Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nden BM'ye tarihi DAEŞ mektubu

        Umut TÜTÜNCÜ / GAZETE HABERTÜRK

        Suriye’de 2012’de başlayan iç savaştan bu yana bölgedeki terör tehdidini dünyaya anlatmaya çalışan ve rejimin acilen tasfiyesi yönündeki taleplerini dünyaya ileten Türkiye’nin, BM’ye gönderdiği 24 Temmuz 2015 tarihli mektubun ilk adımı, 20 Temmuz’daki kanlı Suruç saldırısıyla atıldı..

        Terör örgütü DAEŞ’in üstlendiği 32 insanın can verdiği saldırıdan 2 gün sonra 22 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile telefonda görüştü. Erdoğan’ın görüşmede, “Türkiye için DAEŞ’in milli güvenlik tehdidi olduğu, yapılan görüşmede sonuç elde edilemediği ve Türkiye’nin tek başına da her türlü tedbiri alacağı” bildirildi.

        MEKTUP, OBAMA’YLA GÖRÜŞME SONRASI KALEME ALINDI

        Bu olaydan sonra BM Güvenlik Konseyi üyelerine ve BM Genel Sekreteri’ne ‘çok gizli’ bir mektup gönderildi. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından gönderilen, BM Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Yaşar Halit Çevik tarafından 24 Temmuz’da iletilen tarihi mektupta, Türkiye’nin kararlı ifadeleri yer aldı.

        SÜREÇ BAŞLADI

        Mektupta DAEŞ konusunda tedbir alma zorunluluğu net bir dille ifade edilirken, ihtiyaç halinde Türkiye’nin aldığı ve alacağı tedbirler konusunda uluslararası toplum bilgilendirildi. İkili görüşmelerde Türkiye’nin bu konudaki hassasiyeti, mektuptaki bilgiler ve veriler sürekli olarak güncellenerek ilgili kesimlerle paylaşıldı. DAEŞ’in Türkiye için bir milli güvenlik riski olduğu, bölgede alınan tedbirlerin terör örgütü tehdidini bertaraf etmekte yetersiz kaldığı bildirildi. Türkiye’nin tek başına veya uluslararası koalisyonun desteğiyle askeri olarak harekete geçme hakkı hatırlatıldı ve sürecin başladığı bildirildi.

        ORANTILI ASKERİ TEDBİR

        Meşru müdafaa hakkını ifade eden BM Sözleşmesi 51. maddeye referansla Türkiye pozisyonunun anlatıldığı mektupta “gerekli ve orantılı askeri tedbirin” alınmaya başlandığı ve bunların devam edeceği ifade edildi. “Vatandaşlarını, sınırlarını korumak ve terör tehdidine karşı koymak amacıyla...” ifadesinin yer aldığı mektupta, Türkiye’nin milli güvenliği vurgusu yapıldı.

        ‘ULUSLARARASI TOPLUM MÜCADELE ETMELİ’

        “2011 yılında Suriye’deki rejimin, demokratik reform ve özgürlükler adına barışçıl eylemler düzenleyerek sokaklara çıkan kendi halkına karşı savaş açma kararından bu yana Suriye halkının maruz kaldığı katliam, ıstırap ve güçlükler gün geçtikçe artmaya devam ediyor. (...) Suriye halkının yaklaşık yüzde 10’unun Türkiye’de yaşamasıyla da Türkiye kendi açısından bu savaşın getirdiği başka bir zorluğa göğüs geriyor. Çatışmanın başlamasından bu yana Suriye’den gelen tehdit ve saldırılarla karşı karşıya kaldık. (...)

        BM Güvenlik Konseyi kararları, DAEŞ tehdidinin ve uluslararası toplumun bu örgütle mücadele etmesi gerekliliğinin altını çizdi. 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta 32 vatandaşımızın hayatına mal olan terör saldırısı, Türkiye’nin DAEŞ’ten kaynaklanan açık ve yakın saldırıların tehdidi altında olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. (...)

        Belli ki, Suriye’deki rejim, Suriye kaynaklı ve Türkiye’nin ve halkının güvenliğini tehlikeye atan bu tehditleri önlemekte ne yeterli ne de isteklidir. BM Sözleşmesi’nin 51’inci maddesi çerçevesinde, tek başına ya da kolektif şekilde kendini savunmak, uluslararası hukuka göre doğal hakkımızdır.

        Buna dayanarak, Türkiye, Küresel Koalisyon’un üyeleriyle koordinasyon içinde hareket etmek de dahil olmak üzere, Suriye’deki DAEŞ’e karşı kendi vatandaşlarını ve topraklarını korumak ve terör tehdidine karşı koymak için gerekli ve orantılı askeri hamleleri başlatmıştır...”

        ERDOĞAN’DAN ‘HAZIR OLUN’ TALİMATI

        Türkiye’nin tarihi mektubunun ardından DAEŞ’in Türkiye içinde saldırıları yoğunlaştı. Emniyet İstihbarat ve MİT’in yoğun çalışmalarıyla onlarca saldırı önlendi. DAEŞ’in Türkiye’ye yönelik saldırıları ve istihbaratla önlenen saldırı planları sonrasında Ankara’da kritik güvenlik toplantıları yapıldı. Bu toplantılarda, Türkiye’nin sabrının kalmadığı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı konusunda mutabık kalındı.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da orduya “Hazır olun” talimatı verdiği belirtildi. Erdoğan’ın, “Vatandaşlarımızın can güvenliği ve sınır güvenliği tehdit altında. Milli güvenliğimiz gerektiriyorsa, tek başımıza hareket etmeye hazır olun” talimatı verdiği, tüm kurumların bu yönde hazırlıklarını tamamladığı belirtildi.

        3 ÖNEMLİ HASSASİYET

        HABERTÜRK’e bilgi veren üst düzey bir yetkili “Mülteci göçü, DAEŞ tehdidi ve muhaliflerin zayıflaması Türkiye’yi rahatsız eden, bölgedeki krizi büyüten 3 önemli başlık. Uluslararası toplum, DAEŞ ile mücadeleyi sürdürse de kapsamlı bir harekâta hazır olmadığını söylüyor. Bu Türkiye’nin güvenlik ihtiyacını karşılamıyor” dedi. Aynı yetkili, Türkiye’nin Rusya’nın bombardımanına hedef olan Türkmenlere her türlü desteği verdiğini de kaydetti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ