CHP Lideri Kılıçdaroğlu Almanya’da basın toplantısı düzenledi

GAZETE HABERTÜRK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya’ya yaptığı 2 günlük ziyaretin son gününde ilk olarak Berlin’de Almanya Şansölye Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ile görüştü.

Almanya Federal Meclisi Bundestag’da gerçekleşen görüşme sonrası Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Lideri Sigmar Gabriel, Göç ve Mültecilerden Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz ve dışişleri bakanlığı nezdindeki Devlet Bakanı Maria Böhmer ile bir araya geldi.

SPD Türkiye Koordinasyon Grubu’nun toplantısına katılan CHP Lideri, öğle saatlerinde bir basın toplantısı düzenledi, akşam da partililerle buluşma etkinliğinde konuştu. Kılıçdaroğlu, basın toplantısında yaptığı görüşmelere ilişkin şu bilgileri verdi:

ELİNİ CEBİNE ATMALI

Mülteci konusu gündeme geldi. Türkiye, Suriyeli mülteciler konusunda üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır, yapmaya da devam ediyor. Ama Batı’nın katkı vermesi lazım. Sorunun çözümü mültecileri yasaklayarak değil, Suriye’deki savaşı sonlandırmakla olur.

DOKUNULMAZLIK

Kürsü dokunulmazlığı hariç, bütün dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini, parti programımızda da bunun yazılı olduğunu kendilerine ifade ettik. Ama dokunulmazlıkların kaldırılması için bir anayasal değişikliğe gitme zorunluluğunun olmadığını, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin arzu ettiği milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarını genel kurula indirip salt çoğunlukla kaldırabileceklerini de ifade ettik.

TERÖRLE MÜCADELE

Tüm görüşmelerimizde, terörle mücadelenin her ülkenin hakkı olduğunu, terörün bir insanlık suçu olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin terörle mücadele konusunda yaptığı çalışmaya kimsenin bir şey söyleyemeyeceğini ifade ettik. Zorlandığımız konulardan biri de Türkiye’nin bozulan imajı oldu. Türkiye’de daha fazla kendisini gösteren otoriter yapının AB’nin bütün yöneticilerini rahatsız ettiği bizlere aktarıldı.

ÇİFTE STANDART

Vize beklentisinin sadece iktidarın değil aslında bütün yurttaşların beklentisi olduğunu, bu konuda AB’nin daha esnek davranmasının daha güzel bir sonuç doğurabileceğini kendilerine aktardık. Sonuçta hükümetin bir taahhüdü var ve bu taahhütlerin şu veya bu şekilde yerine getirileceğini kendilerine ifade ettik. Hemen hemen her görüşmede, AB’nin Türkiye’ye yönelik çifte uygulamalarını bırakması gerektiğini söyledik. Türkiye’nin AB açısından kolay hazmedilen bir ülke olmadığını biliyoruz, ama bu bize çifte standart uygulamanın gerekçesi olmamalıdır.

AĞIZLARININ PAYINI VERECEĞİM

(“Başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz” sözlerine gelen eleştiriler) Türkiye’deki tartışmaları buraya taşımak istemiyorum. Dönünce ağızlarının payını vereceğim. Kimse meraklanmasın. Kılıçdaroğlu, CHP’lilerle buluşmasında ise şunları söyledi:

(“Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” sözlerine ilişkin soruşturma haberleri) Sanıyorlar ki savcı fezleke düzenleyecek, biz de korkacağız. Siz kim oluyorsunuz da sizden korkacağız? Senin makamın ne olursa olsun, benim makamım ne olursa olsun ben haklıysam sonuna kadar direneceğim, ta ki demokrasiyi Türkiye’ye getirinceye kadar.

(Siyasetçinin ahlaklı olması gerektiğini ifade ederek) Sevgili Peygamberimiz “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” demiştir. Tüm dinlerin ortak temeli ahlaktır. Ahlaklı insan saygın insandır, akil adamdır. Siyasette de ahlak olmalıdır.

(Türkiye’de tam demokrasi ve özgürlüklerin temelinin atılması gerektiğini kaydederek) Devrimler kolay gerçekleşmez, devrimleri gerçekleştirmek için serde bedel ödemek vardır. Bedel ödemeden bir şey yapmak mümkün değil. Bedel ödemekse sonuna kadar ödeyeceğiz, yeter ki tam demokrasi ve özgürlüğe kavuşulsun.