Bülent Arınç'tan flaş açıklamalar!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç NTV'de Oğuz Haksever'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'a yönelik sözlerini değerlendiren Arınç, "Ben Muharrem Bey'i iyi tanıyorum . Bu sözlerini bir kenara koyarsak onu ülkesini seven, milletini seven bu konuda vatan hainliği ile değil vatanperver bir insan olarak nitelendiriyorum.Onun üzüldüğünü görerek üzüldüğümü ifade etmek istiyorum." dedi.

Ananas konusu hakkında da konuşan Arınç "Uganda da ananas da beni biraz ilgilendiriyor. Türkiye’den biri telefon ediyor, Koç’un ismi var galiba, rafine verildi verilmedi. Uganda’dan ananas geldi falan diyor konuşan kişi. Ananas geldi mi bilmem ama birine kızabiliriz. Ama 2010’du sanırım ben bakan oldum. 1 yıl sonra her bakanın Karma Ekonomik Başkanlığı olur. Her bakanın 5 ülkeden sorumluluğu olur. Afrika’da Uganda benim sorumluluğumda" dedi.

İşte Arınç'ın açıklamalarından önemli satır başları;

Muharrem Bey hem hemşehrim hem önemli işadamı. Bizim ilişkilerimiz iyi. Onunla ilgili konuşmak nasıl olur bilemiyorum. Ben de Sayın Boyner'le ve başka başkanlarla da tartıştım. TÜSİAD geçmişten bu yana yanlışları olan ama önemli bir kurum. Bu zamana kadar TÜSİAD'ın hazırladığı konuşmalara da katıldım. TÜSİAD 28 Şubat sürecinde de olumsuz rol aldı.

AK Parti kurulduğunda önce küçümsediler sonra sessiz kaldılar. TÜSİAD'la zaman zaman barıştık, zaman zaman ise tartıştık. Bazen ise zaman zaman bilerek kasıtlı sırtımızı döndük.

Sayın Başbakanımız son yaşanan olaylar sebebiyle üzgün ve kızgın. TÜSİAD'ın 'Türkiye'de hukukun üstünlüğü kalmadı, Türkiye'de şu olmadı bu olmadı size bir şey gelmez' gibi bu konuşmaları hükümetimizi yaralamıştır. TÜSİAD ateşe benzin dökeceğin yerde bunların üzeriden bir şey söylemen lazım. Türkiye öldü bitti kimse Türkiye'ye gelmez diyemezsin.TÜSİAD başkanını iyi tanıyorum.

TAHLİYE OLAN BDP'LİLERE ZİYARET

Dün BDP grubunu ziyaret ettim. Milletin seçtiği insanların parlamentoda görev yapması gerektiğine inanıyorum. Ben sözümü getirdim kim tahliye edilirse ziyaret edeceğim demiştim. Ve sözümü tuttum.

Ben 2-3 yıldan bu yana bu milletvekili arkadaşlarımızın içeride kalmasını hazmedemiyorum. Uzun tutukluluk süreleri ve adil yargılama... Bunlar beni rahatsız etti. Bunları söyledik ama kimse dinlemedi. Özellikle milletvekilleri... Millet seçmiş, beğensen de beğenmesen de... Geçmişte milletvekilleri tahliye edilmiş hangi suçtan olursa olsun. Fakat 2 yıl geçti, 3 yıl geçti çıkmadılar. İyi ki referandumda Anayasal Mahkemesi'ne kişisel başvuru hakkını getirmişiz, Balbay bu şekilde çıktı. Bu emsal olmalı.

Dün ziyaret ettiğim Kemal Aktaş'ın 20 yıldan beri tutuklu olduğunu, Selma Irmak'ın 9 yıla yakın süredir tutuklu olduğunu öğrendim. Bilmediğim pek çok şeyi öğrendim.

ÇIĞLIĞA KULAK KAPATMAMAK LAZIM

Cezaevi şartları son yıllarda iyi noktaya getirildi. Allah kimseyi düşürmesin. Biz hükümlüleri içeride de korumak zorundayız. Bu cezaevlerinin şartlarının da AB standartlarına uygun hale getirilmesi gerekir. Biz açlık grevleri olduğu zaman da insani yardım gösterdik. Bu çığlığa kimsenin kulağını kapatmaması lazım.

HSYK UZLAŞMA OLUR MU?

Anayasa değişikliği konusunda kaldığımız noktadayız. Ümitli değilim. 2,5 yıl süren Anayaşa Uzlaşma Komisyonun'dan da ümitliydim ama Meclis Başkanı bu işten hayır yok dedi bıraktı. Önümüz seçim. Bir şey çıkmazsa biz geri kalan maddeleri çıkartırız. Anayasa'ya aykırı değil. Biz Anayasayı değiştirmiyoruz. Biz HSYK şu esaslara uygun çalışır diye maddeleri değiştiriyoruz. Komisyonda kavgalar oldu ama o kavgalardan sonra herkes uslandı.

UGANDA BENİM SORUMLULUĞUMDA

Uganda da ananas da beni biraz ilgilendiriyor. Türkiye’den biri telefon ediyor, Koç’un ismi var galiba, rafine verildi verilmedi. Uganda’dan ananas geldi falan diyor konuşan kişi. Ananas geldi mi bilmem ama birine kızabiliriz. Ama 2010’du sanırım ben bakan oldum. 1 yıl sonra her bakanın Karma Ekonomik Başkanlığı olur. Her bakanın 5 ülkeden sorumluluğu olur. Afrika’da Uganda benim sorumluluğumda.

40 İŞADAMIYLA GİTTİM

Uganda nerede haritadan bakarsam bilirim. Bana da Uganda verdiler diyorum. 2010 gibi hatırlıyorum gidişimi. Büyükelçi gitmiş ama elçilik binası yok. Biz de iş forumu için gideceğiz. Ben bildiğim dostlarıma gittim. Başında da TUSKON gelir. Telefon görüşmesini yapan kişi Mustafa Günay’se benim de iyi dostumdur. 40 işadamıyla gittim, güzel anlaşmalar yaptık. Kaldığımız otelde 200 bin çift ayakkabı bağlantısı yaptım dedi. Basit ama Uganda ile ilk kez yapıyoruz böyle anlaşmaları. Ben de çok sevindim. Uganda’ya indik. Büyükelçi karşılayacak ama elçiliğimiz yok. Bizi karşılayanlar arasında oraya 11 yıl önce gidip okul kuranlar ve öğrencileri vardı. Yemeği onlar verdi, cumhurbaşkanı ile görüşmeye onlar katıldı. Elçiliğimizin olmadığı yere gitmişler, okul kurmuşlar.

Orada ananas yediğimi de hatırlamıyorum. Ama yetişiyordur mutlaka. Bu ananası bu Uganda’yı dile dolamamak lazım eğer bu kadarla kalmışsa. İşadamlarının yurtdışında yatırım yapması konusunda bu telefon konuşmasında bazı isimler geçiyorsa onları da ayıplamamak lazım. Orada iş olacaksa ve o işi de Türkiye’den birinin alması lazımsa birinin aracılık yapması çirkin değil.

ÖNEMLİ OLAN AYRIMIN YAPILMASIDIR

Bu cemaatin binlerce, on binlerce sempatizanı var. Bu hizmet hareketinin içinde kazancını, servetini, ömrünü koyanlar var. Onların hepsi saygın nazarımızda. Ancak son olaylar gösterdi ki biz de buradanız diye hukuk dışı faaliyet gösterenlerin ayrılması lazım. Onlar yanlıştır, haksızdır, suç işliyordur. Ben de söz düştüğü zaman aynı ayrımı yapmak mecburiyetindeyim. Başbakanımız zaman zaman örgüt de dedi. Önemli olan bu ayrımın yapılmasıdır.

TEHDİTLER ALIYORDUK

Dershaneler konusu imzaya açıldı. İlk çıktığında çok ağır şekilde siz bunları yaparsanız biz de bunları yaparız diye tehditler alıyorduk. Sonunda taslak çıktı. Sonunda bize teşekküre geldiler. O günden bu yana dershanecilik kitlesi hep bizimle beraber oldu. Biz onlara gelin bu düzenlemeleri beraber yapalım diyoruz.