Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem ‘İngiltere’de Türkçe Hamlet oynuyoruz’

        Pala’nın kültür sanat dünyasına dair tespitleri, üzerinde tartışılacak cinsten.

        İstanbul’u konuşurken “Asıl ben kültür sanat politikalarına dair bir çift laf etmek isterim” demiştiniz.

        Bu kadar hızlı büyüyen şehrin kültür sanatını doğru yönetemiyoruz, şehirleşmesinde olduğu gibi. Kendimce bir önerim var. İstanbul’da günde en az 15 bin insan konaklıyor. Oteller dolu. 15 bin yatak desek ve her yatak başına ücretlere sadece 1 Euro zam yapsak... Hatırı sayılır bir para tutar.

        Neye yarayacak bu bütçe?

        Bir fon oluştursak. Bu fon İstanbul’un kültür sanat algısını yönlendirecek bir kurulun kullanımında olsa...

        Algı yönlendirmek ne demek? O kurul kimlerden oluşacak?

        İstanbul Kültür Sanat Kurulu deyin ya da başka bir şey... O kurulda İstanbul’un şehirleşmesine danışmanlık edecek mimar, yurtdışına gidecek gösteri toplulukları hakkında öneride bulunacak birileri olabilir. Dünyanın her yerine kültür ihraç etmek zorundayız. Fakat İstanbul kültür ithal ediyor, ihraç edemiyor. Bu kurul İstanbul’un kültürünü ihraç edebilecek bir çalışma yapmalı ve onların da bir bütçesi olmalı.

        Siz daha önce yetkili mercilere önerdiniz mi bunu?

        Hayır, ilk defa söylüyorum. Bu kurul mesela İsviçre’ye hangi programla gidilmesi gerektiğini söyleyebilir. Çünkü İsviçre programı ayrı, Kore programı ayrıdır. Yunanistan’a hangi gösterileri, tiyatroyu, konseri götüreceğiniz ayrı bilinçtir, İngiltere’ye giderken hangisini götüreceğiniz ayrı. Bunlarda büyük dağınıklık var. Herkes aklına estiği şekilde yurtdışında Türkiye’yi temsil ediyorum diye, banal şeyler yapıyor.

        Ne gibi?

        Mesela bir gösteri sahneleniyor, diyelim ki gösteri Anadolu’da bir halk dansını anlatıyor. Gösteride iki delikanlı aynı kıza âşık, biri diğerini öldürüyor. Hadi buyur!

        Anadolu Ateşi’nden mi bahsediyorsunuz?

        O yine en iyilerinden, profesyonellerce hazırlanmış, ondan bahsetmiyorum. Mehter takımını, pehlivanları nereye götüreceğiniz belli olmalıdır.

        Halk dansında aynı kıza âşık iki gencin kavgası neden yanlış? Vardır bizim kültürümüzde, efsanelerde, anlatılarda...

        Bunu gösterdiğiniz ülkedeki Türkiye algısı sizin cani ve acımasız olduğunuz şeklinde biçimlenir.

        Anladım da sanatın ülkeyi hep iyi göstermek gibi bir misyonu var mı?

        Her doğruyu her yerde söylemenin manası yok. Bu efsaneyi Rusya’da gösterebilirsiniz ama Kanada’da gösterdiğiniz zaman ülkeye bakış açısını değiştirirsiniz.

        Bu söylediklerinizin sansür olarak algılanabileceğinin farkındasınız değil mi?

        Anlamayacaklar, sansür diyecekler evet. Ama sansür değil bu; insanın kendini temsilde muhataba göre konuşması. Her muhataba göre cümleleriniz farklı olmalıdır. Bu kurul bunu yapmalıdır. Siz İngiltere’ye Hamlet oyunuyla giderseniz, hele de o oyunu Türkçe oynarsanız komik olursunuz.

        İngiltere’de Türkçe Hamlet mi oynuyoruz?

        Evet. Oradaki Türkler izliyor. Tarkan gidip yurtdışında konser veriyor. Çok güzel bir şey yapıyor, seviyorum da. Şarkılarının klasik ilhamları ve tınıları var. Tarkan’ın yurtdışındaki salonları tıklım tıklım oluyor. Ama benim gönlümden şu geçiyor. Tarkan konser verdiği zaman yabancıların doldurduğu bir salon olsun, sadece Türkler olmasın. Dünya kültür sanat üzerine bir endüstri yönetiyor. Biz bunu hep ithal eden tarafız, ihraç edebilecek ürün üretemiyoruz. Bu kültür sanat kurulu bunun için bir zemin oluşturacaktır, sübvanse edecektir. Bir Justin Bieber yetiştiremedik! Nasıl bizim insanımız Lady Gaga’ya koşuyorsa, yurtdışında da bizimkilere koşmalı insanlar. Böyle bir kurulla her şeyi yönlendirebilirsiniz. Türkiye o kadar zengin ki sanat ve kültür açısından üretemediğimiz ve üretecek iradeyi gösteremediğimiz için, üreten birkaç kişiye de Haluk Bilginer ya da Mustafa Erdoğan gibi, cehennem fıkrasında olduğu gibi davranıyoruz. Bizim muhafazakâr normlardan güç alan çok zengin bir geleneğimiz var ve o geleneğin içinde üretilecek çok hazine bekliyor. Maalesef bizde bir kopukluk var

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ