Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Hizbullah davasında sanıklar konuştu

        Türkiye'nin çeşitli kentlerinde 156 kişinin öldürülmesi 80 kişinin yaralanması ile tehdit, işkence, kundaklama ve bombalama eylemleri yaptıkları gerekçesiyle haklarında 9 yıl önce dava açılan 23'ü tutuklu 34 sanıklı Hizbullah ana davasında sanıklar son savunmalarını yapmaya başladı.

        Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Beykoz'da örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun ölü ele geçirildiği operasyonda yakalanan örgütün üst düzey isimlerinden Edip Gümüş ile sözde askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar en son kendilerinin savunma yapmak istediklerini söyledi. Cumhuriyet savcısı önceki celselerde sunulan 521 sayfalık mütalaasını tekrarladı.

        23 SANIK HAKKINDA ÖMÜR BOYU İSTENDİ

        Cumhuriyet savcısı mütalaada; sanıklar Edip Gümüş, Cemal Tutar, Fuat Balca, Mehmet Feysel Bozkuş, Abdulkerim Kaya, Mehmet Varol, Mustafa İpek, Mahmut Demir, Kemal Gülşen, Yunus Avcı, Sinan Yakut, Mehmet Ezme, Şeyhmus Kınay, İsmail Kınay, Yusuf Begiç, Abdulvahap Ekinci, Mehmet Veysi Özel, Rıfat Demir, Mehmet Beşir Acar, Mehmet Tahir Ak, Mehmet Sudan ve Mehmet Garip Özer'in TCK'nın 146/1 maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını talep etti.

        Savcı ayrıca Almanya'da 2008 yılında yakalanarak Türkiye iade edilen Cihan Yıldız hakkında da ağırlaştırılmış hapis cezası istedi.

        Savcı ayrıca, Tutuksuz sanıklar Fahrettin Özdemir, Ramazan Akyol, Mehmet Nurettin Karabulut, Abdulkuddus Yersiz ve Gazi Kavan ile gıyabi tutuklu Ejder Arpa'nın "silahlı Hizbullah Terör Örgütü Üyesi Olmak" suçundan 314/2 maddesi uyarınca 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.

        Tutuklu sanıklardan Yunus Avcı ve Mehmet Feysel Bozkuş'un ifadelerinin, Hizbullah terör örgütünü çökertecek nitelikte görülmediğinden ?pişmanlık yasasından' faydalandırılmamasını isteyen Savcı , tutuksuz sanıklardan Abdulkuddus Yersiz'in verdiği bilgiler nedeniyle yararlandırılmasını istedi.

        Cezaevinde rahatsızlanarak yaşamını yitiren tutuklu sanıklardan Turan Arı hakkındaki davanın düşürülmesini talep eden savcı, tutuksuz sanıklar Fahrettin Duman ve Fehmi Gürsul'un beraatlarını kararı verilmesi yönünde görüş bildirdi.

        "EV DEDEMİN KARDEŞİNE AİT"

        Sanıklardan Mehmet Ezme, Diyarbakır'ın Balıkçılar Semti'nde 1999 yılında 13 cesedin bulunduğu evin dedesinin kardeşi Mehmet Ezme'ye ait olduğunu kendisinin köyde ikamet ettiğini isim benzerliği nedeniyle tutuklandığını ifade ederek tahliyesini talep etti.

        "HİZBULLAH ALLAH İSTEĞİYLE KURULDU"

        İslam tarihi ve haçlı seferlerini anlatarak savunmasına başlayan sanıklardan Mahmut Demir, haçlı seferleriyle yıkılamayan Osmanlı ve hilafetin, batılı güçlerin başka yollarla yıktığını iddia etti. Misyonerlik faaliyetleriyle Müslümanların arasına girerek Hıristiyanlığın yaygınlaştırılmaya çalışıldığını ifade eden sanık Demir, " Bu güçler, daha sonra televizyonla gençlerimizi, spor, bilardo, kahve, içki, kumar ve faizle yozlaştırarak, İslam dininin gereklerini yerine getirmemek için çabaladılar. Hizbullah bu dönemlerde hoşgörüyü, barışı kardeşliği anne ve babaya, komşuya saygıyı emreden İslam'ı yeniden Müslümanlar arasında tesis etmek için Allah tarafından getirildi. Daha sonra sapkın ideoloji olan Marksiz Leninist düşüncedeki PKK, İslam dinini yaşamaya çalışan Müslümanlara yönelik saldırılara başladı. Ben bu dönemde sapkın ideolojilerden nefret eden bir Müslüman olarak Hizbullah ile tanıştım. Her geçen gün uyuşturucu ve ahlaksız kadınlarla okullarda gençlerimizi uyuşturucuya, sapkın yollara sevk ediyorlardı. Okullardaki bu gençleri kurtarmak için çalıştıkça PKK'nın saldırıları artı. Köylere baskın yapan bebek, kadın ve yaşlı demeden katliam yapan PKK, Hizbullah cemaatine mensup ailelere yönelik roketli saldırılar, köy baskınları yapmaya başladı. Amerika ve Avrupa ülkeleri televizyonlarla kendi sapık kültürünü yaygınlaştırmaya başladı. Biz bu dönemde gençleri korumak için, Allahın emrettiği Kuran-ı Kerim öğrenmeye, öğretmeye ve öğretmeye çalıştık" dedi.

        Hizbullahçı Demir, Firavun, Nemrut'tan hesap sorulduğunu ve PKK ile dış devletlerin sapkın düşüncelerinden hesap sorulması gerektiği bir dönemde Allah'ın emriyle Cihat için Hizbullah'ın kurulduğunu söyledi. Gözaltında işkenceyle ifadesinin alındığını da iddia eden Mahmut Demir, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ve tahliyesini talep etti.

        Mahkeme heyeti sanık Mahmut Demir'in 14 sayfalık yazılı ifadesini okumasından sonra, sanıkların üzerilerine atılı suçlamalarla ilgili savunma yapmasını, savunmalarında vaaz veya propaganda yapmaması yönünde uyardı.

        Sanıklardan İsmail Kınay, Müslüman olduğunu ve çocuklarının İslami değerlerle yetişmesini istediğini, Müslümanlara sempatisinin olduğunu ancak örgütsel hiçbir bağla bunları yapmadığını söyleyerek 60 yaşında olduğu için tahliyesini talep etti.

        "DİYANETİN GÖREVİNİ YAPTIK"

        Hizbullah'ın kurucularından ve camiler sorumlusu olduğu ve eylem talimatları verdiği gerekçesiyle yargılanan sanıklardan Mehmet Sudan ise, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın boşluğunu doldurmaya çalıştıklarını söyledi. İslami değerlerden yoksun bir gençliğin yetiştiği 1990'lı yıllarda cami imamlarına Kuran dersi vermeleri yönünde talepte bulunduklarını ifade eden Sudan, "Bu teklifimiz imamlar tarafından kabul edilmedi. O dönemde camilerde resmi kurumlar gibi mesai ile açılıp kapanıyordu. Diyanet görevini yerine getirmeyince Diyarbakır ve Batman'da camilerde Kuran dersi vermeye başladım. Ayrıca bazı camilerde Kuran bilenlerin bilmeyenlere öğretmesini istedim. Bu konuyla ilgili sıkıntı veya işleyişi cemaat liderine rapor ettim, gelen talimatlar doğrultusunda hareket ettim. Ancak eylem talimatı vermedim. Zaten askeri ve kültürel yapılanmalar ayrı ayrıdır. Zaten cemaatlere bakıldığında başında ya bir imam veya bir şeyh bulunur. Tek isim, her şeyi yönlendirir ve talimat verir. Benim üzerime ifade veren kişiyi camide tanıdım. Kuran kursuna gelen kişi askeri kanata alınması durumunda, cami ile ilişkisi kesilirdi, bunu da lider belirlerdi" diye konuştu.

        Dönemin 3 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde örgüt üyeliğinden 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığını ve cumhuriyet savcısının da bu yönde karar verdiğini anlatan sanık Sudan, "Mahkeme heyeti benim Hizbullah ana dava dosyasındaki şahıslarla birlikte yargılamama karar verdi. Akabinde de hakkımda eylem talimatı verdiğim gerekçesiyle hakkımda ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Benim hakkımda delil olsaydı o dönem karar verirlerdi" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ