Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, Üsküp'te göçe zorlanan bir ailenin çocuğu olduğunu; bölgede boşaltılan köylerle sorunun bu hale getirildiğini kaydetti. Empati ve özeleştiri yaptığını belirten Emniyet Müdürü Güven, "Bir ölen teröriste ağlamayan, ins

        AHT MUHABİRİ VEYSİ İPEK'İN HABERİ

        Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven "Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz. Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz. Ben bu iki cümle arasında gidip geliyorum. Benim yitik evladım dağa çıkmış keşke ulaşabilseydim, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim" dedi.

        Diyarbakır'ın yeni Emniyet Müdürü Recep Güven, kentte görev yapan ulusal ve yerel gazete ile televizyon temsilcileriyle Polisevi'nde kahvaltıda bir araya geldi.

        Diyarbakır'a 16 yıl sonra tekrar göreve geldiği için sorumluluğunu ve mutluluğunu yaşadığını kaydeden Emniyet Müdürü Güven, "Diyarbakır'da 1991-1996 yılları arasında görev yapmıştım. En zor yıllar olarak bilinir. Keşke yaşanmasaydı, hiç olmasaydı dediğimiz bir süreçte Diyarbakır'da hizmet vermeye çalışmıştım. Boşaltılan her köyün aslında geleceğimize tehdit olduğunu biliyorduk. Meçhule giden insanların herhangi bir sisteme tabi olamayacağını da biliyorduk. Belki bir mecburiyetti, belki acil bir karardı. Geçmişi eleştirmek gibi bir olumsuzluğa girmek istemem ama bugün yaşadığımız sorunun temelinde bu var. Aslında bende köyünü terk etmiş bir ailenin çocuğu sayılırım. Ailem 1958'de Üsküp'ten gelmek zorunda kalmış. 47 yıl sonra annemi Üsküp'e götürdüm. Annem astım hastası birinci kata çıkarken 2 defa dinleniyor. Üsküp'te kaleye çıktım indim, annem yoktu. Kalenin burcuna çıkmış. memleket böyle bir şey. Annem genç kızlığını orda yaşamış, orda evlenmiş, orda hayaller kurmuştu. Orda dedim ki empati zamanı dedim."

        "Kimimiz susarak, kimimiz uygulayarak, kimimiz kaçarak karşılıklı kimimiz vurarak bu sorunu büyüttük elbirliğiyle ve kendi insanımızla aramazda kocaman sorunlar çıkardık" diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven, "Şimdi işte toparlamaya ve normalleşmeye çalışıyoruz. Yükümüzün çok çok büyük olduğunu biliyorum. Sadece polisle çözülmeyecek bir sorun olduğunu da biliyorum. 20 yıl istihbaratta görev yaptım. Hasan Cemal'in ‘Barışa Emanet Olun' kitabını okuduktan sonra arkasına fotoğraf bölümüne şerh düşmüştüm; haklısın ama biz çok küçüktük. Biz o zamanki sistemin hem mağduru, hem mahkumu, hem mecburu olmuştuk. İnşallah bundan sonrası yine el birliği ile bu hale getirdiğimiz farkında olarak veya olmayarak bu hale getirdiğimiz bu sıkıntılardan elbirliği ile çıkmaya çalışırız. Bizim en büyük yardımcımız sizsiniz. Diyarbakır halkına hizmet vermeye çalışacağız. Hizmetkarız bunun bilincindeyiz. Ne kadar hizmet edersek kazanacağımızı da biliyoruz" dedi.

        Diyarbakırlıkların huzursuz yaşamak istemediğini aktaran Güven, "Rahmetli Gaffar Abi gibi çok zor zamanda gelmedik. O konuşmanın bile zor olduğu bir zamanda geldi, herkesin gönlünde taht kurdu. İkinci Gaffar falan diyorlar, ikinci Gaffar olmak kolay değil. Çok ciddi sorunlarımız var, sıkıntılarımız var. Sorunları ortaya koyduk hep beraber bir yol haritası çizdik, önceliklerimizi belirledik. Bu insanların huzuru için elimizden geldiğince hep beraber hizmet vermeye çalışacağız. Biz bir adım gitsek Diyarbakır halkı bize koşarak gelir, bunu biliyoruz. Geldiğimden bu yana tüp bombalı saldırının önlemesi de asayiş şubesine yönelik saldırıyı da, vatandaşımızın sayesinde engellemiş olduk. Devlet vatandaşa hizmet için vardır. Mutlaka ayağı sürçer kötülerin. Halk ciddi yardım ediyor. Beni şaşırtacak kadar ihbar geliyor 155'e. İnsanlar huzurlarına sahip çıkıyorlar, bunu gördüm ve ziyadesiyle memnun oldum" diye konuştu.

        İnsan odaklı hizmet veremediklerinden dolayı canavar yetiştiğini ifade eden Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven, "Eleştiri Bahçeşehir Üniversitesi'nde 2005'de bir konferansta salondakilerin büyük ünlemlerle bakmasına sebep olan bir cümle kurdum, biraz eleştirildim. Ama, dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz demiştim. Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız, devlet değilsiniz. Ben bu iki cümle arasında gidip geliyorum. Benim yitik evladım dağa çıkmış keşke ulaşabilseydim, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim. Keşke terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Yani her teröriste de içim ezilir. Bu Diyarbakır'ın kaderi olmamalı gözyaşı, kan. Bu coğrafya tarihi dokusuyla, insanıyla çok güzel bir coğrafya. O kadar güzel insan yetiştirmiş ki fakat şimdi canavarlar üretiyoruz niye? denetimsizlikten, kontrolsüzlükten, insana ulaşamadığımızdan, insan odaklı hizmet veremediğimizden, başka birşey değil" dedi.

        Dağa çıkışlarda herkesin payının olduğunu ileri süren Güven, "Nasıl özeleştiri yapmayayım. Benim karakoldaki memurumun kötü davranmasıyla, kontrollerimde yaptığım bir aşırı güçten ötürü zaten sosyal yaşamda tutunamamış bir çocuk. Ben yüzlerce özgeçmiş okudum istihbaratayken. Bu çocuklar yazmış 'ulusal kurtuluş savaşımıza katkıda bulunmak istiyorum' diyen son cümleyi. Evladım yaşın kaç '12, babam işsiz, annemi dövüyor, sosyal çevre berbat, okula bütçe yetiremiyorum' adam sosyal yaşam savaşını devam ettiremiyor 'ben savaşacağım' diyor. Bundan ne anlamamız lazım, çocuk bulunduğu yerden kaçıyor. Bunun kaçmasındaki bir sebeplerden biride bensem. Bu toplumda bir sıkıntı varsa, bunu ortaya koymazsak nasıl çözeceğiz? tabiki konuşacağız. Kaybettiğimiz insan çünkü. Patır patır insanlar ölüyor. Her birinin hayalleri, sevgilisi, aşkı var. İnsanları öldürüyoruz, sevgilerini öldürüyoruz, yüreklerine çim koyuyoruz. Adam bana bakıyor, evladım niye böyle bakıyorsun diyorum, 'Siz işkence yapıyorsunuz' diyor. AB uyum sürecinde en fazla uyum sağlayan biziz niye bana öyle bakıyorsun? çocuk efsanelerle bir dünya yaratmış kafasında" diye konuştu.

        Diyarbakır'da görev yaptığı 5 yılda çok sevdiği şiir yazmayı sürdüremediğini anlatan Güven, geldiği gün kaleme aldığı "Yüzyıllardır Dicle'yi besler gözyaşlarım, ben ağlamazsam kurur sanırım" diye yarıda bıraktığını söyledi.

        Projeler zinciri başlatmayı planladığını anlatan Emniyet Müdürü Güven, örnek olmak için Kürtçe kursa gitmeyle start vereceğini söyledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ