Mahkemenin zor kararı

Zülfikar ALi AYDIN/HT GAZETE

Kuyumcu soygununda 2 kişiyi öldürdükten sonra polisin açtığı ateş sonucu felç olan Ali Haydar Yıldız için Adli Tıp “Cezaevinde kalamaz” raporu verdi. İHD “Acil tahliye edilmeli” diye rapor açıkladı. Soygunda öldürülenlerin yakınları ise “Biz affetmiyoruz, devlet nasıl affeder?” diye isyan ediyor.

Tarih: 9 Ekim 2012... Yer: İstanbul Pendik. Rıfat Bilgin, o gün oğlu Şakir’in işlettiği kuyumcu dükkânına uğramak üzere evden çıktı. 9 çocuğuyla, 20 yıl önce “daha iyi bir hayat” için Ağrı’dan gelip İstanbul’da küçük bir gecekonduya yerleşerek inşaat işlerinde çalışmaya başlamıştı. Çocuklar çok çalışmış, işlerini büyüterek bir kuyumcu açabilmişti. Kuyumcuya girip sandalyeye oturduğunda saatler 11.15’i gösteriyordu.

ÇARŞAF ALTINDA MP5

Çok geçmeden dehşet anları başladı. İçeriye giren çarşaflı bir kişi, MP5 tam otomatik tabancasını çıkarıp üzerine doğrulttu. 65 yaşında olmasına rağmen hiç tereddüt etmeden soyguncunun üzerine atılıp beline sarıldı. Boğuşmaya başladılar. Ancak ikinci soyguncu içeri girdi. Kafasında motosiklet kaskı elinde “hayalet silah” Glock vardı. Hiç tereddüt etmeden yaşlı adama ateş etti. Karnından vurdu. Ardından namluyu oğlu Şakir’e doğrulttu. Onu da kolundan yaraladı.

TEREDDÜTSÜZ VURDU

Yaşanan arbedeye rağmen, çarşaflı olan tezgâh ve vitrindeki altınları seri hareketlerle toparladı. Soyguncular, dışarı çıktıkları anda olanları fark eden komşu esnafla karşılaştı. Ancak soğukkanlılıklarını hiç yitirmediler. Çarşaflı soyguncunun elinde bu sefer Glock vardı. Müdahale etmeye çalışan 25 yaşındaki Yetkinay Urtekin’e namlusunu doğrulttu ve ateş etti. Ardından rastgele açtıkları ateşte Mesut Demirtaş sol omzundan vuruldu.

2 KİŞİ ÖLDÜ

Soyguncular motosiklete binip kaçtı. Ancak vatandaşlar takip ettikleri araçla çok uzaklaşmadan motosiklete çarpıp soyguncuları düşürdü. 2 soyguncu yaya olarak ayrı yönlere kaçmaya çalıştı. Çarşaflı olan boş bir arsada, kasklı olan bir inşaatta polisle girdiği çatışmada 6 kurşunla yaralı yakalandı. Soyguncularla birlikte 6 kişi yaralandı. 65 yaşındaki Rıfat Bilgin ve 25 yaşındaki Yetkinay Urtekin hastane yolunda can verdi.

POLİS TAKİBİNDELERDİ

2 soyguncunun kimlikleri hemen belirlendi. Çarşaflı olan Cem Gül ve kasklı olan Ali Haydar Yıldız 2 yıldır TKP/ML örgütünden ayrılan ve kendilerine “İbocu Dönüşüm Hareketi” adını veren bir grubun üyesi oldukları şüphesiyle polisin teknik takibindelerdi. Telefonları dinleniyordu.

ADLİ TIP: KALAMAZ

Polisle çatışmaya giren Ali Haydar Yıldız’ın olaydan sonra belden aşağısı felç oldu. Adli Tıp Kurumu ise “Cezaevinde kalamaz” raporu verdi. Yargılandığı 23. Ağır ceza Mahkemesi Yıldız’ı nihai rapor için yeniden Adli Tıp’a sevk etti. İnsan Hakları Derneği kampanya başlattı. Yıldız’ı, acil olarak tahliye edilmesi gereken 20 tutuklu arasında gösterdi. Son kararı mahkeme verecek.

Babasının ölümünü cezaevinde canlı izledi

Rıfat Bilgin’in üniversite öğrencisi oğlu Metin Bilgin, babası öldürüldüğünde Balıkesir Cezaevi’ndeydi. Yaşananları TV’de canlı izledi. KCK davasından yargılanan Bilgin, bir süre sonra tahliye edildi. Babasının katilinin cezaevinden çıkarılmak istenmesine tepki gösteriyor: “Babam bir gün önce ziyaretime gelmişti. Katledilişini içim kanayarak izledim. Hem devrimciliğin onuru adına hem de geleneğe saygı adına bu alçakça saldırı halk düşmanlığıdır. Asla ‘halk’, ‘devrim’, ‘insanlık’ gibi sözleri kullanmasınlar. Annemin Kürtçe ağıtla ‘Metin baban sana hasretti’ sözü aklımdan çıkmıyor.”

‘Katliam yapanın tahliyesi istenir mi?’

Rıfat Bilgin’in diğer oğlu Osman Bilgin de isyan ediyor: “Bu insanlar devlete karşı değil halka karşı suç işledi, katliam yaptı. Babamı öldüren kişiyi affetme yetkisi nasıl devletin olabilir ki? Örgütün lideri olarak suçlanan Ali Kılıç bile ailemizden ‘Bunlar çetecidir, bizimle ilgileri yok’ deyip özür diledi. İnsan Hakları Derneği’nin katile ‘Hasta siyasi tutuklu’ demesi bizi yaraladı. Bu insanın tahliyesi için kampanya yürütmek ilkesizliktir.” İHD Cezaevi Komisyonu Başkanı Necla Şengül ise bu eleştiriye, “Raporu hazırlarken, tutukluların neyle suçlandıklarına bakmıyoruz. Listemizde Ergenekoncu Tuğgeneral Ersöz de var” diye cevap verdi.

Kanserli de var gözleri görmeyen de

Acil durumdaki hastalardan bazıları:

Hasan Kaçar (29): Kemik erimesi var. Hareket edemiyor.

Ramazan Özal: 2 kez beyin tümörü ameliyatı geçirdi. Sol tarafı tamamen felç.

Salih Tuğrul: Felç ve kalpten dolayı algı yetisini kaybetti. Konuşamıyor.

Ergin Aktaş: Elinde bomba patladı. 2 eli kesildi.

Ramazan Özalp: 21 yıldır cezaevinde. Beyninde tümör var. 2 kez ameliyat oldu. Sol tarafı felç.

Halil Güneş: Kanser hastası. Ölümcül uyku apnesi hastalığı var. Cihaza bağlı, uykuda bazen kalbi duruyor. Ömür boyu uyku cihazı kullanması gerekiyor