Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Suriye krizinde hangi noktadayız

        HABERTURK.COM

        Fatih Altaylı'nın Habertürk TV'de sunduğu Teke Tek programının canlı yayın konukları Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Karlı ile Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Nuh Yılmaz oldu. İki akademisyen Türkiye'nin Suriye politikasını farklı açıdan değerlendirdi.

        İşte taban tabana zıt iki görüş:

        Dr. Mehmet Karlı:

        Türkiye Esad'ın gitmesine yatırım yaptığı için gittikçe işi zorlanıyor. Türkiye bu söylemi devam ettirirse caydırıcılığını kaybedecektir. Bu söyleme kilitlenip bölgeye girmeye çalışırsa kendini büyük bir bataklığa sokacaktır. Bence buradan tek çıkış yolu dış politikanın yeniden şekillendirilmesidir. Türkiye'nin en güçlü savunması nedir? Türkiye kendi iç sorunlarını çözememiştir. Türkiye bir şekilde ne yapacağını bilemez durumdadır. Türkiye içinde Aleviler'in sorunu bu süreçte Türkiye politikasıyla daha da güçleşmiştir. Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen Alevi mitingi önemliydi. İnsanlar orada kendilerini dışlanmış hissetmiştir. Cumhurbaşkanı ile Başbakan Suriye konusunda birbirinden farklılaşmıştır. Kürt sorunu yakıcı ve yanıcı bir şekilde devam etmektedir. Bu sorunlar varken oturup bizim tanktan tüfekten bahsetmemiz abesle iştigaldir.

        Nuh Yılmaz:

        Türkiye'nin birtakım hazırlıkları yapıyor olması savaşıyor anlamına gelmez. Caydırıcılık, iş bu noktaya gelmeden caydırmaktır. Sizin muhatabınızın savaşmasını engellemektir. Türkiye'nin bu tezkereyi alması bu açıdan önemlidir. Türkiye diyor ki, 'üzerime gelme bu iş savaşa yol açabilir'. Ben Suriye yönetiminin bu mesajı aldığını düşünüyorum. Ben siyasetçilerin söylediklerine göre bir şey söylemiyorum. Akçakale ve uçakların düşürülmesinden sonra Türkiye karşılık vermek yerine zamana yayması önemlidir. Bütün ülkeler dış politikalar yapar ve iç sorunları vardır. Bu beraber yürüyebilen bir şey. Türkiye Ermeni açılımını yaptığında Ermenistan'la ilişkileri düzeldi. Belli kurallar ve belli mantık silsilesi içerisinde davranmak lazım. Bu hükümet 2002'den beri iktidarda. 2012'ye kadar Nusayri yönetimle işbirliği içerisindeydi. 2010 yılının Kasım ayında Faruk Loğoğlu Türkiye Nusayri yönetimiyle işbirliği yapıyor diye şikayet etti. Türkiye'nin Kürt sorunu, Suriye sorunundan önce vardı. Türkiye'nin iç sorunu Esad yönetiminden ayrı bir iştir.

        Mehmet Karlı:

        Kürt sorunu çözülecekse herşeyden önce içeride atılacak adımlarla çözülecektir. Ama sadece içeride atılacak adımlarla çözülemez. Dışarıda da adımlar atılması lazım. Özellikle silahlı unsurları destekleyen dış unsurların caydırılması gerekmektedir. Bu yaşanan süreçte derinliği artıran PKK olmuştur. Bağdat, Tahran ve Şam'dan destek almıştır. Kardak krizini Tansu Çiller'in kabartması iç sorunau örtmeye yönelik değil miydi? Bazen dış politika sorunları iç politika sorunlarına bir şal örtülmeye çalışılıyor olabilir. Türkiye'nin iç sorunlarında gittikçe bir artış görmekteyiz. Bu sorunlar yaşanırken hükümetin kolay bir çıkış yolu olarak dış sorunları pompalamasını korkarım. Sayın Başbakan milli birlik çağrısı yapmak için herkes hizaya girsin çağrısı yapmak için güzel araçlardır. CHP ve Loğoloğlu'nun yaptığı açıklamalara gelince, demek ki bu insanlar 2010 yılında Baasçı değildiler. Ortada samimi bir görüş ayrılığı var. Tansiyonu yükseltecek açıklamalar yaparsanız, 'Ben gidip Emevi camiinde namaz kılacağım' derseniz, Türkiye provokasyonlara açık hale gelir. Türkiye, Suriye'de silah kullanan muhalefetle işbirliği yaptı. Muhalefet iç birlik sağlayamadı ve bölgede yaşanan iç savaş derinleşti. Rasyonel olarak baktığımızda muhalefetin silahlandırılmasının çıkış yolu olmadığını görüyoruz. Türkiye'nin önceliğinin şu anda ateşkesi sağlamak için çalışması olmasıdır.

        Nuh Yılmaz:

        Esat Türkiye ile masaya oturmadı. Türkiye'nin silahlı muhalefete destek verdiği en ufak bir delil yok. Türkiye ilgili şey sadece dedikodu üzerinde. Türkiye Suriye sınırı 900 km. Bu sınırın tamamını kontrol ediyor olsaydık PKK'yı kontrol ederdik. Türkiye NATO'nun ikinci büyük ordusudur. Suriye ile savaşa girerse bunun da hakkını verir. Savaşa hazırlık Genelkurmay Başkanlığı'nın görevidir, savaşmak değil. Türkiye'nin 'Suriye'ye girerim' demesi bir şey ifade etmez. Türkiye'nin Suriye'de üç tane önceliği var. İç savaşı ve meslek savaşını önlemek ve Suriye'yi istikrarlı bir hale getirmek. Bu politikalar nedeniyle zaman zaman başka ülkelerle karşı karşıya da geldi. Türkiye'nin siyaseti Ankara'da yapılır. Soğuk savaştan beri Türkiye'de siyasi akıl Ankara'da değil başka merkezlerde şekilleniyordu. Tarih boyunca bu akla alışmış insanların Türkiye'nin politikalarının Ankara'da belirlendiğini anlamaması gayet doğal.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ