Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa ‘Dimitri’nin evinde kimler oturuyor!’

        ERAY EROLLU / AHT

        1955 yılında İstanbul’da Rum, Ermeni ve Yahudi yurttaşlara yönelik ırkçı saldırıların yıldönümünde protesto gösterileri yapıldı. Şişli’de toplanan grup, “6-7 Eylül’ü unutmayacak, unutturmayacağız”, “Dimitri’nin evinde kimler oturuyor?” dövizleri taşıdı, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları attı.

        58 yıl önce İstanbul’da Ermeni, Rum, Yahudi yurttaşların maruz kaldığı ırkçı saldırılar protesto edildi. Şişli’de toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, “6-7 Eylül’ü unutmayacak, unutturmayacağız”, “Dimitri’nin evinde kimler oturuyor?” dövizleriyle yürüyüşe geçti. “Türk, Rum, Yahudi yaşasın halkların kardeşliği” şeklinde sloganlar atan grup Kurtuluş Meydanı’na geldi.

        ‘AKIL ALMAZ BİR TRAJEDİ’

        Tatavla Dayanışması (Bomonti, Şişli, Kurtulu, Feriköy Dayanışması), Ortanca Platformu adına yapılan basın açıklamasında, “Takvim yaprakları 6 Eylül 1955’i gösterdiğinde İstanbul’un göbeğinde akıl almaz bir trajedi yaşandı” denildi.

        BİNLER YURDUNU TERK ETTİ

        Binlerce gayrimüslimin yaşadıkları toprakları terk ettiğinin altının çizildiği açıklamada, “Tek tip insan yaratma projesinin, ötekileştirmenin, halkları birbirine kırdırmanın dolayısıyla devletin yani faşizmin muhteşem bir örgütlenmesiydi 6-7 Eylül olayları” ifadelerine yer verildi.

        ‘Kendiliğinden oluşmuş gibi ‘planlı’ eylem’

        6-7 Eylül’ü tarihçi Profesör Eric Zürcher, “Modernleşen Türkiye’nin Tarihi” kitabında şöyle değerlendiriyor: 1955’te hem DP’nin basın, üniversiteler ve yargıya karşı otoriter çizgisine olan muhalefet, hem DP içerisinde Menderes’e yönelik muhalefet artmaya başladı. Kıbrıs’ın geleceği konusunda İngiltere, Yunanistan ve Türkiye arasında ağustos-eylül aylarında yapılan görüşmeler, basının körüklediği artan bir milliyetçi coşkuya yol açmıştı. 6-7 Eylül’de İstanbul’da büyük çapta bir ayaklanma oldu. Büyük olasılıkla, Menderes ile Dışişleri Bakanı Zorlu, öğrencilere, “kendiliğinden oluşan” sınırlı bir gösteri yaptırma kararı almışlardı. Ancak gösteriler denetimden çıkmış ve önce Rumların işyerlerini yakıp yıkma şeklinde gelişmiş, sonra da gecekondu ahalisinin, görünürdeki mal mülke saldırmasına dönüşmüştü. Baştaki planlı gösteride eyleme geçmemesi için talimat almış gibi gözüken polis, bu olayları müdahale etmeden izlemişti. Hükümet üç büyük kentte (İstanbul, Ankara, İzmir) sıkıyönetim ilan etti. İçişleri Bakanı istifa etmek zorunda kaldı. Toplam 5622 konut ve mağaza yağmalandı.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ