Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika "Psikoloğa gideceğim"

        KÜBRA PAR / HT GAZETE

        kubrapar@haberturk.com

        Fotoğraflar: Arif AKDOĞAN/ANKARA

        TBMM'deki görüşmelerde CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ile yaşadığı küfür polemeğinin ardından geçen hafta Meclis'te kadın politika muhabirlerine söylediği sözle gündeme oturan AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan ile Tokat'ta konuştum. Eşi ve özellikle de kızıyla olan ilişkisini görünce kafamdaki sert imajı dağıldı doğrusu...

        15 yaşında, özgürlüğünün sınırlarını zorlayan, uçarı bir kızı var. Saçlarının yarısını kazıtmış. Okulu asıyor, eve geç saatte geliyormuş. Buna rağmen, Zeyid Bey otoriter bir baba değil.

        Nuran Hanım da eşi için "Öfkeli bir adammış gibi tanıtılıyor ama tam bir aşk adamıdır" diyor.

        Zeyid Aslan tüm sorularıma samimiyetle cevap verdi. Bundan sonra takdir sizin...

        İlk öfke patlamanızı hatırlıyor musunuz?

        Lise'den atılmama ve 16 yaşında cezaevine girmeme neden olan olay... 1981 yılında ihtilalin hemen ardından kız öğrencilere başörtüsü yasağı geldi. Protesto etmek için derste başörtüsü taktım. Disiplin cezası verdiler. Bayrak merasimi sırasında, tüm öğrencilerin önünde öğretmenlerle tartıştım. Tutuklandım, bir ay cezaevinde yattım. Savcının muamelesi çok ağırıma gitti ve o zaman avukat olmaya karar verdim. Liseyi Taşova'da tamamlayıp, İstanbul Hukuk Fakültesi'ni kazandım.

        İsyankâr ama başarılı bir öğrenciydiniz yani...

        Evet başarılıydım ama çocukluğumdan beri ne çektiysem dilimden çektim. Bu bir yapı meselesi... Haksızlık karşısında dayanamıyor ve öfkeyle sert cevaplar veriyorum.

        Nasıl bir aileniz vardı?

        Babam Kur-an kursu öğretmeniydi. Milli Selamet Partisi'ni destekliyor, Akıncılar Derneği'nin başkanlığını yürütüyordu. Defalarca sürgüne gönderildi. Sert bir adamdı. Küçük yaşta sorumluluk alarak 5 kardeşime babalık yapmak zorunda kaldım. Okul dışında da Erbaa tuğla fabrikasında çalışıyordum. Hayatta her şeyi ter dökerek yaptım, olumlu hiçbir şey kendiliğinden gelmedi.

        Öfkeli biri olmanızı buna mı bağlıyorsunuz?

        Sık sık öfke patlamaları yaşayan biri değilim aslında. "Çok sert bakıyorsun, asık suratlısın" diyorlar ama bir filmde iki aşığın buluşamamasına gözyaşı döken bir adamım. Yaratılış şeklimden dolayı ilk bakışta hoş bir izlenim vermiyorum. Bu elimde olan bir şey değil, Allah böyle yaratmış. Artık burçlara inanmaya başladım. Aslan burcu için, 'çok duygusaldır, anlık değişimlerle çok farklı karakterler ortaya koyar' deniyor. Aşırı duygusalım, öfkem de çok hızlı gelişiyor.

        Kabahat burcunuzda mı? Öfke kontrolü probleminiz yok mu?

        Evet, var. Bunu artık kabul ediyorum. Öfke insanidir ama dışarı yansımasında hoş olmayan bir şekle büründü. Ramazan'dan sonra bir psikologdan öfke kontrolü dersleri almaya başlayacağım. Her derdin bir devası varsa, öfkeyi kontrol edememek de bir derttir; bunu kabul edip tedavi görmem gerektiğini düşünüyorum.

        Aileniz nasıl tepki veriyor?

        Annem çok üzülüyor; "Oğlum seni hep şer işlerinle mi duyacağız? Diline sahip çık" diyor.

        Ya eşiniz?

        Üzülüyor ama evlilik iyi ve kötü günde birlikte olmayı gerektirir. Siz ne kadar yanlış bir şey yaparsanız yapın, eşiniz sizi kucaklamak ve sahiplenmek zorundadır.

        Bu süreçte ilişkiniz bozuldu mu?

        Hayır, aksine gelişti. Bir takım insanlar geri çekilince, birbirimize daha da kenetledik.

        Öfke patlamaları ev içindeki tartışmalara da yansıyor mu?

        "25 yıllık evliliğiniz boyunca ne kadar gerginlik yaşadınız" diye soracak olursanız, Meclis'te yaşadıklarımızdan daha azdır. Tabi bu tek başıma başardığım bir şey değil. Benim gibi bir adamla yaşayan bir kadın hiçbir şey yapmasa da cennete gider!

        Zor bir adam mısınız?

        Evet, fakat karakterle davranışı birbirinden ayırmak lazım... Davranışlarımda mutlaka hatalar olmuştur ama tanıyanlar karakterim hakkında olumsuz bir şey söylemez. Aksi bir adam olsam etrafımda kimseyi bulamazdım zaten.

        'KIZIMIN KARŞISINDA DİZ ÇÖKÜYORUM'

        Kızınızla ilişkiniz nasıl?

        Betül evliliğimizin 10. yılında tüp bebek olarak dünyaya geldi. Ona çok düşkünüm. Silah kullanmayı, araba sürmeyi ve yüzmeyi öğrettim. Buluğ çağında çatışma dönemini yaşıyor. Geceleri eve çok geç saatte geldiği oluyor, annesine karşı ben idare ediyorum. Okula gitmek istemiyor. Bu sene iki okul değişti. Saçlarının yarısını kazıttı. Çok çatışma yaşıyoruz ama hep o galip geliyor. Ne yaparsa yapsın kızımın karşısında diz çöküyorum, bundan hiçbir zaman yüksünmedim.

        Yaşananlar karşısında o ne dedi?

        Arkadaşları arasında zor durumda kalıyor. Üzülüyor ama neticede 15 yaşında bir çocuk ve babası onun için her şey demek. "Sen yanlış yapmazsın" diyor.

        "BAŞKALARI DA KÜFREDİYOR, RADARA BEN YAKALANDIM"

        İlk gündeme gelen olay Kamer Genç'le yaşadığınız tartışmaydı. Neydi sizi bu kadar kızdıran?

        Kamer Bey belli bir süredir eleştiri sınırlarını aşarak, hakarete, iftiraya varan tahkir edici bir üsluba yöneldi. Rencide edilmiş hissettim.

        Neden diğer milletvekilleri dururken siz tepki gösteriyorsunuz?

        Oturuma ara verildiğinde başka milletvekilleri de benzer küfürleri ediyor. Ben radara yakalandım.

        Kayıt olmadığı zaman Kamer Genç'in size bir hakareti oldu mu?

        Hayır, bireysel bir hakareti olmadı ama önceden beri biriken şeyler vardı. Üç dönemdir Meclis'teyim, onlarca konuşma yaptım. Geriye bakın, tek bir öfke anım yok. O cümleleri de söylediğimden emin değilim.

        Hatırlayamıyor musunuz?

        Hayır, hiçbirini hatırlamıyorum. Görüntü ve ses kaydı yok. 3 kişi duyduğunu iddia ediyor. Meclis tutanaklarında olduğu için kabullenmek zorunda kaldık. Yine de arkasında durmuyorum. Bunların bana da partime de asla yakışmadığını söyledim, özür diledim. Keşke bu Meclis dışına yayılmasaydı.

        Günlük hayatta çok küfreder misiniz?

        Kullanmadığımı söylesem inandırıcı olmaz. Sonuçta peygamber değilim, bir insanım. Bunun bedelini ödüyorum zaten. Komisyon başkanlığından istifa ettim. Disipline sevk edildim. Kınama cezası aldım. Meclis'ten, tüm kadınlardan ve halktan özür diledim. En ağır ceza da, yıllardır arkasında durduğum siyasi liderin beni kamu önünde şiddetle kınaması oldu. Bundan daha ağır bir ceza olabilir mi?

        "TACİZ OLARAK ALGILADILARSA ÖZÜR DİLERİM"

        Geçen hafta da uyurken çekilen fotoğraflarınız yüzünden kadın gazetecilere ağır sözler söylediniz.

        Son 15 gün Meclis sabah 4'e 5'e kadar çalıştı. Zaman zaman 10-15 dakika dinlendik. Ne hikmetse yine ben radara yakalandım! (Gülüyor). Fotoğrafı kimin çektiği önemli değil ama altına 'horladı, başında ninniler söylendi' gibi alayla tahkir karışımı sözler yazıldı. Resmin kendisi sempatik olabilir fakat amaç seçmenin ve toplumun önünde küçük düşürmekti.

        Öyle olsa dahi o şekilde bir tepki göstermeye hakkınız var mı?

        Tepki göstermedim, hatta ilk gördüğümde umursamadım. Meclis'ten çıktım, üç dört gazeteci arkadaş bahçede oturuyordu. Yanlarından geçerken 'Vekilim resmin çıkmış, çok artistik olmuş' diye espri yaptılar. Onlar bana takıldı, ben de onlara takıldım. Olay bundan ibaret... Gidip gazetecilere bağırdığım kesinlikle doğru değil.

        'Bacak arası' benzetmesi yapmanız yakışıksız değil miydi?

        Şimdi kafama vuruyorum, 'Lan oğlum, espri yapacaksan başka cümle mi yok?' diyorum. Ramazan'ın ilk günüydü. Oruç tutmanın da etkisi var. Fakat samimiyetle söylüyorum, kesinlikle taciz, hakaret, aşağılama niyetim yoktu. Onlar samimi dostlarım. Bunu habere dönüştürenlerin o arkadaşlar olduğuna inanmıyorum. Bunu taciz ve hakaret olarak algıladılarsa özür dilerim, haklarını helâl etsinler.

        Gazetecileri Meclis bahçesine sokmamakla tehdit etmişsiniz.

        Bahçenin ve kulisin huzuru kaçtı, bütün milletvekilleri tedirgin oldu. "Üçüncü dönemim bitti, ileride bir daha vekil olursam meclis başkanı olacağım, sizi buraya sokmayacağım" dedim.

        Bu tehdit değil mi?

        Öyle bir üslupla söylemedim. Meclis bahçesine ve kulislere gazetecilerin girmemesi gerekir ama fiilen bu ayrıcalık oluşmuş. Yeri geliyor, kendi partimizdeki arkadaşları eleştirdiğimiz oluyor. Bu ortamda gazetecilerin olması doğru değil. Meclis başkanı istemedikçe, bunu engelleme gücüm ya da yetkim yok.

        O gazetecilerle daha sonra konuştunuz mu?

        Hayır, Meclis'e gelmediler. Karşılaşırsak neden böyle algıladıklarını soracağım.

        Şimdi nasıl hissediyorsunuz?

        'Küfürbaz ve tacizci vekil' diyorlar. Küfürbazı geçtim ama bir kız babası olarak 'kadın tacizcisi' sıfatını duyduğum anda hissettiğim huzursuzluğu tarif edemem. Bunu hak etmedim.

        Nuran Aslan eşini anlattı...

        'ZEYİD TAM BİR AŞK ADAMIDIR'

        Nasıl tanışıp evlendiniz?

        Görücü usulü değil aşk evliliği yaptık. Aynı lisedeydik. Okulun popüler kızı ile çalışkan çocuğunun aşkıydı! Zeyid üniversiteyi bitirince evlenip İstanbul'a taşındık. 10 yıl boyunca çocuğumuz olmayınca birbirimize daha çok bağlandık.

        Öfkeli bir eş midir?

        Hayır, evde pek kavgamız olmaz. O sinirlense bile ben susuyorum, sorunumuz olmuyor.

        Mecliste yaşadığı olaylardan dolayı kızdınız mı?

        Medya olayları çarpıttı. Uykudaki hali masum bir fotoğraftı ama altına yazılanlar küçük düşürücüydü. Keşke o sözleri kullanmasaydı. Gerçi mahrem bölgeyi kastederek söylememiştir. Eşimin arkasındayım. Öfkeli bir adammış gibi tanıtılıyor ama duygusal bir adamdır. Çok şiir yazardı bana. Tam bir aşk adamıdır!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ