Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Leyla, Yumoş, Nuno ve 2 kadının hikâyesi

        Derya ÖZTÜRK / HABERTÜRK

        Evet bugün Dünya Hayvan Hakları Günü. Köpekler, kediler, kuşlar, filler, vahşi hayvanlar... Bilselerdi bugünün onların günü olduğunu çok mutlu olurlardı herhalde. Neyse ki biz insanlar, bugünün onlara adandığının farkındayız. Biz insanlardan daha az duygusal olduklarını söyleyemeyiz. Onlar da en az insanlar kadar duygu sahibi. Bunu hayatımızda, evimizin içinde birlikte yaşadığımız hayvanlarda görmemiz mümkün. Dostumuz hayvanlarla ilişkilere iki hikâyemizin gözünden bakalım... Karadenizli Ayşe Özbay yavru ayı ve karaca ile kurduğu dostluğu, şehir yaşantısının dertleriyle boğuşan halkla ilişkiler uzmanı Şebnem Kadıoğlu ise Leyla adlı köpekle renklenen yaşamını bizimle paylaştı.

        KARACASI KAÇTI, AYISI ALINDI

        Artvin’in Arhavi İlçesi’ne bağlı Sırtoba Köyü’nde yaşayan Ayşe Özbay, 4 yıl önce “Yumoş” adını verdiği yavru ayıyı, geçen yıl da “Nuno” adını verdiği yavru bir karacayı evinde besledi. Özbay’ın yavru ayıyı evinde beslediğini duyan Milli Parklar Bölge Müdürlüğü yetkilileri, Yumoş’u Özbay’ın elinden aldı. Özbay’a Yumoş’tan geriye 4 yıl önce ayısına elleriyle su içirdiği fotoğraf kaldı. O fotoğraf ise sosyal medyada defalarca paylaşılarak büyük ilgi gördü. Geçen yıl da bir yavru bir karacayı besleyen hayvan âşığı Ayşe Özbay, karacanın kaçtığını söyledi. Özbay ile Dünya Hayvan Hakları Günü öncesi konuştuk. “Onlar evladım gibiydi” diyen Özbay, duygularını şöyle anlattı: “Köye gidiyordum. Yolun kenarında bir yavru ayı olduğunu gördüm. Korkmuştu, çok masumdu. Yanına gittim, su içirdim. Daha sonra yoluma devam edecektim. Çok masum ve çaresizdi. Kıyamadım. Yanıma alarak eve götürdüm. 4 ay boyunca besledim. Bu süre boyunca evde, bahçede, yaylada, her yerde benimleydi. Evde ben yatardım, Yumoş da diğer koltuğa veya yere yatardı. Ama onu benden aldılar. Ona çok alışmıştım. Bir parçam gitti.”

        ‘LEYLA GİZEMLİ BİR HANIMEFENDİYDİ’

        İnsanlarla köpekler arasındaki dostluğun konu edildiği halkla ilişkiler uzmanı Şebnem Kadıoğlu’nun ilk kitabı “Leyla’lı Hikâyeler”, Remzi Kitabevi’nden çıktı. Dünya Hayvan Hakları Günü öncesi yayımlanan kitap, karmaşık ve yorucu şehir yaşantısının bozguna uğrattığı bir dönemden geçen bir kadın ve ansızın çıkagelen gizemli, sabırlı, ısrarcı ve sevimli bir köpeği konu alıyor. “Kitaptaki hikâyelerin yarısından fazlası benim ve köpeğim Leyla’nın başından geçenlerden oluşuyor” diyen Kadıoğlu, “Hayatımdan çok da hoşnut olmadığım bir dönem geçiriyordum. Birdenbire ne yapacağı tahmin edilemez bir canlı çıktı karşıma. Bizim mahallede beliren bu paytak köpek öyle bir canlıydı ki yoğun çalışma hayatım, evdeki asabi kedim, köpek konusunda hiçbir şey bilmiyor olmam bana engel olamadı. Sanki onsuz yaşayamayacaktım. Hayatıma inanılmaz bir renk kattı” diye konuştu.

        ‘ONU YANIMDAN HİÇ AYIRMADIM’

        Ayşe Özbay, geçen yıl da bir yavru karacaya sahip çıkmış. Kedi-köpek beslediklerini, inekleri ve kuzuları olduğunu söyleyen Özbay, “Bir gün bahçeme bir yavru karaca geldi. Yemek ve su verdim. Gitmeyince beslemeye devam ettim. Evde koltuklara yatardı. Yanımdan hiç ayrılmazdı. Ama bana 6 bin TL ceza kesildi ancak iptal ettirmeyi başardım. Karaca da zaten kaçtı gitti” dedi. Dünya Hayvan Hakları Günü için de mesaj vermeyi ihmal etmeyen Özbay, “Ben köy insanıyım. Doğayı ve hayvanları avlayanlara devlet ceza vermeli; hayvanlara bakan, onları koruyanlara değil” diye konuştu.

        ‘HAYVANLAR İÇİN YASA 7 YILDIR BEKLİYOR’

        HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu) Kurumsal İletişim Koordinatörü Yeşim Aktan, Türkiye’de hayvanları koruyan yasaların yeterli olmadığını ifade etti. Hayvanlara zarar verenlere yönelik yaptırımlarla ilgili yasanın tam 7 yıldır Meclis’te beklediğini belirten Aktan, “HAYTAP olarak Dünya Hayvan Hakları Günü’nü, hayvanları gerçekten koruyan haklar verileceği güne kadar kutlamayacağız” dedi.

        LEYLA'NIN MACERALARINI KİTAPLAŞTIRDI

        Şebnem Kadıoğlu, Leyla’nın kitap olma sürecini de şöyle anlattı: “Buna benim köpek bakma konusundaki acemiliklerim eklenince, hem eğlenceli hem de duygusal yanları olan bir maceraya dönüştü. Arkadaşlarım ‘Yeni maceralar var mı?’ diye sormaya başladı. Böylece ‘Leyla’lı Hikâyeler’ kitap oldu. Zaten köpekten çok gizemli bir hanımefendi gibi davrandığı için önceki ailesi ona Leyla ismini vermiş. Kendi kaderini kendisi çizerken pek çok kişinin hayatını da derinden etkilemiş ve birleştirmiş. Tesadüfler sonucu Leyla’nın geçmiş hayatını keşfederken benim yolum da onun insanları ile kesişti.”

        TEDAVİ ETTİLER, DOĞAYA SALDILAR

        Dün aynı zamanda Dünya Kuş Gözlem Günü’ydü. Afyon Kocatepe Üniversitesi Başmakçı Meslek Yüksekokulu, Pamukkale Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu ve Lisinia Yaban Hayatını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi, Burdur Acıgöl’de kuş gözlem günü düzenledi. Öğrencilerin katıldığı gözlem gününde Lisinia Yaban Hayatını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavileri tamamlanan puhu, şahin ve angut doğaya salındı. Acıgöl Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri. Buraya özgü birçok türü barındırıyor. Flamingolar için önemli bir alan. Gölde gözle, 15 binin üzerinde kuş görmek mümkün.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ