Hava Harp Okulu'nda baskı davası
Harp Okulu'nda baskı yapıldığını öne süren öğrencilerin davası Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde
Hava Harp Okulu adına 2002-2006 yılları arasında Kuleli, Işıklar ve Maltepe Askerî Liselerinden mezun olan 6 öğrenci, ÖSU kampına alınmaları sonrasında kendilerine baskı ve yıldırma politikaları uygulandığını ve bu nedenle de ayrılmaya zorlandıklarını iddia ederek, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi'ne (AYİM) başvurdu.
Recep Akkaya, Erdem Vural, Veli Zor, Ali Şenyüz, Doğukan Yorulmaz ve Volkan Taşcı adına velayeten Ramazan Taşçı Hava Harp Okulu Öğrenci Seçme Uçuşu kampında kendilerine "yıldırma" politikiları uygulandığını ve kamptan ayrılmaya zorlandıkları için istifa ettiklerini öne sürerek, Millî Savunma Bakanlığı aleyhine işlemin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için dava açtı. Recep Akkaya'nın Avukatı İlyas Aktaran, AYİM'de açılan 6 ayrı davanın birleştirilmesini de istedi.
Avukat İlyas Aktaran, müvekkili Recep Akkaya için yaptığı başvuruda ÖSU Kampında öğrencileri yıldırmak için şu politikaların izlendiğini savundu:
"Birinci kampta Kara Harp Okulu'na gitmeleri için dilekçe vermeye zorladıkları yaklaşık 80 öğrenciyi yemekhanede ayrı yerlere oturtmaları, 'siz hak etmiyorsunuz' denerek onlara marş söyletmemeleri, sivil liselerden aldıkları öğrencilere eğitim yaptırmayıp tam tersine onları gazinoda otururken Askerî Lise kaynaklı öğrencilere keyfi ve onur kırıcı sözde disiplin eğitimi (özellikle yatma ve sürünme eğitimleri) yaptırmaları, keza bu öğrencileri haysiyetlerini rencide edecek biçimde ve gereksiz yere çöplük mıntıkasında saatlerce esas duruşta bekletmeleri, ayrıca bu öğrencileri mahkemeye vermekle tehdit etmeleri, onları uydurma suç isnatları (hap kullanma, hırsızlık vs. gibi) ile 78 saat boyunca sorgulamaları, hatta bazı öğrencilerden saç ve kan nümûnesi almaları vs. şeklindeki hareketler.
Bütün bu hareketler; daha 18 yaşını yeni doldurmuş (bir kısmının ise henüz reşit olmadığı) genç, heyecanlı, tecrübesiz ve en önemlisi çaresizlik içinde bulunan bu kitleyi moral açısından çökertme, onlarda dışlanmışlık duygusu uyandırma, kendilerine ve ailelerine ileride daha fazla maddi külfet gelmemesi için çaresizlik içinde kötünün iyisine razı etme düşüncesini doğurmuş ve böylece kanunun öngördüğü 'ikrah' müessesesi bu olayda tam anlamıyla gerçekleşmiştir." .
"TABUR KOMUTANI'NIN HUSUMETİ OLDU"
AYİM'e yapılan başvuru dilekçesinde Öğrenci Tabur Komutanı Kur. Yb. Bekir Ercen Van suçlandı. Van'ın öğrenciler hakkında peşin fikirli olduğu belirtilerek şöyle denildi:
"Kur. Yb. Bekir Ercan Van'ın, bu öğrenciler hakkında böylesine peşin fikirli davranmasının ana nedeninin; bu şahsın 2006 Mart-Nisan ayında Maltepe As. Lisesine gelerek Hava Kuvvetleri adına okuyan öğrencilere hitaben bir konuşma yaptığı sırada 'işi olanların ve evci izni olanların salondan çıkabileceklerini' söylemesiyle salonun bir anda boşalması üzerine son derece sinirlendiği ve "ben sizlerle ÖSU Kampında hesaplaşacağım" demek suretiyle ortaya koyduğu, bu öğrenci grubuna yönelik kızgınlık ve hatta husumet olduğuna inanıyoruz."
ASKERİ YÖNERGE İHLAL EDİLDİ
AYİM'e yapılan başvuruda Askeri Liseler ile Harp Okulları arasındaki bu geçişleri düzenleyen Hava Harp Okulu Öğrenci Seçim Yönergesi'ne atıfta bulunuldu. Söz konusu yönergenin yanı sıra Hava ve Kara Kuvvetleri arasında bu geçişleri düzenleyen bir Protokol yapıldığına da işaret edildi. Hava Harp Okulu Öğrenci Seçim Yönergesinin "öğrenci seçim faaliyetleri ile uygulanacak seçim aşamalarının açıklanması" başlıklı Üçüncü Bölümü'nde "ÖSU Eğitimini kaybeden, elenen yada kendi isteği ile ayrılan Askeri Lise kaynaklı adaylar, Kara ve Deniz Harp okulu Komutanlıkları emrine katılmak üzere tertip edilirler, şahsi dosyaları da okul komutanlığına gönderilir" hükmü uyarınca ÖSU eğitiminden kendi isteği ile ayrılan askeri öğrencilerin askeri lisede okuduğu kuvvete ait harp okuluna gitmeleri gerektiği vurgulandı. dilekçede şöyle denildi:
"Başlangıçta, 'Kara Harp Okuluna kabul edilmeme' işlemi Yönerge ve Protokol hükümlerine tamamen aykırıdır. Bilahare, Hava Harp Okulu Komutanlığı tarafından tesis edilen 'Okuldan Ayırma İşlemi' ise müvekkilimin gerçek ve serbest iradesini yansıtmayıp adı geçen komutanlığın ikrah teşkil eden eylemleri ile vuku bulduğundan ve kanuni mevzuata da tamamen aykırı olmakla, Sonuç olarak her iki işlem, konu, sebep ve maksat unsurları yönünden hukuka ve kanuna aykırı bulunduğundan, söz konusu işlemlerin iptaline karar verilmelidir."
GENELKURMAY AÇIKLAMASI
ÖSU kampında ayrılan öğrencilerle ilgili basında çıkan haberler üzerine Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaparak, şunları dile getirmişti:
"Öğrenci Seçme Uçuşu aşamasında, bazı askeri lise kaynaklı öğrenciler, kendi istekleri ile uçuş eğitim kampından sivile ayrılmak istediklerini belirten dilekçe vermiştir. Hava Kuvvetleri insan kaynağı ihtiyacı bakımından, uçuş muayenesini kazanan her öğrencinin Hava Harp Okuluna alınması hedeflendiğinden, ayrılma yönünde dilekçe veren öğrencilerin aileleriyle tekrar görüşülerek, önemli sayıdaki öğrenci ayrılma müracaatlarını geri almaya ikna edilmiş ve bu öğrenciler eğitimlerine kaldıkları yerden devam etmiştir.
47 ÖĞRENCİ SİVİL YAŞAMA AYRILDI
Benzer şekilde İntibak aşamasında da, bazı askeri lise kaynaklı öğrenciler ayrılma talebinde bulunmuştur. Bu öğrenciler aileleri ile görüştürülmüş ve nihai kararlarını verene kadar beklenmiştir. Ayrılmakta ısrar eden 18 yaşını tamamlamış öğrenciler kendi dilekçeleriyle, 18 yaşın altındaki öğrenciler ise ailelerinin muvafakati ile okuldan ayrılmıştır. Tüm süreç sonunda toplam 47 askeri lise mezunu öğrenci kendi isteği ile sivil yaşama ayrılmıştır.
Öğrencilerin, baskı nedeniyle okuldan ayrıldığı iddialarının aksine, kendileri ile ilişik kesmeden önce yapılan görüşmelerde, 'sivil ortamda eğitim görmeyi' tercih gerekçesiyle dilekçe verdikleri tespit edilmiştir"
ANKA
