"Yolsuzluk olsaydı Türkiye duble yollarla örülmezdi"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye'de yolsuzluk olması halinde ülkenin duble yollarla örülemeyeceğini belirterek, "Şimdi buradan sesleniyorum, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporu mu arıyorsun, gel. Yuvacık Barajı ile ilgili Sayıştay raporu var. Yolsuzluklu mu arıyorsun? Yargıtay, Yuvacık Barajı ile ilgili 'o dönemin Belediye Başkanı Sefa Sirmen ve arkadaşları görevini kötüye kullanma suçu işlemiştir ancak zaman aşımından dolayı dava düşmüştür' diyor" dedi.

Kandıra ilçesindeki Namazgah Barajı'ndan kente içme suyu verilmesi dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Işık, çok önemli bir tesisi hizmete sunduklarını, geçmiş dönemlerde bu tür yapıların inşa edilmesinin yıllar sürdüğünü söyledi.

Yuvacık Barajı'nın 30 yılda tamamlandığını, kapasitesinin 53 milyon metreküp olduğunu ifade eden Işık, şunları kaydetti:

"Buranın kapasitesi 25 milyon metreküp. Yani yarı yarıya yaklaşık. Oranın 1 yılda ürettiği su, eğer çok çok iyi olursa taahhütleri 140 milyon metreküp ama şu ana kadar 115 milyon metreküpü hiç geçmemiş. Buradaki hedef de 50 milyon metreküp. Yani değerler yarı yarıya ancak değerli hemşehrilerim maliyeti söyleyeyim size, 29 milyon lira bu barajın yapımı. Hani buna arıtma tesisini koyun, 35 milyon lira. Kamulaştırmalarını, ağaçlandırılmasını, hepsini koyun, 75-80 milyon lira. Yani 40 milyon dolar. Normalde Yuvacık Barajı'nın belediyeye yap-işlet-devret modeline kadarki yüzde 45'lik bölümünün yapıldığını farz etmeyin. Sıfırdan yapılı olsa, 80 milyon-100 milyon dolara bitmesi lazım. Hadi buna 50 milyon dolarlık farklı ilaveler koyun ki bu barajın yarısını devlet yapmış. Bakın, bu ayın 18'inde Yuvacık Barajı ile ilgili Hazine, şirkete son ödemesini yapacak. Yuvacık Barajı'nın Kocaeli Büyükşehir Belediyesine toplam maliyeti 2 milyar 900 milyon doları geçti.

Bakın arkadaşlar, rakama dikkat edin. 2 milyar 900 milyon doları geçti. 80-150 milyon dolar nere? 3 milyar dolar nere? Bu, Hazineye maliyeti. Bir de bunun Büyükşehir'e maliyeti var. Hazine parayı ödüyor, faiziyle faturayı Büyükşehir'e gönderiyor. Büyükşehir'e maliyeti de 4,5 milyar doları geçiyor."

"ÖNCE KENDİNE BAK"

CHP'nin bu ara yolsuzluğa kafayı taktığını vurgulayan Işık, "Bir ara da Sayıştay raporlarına kafayı takmıştı. Şimdi buradan sesleniyorum, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporu mu arıyorsun, gel, Yuvacık Barajı ile ilgili Sayıştay raporu var. Yolsuzluklu mu arıyorsun? Yargıtay, Yuvacık Barajı ile ilgili 'o dönemin Belediye Başkanı Sefa Sirmen ve arkadaşları görevini kötüye kullanma suçu işlemiştir ancak zaman aşımından dolayı dava düşmüştür 'diyor" ifadesini kullandı.

Şu anda 5-6 kişinin bu olaydan dolayı hapiste olduğunu kaydeden Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Burada asıl vurgulamak istediğim şey başka, 'yolsuzluk' diyorsanız, efendim Yargtay zaman aşımından düşürmüş, aslında işin ucu çok derinlere dayandığı için bilinçli şekilde zaman aşımına uğradığı kanaatindeyim. Arkadaş, sen bir tarafta 'yolsuzluk' diyeceksin, aklına ayakkabı kutusunu koyacaksın ama öte taraftan cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu Yargıtay kararıyla tescillenmiş bir olayda, olayın baş kahramanını geleceksin, belediye başkan adayı yapacaksın. Ondan sonra da bize gelip diyeceksin, 'yolsuzlukla mücadele...' Önce kendine bak. Eğer bu ülkede yolsuzluk olsaydı, bırakın şu hizmetleri 1,5 yılda yapmayı 30 yılda yapamazdık.

Eğer Türkiye'de yolsuzluk olsaydı Kandıra bugün doğalgazı hayalinde bile göremezdi. Eğer bu ülkede yolsuzluk olsaydı, 8 ayda Akçakoca İlkokulu bitirilip, hizmete açılmazdı. Eğer Türkiye'de yolsuzluk olsaydı, bugün Türkiye'nin her tarafı duble yollarla örülmezdi. Bu kadar havaalanını, okulu, hastaneyi yolsuzluk yapan bir ülke yapabilir mi?"

Işık, daha sonra barajdan ilçeye su pompalamak için Kocaeli Valisi Ercan Topaca ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ile butona bastı.

AK PARTİ KANDIRA İLÇE TEŞKİLATI DANIŞMA MECLİSİ TOPLANTISI

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "AK Parti'nin varlık sebebinin birincisi yolsuzlukla mücadeledir. Biz, 'tüyü bitmemiş yetimin hakkına kim el uzatırsa eli kırılsın' anlayışındayız" dedi.

AK Parti Kandıra İlçe Teşkilatı Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Işık, Türkiye'nin güçlendiği dönemlerde bazı sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Türkiye'nin silkinip ayağa kalktığı zaman neleri başarabileceğini bilen mihraklar olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:

"Bu ülkenin yükselişinin durdurulmaması durumunda kendi kültürlerinin nasıl erozyona uğrayacağının farkında olan elbette bir takım güç odakları var. Bunlar da Türkiye'nin her silkinişinde, her ayağa kalktığında mutlaka ayağından tutup, eteğinden tutup çekmek gibi bir misyonla çalışıyor. Ülkede demokrasi gelişmesin, halkın iradesi yönetime tam yansımasın, egemenler egemenliklerini demokratik olmayan yollardan sürdürsün diye gösterdikleri pek çok çabanın farkındayız."

AK Parti'nin sandıkla iktidara geldiğini, emaneti halktan aldıklarını anlatan Işık, Türkiye'nin her alanda büyüdüğünü, bazı odakların bundan rahatsızlık duyduğunu söyledi:

Türkiye'nin namerde muhtaç olmadığına dikkati çeken Işık, şöyle konuştu:

"Bu ülke artık kendi geleceğini kendi şekillendirebiliyor. Elbette bunun rahatsız ettiği bir takım güçler olabilir. Onların da zaman zaman devreye soktukları yöntemler var. En son karşı karşıya kaldığımız yöntem, yolsuzluk maskesi altında, Türkiye'de hükümeti düşürme ve millet iradesine aykırı şekilde yeni bir yapılanma oluşturma gayretidir. Eğer bugün Türkiye'de yolsuzluklar olsaydı, Marmaray açılamazdı. Bir zamanlar 'patates deposu yapalım mı' diye tartışılan Bolu tüneli gibi onlarca tünel yapılamazdı. Devasa barajlar yapılamazdı. AK Parti'nin varlık sebebinin birincisi yolsuzlukla mücadeledir. Biz, 'tüyü bitmemiş yetimin hakkına kim el uzatırsa eli kırılsın' anlayışındayız."

"BU YOLSUZLUK OPERASYONUYSA HALK BANKASI'NIN NE İŞİ VAR BUNUN İÇİNDE?"

Kişinin, suçu sabit olana kadar suçsuz olduğunu, "çamur at, tutmasa da izi kalsın" anlayışıyla yapılan yaygaralara pabuç bırakmayacaklarını vurgulayan Işık, şunları söyledi:

"Bu yolsuzluk operasyonuysa Halk Bankası'nın ne işi var bunun içinde? Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar büyük kamu bankasının genel müdürü rüşvet aldığı iddiasıyla bu şekilde operasyona tabi tutulamaz. Memleketini seven, milletini seven bir savcının yapacağı tek şey var. Önce gider, o bankanın bağlı olduğu bakana gider, 'Sayın bakanım, burada bir yolsuzluk şüphesi var. Biz bir yolsuzluk işlemi yapacağız ama genel müdür bankanın başında bulunursa bu, bankaya zarar verebilir. Lütfen bunu görevden alın, biz de operasyonumuzu yapalım' der. Siz, 'yolsuzluk operasyonu yapıyorum' diye Halk Bankası'nın mahrem odasına gireceksiniz, her türlü bilgiyi alıp, getireceksiniz. Peki ya bu bilgiler başkalarının eline geçerse ne olacak? Soruyorum size, Halk Bankası'ndan kim rahatsız? Türkiye'nin İran ile ticaret yapmasından kim rahatsızsa, Halk Bankası'ndan o rahatsız."

Bakan Fikri Işık İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfına düzenlenen operasyona ilişkin, "Yahu İHH'ya bu dünyada kim karşı? Mavi Marmaray'a kim operasyon düzenlediyse o karşı. İyi de bizim savcılara ne oluyor?" dedi.

Işık, dün İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfına bir operasyon düzenlendiğini anımsatarak "Yav İHH'ya bu dünyada kim karşı? Mavi Marmaray'a kim operasyon düzenlediyse o karşı. İyi de bizim savcılara ne oluyor. Ne oluyor? Sen Suriye'deki Türkmen kardeşlerimize gönderilen yardımı güya terör örgütlerine yardım gerekçesiyle durduruyorsun, oradaki kan kardeşlerimize can kardeşlerimize, din kardeşlerimize yardımın gitmesini engelliyorsun ama öte taraftan Reyhanlı'da canlarımız şehit olmuş, onlarla ilgili bir hafta kılını kıpırdatmıyorsun. Bu nasıl bir yargı anlayışı" diye konuştu.

"ALLAHIN İZNİYLE BİZE KİMSE BOYUN EĞDİREMEYECEK"

Herkesin artık bazı gerçekleri görmeye başladığını ifade eden Işık, şunları söyledi:

"Bugüne kadar samimiyetle gayret eden insanlarımız, perdenin arkasından artık ne döndüğünü artık anlamaya başladı. Bizim asla hizmetin, camianın tabanındaki samimi insanlarla işimiz yok. Onlar her zaman başımızın üstünde ama bu camianın karar mekanizmalarına çöreklenmiş bir çete varsa o çeteyi bulup, çıkarmak ve bu milletin sırtından atmak da bizim boynumuzun borcudur. Bunu da yapacağız inşallah. Türkiye demokrasisi üzerindeki son vesayeti de inşallah kaldıracağız. Hiç merak etmeyin mutlaka gereken yapılacak. Allah'a şükürler olsun ki biz birlik ve beraberliğimizi bozmadıkça Allah başımızdan eksik etmesin, Sayın Başbakanımız başımızda olduğu sürece ve aziz milletimiz de desteğini esirgemediği sürece, Allah izniyle bize kimse boyun eğdiremeyecek."

"30 MART ARTIK YEREL SEÇİM OLMAKTAN ÇIKTI"

Bu sürecin halk arasında nasıl bir etkiye neden olduğunu anlamak için sürekli anketler yaptırdıklarını dile getiren Işık, "Allah'a şükürler olsun partimizin oy oranında, bu kadar yaygaraya, bu kadar kara propagandaya rağmen, aklını ayakkabı kutusuna koyanların bu kadar kara propagandasına rağmen oy oranımızda bir düşme yok" dedi.

Oy oranlarını koruduklarını, zaman zaman yükselme de olduğunu ifade eden Bakan Işık, "Ama bunlar anketler. Bunların tescili 30 Mart'ta yapılacak. 30 Mart artık normal bir yerel seçim olmaktan çıktı. 30 Mart Türkiye'de vesayete boyun eğip, eğmediğimizi göstereceğimiz en önemli platform haline geldi" değerlendirmesini yaptı.

Işık, partililerin sandıklara sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak "Çünkü artık 30 Mart'ı sadece Kandıralılar, sadece Türkiye izlemeyecek, sonuçları merak etmeyecek. Eminim ki 30 Mart seçimleri, bütün dünyada en çok takip edilen seçimlerden biri olacak. Türkiye üzerinde operasyon yapanlara, öyle bir cevap vermeliyiz ki bir daha sadece Türkiye'ye değil, başka hiçbir ülkeye operasyon yapma cüretini de cesaretini de gösteremesinler. Biz bunu başaracağımıza inanıyoruz" ifadesini kullandı.

AA