Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında ‘şüpheli’ kararı veren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, ‘Hakimlere güvenmek lazım’ demiş.

Cumhurbaşkanı’nın dokunulmazlığı var mı yok mu tartışmasına girmek istemiyorum.

Biliyoruz, Cumhurbaşkanı’nın parlamenter dokunulmazlığı yok.

Bunu Osman Kaçmaz isimli Ağır Ceza Hakimi de biliyor...

Cumhurbaşkanlarının ‘vatana ihanet’ suçlaması dışında da yargılanabileceğini söyleyen ve Erdoğan Teziç mamulü 367’den sonra yeni bir icada daha imza atan Sabih Kanadoğlu da biliyor.

Fakat buradan, Cumhurbaşkanı’nın yargılanabileceği, hele ‘şüpheli’ şeklinde küçültücü sıfatlarla anılabileceği anlamı çıkmaz.

Değerli yargıç, suç işlemiştir.

Daha doğrusu, görevini kötüye kullanmıştır.

Hele, ‘şüpheli’ gibi, tahkir kokan ve küçültücü bir ifadeyi ‘mahkeme kararı’ haline getirerek, işlediği suçu katmerlendirmiştir.

Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. İsmail Kayar, ‘kararın, anayasal ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu’ söylüyor.

Prof. Ergun Özbudun, ‘milletvekiline tanınan dokunulmazlık imkanının devletin en yüksek makam sahibinden esirgenmiş olmasının düşünülemeyeceğini’ ifade ediyor.

Katı laik görüşleriyle tanınan Özdemir Özok bile karara tepkili.

Hatta Özok daha da ileri gidiyor, bunun ‘Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmaya dönük bir karar olduğunu’ söylüyor.

Böyle midir, bilmiyorum.

Fakat, benim dikkatimi, daha çok, ‘Hakimlere güvenmek lazım’ ifadesi çekti.

Hakimlere güvenmek lazım, doğru.

Fakat, Türkiye Cumhuriyeti tarihi, yargıya güvenimizi boşa çıkaran yanlış hakim kararları ve ‘kötü muhakeme’ örnekleriyle dolu.

İstiklal Mahkemesi hakimleri güvenilir değiller miydi?

Bugün elimizde, bir kısmı tartışmalı, binlerce idam cezası kararı var. Üstelik, temyizi olmayan bir mahkemeydi bu ve karar tamamen hakimlerin vicdanına bırakılmıştı.

Peki, kamuoyunu aylarca ‘köpek davası’, ‘bebek davası’, ‘cımbız davası’ maskaralığıyla uğraştıran Yassıada Mahkemesi’nin hakimleri?

Güvenilir değiller miydi?

Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde ‘hakim’ kürsüsünü işgal eden birbirinden değerli sivil ve askeri yargıçlarımız?

Güvenilir değiller miydi?

Ki, yüzlerce ‘idam’ kararı verdiler. Bunlardan bir kısmı infaz edildi.

Peki, ‘Bu ülkeyi sevmiyorsanız, gidin uzayda yaşayın’ diyen ismi bende saklı değerli DGM hakimi?

Güvenilir değil miydi?

Osman Kaçmaz’ı tenzih ederim.

Hukukun üstünlüğüne inanan, ‘hukuk devleti’ ilkelerini her türlü ideolojik mülahazanın önüne geçirmiş, kararlarıyla ‘Türkiye’de hakimler var’ dedirten yargıçlarımızı da tenzih ederim.

Fakat, öte yandan, ‘hukuk devleti’nin değil, ‘ideolojik yargı devleti’nin umdelerine göre hareket eden hakimlerimiz de yok mu?

Belki de ‘yargı devleti’ni tartışmalıyız.

Hukukun ‘haklar’la ilişkisini kurcalamayı akledemediğimiz için, ‘hukuk devleti’yle ‘yargı devleti’ni karıştırıyoruz çoğu zaman.

Tıpkı hukukun üstünlüğüyle, üstünlüğün hukukunu karıştırdığımız gibi...

Osman Kaçmaz bu konuları tartışmaya var mı?

BAKMADAN GEÇME