Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Binali Yıldırım Teke Tek'te!

        HABERTURK.COM

        Eski Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı ve AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Habertürk TV'de yayınlanan Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

        Binali Yıldırım, İstanbul'un da aday olarak istediğini ama kendisinin İzmir'i seçtiğini söyledi. "İzmir zor, ben de zor olanı severim" diyen Yıldırım, CHP'nin İzmir'de eskisi gibi güçlü olmadığını, İzmir'in projeye aç bir şehir olduğunu kendisinin başkan olması halinde 10 yılda (2 dönem) tamamlayacağı 1414 projelerinin olduğunu belirtti.

        Binali Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları;

        Ben İzmir'e belediye başkanı adayı olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Başka şehirler de beni istediler. Ben İzmir'i seçtim. İstanbul da beni istedi. Gençliğimin çocukluğumun geçtiği şehirdir İstanbul. Orada görev de yaptım. Ama ben İzmir'i seçtim çünkü bir kere ben 2011'den beri İzmir milletvekiliyim, dolayısıyla İzmir'i halini gördüm, İzmir'e bir projeci elinin değmesi lazımdiye düşündüm. İkincisi de İzmir zor olan ve ben de zor olanı seviyorum. Zor şunun için zor; son 15 yıldır İzmir CHP'li belediyelerince yönetiliyor. İlçelerde de merkezde de ağırlıklı olarak böyle. Dolayısıyla bu kadar uzun süre bir belediyenin elinde olan şehrin değişikliğe gitmesi o kadar kolay olmuyor. Bir ekosistem oluşuyor şehirde. Bir yapı oluşuyor. O yapının değişmesi için çok gayret göstermeniz lazım. Şehrin sizi tam anlamıyla tanıması lazım.Biz deplasmanda gibiyiz, o anlamda diyelimki mevcut aday sayın Kocaoğlu 1 çalışacaksa, bizim 3 çalışmamız gerekiyor. CHP elindeki belediyeleri kaybetmek istemiyor, ama bunun için eli eskisi gibi güçlü değil.

        İzmir'de 10 yılda değişim olumlu yönde değil, İzmir hizmet anlamında geri kaldı, İzmir imar konusunda sınıfta kaldı, İzmir alt yapı konusunda hiç mesafe alamadı, İzmir hala vahşi çöp depolama yapıyor ve çöp dağları İzmir'in Çiğli ilçesini tehdit ediyor. Daha birçok konu var ama özetle İzmir'deki yerel yönetimler başarısız. İzmir projeye aç bir şehir; şehirle ilgili ne yapılırsa, büyüme hanesine hemen not ediliyor.

        Sayın Kocaoğlu, projelerini açıkladı; projeler 2004 ve 2009'takilerin tekrarı. Bu şu anlama geliyor; demekki o gün açıkladığınız projeleri 2004'te 2009'da yetiştirememişsiniz, 2009'da da 2014'e gelinceye kadar yapamamışsınız, şimdi tekrar izmirlilerin önüne getiriyorsunuz. Yani İzmir verdiği sözü yerine getirmeeyen bir belediye başkan adayını tekrar seçmek zorunda.

        İzmir'in bütçesini yüzde 91 Ankara veriyor. İstanbul'un bütçesini yüzde 79'unu veriyor. Yani İzmir'in şirketleriyle beraber toplarsak 5 milyarlık bir bütçesi var. Yani kişi başına ödeniyor bu para. Bu bakımdan da İzmir, İstanbul'a göre 30-40 lira daha fazla. İzmir Belediyesi'nin 2012 hedeflerinin yüzde 80'i gerçekleştirilememiş.

        Halkapınar-Otogar arasını Ulaştırma Bakanlığı bu sene yatırıma ekledi. Hükümet olarak İzmir'i zora soksaydık İzban konusunda İzmir'le işbirliği de yapmazdık. Kocaoğlu'nun şikayet ettiği bürokratik süreçleri bütün Bakanlıklar da yaşıyor. İzmir milletvekili olduğum için, İzmir'in projelerini Ankara'da bizzat takip ediyordum. İmzir Belediyesi ve şirketleri 2 milyar lira borçlandı. İzmir'e son 10 yılda desteklerle beraber 23,4 milyar, destekler hariç 15 milyar lira yatırım yapıldı.

        "BAŞKAN OLURSAM İNSANLARIN HAYAT TARZINA KARIŞIRIM AMA..."

        Başkan olursam insanların hayat tarzına karışacağım, insanların daha iyi şartlarda yaşaması için. Kordon'da rakısını içen balığını yiyen insan bir yandan da burnunu tutmayacak Körfez'in kokusundan. Orayı tertemiz hale getireceğim. Daha konforlu oturacak. İmbat estiğinde de rahat sere serpe yemeğini de yiyecek keyfine de eğlencesine de bakacak. Bu anlamda karışırım. Ama öbür türlü karışmam söz konusu bile olamaz. Evimin içinde yapmadığım şeyi niye İzmir'e yapmaya kalkayım. Abesle iştigal olur.

        İZMİR'E 1414 PROJE

        bu çalışmada çok büyük bir ekip çalıştı. Mühendisler, mimarlar, antropologlar, şehir plancıları, hepsi bu çalışmada görev aldı. 1,5 yıl boyunca İzmir'in ilçeleri ver Merkez'in ihtiyaçları esas alınarak böyle bir proje hazırlandı. Sonra onlar üst üste toplandı çıkan rakam bu: 1414. Sonra bunu bir şeye yorumlayanlar oldu. Bir köşe yazarı da izmir'in Osmanlı'nın idaresine geçtiği tarih diye yazdı. O tamamen tesadüf. 1414 proje 10 yıllık bir dönem için hazırlandı. Ama büyük bir kısmı ilk dönemde yapılacak. Birkaç büyük proje var onlar ikinci döneme kalabilir. Toplam maliyeti 65 milyar lira olan projelerin İzmir'de 170 bin kişiye istihdam sağlaması planlanıyor.

        * Yap-İşlet-Devret projelerini Türkiye'de en çok uygulayan Bakanlık bizim Bakanlığımızdı.

        * Kamu kaynağı kullanmadan, projeleri kendi içinde döndüreceğiz.

        *Kamuya bağlı kaldığımızda 3 yılda bitecek projeyi 15 yılda yapabiliyoruz.

        * Belediye'nin öz kaynağından 15 milyar kullanacağız; gerisi Yap-İşlet-Devlet ve Merkezi Hükümet'ten.

        * 10 yılda 1414 projeden fazlasını da yapacağız.

        *İzmir'in en büyük sorunu işsizlik.

        *İzmir yerel kalkınmada geri kaldı; yatırımcı, Belediye bürokrasisinden ötürü İzmir'den kaçıyor.

        *İzmir Türkiye'de birlikte yaşama kültürünü en iyi bilen şehir.

        *Karşıyaka Süper Lige çıkarsa, onlara hediye olarak 35 bin 500 kişilik stat yapacağız.

        İZMİR'DE "LİMAN" OPERASYONU

        Ben o konuyu epey araştırdım. 2011'in Ocak ayında başlatılan bir soruşturma üzeirne dosya açılıyor. Dinlemeler yapılıyor. Teknik takipler yapılıyor. 2012'nin ortalarında dosya olgunlaştırılıyor ve kaldırılıyor. Başka bir işlem görmüyor. 17 Aralık'tan sonra dosya servis ediliyor. İnanınki dosyada bir şey yok. Tabi yargılama devam ediyor. Ama mahkemeye intikal ettiği için aleni hale geldi. Baktım, dosyada hiçbir şey yok. O görüntüler var da dosyada böyle bir şey yok. İddianın delili olması lazım. Maalesef son zamanlarda yargıda yaşanan suçlamalar, yargıya olan güveni büyük ölçüde sarstı. Siyaset elindeki yetkiyi yargıya verdi; ama yaşanan olaylar gösterdi ki yargı buna yetkin değilmiş.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ