz" denildi. Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın 2003 yılında kalp ameliyat geçirip emekli olması, değişen kadrolar nedeniyle darbenin yapılmadığının belirtildiği kararda ayrıca "Darbenin yapılamayacağını anlayan oluşumun, mantıken ilk yapacakları şey gerçekleştiremedikleri darbe planlarına ilişkin suç delillerini ortadan kaldırmak olacaktır. Daha sonra için bunların saklanması ve güncellemenin 6-​7 yıl gibi çok uzun sayılan zaman dilimi içinde devam etmesi hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır" denildi.

        "SEMİNERİ KAYDETMEK ASKERİ TEAMMÜLLERE AYKIRIDIR"

        Mahkeme seminer konuşmaları kayda almanın askeri kurallara ve teammüllere aykırı olduğuna dikkat çektiği kararında sanıkların gizli olarak bir araya gelip görüşme imkanları varken, kendileri dışında pek çok kişinin katıldığı bir seminer düzenlemeleri ve darbeden söz etmeleri, seminer konuşmalarını aleyhlerine delil oluşturacak şekilde kayda alıp saklamalarının da hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı belirtildi.

        "BİR AYLIK HÜKÜMETE DARBE MANTIKLI DEĞİL"

        Davaya dayanak olan dijital verilerde yer alan "Balyoz Harekat Planı"nın oluşturulma tarihi olan 2 Aralık 2002'nin hükümetin iktidara gelmesinden yaklaşık bir ay sonra olduğu belirtilen kararda, "Henüz bir aydır iktidarda olan hükümetin icraatlarından rahatsızlık duyulup, darbe planı hazırlanması hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır" denildi. Kararda aleyhine darbe girişiminde bulunulduğu iddia edilen hükümetin, Kasım 2002'de yapılan seçimle ilk kez iktidara geldiği belirtilerek, "Seminerin yapıldığı tarih itibarıyla hükümet henüz 4 aydır görevde olup, 4 ay gibi kısa bir sürede hükümetin icraatlarınıgöstermesi ve bu icraatlardan rahatsız olunarak darbe planı hazırlanması da mantıklı bulunmamıştır" denildi.

        "DARBELER TOPLUMDA DERİN YARALAR AÇMIŞTIR "

        Gerekçeli kararın değerlendirilme bölümünde ise Türk siyasi tarihinde bir çok kez darbeler nedeniyle demokrasinin kesintiye uğradığı anlatılarak şöyle denildi: "Bu darbeler gerek demokrasi, gerekse hukuk ve insan hakları konusunda ülkemizi çok geriye götürmüş, toplumumuzda derin yaralar açmıştır" denildi.

        SANIKLARA TAZMİNAT DAVASI AÇMA HATIRLATMASI

        Yakalama kararına rağmen yakalanamayan sanık Ali Göznek'in dosyasını ayıran mahkeme sanıkların şuçu işledikleri sabit olmadığından beraatlerine karar verdi. Sanıkların tazminat davası açma haklarının da bulunduğu hatırlatıldı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ