Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Kim öldürüyor bu kadınları?

        IŞIL CİNMEN

        icinmen@haberturk.com

        HABERTURK.COM

        Yine her taraf öldürülmüş kadınlarla dolu.

        Çevreleri de “cinnet getiren” ya da “namusunu temizleyen” katil erkeklerle…

        bianet’in kadın hakları editörü Çiçek Tahaoğlu anlatacak.

        bianet 2009’dan beri ulusal, yerel ve internet basınında yer alan erkek şiddeti, cinayet, cinayete teşebbüs, tecavüz, taciz ve yaralama vakalarının çetelesini tutuyor.

        Röportajın arasına dağıttığım infografikler ise 1 Ocak 2013 – 31 Aralık 2013 arasında gerçekleşmiş ve basına yansımış olayları kapsıyor.

        Türkiye’de günde kaç kadın öldürülüyor?

        Ben bu soruyu Aile Bakanlığı’na sormak istiyorum. Türkiye’de günde kaç kadın öldürülüyor? Son on yılda kaç kadın öldürüldü? Erkek şiddeti verilerinde bir düşüş var mı? Bu konudaki çalışmalar sonuç veriyor mu?

        Koca ülkede bu verileri toplayan hiç bir birim yok mu?

        Bu soruların cevaplarını resmi olarak bilmiyoruz. Soruya cevaben bakanlıklardan yapılan açıklamalarsa evlere şenlik.

        Örneğin?

        Örneğin sadece 2012’yle ilgili açıklamaları ele alalım:

        * Ekim 2012’de gazetelerde yer alan haberlerde İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı rapora göre 2012’nin ilk 7 ayında 140 kadın öldürüldü.

        * Fatma Şahin, 21 Mayıs 2013’te gazetelere yansıyan haberlerde ise İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 2012 yılında 155 kadının öldürüldüğünü açıkladı.

        * İçişleri Bakanı Muammer Güler, 6 Mayıs 2013’te yanıtladığı soru önergesinde, polis sorumluluk alanında 2012’de 268 kadının öldürüldüğünü açıkladı.

        * Fatma Şahin, Mülkiye Birtane’nin verdiği soru önergesine 24 Ocak 2013’te verdiği cevapta Mart - Eylül 2012 arasında Emniyet Müdürlüğü’nün Bakanlık’a aktardığı verilerine göre 23 kadının öldürüldüğünü açıkladı.

        Bu liste böyle uzayıp gidiyor. Ve gerçekten upuzun bir liste.

        CİNAYETLERİN YÜZDE 84'Ü...

        bianet’in tuttuğu erkek şiddeti çetelesine göre rakam neydi?

        bianet’in çetelesine göre 2012’de 165 kadın öldürüldü. Ama bu sadece “haber olabilen” cinayetlerin sayısı.

        Kim öldürüyor bu kadınları?

        Kadınları hep en yakınlarındaki erkekler öldürüyor. Kocaları, eski kocaları, sevgilileri... Mesela çeteleye göre 2013’de öldürülen 214 kadının yüzde 15’i boşanmak istedikleri için kocaları tarafından öldürülmüş. Kocalar, eski kocalar, sevgililer ve erkek akrabaları yani kayın peder, dünür, abi, kardeş vs. toplayınca cinayetlerin yüzde 84’ü yapıyor.

        Kaç kadın tecavüze uğruyor?

        Bu konuda resmi açıklama da yok. Tecavüz çok mahrem bir konu ve nadiren konuşuluyor. Kadın saklaması gereken bir olaymış gibi hissettiğinden, erkek de zaten suç işlemiş olduğu için konu çoğunlukla saldırı anından sonra kapanıyor ve kimsenin haberi olmuyor. Tecavüz vakalarının çok büyük bir bölümü polise şikayet bile edilmiyor. Dolayısıyla tecavüzlerin gerçek sayısını vermek, tahmin edebilmek kesinlikle mümkün değil. Ama yine bianet çetelesine dönersek son dört yılda en az 626, 2013’te ise 167 kadının tecavüze uğramış.

        Tecavüz edenlerin yüzde kaçı tanıdıkları erkekler?

        Korkutucu bir oran... Bu kadınların yüzde 52’si tanıdıkları erkeklerce tecavüze uğramış.

        Bu olaylar neden daha etkin biçimde engellenemiyor? En büyük sorun ne?

        En büyük mü bilmiyorum ama en görünür olanı meşhur kutsal aile paradigmamız. İlla aile olacağız ve aile kalacağız. Bu aile içinde de roller belli: kadın makine gibi doğuracak, yemek yapacak, evi temizleyecek, çocuklara kocasına bakacak, namuslu olacak, yan bakmayacak... Erkek eve ekmek getirecek ya da kafasına göre getirmeyecek. Kadın “yükümlülüklerini” yerine getirmezse de erkek şiddet uygulayıp “bir tokat şiddet midir”, “şiddet sevgidir” falan diyecek...

        BUGÜN BAKAN OLSAN...

        Yani bir zihniyet probleminden söz ediyoruz...

        Olay zihniyet değişmediği için engellenemiyor. Yasa yapıcılar, yasa uygulayıcılar, polisler, savcılar “ne var ki ben de karımı dövüyorum” diyor, katiller “karım başka bir erkekle mesajlaşıyordu” diyerek ceza indirimi alıyor. Aile içi şiddet sorun değil zaten kadınlar çiçektir. Sistematik şiddetin cinayetle sonuçlanmasını da engelleme gibi bir sorumluluk yok sanki. Politikalar, farkındalık kampanyaları da bu sağlıksız zihniyetle hazırlanıyor. Oysa hayat artık bu geleneksel ve kutsal aile kalıplarına sığmıyor.

        Kadınların bilinçlenmesi de şiddeti artıran bir etken mi?

        Maalesef evet. Kadınlar artık aile içinde değil birey olarak tanımlanmak istiyor, “evli, üç çocuk yapan, ailesine hizmet eden, iffetli, erkeğine bağımlı” vs. diye uzayan bir listeye göre yaşamayı değil kendi tercihleri doğrultusunda yaşamak istiyor ve susmuyor. Kadınların hak talebinde bulunmaları tekrar şiddet yaşamalarına da sebep oluyor. “Sen beni nasıl şikayet edersin” diye tekrar şiddet görüyorlar.

        Fotoğrafı netleştirelim. Şiddet gördüğü için şikayetçi olan ve haklarında tedbir kararı çıkmasına rağmen şiddet gören kadınların oranı ne?

        2013’te öldürülen kadınların yüzde 13.5’i, ağır yaralanan kadınların yüzde 10’u şiddet gördükleri için şikayetçi olmuş ya da koruma tedbir kararı çıkartmıştı.

        Sen bugün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olsan yapacağın ilk iş ne olurdu?

        Kadın örgütlerinden bir komisyon oluştururdum. Bundan sonra üretilecek politikaları, sosyal hizmetleri, yasaları onlarla planlardım. Şiddeti önleme politikalarını şiddet gören, sığınma evlerinde kalan kadınlarla yaşadıkları süreci paylaşan, sorunlarını bilen sivil toplum çalışanları, kadın cinayetleri davalarında yer alan avukatlar hazırlamayacak da kim hazırlayacak? Bu insanlar etkin bir kaynak oluşturuyor, onlardan etkin biçimde yararlanılabilir.

        "BİRİ AFİŞE EDİLECEKSE O KİŞİ ÖLEN DEĞİL, ÖLDÜRENDİR"

        Son dönemde kadın cinayetleri arttı mı? Söylenilenler doğru mu?

        Basına yansıyan haberlere göre, cinayetler son 4 yıldır hemen hemen aynı hızda devam ediyor. 2010’da 217, 2013’te 214 kadın öldürüldü. Ama bence soru arttı mı değil, azaldı mı olmalı... Amaçlanan ve olması gereken azalması. Cinayetler konusunda her birimin elinden gelenin fazlasını yapması, farkındalık yaratması için sayının artması bir kriter olmamalı. Ayrıca 6284 no’lu yasa neredeyse davul zurnayla tanıtıldı ama 2012’den 2013’e cinayet sayısı 165’ten 214’e çıkmış.

        Medyanın kadına yönelik şiddet, tecavüz haberlerini verme konusunda genel bir bilgisizliği var. Nedir bunun doğru yolu?

        Haberler genellikle failin suçunu hafifletip, mazur gösterecek unsurlarla süsleniyor. Tecavüz haberlerinde mağdurun da suçlu olduğunu düşündürecek cümleler kuruluyor. Haberde şiddetin özendirilmemesi, haklı gösterilmemesi, kışkırtılmaması veya duygu sömürüsüne dönmesine izin verilmemesi lazım. Mor makyajlı kadınlara, “cinnet getirdi karısını, kızını, kimi gördüyse öldürdü” haberlerine, haber fotoğraflarında ölüm pornografisine son verilmeli. İlla biri ifşa edilecekse o kişi şiddetin uygulayıcısıdır, onun gözlerine bant çekilmeli ve o gösterilmelidir.

        “Namus cinayeti” oksimoron bir terim değil mi? Cinayet ve namus yan yana gelemeyecek kadar zıt iki kavram… Ne demek gerekiyor?

        “Namus bahanesiyle işlenen cinayet” demek doğru olur. Kadından beklenen toplumsal rollere birebir uyulması isteniliyor, uymayınca namus bahanesiyle cinayet işlemiş oluyor. Biz toplum olarak namus kelimesine pozitif anlam yüklüyoruz fakat bu kısıtlayıcı ve negatif bir kavram. Ayrıca hukukta, 'ar, hayâ, edep, ırz' gibi kavramlara yer yoktur. Bununla ilgili düzenlemelerin yapılması ivedilikle gerekli.

        CAN GÜVENLİĞİNDEN ŞÜPHE DUYAN KADIN NE YAPMALI?

        Can güvenliğinden şüphe duyan kadın ne yapmalı?

        6284 no’lu yeni yasayla savcıya, mahkemeye gitmeden direkt karakola ya da mülkiye amirliğine gidip “Ben şiddet görüyorum, can güvenliğimden endişe ediyorum ve koruma tedbir kararı çıkartmak istiyorum” diyebilir.

        En iyi yol bu mu?

        En iyi yol bir kadın örgütüne gitmek ve onların danışmanlığıyla hareket etmek.

        Mesela hangi kadın örgütü?

        Mor Çatı’nın 24 saat danışma hattı var. KAMER 23 ilde çalışıyor; Doğu ve Güneydoğu’da çok geniş bir örgütlenmesi var. İnternet yardımıyla bulunulan ile göre en uygun kadın örgütü rehberi bulunabilir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından kadına yönelik şiddet gibi konulardaki ihbarları değerlendirmek için kurulan “Alo 183 Kadın, Çocuk ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı” da var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ