Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika CHP'nin seçim bildirgesini hazırlayan Sencer Ayata Habertürk'e konuştu

        KÜBRA PAR / GAZETE HABERTÜRK

        CHP’nin 1 Kasım seçim bildirgesini hazırlayan Genel Başkan Yardımcısı Prof. Sencer Ayata ile partisinin yeni vaatlerini konuştuk.

        7 Haziran’ın üzerinden 3-4 ay geçti. Seçim bildirgeniz ne ölçüde değişti?

        Türkiye, hazirandan sonra siyasette hızlandırılmış, yoğun bir 3-4 ay yaşadı. Bu koşulları göz önünde bulundurarak yeni bir bildirge hazırladık.

        Bildirgeyi neden gençlere adadınız?

        Aslında iki bildirgeyi kıyaslarsanız gençlerle ilgili eklenen madde çok azdır ama bu seçimde genel başkanımız gençliği ana mesele yaptı.

        Geçen sefer HDP’ye oy veren gençleri kazanmak mı istediniz?

        Bu konuda yanılgı var; Türkiye’de genç oyu kaybeden tek siyasi parti var, o da AKP. AKP’nin üstünde yükseldiği hareket 1990’larda büyüdü. O dönem Türkiye’de büyük göç hareketleri yaşandı. Şehre akan milyonlarca insan yersiz, yurtsuz ve işsizdi. AKP cemaat örgütlenmeleriyle birlikte bu olaya el attı. Böylece genç oyu alan bir parti haline geldi. Ama AKP seçmeninin bugünkü yaş ortalaması orta ve orta üstü.Yani AKP bir dönemin genç partisiydi ama bunu hızla kaybetti.

        AKP’NİN ‘FATİH GENÇ’ YARATMA PROJESİ TUTMADI’

        Neden kaybetti sizce?

        Gençlerin ekonomik ihtiyaçlarına cevap veremedi. Eğitim sistemi neredeyse çöktü. Eğitim ve istihdam arasındaki bağ zayıfladı. İstanbul’da esen HDP rüzgârı bizim genç oylarımızı düşürdü ama Türkiye genelinde CHP kendi ortalamasının üzerinde genç oyu alıyor. AKP’nin baskısından yılan, bu iktidarın zihniyetiyle gençliğini yaşayamadığını düşünen gençler CHP’ye oy veriyor. Cumhurbaşkanı’nın ‘Fatih Genç’ yaratma projesi tutmadı yani...

        ‘Fatih Genç’ projesinden kastınız ne?

        Gençler okuyor, geziyor, dünyadaki eğilimlerden haberdarlar. Onlara baskıcı ve terbiye edici bir zihniyetle yaklaşılınca buna tepki veriyorlar. Bunun en önemli örneğini Gezi hareketinde gördük. “Hayatıma bu kadar müdahale etmeye hakkın yok” dediler.

        ‘EMANET OYLARIN BİR BÖLÜMÜ GERİ GELECEK’

        7 Haziran’da ilk kez oy kullanan gençlerin CHP’ye değil, ağırlıklı olarak HDP ve MHP’ye oy vermesini nasıl açıklıyorsunuz?

        Gençlerin etnik milliyetçi kimlikler etrafında tepkisel iki uca doğru savrulduğu doğru. Gençlerin bir kısmı kabına sığmıyor, heyecan ve coşku arıyor. Bu ruh halini etnik kimlikleri vurgulayan partilerde daha çok buluyorlar. Ayrıca, bu durum kısmen demografiktir. Doğu’da ve Güneydoğu’da doğurganlık oranı daha yüksek. HDP’nin oy ortalamasının üzerinde genç oyu var.

        Madem durum böyle, gençleri CHP’ye oy verme konusunda nasıl ikna edeceksiniz?

        Etnik veya dini kimlik etrafından heyecan arayan gençler olabilir ama gençlerin büyük çoğunluğu dünyaya açılmak, daha iyi eğitim almak, vasıflı işgücüne katılmak, daha yüksek ücretle çalışmak istiyor. İşin ekonomik boyutuyla birlikte özgür olmak, kendi hayatını yaşamak, kendi kaderini belirlemek istiyor. Dünyadaki akranlarını örnek almak istiyor. O yüzden CHP’ye oy verecekler. Zaten CHP Ege, Akdeniz ve Marmara’nın büyük kısmında gençlerden AKP’nin bile üstünde oy alıyor.

        Kılıçdaroğlu gençleri siyasete katılmaya davet etti ama CHP kendi dinozorlarından ne ölçüde kurtuldu? Pratik anlamda gençlere kapısını ne kadar açabildi?

        Gençlere kapısını en çok açan parti CHP’dir. Parti meclisimizin ağırlıklı kısmı 40 yaşın altında. Gençlere yüzde 10 kontenjan tanıyan tek partiyiz. Ama gençleri daha çok kazanmak istiyorsak, CHP’nin sosyal demokrat ideolojisini güçlendirmemiz gerekiyor çünkü üniversiteli genç, kantinde oturduğunda ideoloji sayesinde diyalog kuruyor.

        Peki terör olaylarının artması CHP oylarının MHP’ye kaymasına neden olur mu?

        Bu, “Türkiye birdenbire neden terör ortamına geçti?” sorusuna verilecek cevaba bağlı. Oy getirir mi bilmiyorum ama bu konuda uzlaşmaya en yatkın parti biziz. Hiçbir şekilde taraf olmayan tek parti CHP... Türkiye’nin sorunu yüksek bir duygusallık düzeyinde olması. Diğer 3 parti her gün bu duygusallığı körüklüyor. Siyasetin serinkanlı düşünen, aklını kullanan siyasetçilere ve soğukkanlı, ağırbaşlı bir partiye ihtiyacı var.

        “Türkiye’nin sorunu yüksek bir duygusallık düzeyinde olması. Diğer 3 parti her gün bu duygusallığı körüklüyor. Siyasetin serinkanlı düşünen, aklını kullanan siyasetçilere ihtiyacı var. Taraf olmayan tek parti CHP”

        CHP’den HDP’ye kayan emanet oylar bu seçim CHP’ye geri döner mi?

        Bir bölümü dönecektir. HDP için yapılan bütün araştırmalarda oyları yüzde 12’nin üzerine çıkıyor. Bizim barajsever bir seçmenimiz var. Geçen seçimlerde de baraja takılmasın diye MHP’ye oy verenler olmuştu. Seçmenimizin eğitim düzeyi yüksek ve siyaseti yakından takip ediyorlar. Rejimin otoriterleşmesinden çok fazla rahatsız oluyorlar ve stratejik olarak HDP’ye oy veriyorlar. Yine de ben önemli bir bölümünün bu seçimde geri geleceği kanısındayım.

        ‘KÜRTLERİN CHP’YE KARŞI BAKIŞI DEĞİŞİYOR’

        Bu sefer Kürt sorununa daha yüksek sesli bir çözüm önerisi getirdiğinizi söylemek yanlış olmaz sanırım...

        Aslında vaatler bölümü hemen hemen aynı kaldı ama CHP olarak barış süreci için başından itibaren söylediklerimizi daha iyi formüle etmeye çalıştık. Genel başkanımız “Bu sorunu çözmek isteyen parti samimi olmalı, başka bir siyasi hesabı olmamalı, çözüm toplumsal mutabakata dayanmalı” demişti. Eskiden beri söylüyoruz, bu süreç diğerleri dışarıda bırakılarak, kapalı kapılar ardında değil, herkesin izleyeceği bir müzakere ortamında yapılmalı. Aksi halde süreç belli bir yerden sonra hukuk engeline takılıyor. Herkesle görüşülebilir ama görüşmeyi yapacak kimseler Meclis’te kurulacak komisyona karşı sorumlu olmalı. Bunun için de AKP’nin modelinden farklı olarak ‘Akil Adamlar’ modeli önerdik.

        Peki, bu önerileriniz karşılık bulacak mı? Güneydoğu’da oylarınızın artma ihtimali var mı?

        Kürtlerin CHP’ye bakışında kesinlikle değişim var. Erdoğan’a güvenleri azaldı. “Her şeyi o anki menfaatine göre yapıyor” diyorlar. AKP hayal kırıklığı yaşatınca CHP’yi barışın muhatabı olarak görmeye başladılar. Bizi daha yapıcı buluyorlar. Başından itibaren aynı yerde duruyor olmamız güven yarattı.

        Sahil kısmına sıkışmış CHP tablosu bu sefer değişir mi yani?

        Bilemiyorum ama sahil şeridi deyip geçmemek lazım. Ankara’yı içine alırsanız, Türkiye nüfusunun yüzde 70’lik kısmı sahillerde yaşar. Türkiye’nin sosyoekonomik açıdan en çok geliştiği, en çok göç alan bölgeleridir. Sahilden oy almak iyi bir şeydir yani. Ayrıca Türkiye’nin eğitim düzeyi yüksek insanlarından oy alıyor olmak ayıp bir şey değildir. Bunlar ne zengindir, ne tuzu kurudur, ne de sermayedir. Türkiye nüfusunun yüzde 5’i öğretmen ailesidir. Eğer CHP daha çok öğretmen oyu alıyorsa bu utanılacak bir şey değildir.

        "AKP hayal kırıklığı yaşatınca Kürtler CHP’yi barışın muhatabı olarak görmeye başladı"

        ‘CHP İKTİDARA GELECEK ALGISI YERLEŞTİĞİNDE OYLARIMIZ ARTACAKTIR’

        7 Haziran’da oylarınızı fazla artıramayıp yüzde 25 almanızı nasıl açıklıyorsunuz? Eksik olan neydi?

        “HDP baraja takılmasın” diyen bir kesim vardı. Bu bize yüzde 1.5-2 oranında oy kaybettirdi. Vaatlerimiz çok güzeldi, çok da beğenildi. Genel başkanımızın koalisyon kurma sürecide takındığı tavır da parti oylarını aşan bir takdir topladı. Sorumlu CHP imajı yerleşti. Vaatlerimizi beğenenler, “Güzel konuşuyorsunuz da iktidar olabilecek misiniz?” diye soruyor. Biz şimdi iktidar olma iddiamızla mevcut algı arasındaki uçurumu kapatmaya çalışıyoruz. O yanlış algı kırılınca durum değişecek. Bundan önce yüzde 1’lik bir oy farkını bile zor yakalıyorduk ama “CHP iktidara gelecek ve vaatlerini yerine getirecek” algısı yerleştiğinde oylarımız hızla artacaktır.

        ‘GEÇEN SEFER KENDİMİZİ YETERİNCE ANLATAMADIK’

        Geçen seçimde “Asgari ücret 1500 TL”, “Emekliye 2 maaş ikramiye” gibi ekonomik vaatleriniz ön plandaydı. Bu seçimde de ekonomik vaatleri vurgulayacak mısınız?

        Bunlar daha çok ekonomik içerikli sosyal politika vaatleriydi. Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin ve İngiliz İşçi Partisi’nin bütün kongrelerini izliyoruz. Onlar bütün toplum kesimlerini tek tek yakalayacak temel söylemleri belirliyorlar. Biz de geçen seçimde Türk siyasetinde ilk defa bütün toplum kesimlerine hitap ettik.

        Ama bu söyleminiz fazla başarılı olamadı. Çiftçilerin ve ev kadınlarının en çok oy verdiği parti yine AK Parti oldu...

        Oy ortalamamız yüzde 25 iken emeklilerden gelen oy oranı yüzde 30-32 ise ciddi oranda emekli oyu almışız demektir. Ayrıca geçen sefer kendimizi yeterince anlatamadık, bu 2 ayı çok iyi kullanacağız. Geçen seçim ihmal ettiğimiz toplum kesimlerini de kucaklayacağız. Örneğin orman köylüleri... Ormanda çalışan veya o alan içinde yaşayan 7.5 milyon insanımız sosyal güvencesiz çalışıyor. Bu kesimlere sosyal güvence sağlayacağız. Genel başkanımız üzerinde durmadı ama gayet güzel bir girişimcilik projemiz de var. Türkiye’nin her yerinde girişimcilik üniversiteleri açarak yüksek lisans düzeyinde girişimcilik eğitimi vereceğiz.

        ‘EN ÇOK İLGİ PASSOLİG’İN KALDIRILMASINA’

        Bir de esprili Passolig’in kaldırılması vaadiniz var!

        Evet, duyduğum kadarıyla en çok konuşulan konu o olmuş. (Gülüyor.) İşin ilginç tarafı, bu vaat geçen bildirgemizde de vardı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ