Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Odatv’deki aramayı polis ‘sessiz’ kaydetmiş

        Bülent CEYHAN-AHT

        Odatv davasının 14. duruşmasında, şirket binasındaki aramanın “sessiz” kayda alındığı ortaya çıktı. Tutuklu sanıklardan Soner Yalçın mahkemenin TÜBİTAK’a Müyesser Yıldız’ın bilgisayarındaki “İlim” isimli kullanıcıyı sorduğunu belirterek “İlim, Yıldız’ın oğlu. Biz cezaevinde yatarız önemli değil ama çocuklarımızı karıştırmayın” dedi

        Ergenekon soruşturması kapsamında 14 Ocak 2011’de Odatv’ye baskın yapan polisin aramalara ilişkin kamera kaydında “ses” olmadığı ortaya çıktı. Eylül ayında sanık avukatlarının talebi üzerine aramaya ait kamera görüntülerini isteyen İstanbul 16. Ağır Mahkemesi’ne kayıtları gönderen İstanbul Emniyet Müdürlüğü “aramalara ilişkin görüntülerin orijinal halinde ses olmadığını, ellerindeki kaydın sessiz olduğunu” bildirdi.

        BAŞKAN YURTDIŞINDA

        3’ü tutuklu 13 sanıklı davanın Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görülen duruşmasına tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı ile Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan’ın da aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci’nin yurtdışında olması nedeniyle en kıdemli üye hâkim Hikmet Şen’in başkanlık yaptığı duruşmada eski emniyet müdürü Avcı savunma yaptı. Davanın teknik deliller üzerinden kilitlendiğini belirten Avcı, TÜBİTAK’tan gelen ek rapora dikkat çekti, “Davaya konu dosyaların bu bilgisayarlarda oluşturulmadığı belirtiliyor. Bu bilgisayarlara çok ciddi bir saldırı var. Saldıranlar dikkat çekecek isimleri içeren adresler alıyorlar. Daha sonra bu adreslerden mail gönderiyorlar. Bu mail’in ekinde de dosya, dosya ekinin içinde de virüs var. Bu dosya açıldığında virüs bilgisayara ulaşıyor. Bilgisayara uzaktan kumanda edilebilinen virüsler yerleştiriliyor. Bu virüslerin gönderildiği mail adresi de ABD merkezli bir site” dedi. Avcı, “TÜBİTAK, ‘Dosyaların oluşturulma tarihi virüsten önce’ diyor. Dosyaların oluşturulma tarihi önemli değil. Cezaevindeki bilgisayarda 2006 ve 2014 tarihli iki dosya oluşturdum” şeklinde konuştu. Gazeteci Yalçın ise TÜBİTAK’ın yazdığı raporlarla kurnazlık yaptığını, kafa karıştırdığını belirterek, “TÜBİTAK’ı affetmeyeceğim, mahkemeyi kandırmak istiyor. ODTÜ, Boğaziçi, YTÜ ve TÜBİTAK delillerin zararlı yazılımlardan oluştuğunu belirtmiştir. Bu dava 14 Eylül’de bitmiştir. Ama biz yine cezaevine gittik” dedi.

        SANIKLARA DESTEK

        Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahkeme, TÜBİTAK’a ek raporda cevap vermesi için Müyesser Yıldız’ın bilgisayarında işlem yapan ‘İlim’ isimli kullanıcıyı sordu. Burada sorulan ‘ilim’ Müesser Yıldız’ın oğlu İlim Uğur. Biz cezaevinde yatarız önemli değil. Ama çocuklarımızı karıştırmayın. Sıra çocuklarımıza mı geldi.” Duruşma öncesi adliye önünde gazetecilerin de yer aldığı bir grup basın açıklaması yaptı, davanın siyasi olduğu ve iktidara muhalif olanların yargılandığı belirtildi.

        Tahliye talebine TÜBİTAK yanıtı

        MAHKEME TÜBİTAK tarafından gönderilen ek raporun içeriği itibarıyla kuvvetli suç şüphesini gösterir nitelikte olduğunu açıkladı. Mahkeme “iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım suçlamasıyla ilgili olarak kuvvetil suç şüphesini gösteren olguların bulunması”nı gerekçe göstererek tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı’nın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 27 Aralık tarihine ertelendi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ