Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Kalkınma ateşi 100 yıl önce yakıldı - İş-Yaşam Haberleri

        Büyük fedakarlıklar ve mücadeleler sonucu kurulan Türkiye Cumhuriyeti bugün 100. yılını kutluyor. Cumhuriyet hayatın her alanında olduğu gibi Türk milletine ekonomik olarak da dünyayla rekabet etme, hatta çeşitli alanlarda dünyanın zirvesinde yer alma imkanı tanımıştır. Bunda bir asır önce atılan temellerin büyük etkisi olmuştur.

        Kurtuluş Savaşı ile Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasının ardından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının en önemli ideallerinden birisi iktisadi bağımsızlığı da sağlayıp Anadolu topraklarında refahı sağlamak olmuştur.

        Atatürk 1923'te yaptığı bir konuşmada ekonominin önemini şu ifadelerle vurgulamıştır:

        REKLAM

        "BİRİNCİ DERECEDE ÖNEM VERMEK ZORUNDAYIZ"

        "Gerçekten Türk tarihi incelenirse bütün yükseliş ve çöküş sebeplerinin bir ekonomi sorunundan başka bir şey olmadığı anlaşılır. Tarihimizi dolduran bunca başarılar, zaferler veya mağlubiyetler, yokluk ve felâketler, bunların hepsi meydana geldikleri dönemlerdeki ekonomik durumumuzla ilgili ve ilişkilidir. Yeni Türkiyemizi lâyık olduğu düzeye eriştirebilmek için, kesinlikle ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir ekonomi döneminden başka bir şey değildir."

        HER ALANDA EKSİKLİKLER VARDI

        Bu sözlerden de anlaşılacağı gibi 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilerek Türk tarihinde yeni bir sayfa açılırken, genç Cumhuriyetin en önemli önceliklerinden birisi ekonomi olmuştur. Ekonomik hedeflere ulaşmak için Türkiye Cumhuriyeti'nin önünde pek çok zorluk vardı. Örneğin eğitimli nüfusun eksikliğinden öte genel olarak yıllarca süren savaşlar nedeniyle düşük nüfus sorunu vardı. 1. Dünya Savaşı öncesi saha sonra Türkiye'nin kurulduğu topraklarda 16 milyon kişi yaşıyordu. Cumhuriyet kurulduğunda ise bu sayı neredeyse 11 milyona düşmüştü.

        1923'te ortalama yaşam beklenti süresi ise 35 yıl ile bir hayli düşük bir seviyedeydi. Sanayi altyapısı Avrupa'nın bir hayli gerisindeydi. Osmanlı döneminde yurtdışına tarım ihracatı yapılıyordu ancak tarımda modernleşme sağlanamamıştı. Modern ekipman eksikliği çalışacak nüfus eksikliğiyle birleşince tarım alanında da zorluklar yaşanıyordu.

        REKLAM

        15 YILDA YÜZDE 196 BÜYÜME

        Bu ve benzeri birçok zorluğa rağmen genç Cumhuriyet ekonomik anlamda önemli bir büyümeye imza atabilmiştir. Stockholm Üniversitesi'nden Rodney Edvinsson'ın 2010'da vefat eden ünlü İngiliz İktisat tarihçisi Angus Maddison'un çalışmalarından derlediği bilgilere göre 1990 yılı sabit fiyatlarıyla 1923'te Türkiye ekonomisinin büyüklüğü 9.8 milyar dolar seviyesindeydi. Söz konusu veriler ve çalışma ülkeler arası karşılaştırmalar için yapılmıştır. Cumhuriyet'in 10. yılında bu rakam 21 milyar dolara, Atatürk'ün ebediyete intikal ettiği 15. yılda ise 29 milyar dolara ulaşmıştır. Yani Türkiye ekonomisi ilk 10 yılında kümülatif olarak yüzde 114, 15 yılda ise yüzde 196 büyümüştür.

        1990 sabit fiyatlarıyla Türkiye ekonomisinin ilk 15 yıldaki gelişimi (milyon dolar):

        Yıl GSYH
        1923 9,882
        1924 11,819
        1925 13,159
        1926 15,275
        1927 13,886
        1928 15,388
        1929 17,842
        1930 18,649
        1931 19,763
        1932 18,568
        1933 21,007
        1934 21,491
        1935 21,927
        1936 26,093
        1937 26,965
        1938 29,338

        DÜNYAYI GERİDE BIRAKTI

        Verileri aldığımız çalışmanın asıl amacı ülkelerin ekonomik gelişimini karşılaştırmaktır. Buna uygun bir şekilde 1923-1938 döneminde İngiliz ekonomisine baktığımızda, İngiltere'nin 15 yıllık büyümesinin yüzde 40'ta kaldığını görüyoruz. Söz konusu dönemde Almanya yüzde 100, Portekiz yüzde 43, Hollanda yüzde 38, İtalya yüzde 35, Avusturya yüzde 29, Fransa yüzde 25, ABD ise yüzde 15 büyüme kaydetti. İspanya ise yüzde 9 daraldı.

        1923-1938 yıllarında ülkelerin kümülatif GSYH artışı (1990 sabit fiyatlarıyla):

        Sıra Ülke Büyüme (%)
        1 Türkiye 197
        2 Guatemala 103
        3 Almanya 100
        4 Kolombiya 90
        5 Finlandiya 85
        6 Tayvan 83
        7 Güney Kore 76
        8 Peru 73
        9 Malezya 69
        10 Norveç 69
        11 Japonya 68
        12 Brezilya 65
        13 Kosta Rika 65
        14 İsveç 63
        15 Filipinler 62
        16 Yunanistan 58
        17 Uruguay 55
        18 Yugoslavya 53
        19 Yeni Zelanda 52
        20 Endonezya 51
        21 Arjantin 48
        22 Portekiz 43
        23 Danimarka 42
        24 İsviçre 42
        25 Kanada 41
        26 İngiltere 40
        27 Şili 38
        28 Hollanda 38
        29 Avustralya 37
        30 İtalya 35
        31 Avusturya 29
        32 El Salvador 29
        33 Sri Lanka 28
        34 Fransa 25
        35 Meksika 22
        36 Honduras 21
        37 Hindistan 19
        38 Belçika 17
        39 İrlanda 16
        40 ABD 15
        41 Nikaragua 2

        Burada bahsettiğimiz 15 yıllık süreçte o döneme kadar dünyada yaşanmış en büyük ekonomik kriz olan 1929 Büyük Buhranının da olduğunu unutmamak gerekiyor.

        1923-1930 ARASI YILLIK ORTALAMA BÜYÜME YÜZDE 9.6

        Yeditepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Turan Yay'ın 'Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan Devralınan Miras' başlıklı makalesinde yer alan verilere göre ise 1938 sabit fiyatlarıyla 1923-1930 arasında Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 9.6'lık bir büyüme kaydetti.

        1930 sonrasında sanayide atılan adımlar sonrasında sanayi üretiminde 1930-1938 yılları arasında ortalama yüzde 11 büyüme sağlandı.

        Sanayi kesiminin ekonomi içindeki payı 1923'te yüzde 12.6 iken bu oran 1939 itibarıyla yüzde 18'e yükseldi.

        Atatürk bu verilerden anlaşılacağı gibi diz çöktürülmeye çalışan bir milletin bağımsızlığına öncülük etmekle kalmadı üzerine adeta ölü toprağı serilmiş Anadolu'da kalkınma ateşini de yaktı.

        CUMHURİYET DÖNEMİ KURULAN VE TEMELİ ATILAN TESİSLER

        Erken Cumhuriyet dönemi hükümetleri yerli üretim ve sermayeyi geliştirmek için pek çok önemli adım attı. 1923-1938 yılları arasında çoğu devlet işletmesi olmak üzere Türkiye'de şu fabrika, maden, üretim tesisleri kuruldu ve temeli atıldı:

        • Ankara Fişek Fabrikası (1924)
        • Gölcük Tersanesi (1924)
        • Şakir Zümre Fabrikası (1925)
        • Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
        • Alpullu Şeker Fabrikası (1926)
        • Uşak Şeker Fabrikası (1926)
        • Kayseri Uçak Fabrikası (1926)
        • Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1927)
        • Bünyan Dokuma Fabrikası (1927)
        • Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927)
        • Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1928)
        • Ankara Çimento Fabrikası (1928)
        • 13. Ankara Havagazı Fabrikası (1929)
        • İstanbul Otomobil (Ford) Montaj Fabrikası (1929'da anlaşma onaylandı)
        • Kayaş Kapsül Fabrikası (1930)
        • Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Üretim Tesisleri (1930)
        • Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1931)
        • Eskişehir Şeker Fabrikası (1934)
        • Turhal Şeker Fabrikaları (1934)
        • Konya Ereğlisi Bez Fabrikası (1934)
        • Bakırköy Bez fabrikası (1934)
        • Bursa Süt Fabrikası (1934)
        • Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1934 temel atma)
        • Zonguldak Antrasit Fabrikası (1934 temel atma)
        • Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934)
        • Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934)
        • Isparta Gülyağı Fabrikası (1934)
        • Ankara. Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Siloları (1934 meclis onayı)
        • Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935)
        • Kayseri Bez Fabrikası (1934 temel atma)
        • Nazilli Basma Fabrikası (1935 temel atma)
        • Bursa Merinos Fabrikası (1935 temel atma)
        • Gemlik Suni İpek Fabrikası (1935 temel atma)
        • Keçiborlu-Kükürt Fabrikası (1935)
        • 35. Ankara Çubuk Barajı (1936)
        • Zonguldak Taş kömürü fabrikası (1936)
        • Barut. Tüfek ve Top Fabrikaları (1936)
        • Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936)
        • Malatya Sigara Fabrikası (1936)
        • Bitlis Sigara Fabrikası (1936)
        • Malatya Bez Fabrikası (1937 temel atma)
        • İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası (1934 temel atma)
        • Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937 temel atma)
        • Divriği Demir Ocakları (1938)
        • İzmir'de klor fabrikası (1938 temel atma)
        • Sivas Çimento Fabrikası (1938 temel atma)

        KURULAN BANKALAR

        Tabii iktisadi olarak kendi ayakları üzerinde durmak isteyen bir ülkenin sanayi tesisleri kadar finans kuruluşlarına da ihtiyacı vardı. Bu sebeple Cumhuriyet'in ilk 15 yılında TCMB dahil şu bankalar kuruldu:

        • İş Bankası ( 1924 )
        • Türkiye Tütüncüler Bankası (1924)
        • Sanayi Ve Maaddin Bankası (1925)
        • Emlak Ve Eytam Bankası (1926)
        • Esbank (1927)
        • Egebank (1928)
        • Merkez Bankası (1930)
        • Sümerbank (1933)
        • Halkbank (1933)
        • İller Bankası (1933)
        • Etibank (1935)
        • Denizbank (1937)
        • Halk Bankası (1938)

        Banka ve üretim tesislerinin yanında kalkındırmayı hızlandırmayı amaçlayan çeşitli kurumlar da bu dönemde faaliyete geçti. Amacı, yeraltı zenginliklerini arayıp çıkarmak, bunlardan işletilmekte olanları daha verimli duruma getirmek, bu alanda inceleme ve araştırma yapmak, faaliyet konusuyla ilgili elemanları yetiştirmek olan Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) 1935 yılında kuruldu.

        "ÇİFTÇİ VE ÇOBAN BU MİLLET İÇİN UNSUR-U ASLÎDİR"

        Tarım da kuruluşundan itibaren erken Cumhuriyet döneminin en çok önem verdiği alanlardan birisi olmuştur. Atatürk 1923 yılında yaptığı bir konuşmada şu ifadeleri kullanmıştır:

        "Muhterem çiftçiler, sizler hepimizin babasısmız, hepimizin efendisisiniz. Kılıç ve saban bu iki fatihten birincisi ikincisine daima mağlup oldu... Çiftçi ve çoban bu millet için unsur-u aslîdir. Vakıa diğer unsurlar bu unsur-u aslî için lazım ve faydalıdır. Lakiıı hiçbir tevehhııme kapılmadan bilmeyiyiz ki o unsur-u aslî olmazsa diğer unsur da yoktur."

        ÇİFTÇİNİN VERGİ YÜKÜ AZALTILDI

        yoksulluğa itiyordu.

        Atatürk dönemindeki teşvik tedbirlerinden, biri de, çiftçileri ekonomik birlik kurmaya yöneltmek oldu. 21 Nisan 1924'de kabul edilen 498 sayılı yasa ile "Ziraî Birlikler" kuruldu. 1 Haziran 1929'da ise "itibarî Ziraî Birliği" adını taşıyan 1470 sayılı yasa ile tarım kooperatiflerinin kurulması kabul edildi. "Ziraî Kredi Kooperatifleri" kuruluşuna başladıktan iki yıl sonra, 572 Kredi Kooperatifi teşkil edilerek kısa zamanda geliştirildi.

        DEMİRYOLU AĞI MİLLİLEŞTİ VE GENİŞLETİLDİ

        Bunların yanında altyapının da geliştirilmesi gerekiyordu. 1923 yılında Türkiye'de toplam 4.112 kilometrelik demiryolu ağı bulunuyordu. Ancak bunun 3387 kilometresi yabancı şirketlerin elindeydi. Cumhuriyet hükümetlerinin ilk olarak önceliği bu hatları millileştirmekti. Yabancıların elindeki hatlar dönemin parasıyla 42.5 milyon TL ödeme yapılarak millileştirildi.

        Demiryolları bir yandan millileşirken diğer yandan yeni hatlar inşa edildi. 1927’de Kayseri, 1930’da Sivas, 1931’de Malatya, 1933’de Niğde, 1934 Elazığ, 1935 Diyarbakır, 1939’da Erzurum demiryolu ağına bağlandı. Bu dönemde inşa edilen ana hatlar şunlar oldu; Ankara- Kayseri-Sivas, Sivas-Erzurum, Samsun- Kalın (Sivas),Irmak-Filyos (Zonguldak kömür hattı), Adana-Fevzipaşa-Diyarbakır (Bakır hattı), Sivas-Çetinkaya (Demir hattı).

        Bu atılımlarla demiryolu ağı 6.927 kilometreye ulaştı.

        "DEMİRYOLLARI TÜFEKTEN TOPTAN DAHA ÖNEMLİ BİR EMNİYET SİLAHIDIR"

        Atatürk demiryollarına verilen önemi 1931'de gerçekleştirdiği bir konuşmasında şu şekilde ifade etmiştir:

        "Türkiye hükümetinin belirlediği projeler uyarınca belirli zamanlar içinde vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır. Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet silahıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, kaynağındaki ilk sanatkârlığının, demirciliğin eserini tekrar göstermiş olmakla gurur duyacaktır. Demiryolları Türk ulusunun refah ve uygarlık yollarıdır. "

        KARAYOLLARI AĞI ATATÜRK DÖNEMİNDE 2 KATINDAN FAZLAYA ÇIKTI

        Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında demiryollarına büyük önem verilmişti. Ancak özellikle 1929 yılından itibaren karayollarına yatırımlarda da küresel ekonomik sıkıntılara rağmen büyük bir artış yaşandı.

        1923'te Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal sınırları içinde kalan alanda Osmanlı İmparatorluğu'ndan, 4 bin km’si iyi durumda, 13 bin 900 km stabilize ve 4 bin 450 km toprak yol olmak üzere toplam 18 bin 350 km’lik bir karayolu ağı kaldı.

        Türkiye’de 1923 yılında 18 bin 335 km olan karayolları, 1930 yılında 29 bin 636 km’ye, 1938 yılında 40 bin 235 km’ye ulaştı.

        Yıl Karayolu uzunluğu (km)
        1923 18.335
        1930 29.636
        1935 39.583
        1938 40.235
        1940 41.582

        Cumhuriyet'in ilk 15 yılında ise altyapının geliştirilmesi amacıyla ise şu köprüler inşa edildi:

        • Garzan Köprüsü
        • Adagide Köprüsü
        • Orman Çiftliği Köprüsü
        • Irva Köprüsü
        • Etlik ve Ziraat Mektebi Köprüleri
        • Kirazlık Köprüsü
        • Sarayköy Köprüsü
        • Akçaağıl Köprüsü
        • Zigdi Köprüsü
        • Arif Köprüsü
        • Menemen Köprüsü
        • Beygircioğlu Köprüsü
        • Bayburt Köprüsü
        • Ostok Köprüsü
        • Maden Köprüsü
        • Munzur Suyu Köprüsü
        • Arapsun Köprüsü
        • Paşur Köprüsü
        • Gezer Köprüsü
        • Körkün Köprüsü
        • Akçaova Köprüsü
        • Elekçi Köprüsü
        • Cevizdere Köprüsü
        • Curidere Köprüsü
        • Onuncu Yıl Köprüsü
        • Göksu Köprüsü
        • Borçka Köprüsü
        • Arslan Köprüsü
        • Tüney Köprüsü
        • Karabekir Köprüsü
        • Bolaman Köprüsü
        • Dalaman Köprüsü
        • Ovaçay Köprüsü
        • Keban Madeni Köprüsü
        • Sakarya Köprüsü
        • Çetinkaya Köprüsü
        • Kemah Köprüsü
        • Singeç Köprüsü
        • Anamur Köprüsü
        • Gediz Köprüsü

        Bugün Türkiye 100. yılında dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında bulunuyor. Yıllıklandırılmış gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) 1 trilyon doları aşarken, yıl sonunda istihdamın 31 milyon 654 bin kişiyi bulması bekleniyor. 2023 sonunda kişi başına milli gelirin ise 12 bin 415 dolar olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. İhracat ise bu yıl yıllıklandırılmış olarak 250 milyar doların üzerini gördü.

        Cumhuriyetin 2. yüzyılına girerken Türkiye her alanda çok daha büyük hedeflere gözünü dikmiş durumda. Bunu sağlayan 100 yılın azmi, emeği ve fedkarlıkları oldu.

        Tüm Türkiye'de Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlanırken başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere geleceğe umutla bakabilmemizi sağlayan herkesi saygı ve minnetle anıyoruz...

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ