Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Yavuz Sultan Selim sıradan bir padişah değildi

        BOĞAZ’ın üçüncü köprüsüne “Yavuz Sultan Selim” adının uygun görülmesi Alevi vatandaşlarımızı epey bir kızdırdı.

        Ben kendi adıma bu gibi eserlere devlet adamlarından çok evrensel kültüre katkıda bulunmuş yurttaşlarımızın isimlerinin verilmesi gerektiğini düşünürüm.

        Sanatçıların, bilim adamlarının...

        Öylesini yapmak gerekir gerekmesine de, “Bu konuda kaç isim var?” diye sorarsanız, çok da fazla sayamam.

        Ama ne bileyim en azından en önemlileri, en evrenselleri olarak bir Mimar Sinan, bir İbni Sina gelebilir hemen akla.

        Mesela tüm Osmanlı yurdunu köprülerle donatmış Mimar Sinan’ın adı yeni bir köprüde hiç de fena durmaz.

        Ama belli ki, biz sultanlardan gitmeyi seviyoruz.

        4. köprümüz Kanuni Sultan Süleyman olur herhalde.

        Beşincisi de Türkan Sultan Şoray...

        Şaka bir yana Yavuz Sultan Selim adının hiç de boşuna uygun görüldüğünü zannetmiyorum.

        Yavuz, Osmanlı tarihi açısından çok önemli bir kavşaktır.

        Yavuz Sultan Selim’e kadar Osmanlı yüzünü hep Batı’ya dönmüştü.

        Anadolu’da rakip beyliklere karşı yürütülen küçük çatışmalar ve savaşlar dışında Osmanlı’nın “ilerleme ve fethetme” anlayışı, Selim’e kadar Batı’ya, Balkanlar’a dönüktü. Osmanlı, menfaatini ve geleceğini Batı’da arardı.

        Yavuz Sultan Selim, bu anlayışı değiştiren ilk sultandı.

        Osmanlı’yı Doğu’ya çevirdi.

        Önce İran’a, ardından Ortadoğu’ya.

        Kendisi gibi Türk bir hükümdar olan Şah İsmail’e savaş açtı.

        Bu savaşı meşru kılmak için verilen fetva ve ardından o fetvaya dayanılarak çıkarılan fermanlar hâlâ tartışma konusudur.

        Yavuz, İran’dan sonra Ortadoğu’ya ve Arap Yarımadası’na yöneldi.

        Mısır ve Arap Yarımadası onun zamanında Osmanlı’nın hedefi ve ardından da toprağı oldu.

        Yine Yavuz döneminin önemli bir hamlesi de Kürtlere yönelikti.

        İlk kez Yavuz döneminde “Sünni Kürtler”, Şii Türklere karşı Osmanlı’nın yanında yer aldılar.

        Ve yine Yavuz dönemine kadar Bektaşi meşrep tarzında hareket eden Osmanlı, Sünni karakterini öne çıkardı. Gerçi Yavuz’un tahttan indirdiği babası Bayezid’in döneminde başlamıştı bu dönüşüm ama Yavuz Sultan Selim bunu keskinleştirdi.

        Yeni köprüye Yavuz adı verilmesi bu yüzden “enteresandır”.

        3. köprümüze 1. Selim’in adı uygun görülürken bunca derin düşünüldü mü bilmiyorum.

        Ama bugün İslam dünyasının 1400 yıllık tartışmalara kaldığı yerden yeniden başlayıp devam ettiğini gördükçe, ben de derin düşünmekten kendimi alamıyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ