Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Trafik İstanbul'un trafik çilesi koordinasyonla çözülür, radyo trafik, cezayir doğan, kutlu esendemir, istanbulun trafik çilesi

        KUTLU ESENDEMİR / GAZETE HABERTÜRK

        Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde 27 gündür devam eden bakım ve asfaltlama çalışmaları yüzünden İstanbul trafiği adeta çileye dönüştü. Saatlerce trafikte mahsur kalan sürücüler, kontak kapatıp köprüde maç dahi yaptı. İstabul trafiğinden Anadolu’ya gidenlerle birlikte tüm yurt etkilendi.

        Bu büyük trafik kaosundaysa bir radyo kanalı adeta fenomene dönüştü: 104.2 frekansından yayın yapan Radyo Trafik.

        İstanbul’daki yol çilesinin sosyal medyası haline dönüşen Radyo Trafik, kapalı ve açık yollardan kazalara, şerit ihlallerinden Boğaz’daki gemi trafiğine dek interaktif bir yayıncılık yapıyor. Cezayir Doğan bu radyonun mucitlerinden ve yayın yönetmeni. 17 yıllık radyocu ve Radyo Trafik’in içeriğini hazırlayan Doğan’la İstanbul’daki tarihi yol çilesini konuştuk. 

        - İstanbul’u yönetenlerin, son bakım ve onarım çalışmasında iyi bir sınav verdiğini düşünüyor musunuz?

        Yaşanan kaosa bakarak soruya “Evet” yanıtı vermek mümkün değil. Ancak, yıllardır şehrin büyüme hızına ayak uydurulamadığı gerçeğini göz önünde bulundurursak, sınav salonunu sadece şimdikilerle doldurmak haksızlık olur. Kriz Masası tarafından açıklandığı günden itibaren trafiğe olumlu yansıyan kararların hepsi Radyo Trafik yayınlarında sürekli gündeme getirildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ulaşıma ayrılan pay azımsanamaz ama aynı hassasiyetin koordinasyon için de gösterilmesi gerekli. Bir masa trafiği bir günde rahatlatabiliyorsa, düşünün bir odadan neler çıkar. AKOM‘un ‘Afet’ bölümünü ‘anlık’ olarak değiştirip Kriz Masası’nı da merkezin içine koymak mümkündür diye düşünüyorum. 

        - Köprüye tuvalet koyma zorunluluğu hissedecek kadar kötüleşen bir trafiğin içinde olma noktasına nasıl geldik?

        Son dönemlerde bu sorunun en doğru yanıtı Yalçın Bayer’den geldi bence. Kocaeli Gebze’den Tekirdağ Çorlu’ya kadar İstanbul, Türkiye yüzölçümünün yüzde 0.75’ini oluşturuyor. Bunun yarısı da Beykoz ve Belgrad Ormanı. Yani geriye 0.35’lik bir yaşamalanı kalıyor. Konutlar, fabrikalar, yollar ve tesisler bu alanın içinde. Siz 0.35’lik alana 16 milyon insanı sığdırmaya kalkarsanız bunun faturası bu trafik çilesi olur.

        "100 ARAÇTAN 67'SİNDE 1 KİŞİ YOLCULUK EDİYOR"

        - En azından bu bakım süresince tek-çift plaka uygulamasına geçilemez miydi?

        Yöneticiler istiyor, uzun zamandır da konuşuluyor ama adım atmak süreç gerektiriyor galiba. Geçen gün Zincirlikuyu metrobüs durağında 15 dakikalık beklemeden sonra geçen araçlara baktım. Tam 100 araç saydım, 67’sinde tek kişi vardı. Tamam kimseyi zorlayamayız “Tek başına gitme” diye. Ama zor da olsa toplu taşımayı kullanmayı öğrenmemiz gerek. Kent kültürü içinde, “Aracım olmadan asla” anlayışı barınamaz. 

        - Emniyet şeridi ihlali bir türlü önlenemiyor. Trafik kurallarına uyanlarsa kendilerinin “aptal” yerine konulduğunu düşünüyor.

        Emniyet şeridini ihlal edenler, hayata tutunmaya çalışanların şansını azaltıyor. Mesela bir örnek anlatayım: Bir kaza... Ölenler var ve can çekişen yaralılar. Dinleyiciler sürekli bağlanıyor ve çığlık çığlığa olay yerindeki durumu anlatırken, emniyet şeridinin dolu olmasıyla kimsenin gelemediğini, çaresizce beklediklerini söylüyorlar. Ben yayındayım ve sesim kısıldı aynı çağrıyı yinelemekten. Oradaymışım gibi, olanları görüyormuşum gibi. Bir taraftan ambulans sesleri de geliyor. Ulaştılar sonunda ama vakit yetmedi. Acı olan birçok sürücü ihlalin nelere mal olduğunu ya bilmiyor ya da önemsemiyor.

        "EŞİNİ DOĞUMA YETİŞTİRİRKEN RADYOYU ARAYIP YARDIM İSTEDİ"

        - Radyonuz, trafikteki yoğunluk kadar, acil durumlarda da aranıyor...

        Bir de trafikte doğuma yetişenler var tabii. Radyonun yayına başladığı dönemlerde yaşanan bir doğuma yetiştirme hikâyesi bizim için dönüm noktası aslında. Bir dinleyici yayına çıkmıştı. Eşinin arabada olduğunu ve doğum için hastaneye yetişmeleri gerektiğini söyledi. Biz de hemen dinleyicilerimize çağrı yaparak açık yollar hakkında bilgi istedik. Bilgiler aktı, hem de ayrıntılı tariflerle. Sonunda hastaneye eşini yetiştiren dinleyicimizden teşekkür telefonu aldığımızda yaptığımız işin radyoculuktan öte olduğunu anladık. 

        - Trafik Müdürlüğü, sizden katkı alıyor mu?

        Ekiplerin, zaman zaman bize kızsalar da radyoyu takip ettiklerini ve dinlediklerini biliyoruz. Çünkü bize anlık bilgi geliyor ve gönüllüler olay yerinde yaşanan her değişimi bildiriyor. Kazanın tam yeri, kaç aracın karıştığı, hasarın durumu, hangi şeritte olduğu, trafiği nasıl etkilediği gibi hayati öneme sahip bilgiler aktarıyoruz. Yol durumunun dışında dinleyiciler, yaşadıkları ilçenin sorunlarından bahsettiklerinde ilgili belediyeler anında müdahalede bulunuyor. Biz trafiğin de, şehrin de nabzını tutarak yetkili makamlara yardımcı oluyoruz. O yüzden herkesle ve her kesimle sürekli irtibat halindeyiz. 

        - Yakında kentsel dönüşüm başlayacak. İstanbul trafiği hafriyat kamyonlarıyla mı dolacak?

        Korkarım ki, “Bu şehirde yaşanmaz” tezi gerçeğe dönüşecek. Yaşayabilenler de muhtemelen helikopterle ulaşım sağlayabilenler olacak. Sokakları hatta anayolları dahi otoparka çeviren araçlara yer tahsis edilirse ya da her isteyenin istediği yerde duraklamasına izin verilmezse kamyonlarla da huzur içinde yaşar gideriz. 

        - En yoğun şikâyetler hangi noktalardan geliyor?

        Köprü geçişleri, gişeler, Avcılar, sahil kesimi ve bazı bağlantı yollarıyla şerit sayısının bir anda düştüğü her nokta şikâyet konusu. Zamanında ve yeterli bilgi verilmemesiyle birçok güzergâhta aynı noktada çalışma yapılması, kaçış yolunun kalmaması vatandaşı zorluyor.

        "SAYILARI 6 BİNİ BULAN GÖNÜLLÜ MUHABİRİMİZ BİLGİ VERİYOR"

        - Radyo Trafik fikri ne zaman, nasıl doğdu?

        Bu fikir, radyo sektöründe uzun zamandır konuşulmaktaydı. Ama dinleyicinin alışageldiği yayıncılığın dışına çıkılacak olması ve gelir pastası düşük olan sektörde göstereceği performans çekinceye yol açıyordu. Radyonun sosyal sorumluluk tarafı, bilgilendirici ve eğitici yönünü içeriğe adapte ederek Saran Holding yönetimine sunduk. 2010 yılında yayına başladık. 

        - Radyoda kaç profesyonel çalışıyor?

        7 arkadaşımız sesleriyle trafiğe yön veriyor, bir anlamda mikrofonda moderatör görevi üstleniyor. Haftalık programlar ve geride çalışanlarla 15 kişilik bir ekibimiz var. Ama bizim asıl kadromuz trafiğin içinde olan ve sayıları 6 bini aşan gönüllü muhabirlerimiz. Birçoğu profesyonellere taş çıkaracak sunumlar yapıyor. Bununla da yetinmiyor kaza ya da sorun olan bölgeye kadar gidip yetkililerden ve görgü şahitlerinden bilgi toplayarak bize ulaştırıyorlar. 

        - Bakım ve onarım çalışmaları açıklanınca, radyonuzdaki yayın için ek önlemler aldınız mı?

        Uyku tulumu, yedek elbiseler ve yiyecek içecek almayı düşündük ama binamızda tüm ihtiyaçlarımız karşılandığı için gerek kalmadı. Mesai saati kavramını unuttuk. Eş, dost ve yakın akrabayla yapılan planları da öteledik. Espri değil. Çalışma saatleri arttı. Bunun dışında sorunlu noktalardan net bilgi almak için araç çıkarttık. İşi yapan yetkililerle sürekli temas halindeydik.

        "ANKARA'DA YAYINA BAŞLAYABİLİRİZ"

        - Ankara, İzmir gibi trafiğin sorun olduğu kentlerde yayına geçmeyi düşünüyor musunuz?

        Ankara için ciddi adımlar attık. Başkent’te, hatta Meclis’te Radyo Trafik’in konuşulduğunu biliyoruz. Bir üniversiteden gelen profesörler de bize ulaşıp talepte bulundular. Şimdilik İzmir değil ama Ankara için çalışıyoruz. 

        - Başka kentlerden arayıp size şikâyetlerini anlatan oluyor mu?

        Özellikle kışın Trakya ve Ankara’ya doğru yol alanlar bizi sürekli arayıp bilgi verdiler. Şimdilerde tatil bölgelerinden de haber alıyoruz. Malum artık telefonla sesinizi her yere duyurmanız mümkün. Twitter sayfamızdan da kullanıcılar birbirleriyle paslaşıyor. Belki de belli iller değil, tüm ülkeyi kapsayan bir yayıncılık yapılmalı. Devletin ve büyük markaların desteğiyle trafik bilgisi veren ve sürücüleri bilinçlendiren bir ulusal radyoya kim “Hayır” der? 

        - Trafikten bunalmış vatandaşları yayına almanın risklerini yaşıyor musunuz?

        Elbette yaşıyoruz. Bazen değil yayında tutmak, telefonda bile öfkeye dayanmanız mümkün olmuyor. Geçen hafta yayında “Merhaba”dan sonra beddualarla bağıran bir dinleyicimizi yayından aldım. Yayından almak durumunda kaldığımızda eleştirilebiliyoruz. Ama bunu yapmak zorundayız. Çünkü bağıran insanın sesi direksiyondakini de etkiler. Bizi de etkiliyor elbette. 

        - Bir başka kilitlenen nokta Atatürk Havalimanı’ndaki uçak rötarlarını da bildirmeye başlar mısınız?

        Onu da yaptık. Havaalanı taksicileri bizim en sıkı takipçilerimiz. Onların haricinde alan görevlilerinden veya uçuşlarını bekleyen yolculardan da zaman zaman bilgi alabiliyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ