Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Oda TV iddianamesi kabul edildi!

        Ergenekon soruşturması kapsamında Oda TV'de yapılan aramalara ilişkin eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 14 şüpheli hakkında düzenlenen iddianame, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

        İşte iddianamenin tam metni

        Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın hazırladığı 134 sayfalık iddianamenin Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yeni açılan özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince incelenmesi tamamlandı.

        Mahkeme, iddianamenin kabulüne karar verdi.

        İDDİANAMEDEN ÖNE ÇIKAN BÖLÜMLER

        ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalara ilişkin hazırlanan İddianamede, ''Ergenekon silahlı terör örgütü''nün bir medya yapılanmasının olduğu, bu medya yapılanması vasıtasıyla kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığının, kaos ve düzensizlik ortamı oluşturma maksatlı provokatif eylemlerinin toplumda sansasyonel etki oluşturabilmesini sağlamak amacıyla medya yapılanması alanında çalışmalar yaptığının tespit edildiği kaydedildi

        İddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün bu amaçlarına ulaşabilmek için gerçekleştirdiği faaliyetlerine yönelik yürütülen soruşturmalar neticesinde, silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, halkı yürütme organına karşı silahlı isyana tahrik etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, terör örgütüne ait silahları depolamak, genel güvenliği kasten tehlikeye sokacak şekilde patlayıcı madde bulundurmak ve kullanmak, nitelikli kasten öldürmeye azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri çalmak, temin etmek, yasaklanan bilgileri temin etmek, açıklamak, kişisel verileri kaydetmek gibi suçlardan birçok şüpheli hakkında farklı tarihlerde iddianameler düzenlendiği belirtildi.

        ÖRGÜTÜN MEDYA YAPILANMASI

        Örgütün yöneticileri, üyeleri ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalar sonucunda, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün bir medya yapılanmasının olduğu, bu medya yapılanması vasıtasıyla kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı belirtilen iddianamede, kaos ve düzensizlik ortamı oluşturma maksadı amaçlayan provokatif eylemlerinin toplumda sansasyonel etki oluşturabilmesini sağlamak amacıyla medya yapılanması alanında çalışmalar yaptığının tespit edildiği kaydedildi.

        İddianamede, ''ERGENEKON-Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Strateji Geliştirme Projesi'' isimli temel örgütsel dokümanda da, medyanın işlevi ve toplum üzerindeki etkilerinden bahsedilerek, örgütün kendi medya kuruluşlarını oluşturması ve mevcut medya kuruluşlarını da kontrol altına alması gerektiğinin bir strateji olarak benimsendiğinin anlaşıldığına yer verilen iddianamede, bugüne kadar örgütün medya yapılanmasına yönelik yapılan çalışmalarda, örgütün Ulusal Kanal, Avrasya Tv, Aydınlık dergisi, Cumhuriyet gazetesi, Strateji dergisi, Kanal B, Vatanseverinfo ve Acikistihbarat isimli web siteleri gibi medya organlarının bir kısmını kurdurduğunun, bir kısmını da kontrol altına alarak yönlendirdiğinin anlaşıldığı ve daha önceki iddianamelerde bu medya organları aracılığıyla yürütülen faaliyetlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı belirtildi.

        ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün güncel medya stratejisini ortaya koyan ''Ulusal Medya 2010'' isimli dokümana bakıldığında, daha önce ele geçirilen ''Ulusal Medya 2001'' isimli dokümanla benzerlik gösterdiğinin görüldüğü anlatılan iddianamede, ancak ilk defa Odatv'den ele geçirilen ''Ulusal Medya 2010'' dokümanında, örgütün medya yapılanmasını yeniden şekillendirmek ve özellikle ''Ergenekon'' davasının görüldüğü süreçte medya organlarının ne tür stratejiler uygulayacağını belirlemek amacıyla yakın zamanda hazırlanan örgütsel bir doküman olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

        ''HOCADAN NOTLAR'' DOKÜMANI

        İddianamede, Oda TV'den ele geçirilen hard disk içerisinde silinmiş bölgede bulunan ''Hocadan Notlar'' başlıklı bir belgede, Yalçın Küçük'ün talimatlarını içeren örgütsel notlar olduğu görüldüğü kaydedildi.

        Belgenin içeriğine bakıldığında ''Örgütün Öcalan'ın kontrolünde olduğunu sürekli vurgula. Örgütü zayıf gösterecek yayınlardan uzak dur. PKK'yla ilgili sıkıntı çıkaracak haber yapılmaması konusu... Örgütü tek bir yapı olarak lanse etmeli. Örgüt Kürt hareketinin tek temsilcisi. Pehlivan'a söyleyelim şehit cenazelerini öne çekelim, hükümete karşı kullanalım. İmralı'dan gelenleri çarpıcı bir şekilde vurgula. PKK özdeştir Kürtler, Kürtlerin tek sözcüsü... Kürtlerle konuşulacaksa PKK ile konuşulacak... Satır aralarında vurgulayalım. Tek muhatap Öcalan. Öcalan'ın söylemlerini sürekli gündemde kalsın. Hükümet ile anlaşma yönünde gündemi sıcak kalsın. Bu konuda propaganda çok önemli, örgütün eylemleri bu noktada kullanılabilir...'' şeklinde ifadelerin bulunduğu kaydedilen iddianamede, ''Cemaat PKK ile anlaştı, yakınlaşıyor konusu işlensin, bir şeyler bulun. Medya önünde bir temas şekli yaratılamaz mı? Örgüte destek veren iş adamlarının çocuklarından bu okullarda okuyan yok mu? AKP ve Cemaat kamuoyunda kısa vade en etkili şekilde PKK üzerinden vurulabilir. Her türlü fırsat değerlendirilmeli'' ifadelerine rastlandığı belirtildi.

        "ÜLKEDE YAŞAYAN HALKIN BİR KESİMİNİ, DİĞER BİR KESİMİ ALEYHİNE KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK ETME"

        Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'' içerisinde gerçekleştirdikleri eylem ve faaliyetler arasında ülkede yaşayan halkın bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etme amaçlı çalışmalar bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.

        İddianamede, Odatv'de ele geçirilen bir bilgisayar hard diski içerisinde yer alan silinmiş bölgede ''Yalçın Hoca ile görüşüldü'' ibaresi ile başlayan bir belge bulunduğu, belgede, ''Yalçın Küçük ile yapılan toplantıda, sokakların çok önemli olduğu, gençliğin sokaklara inmesinin gerektiği, bu durumda geç bile kalındığı, birilerinin ayağa kalkması gerektiği'' gibi ifadeler yer aldığı anlatılan iddianemde, manipülasyon olursa AKP'nin çok zorlanacağının, Küçük'ün 1960 öncesinin tekrar incelenmesi gerektiğini söylediğinin belirtildiği ifade edildi.

        Toplanan delillerden de bahsedilen iddianamede, örgütsel notların ayrıntılarıyla yer aldığı bir belgeden de şu bölümlere yer verildi:

        ''Kitleyi yönlendirecek çocuklar iyi belirlenmeli, dernekler öncülük edebilir ama en önde bizzat üniversiteliler olmalı. Devrim şehitlerinin fotoğrafları kullanılmasın. İlk planda kalabalığa gerek yok. İlk dalga çok önemli, fitil ateşlensin yeter. Gençlik hareketleri iktidar karşıtı gösterilere dönüşmelidir. AKP'nin yıpratılmasında çok ciddi bir koz. İslami demokrasi olamayacağının ispatı olacak bu hareket. Tüm ülkeye yayılırsa anlam kazanır. ADD'nin genel bir talimat vermemesi doğru. En güvenilir çocuklar derneklerin politikası değilmiş izlenimi vererek sokağı organize edebilirler. CHP Halkevlerinin bize yakın şubelerini harekete geçirmekte geç bile kaldı. Bunlar neden bu kadar atıl. Onlara da canlılık getirebilir. TGB olaylara katılmasın. Olayları ''Ergenekon'' organize ediyor diyecekler. Bu algı oluşmamalı. Ama irtibatları sağlayabilir.''

        YALÇIN KÜÇÜK'ÜN 21 İLE 43 YIL ARASINDA HAPİSLE CEZALANDIRILMASI İSTENDİ

        ''Ergenekon silahlı terör örgütü'' yöneticisi olduğu, örgütün genel stratejileri ve amaçları doğrultusunda diğer örgüt üyelerini talimatlarla yönlendirdiği iddia edilen tutuklu sanık Yalçın Küçük'ün 21 ile 43 yıl arasında hapisle cezalandırılması istendi.

        134 sayfalık iddianamede, gazeteci yazar Ayşe Nazlı Ilıcak şikayetçi olarak yer aldı.

        ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' amaçları doğrultusunda, medya imkanlarını kullanarak kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği, bu amaçla diğer örgüt üyesi şüphelileri talimatlarıyla yönlendirdiği iddia edilen tutuklu sanık Odatv yöneticisi gazeteci Soner Yalçın'ın ise ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek'', ''yasaklanan bilgileri temin etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'', ''özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' ve ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'' suçlarından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

        İddianamede, Odatv çalışanı gazeteci tutuklu sanık Barış Pehlivan'ın ise ''Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' belirtilerek, Pehlivan'ın ''Silahlı örgüte üye olmak'', ''Kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''Özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' suçlarından 9,5 yıldan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörüldü.

        Tutuklu sanıklardan Odatv çalışanı, gazeteci Barış Terkoğlu'nun Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği öne sürülen iddianamede, Terkoğlu'nun ''silahlı örgüte üye olmak'' ve ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

        ŞIK VE ŞENER'İN HAPİS CEZASI İSTEMLERİ

        ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlayarak örgüte yardım ettikleri'' iddia edilen tutuklu sanık gazeteci Ahmet Şık ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ''silahlı örgüte yardım etmek'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, tutuklu sanık gazeteci Nedim Şener'in de ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''nün hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütsel doküman hazırlama amaçlı örgüte yardım ettiği''nin anlaşıldığı kaydedildi.

        İddianamede Şener'in de ''silahlı örgüte yardım etmek'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

        Tutuklu sanık Kaşif Kozinoğlu'nun ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün'' hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgüte yardım ettiğinin anlaşıldığı, örgüt üyesi kapsamında olduğu ifade edilen iddianamede, Kozinoğlu'nun ''silahlı örgüte üye olmak'', ''devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek'' ve ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçlarından 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

        Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği belirtilen tutuklu sanık Şükrü Doğan Yurdakul'un da, ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 9 yıldan 21,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

        Tutuklu sanık Müyesser Uğur'un da ''Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiğinin anlaşıldığı'' belirtilerek ''silahlı örgüte üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, tutuklu sanık Coşkun Musluk'un ''Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' belirtilen iddianamede, Musluk'un ''silahlı örgüte üye olmak'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 8 yıldan 18 yıla kadar hapsi talep edildi.

        Tutuklu sanık Muhammet Sait Çakır'ın da ''Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' anlatılan iddianamede, Çakır'ın ''silahlı örgüte üye olmak'', ''kaos ortamı oluşturmak amacıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 9 ile 21 yıl arasında hapisle cezalandırılması öngörüldü.

        TUTUKSUZ SANIKLAR

        İddianamede tutuksuz sanıklar İklim Ayfer Kaleli'nin, ''Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, almış olduğu talimatlar doğrultusunda örgütün menfaatlerine siyasi parti liderleriyle irtibata geçtiği'' iddia edilen iddianamede, Kaleli'nin ''silahlı örgüte üye olmak'', ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''özel hayatın gizliğini ihlal etmek'' suçlarından 8,5 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

        İddianamede, tutuksuz sanık Ahmet Mümtaz İdil'in de ''Küçük ve Yalçın'dan almış olduğu örgütsel talimatlarla örgütün amaç ve stratejileri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü, medya imkanlarıyla kara propaganda ve toplumu yanlış bilgilendirme faaliyetlerini icra ettiği'' ifade edilerek, ''silahlı örgüte üye olmak'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 8 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

        İddianamede, şüpheliler Didem Dülger, Mustafa Göksoy, Fahri Tiken, Ali Gören, Ayhan Bozkurt, Aydın Bıyıklı, Duygu Yalçın, Rafael Sadi ve Fatih Eryılmaz hakkında da ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ek takipsizlik kararı verildiği kaydedildi.

        ÖRGÜTÜN 2000 YILINDAN BERİ CHP İLE İLGİLENDİĞİ BELİRTİLDİ

        Ele geçen dokümanlarda CHP ile ilgili yazılan değerlendirme ve yaklaşımlara bakıldığında örgütün 2000 yılından beri CHP ile ilgilendiği belirtildi.İddianamede, Odatv'de ele geçirilen bilgisayar hard diski içerisinde ''TeRTEmiz'' isimli belgenin AK Parti aleyhinde Odatv'de yayınlanan haberlerin içeriğinin ne şekilde olması gerektiğine dair planlar içerdiği belirtildi.

        Söz konusu belgede, ''AKP kadrolaşmasını göz önüne sermek, AKP tarafından çıkarılan her türlü yasanın Atatürk devrimlerine aykırı yönlerini afişe etmek, AKP'nin devletin kendi kurumları ile çatıştığını gösterecek yayınların yapılması. Bunun için emekli ya da görevde olan üst düzey kamu görevlilerinin AKP faaliyetlerine karşı fikir ve tepkilerine yer verilmesi, AKP'nin gerçek maksadının şeriat devleti kurmak olduğunun gündemden düşürülmemesi, İran benzeri bir rejim-eksen kayması konularının kullanılması, sivil dikta, sivil darbe konularının işlenmesi...'' şeklinde ifadelerin yer aldığı kaydedildi.

        ''BAYKAL'I İKNA İÇİN VARAN 2''

        Odatv'de ele geçirilen bilgisayar hard diski içerisinde silinmiş bölgede ''Kılıçdaroğlu'na destek zorunlu'' ibaresi ile başlayan bir belge bulunduğu ve bu belgede Soner Yalçın'ın talimatlarını içeren örgütsel notlar olduğu anlatılan iddianamede, bu belgenin içeriğinde şu ifadelerin bulunduğu kaydedildi:

        ''Kılıçdaroğlu'na destek zorunlu. Liderlik çekişmesi yaratılmak istendiği açık. Haber içeriklerine dikkat! Müyesserin Baykal sevdası Odatv yayın politikası ile bağdaşmıyor... Hanefi ile ilgilenmeye devam etsin... Avukatlarla irtibatına dikkat etsin. Halk TV'yi devralırsak parasal sıkıntımız kalmaz. Kılıçdaroğlu da istekli, her türlü desteği alırız ama Baykal direniyor, Baykal engelini aşmalıyız. İkna için varan 2...''

        İddianamede, Odatv'den ele geçirilen bilgisayar hard diski içerisinde bulunan ''Hanefi'' isimli bir belgede Soner Yalçın'ın talimatlarına yer verildiği ifade edilerek, söz konusu belgenin içeriğine ''Hanefi'nin kitabı ne durumda, referandum öncesi yetiştirmeli. Nedim'i sıkıştırın hızlandırsın... Referandum sürecinde Cemaati yıpratmalı ve kamuoyu üzerinde güvenilirliğini azaltmalı, Hanefi kullanılmalı. Böyle bir şeyi kendini ortaya koyarak teklif etmesi önemli'' ifadelerinin geçtiği kaydedildi.

        ''CHP YÖNETİMİNİ ELE GEÇİRME ÇALIŞMALARI''

        Ele geçirilen ''Dinamik-Ulusal Güç Birliği Kuvayi Milliye Cephesi'' isimli doküman içerisinde, ''Atatürk'ün kurduğu ve ebedi başkanı olduğu CHP'nin ne yazık ki işlevini yitirdiği, bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürkçü partinin yer alma zamanının geldiğine'' yer verildiği vurgulanan iddianamede, şüphelilerden ele geçirilen örgüt dokümanlarının örgütün amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için hazırlanan dokümanlar olduğu ve bu dokümanların genel olarak 1999 ve 2000 yılları içerisinde hazırlandığı kaydedildi.

        Söz konusu dokümanlarda CHP ile ilgili yazılan değerlendirme ve yaklaşımlara bakıldığında örgütün 2000 yılından beri CHP ile ilgilendiği belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

        ''Bugüne kadar yürütülen soruşturmada elde edilen delillerden örgütün CHP ile ilgilenmekten vazgeçmediği, bir taraftan CHP'yi kontrol altına alıp yönlendirmek için faaliyetlerde bulunurken diğer taraftan da CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı, bu kapsamda daha önceki soruşturmalarda elde edilen delillerden şüpheli Ahmet Tuncay Özkan'ı CHP Genel Başkanı yapmak için girişimlerde bulundukları ve belirledikleri bir kısım kişileri CHP'ye sokmaya çalıştıkları tespit edilmiş ve bu tespitler daha önce düzenlenen soruşturma dosyalarında belirtilmiştir.

        AK PARTİLİ VEKİLLERİN GİZLİ ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLERİ

        72 numaralı CD ve 69 numaralı DVD'nin içeriğinde 2007 yılında çekildiği anlaşılan 3 ayrı video dosyasındaki görüntülerin üzerindeki tarihten 2007 yılında çekildiğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, video dosyalarından ikisinde 2007 yılında AK Parti Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı ile dönemin değişik bakanlarının ofis şeklindeki bir odadan çıkıp, ahşap merdivenlerden bir üst kata çıktıklarının görüldüğü anlatıldı.

        İddianamede, diğer video dosyasında ise adı geçen kişilerin merdivenlerden çıktıktan sonra yemek için oturdukları masanın görüldüğü, ancak bu video dosyasındaki görüntülerin çok net olmadığı, fakat kişilerin yemek sırasındaki konuşmalarının bulunduğu, tüm bu görüntü ve ses kayıtlarının gizli bir şekilde çekildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.

        Odatv adlı internet sitesinin adresinde yapılan aramada, üzerinde el yazısıyla ''Diyarbakır ili Lice ilçesinde oturan Ermeni kökenli vatandaşların nüfus kayıt örnekleri'' ibareleri yazılı yarım kapak dosya içerisinde toplam 84 sayfa dokümanın ele geçirildiğine yer verilen iddianamede, söz konusu dokümanlarda yaklaşık bin 600 kişinin nüfus kayıt bilgilerinin listeler halinde yazılı olduğu belirtildi.

        İddianamede, Hüseyin Soner Yalçın'ın, Beşiktaş'taki adresinde yapılan aramada da, Nazlı Ilıcak, Güneri Civaoğlu ve daha birçok şahsın özel hayatları, siyasi görüşleri ve etnik kökenleri hakkında bazı notların tutulduğu ve fişleme mahiyetinde bilgiler olduğunun görüldüğü kaydedildi.

        Örgüt yöneticisi Yalçın Küçük'ün PKK terör örgütü ve elebaşı Abdullah Öcalan'ı nasıl ve ne şekilde yönlendirdiğini gösteren çok sayıda delil elde edildiği anlatılan iddianamede, Yalçın Küçük'ün PKK terör örgütü kamplarında çekilmiş video görüntülerinin bulunduğu, bu görüntülerde PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve şüpheli Yalçın Küçük'ün aynı masada oturduğu, çevrelerinde PKK terör örgütünün üst düzey yöneticileri olduğu değerlendirilen kalabalık bir grubun bulunduğu, Yalçın Küçük ve Abdullah Öcalan'ın bu gruba ders verdiği kaydedildi.

        İddianamede, soruşturma kapsamında ifade veren gizli tanık ''Deniz''in alınan ifadesinde, PKK terör örgütüyle olan ilişkilerinden bahsettikten sonra, gizli tanık ''Deniz''in, Yalçın Küçük'ün 1993 ile 1996 yıllarında ve daha öncesinde Suriye'deki kampta Abdullah Öcalan'la görüşmek için geldiğini, Abdullah Öcalan'ı yönlendirerek, PKK örgütünü silahlı eyleme teşvik ettiğini, Abdullah Öcalan'ın da Yalçın Küçük'e ''Senin her cümlen benim beynimde bir kıvılcım meydana getiriyor'' dediğini belirttiği vurgulandı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ