Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Moğolistan’da göçebe çadırında kaldı, Çin Seddi’nde yağmura yakalandı

        Öznur KARSLI / GAZETE HABERTÜRK

        Düşündüğünüz gibi değil, aslında onların çok da paraları yok... Yani belki çoğumuz gibi ortalama bir maaşa çalışıyorlar. Sadece araba, plazma televizyon ya da arsa almak, her sene cep telefonunu yenilemek gibi bir dertleri yok. Bunun yerine para biriktirip, belli bir rotada en uygun imkânlarla yolculuk seçeneğini tercih ediyorlar. Lüks otellerde kalmak restoranlarda yemek yemek gibi bir dertleri de yok. Onlar için önemli olan yeni insanlar yeni dünyalar keşfetmek... Yabancı gezginlere özenirdik ama artık ülkemizde de gezgin sayısı hızla artıyor... Sizin de böyle bir hayaliniz varsa eğer onları internet üzerinden takip etmeniz yeterli oluyor... Yerli gezginlerimizi tanıtmaya devam ediyoruz...

        TUĞÇE MAKARNACI: GÜNLÜK BÜTÇEM 30 TL

        Tam bir seyahat tutkunu olan Tuğçe Makarnacı da (31) hayatından sıkılıp kendini önce doğaya sonra dünyaya salan bir gezgin. Uluslararası ilişkiler uzmanı İzmirli Tuğçe Makarnacı, 12 yaşında “Tibet’te 7 Yıl” filmi sonrasında kafaya koymuş gezip görmeyi... Ancak okul, iş, para, zaman gibi bahaneler üretip sürekli ertelediği hayalinin peşine, çalıştığı işyerinden ayrılmakla düşmüş. Gerisini ise ondan dinleyelim:

        “6 aylık tur, Kasım 2014’te başlayıp Nisan 2015’in sonunda bitti. Maddi olarak pek bir hazırlık yapmadım. Düşük bütçeli seyahat eden birisiyim, günlük bütçemi 30 TL olarak belirledim. Gittiğim ülkeler genellikle ucuzdu ve ben paramın yetmediği yerde durup çalıştım da. Yeme içme konusunda neredeyse hiç sıkıntı çekmedim diyebilirim. Güneydoğu Asya mutfağı benim için cennet gibiydi. Hatta ilk adım attığım ülke olan Tayland’dan ayrılırken, kilo aldığımı fark ettim. Yemek konusunda tek zorlandığım ülke Malezya oldu.

        Yola çıkarken risk alıp, sağlık sigortası yaptırmadım. 6 ay boyunca iki kez hastalandım. Birincisi gezgin ishali olarak adlandırılan bir ishal ve kusma... İkinci de ufak bir dizanteri vakası atlattım. En çok zorlandığım ülke kesinlikle Hindistan oldu. Öyle bir yer ki, hüngür hüngür ağlatıp ülkeyi terk etme noktasına getirebilirken, akşamına dünyanın en mutlu insanı edebiliyor.”

        İnternet sitesi için tıklayınız.

        ‘ROTAMI HALK BELİRLEDİ’

        “Kafamda gitmek istediğim ülkeleri ve genel taslak belirledim. Bir sonraki destinasyonu da gittiğim yerlerde seyahat eden diğer kişilere ya da yerel halka sorarak belirledim. O nedenle kafamdaki rota Tayland - Kamboçya - Laos - Tayland - Malezya - Hindistan iken, Tayland - Malezya - Endonezya - Tayland- Kamboçya - Malezya - Hindistan şeklinde oldu. Küçük bir Güneydoğu Asya turu yaptım. 6 ay sürdü turum. 5 ülke 6 ay olmasına rağmen halen görmek istediğim birçok yer var.”

        ‘CENAZEYE DE GİTTİM, DÜĞÜNE DE’

        “Gittiğim ülkelerde turist gibi gezmektense, insanların hayatlarına dahil olmayı seçtiğim için cenazeye de gittim, düğüne de, dini törenlere de. İçlerinde en özeli, sanırım yanlışlıkla ortasına düştüğüm cenaze töreni idi. Bir gece Tayland Kanchanaburi’de tapınakları dolaşırken, müzik sesi duyunca tapınağın içine girdim ve birden cenaze töreninin ortasında buldum kendimi. Herkes bana bakıyordu dik dik. Ne yapacağımı bilemedim önce, sonra bir deli cesareti ile soktum kamerayı çantaya, ayine katılan insanların yanına oturdum. Ne yapıyorlarsa, aynısını yaptım.”

        ALPER METİN: KÖY DÜĞÜNÜNDE HALAY ÇEKTİ

        ‘Seyahat özgürlüktür’ mottosuyla yaşayan Alper Metin namıdiğer Çelebi Alper... O, Eyfel Kulesi’ni, Londra’yı henüz gidip görmese de Küba’nın turist geçmeyen kasabalarını, Ermenistan’ın virajlı yollarını, Moğolistan’ın ıssız bozkırlarını, Uruguay’ın yolsuz ve elektriksiz balıkçı köyü Cabo Polonio’yu yakından gördü. Orhun Yazıtları’na ayak bastı. Hatta Moldova’da köy düğününde halay bile çekti.

        Az gidilen yerleri keşfetmeyi seven Metin, “Güzel memleketim Şarköy’de çocukluğum yazları her gün denizde geçer, kışları soğuk ve ıssız bir yalnızlığa bürünürdü. Coğrafya ansiklopedilerine saatler boyu dalar, okuduğum ülkeleri hayal ederdim. İsmi bile tuhaf gelen yerlere gidebileceğim aklımın ucundan geçmezdi. Ama Çin Seddi’nde yağmura yakalanıp iliklerime kadar ıslandım, Uruguay’da silahlı soyguna uğradım ama hiç şikâyet etmedim. Gezdiğim 42 ülkeden ‘Keşke oraya gitmeseydim’ dediğim tek yer yok” diyor. Metin’in her yaz 1 ay süreyle yaptığı seyahatlerde harcadığı toplam para ise birkaç istisna ülke dışında 2500-4000 TL. Ucuza konaklamanın püf noktalarını; “Moğolistan’da göçebe çadırı, Estonya’da komün evi gibi sıradışı yerlerde de kaldım. Bazı ülkelerde bir ailenin evinde oda kiralıyorum. Bazılarında ucuz otellerde kalıyorum. Üyesi olduğum site sayesinde gezginlerin evlerinde kalıyorum” diye anlattı. Metin, en çok etkilendiği seyahatlerden birini ise şöyle anlatıyor: “Moldova’nın Stefan Voda Köyü’nde 24 saat süren geleneksel bir düğüne katıldım. Gelin ve damata hediye sundum, halay çektim, konyak içtim, tütsülenmiş kaz eti ve envai çeşit yemekler yedim.”

        İnternet sitesi için tıklayınız.

        EN UCUZ ÜLKELER

        Metin dünyanın en ucuz ülkelerinin çoğunlukla Güney Amerika, Asya, Afrika ve Doğu Avrupa’da yer aldığını söylüyor ve dünyayı ekonomik fiyatlara gezmek isteyenlere şu listeyi sunuyor: Hindistan, İran, Kamboçya, Paraguay, Pakistan, Gürcistan, Tayland, Bulgaristan, Sırbistan.

        ASIM GÜNEŞ

        339 GÜNDE 2 KITAYI DOLAŞTI, 6 MİLYON ADIM ATTI

        Gazeteci Asım Güneş, mesleğinde biriktirdiği 20 yılın ardından “Kariyer peşine düşeceğim yaşta kariyerden düştüm” diyerek 2010 yılında önce işini bıraktı sonra da kendini suyun akışına... 2000’lerde başladığı doğa sporlarının da etkisiyle yüksek binalarda cam silme üzerine yoğunlaştı. Bu işi bir süre sonra zirvede bırakıp yollara düşme kararı aldı. Yatırım amaçlı aldığı evini sattı. 120 metrekarelik evin 40 metrekarelik bölümünü ayırdı. “Geriye dönersem eğer 3+1 değil de 2+1 bana yeter” diye düşündü. Kısaca bir odaya dünyayı sığdırdı. Güney Afrika’dan başladığı seyahati 339 gün sürdü, 2 kıtayı dolaştı. Tam 6 milyon 196 bin 582 adım attı... Bir başka deyişle 3 bin 718 kilometre yürüdü, yani İstanbul-Londra arası kadar... “Bu hayalin planlaması, gerçekleşmesi uzun süre aldı. ‘Bir sabah uyandım, çantamı toplayıp yola vurdum kendimi’ şeklinde değildi. İlk iş olarak İngiltere’ye gidip İngilizce’mi ilerlettim. Türkiye’ye dönüp hayalimin geri kalan kısmını planladım. Dünya turu yapanların hikâyelerini okuyup elimden geldiğince işime yarayacak bilgileri toplamaya çalıştım” diyen Güneş hikâyesini şöyle anlatıyor:

        İLK DURAK GÜNEY AFRİKA

        “Güney Afrika’ya uçak bileti ve pasaportumu alıp vurdum yola. Cape Town’dan Durban’a giden Garden Route özellikle görülmesi gereken yerlerden. Hint Okyanusu sahili boyunca Vasco de Gama’nın izini takip etmek harika bir tecrübe. Sonraki durak Mozambik, ardından ver elini Tanzanya. Ünlü Serengeti Parkı bu ülkede. Safari sonrası da dinlenmek için Zanzibar Adası olmazsa olmazlardan. Afrika’dan sonraki durak Sri Lanka. Donma tehlikesi atlatsam da 11 ayda şahit olduğum en güzel gün doğumu Sri Lanka’daki Adams Tepesi’ndeydi. ”

        Gazeteci Asım Güneş, mesleğinde biriktirdiği 20 yılın ardından “Kariyer peşine düşeceğim yaşta kariyerden düştüm" diyerek 2010 yılında önce işini bıraktı sonra da dünyayı dolaştı. Bu da Afrika’dan renkli bir kare...

        NEPAL’DE NEFES ALMAK...

        “Hindistan’ın karmaşasından sonra Nepal nefes almak ve rahatlamak için doğru adres. Dünyanın çatısında, Anapurna Dağı’nın ana kampına yaptığım yürüyüş benzersiz bir deneyimdi. Nepal depreminden bir gün önce Katmandu’dan Bangkok’a uçtum. 15 yıl önce gittiğim Tayland’ın yerinde yeller esiyordu. Fakir ama onurlu halk gitmiş yerine daha zengin ama çıkarcı bir halk gelmiş. Projemin ilk ayağındaki son ülke ise Endonezya oldu. Beni en zorlayan yolculuğu da burada yaptım. Yogyagarta’ya 90 saatlik otobüs yolculuğu sınırlarımı test etti. Aktif yanardağlarını gezdiğim Endonezya gezimi ise Bali’nin harika plajlarında bitirip Kuala Lumpur üzerinden İstanbul’a geri döndüm. Yaklaşık 9 bin dolar harcadım ki bu ayırdığım paranın yarısı. Şimdi Amerika’dan başlayıp Güney Amerika’ya doğru geçmeyi planlıyorum.”

        216 METREDEN BUNGEE JUMPING

        -“Yemek kültürü pek gelişmiş biri olmadığım için ne bulursam onu yedim. Gittiğim yerlerde yöre halkını takip ediyorum. Bizdeki esnaf lokantaları gibi. Fırsat buldukça da kendi yemeğimi yapıyorum.

        -Çoğunlukla ucuz hostellerde konakladım.

        -Güney Afrika’da dünyanın en yüksek bungee jumping’ini yaptım. 216 metre yükseklikteki köprüden atladım.

        -Mozambik’in Tofo Sahili’nde balina köpekbalıklarıyla yüzdüm.

        -Hindistan’ı en güney ucundan kuzeydeki Amritsar’a kadar geçtim. Jodhpur’da katıldığım Holi Festivali’nde yüzlerce kişiyle birlikte birbirimizi boyadık.

        -Tayland’da Suan Mokkh Tapınağı’nda 10 günlük sessizlik meditasyonuna katıldım. Kimseyle konuşmadan, hiç ses çıkarmadan 10 gün boyunca meditasyon yaptım.

        -Malezya Taman Negara’da dünyanın en yaşlı (130 milyon yıl) yağmur ormanlarında 4 gün geçirdim.

        YARIN: Deniz, hem evleri hem rotaları oldu. Bisikletle işe gidip gelirken kendini Afrika’da buldu. Kadınlar için iki teker üzerinde Türkiye’yi turladı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ