Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Fiskos İpek Durkal: Bunun bir adım sonrası giyinmemek
        1

        HT MASA / HABERTURK MAGAZİN

        HT MASA ekibi bu hafta Sinan Akçıl’ın çene estetiği yaptırmasını, Mustafa Ceceli’nin polis kontrolünden kaçmasını, Hülya Avşar’ın transparan elbisesini, Bülent Ersoy’un gece yarısı Kapalıçarşı’yı açtırmasını ve “Artık dizilerde oynamam” açıklaması yapan Engin Günaydın ile Nejat İşler’in ekrana dönme kararlarını masaya yatırdı

        2

        ‘Bunun bir adım sonrası giyinmemek’

        Hülya Avşar, Günay’daki programında giydiği transparan elbisesiyle çok konuşuldu. “Bundan sonra daha cesur kıyafetler giyeceğim” diyen Avşar’ın bu elbisesinin bir benzerini Irina Shayk da giymişti. Avşar’ın kıyafeti ve açıklaması hakkında neler söyleyeceksiniz?

        3

        İ.D.: Bunun bir adım sonrası giyinmemek ya neyse... Herkes kendine yakıştırdığını giyer tabii ama ben Hülya Hanım’a o kıyafeti hiç yakıştıramadım. Yarı transparan olması değil mevzu, üzerinde sakil durması...

        O.B.: Hülya Avşar eksik kaldığı dönemi kıyafet farkı ile kapatmaya çalışıyor sanırım. Genel olarak dekolteyi destekliyorum. Üzerinde gayet iyi duruyor ayrıca. Gazino dönemlerinde sesi olmayan, sadece görüntü hizmeti veren light assolistlerin hepsi dekolteleri ile bir yere geldi. Hülya Hanım yeni değil, eski usulle hareket ediyor aslında.

        4

        K.K.: Hülya Hanım’ın bundan sonra giyeceği ‘daha cesur’ kıyafette hiç kumaş kullanılmamış olacak korkarım!

        R.B.: 50’li yaşlar bir kadın için hele ki Hülya Avşar gibi bir kadın için zor. ‘Bitmedim ayaktayım’ mesajı veriyor ama bazen hayatı akışına bırakmak lazım. Zamanı geri alamazsınız. Çok seksi ya da çok güzel görünebilirsiniz ama yaşınızı küçültemezsiniz. Kendisiyle barışık yaşamalı.

        5

        E.Ö.: Özellikle şu dönemde gerçekten cesur bir hareket Hülya Avşar’ınki. Kendisini tebrik ediyorum. Kim ne isterse onu giysin, artık şu kıyafetler konusunda açık/kapalı tartışması yapmak çok saçma geliyor bana.

        B.İ.: Geçen hafta Hülya Avşar’ın yeniden magazin gündemini belirler duruma gelip gelemeyeceğini tartışmış ve ben bunun artık çok zor olduğunu söylemiştim. Sözlerimi revize ediyorum. Avşar’ın gündem belirleme potansiyelini hafife almışım. Kopya elbiseyle bir hafta konuşulan Hülya, patlatacağı yeni bir aşk bombasıyla aylarca manşetlerden inmez

        6

        ‘Sinan Akçıl’ın çene değil ses estetiğine ihtiyacı var!’

        Sinan Akçıl, menisküs ameliyatı olduğunu açıkladı ama aslında çene estetiği yaptırdığı ortaya çıktı. Yeni çenesi Akçıl’ın kariyerine nasıl etki eder sizce?

        İPEK DURKAL: Sinan’ı 16 yaşından beri tanıyorum. O yıllarda, Yaşar’ın orkestrasında çalıyordu ve kendisinden ‘Müziğin dâhi çocuğu’ diye bahsediliyordu. Sonrasında çok güzel işler yaptı, çok yükseldi. Ancak ne zamanki görünür oldu ve kafasını nasıl göründüğü ile bozdu, işte ondan sonra her şey bozuldu...

        7

        OBEN BUDAK: Haberi okuyunca Justin Bieber ve Sinan’ın fotoğraflarını yan yana koyup baktım da Sinan’ın çenesi Justin’inkinden biraz sivri. Eğer bunun için yaptırdıysa hakikaten inanılmaz. Yok eğer kendi kendine sorun edip törpülettiyse onu bilemem. Herkes kendinde bir kusur bulur sonuçta.

        KADİR KAYMAKÇI: Sinan Akçıl’ın çene değil ses estetiğine ihtiyacı var!

        8

        REŞAT BALCIOĞLU: Sinan kardeşimiz estetik yaptırarak kendisini ve sanatını geliştirebileceğini sanıyorsa yanılıyor. Kariyer yapmak için estetik değil eğitim, ve kişisel gelişim gerekir. Belli ki zekâsıyla yapamadıklarını estetikle kapatmaya çalışıyor. Yazık, çok yazık...

        ESİN ÖVET: Gerçekten yeni çenesi ile müzik dünyasında bir çığır açacak Sinan Akçıl.

        9

        BÜLENT İPEK: Önceden az konuşup çok mektup yazıyordu. Artık çenesine vuracak, çok konuşacak, yandık. Sinan Akçıl, kendi yarattığı gündemin içinde eğleniyor, bizi de eğlendiriyor. O magazin gazetecilerinin kayıtsız kalma lüksü olmayan bir adam.

        10

        ‘Ceceli’nin polisten kaçması tam bir aymazlık’

        Mustafa Ceceli, bu hafta Etiler’de denk geldiği polis kontrolünden kaçarak gündeme oturdu. Uzun bir kovalamacadan sonra Zincirlikuyu’da yakayı ele veren Ceceli’nin aracında Doğan Müzik Yapım ve Pazarlama Müdürü Özden Bora olduğu ortaya çıkınca Ceceli, “Şarkılarımı dinletiyordum” dedi. Ünlü şarkıcıya 301 TL ceza kesildi. Ceceli’nin OHAL dönemindeki bu tuhaf davranışı için neler söyleyeceksiniz?

        11

        İ.D.: Mustafa Ceceli’nin o gece yanındaki, hepimizin çok yakından tanıdığı Özden Bora. Bence bu olup bitene en çok o şaşırmıştır... Mustafa Ceceli gece dışarıda görüntülenmelere alışkın değil, eli ayağına karışmış. Olayın tuhaflığı, Ceceli’nin gereksiz paniğe kapılmasından kaynaklanıyor. Böyle daha mı iyi oldu sanki, her yere haber oldu...

        O.B.: Bu dönemde çok da tehlikeli bir şey yapmış, neyine güvenmiş anlamıyorum. Güvenlik güçlerinin daha sert müdahalesiyle karşı karşıya kalabilirdi. Cidden şarkı dinletiyorsa ve o hanım hakikaten iş arkadaşının karısı ise kameralardan kaçmasının anlamı ne? Hadi kaç da polis kontrolünden kaçma!

        12

        K.K.: Mustafa Ceceli konuyla ilgili açıklamasında ‘Sanatçı olduğum için polisleri ve kameraları görünce tedirgin oldum, uzadım ordan’ gibi bir şeyler söylemiş. Ceceli’yi OHAL’de ‘uzamayı’ isteyecek kadar korkutan bir şey mi varmış ki aracında? Hayatında ilk kez mi kamera görmüş? Anlamadım. Allah korusun, iki Ceceli şarkısı dinlemek için başını belaya sokmaya değmez bence!

        13

        R.B.: Eğer polisten kaçan ve sonra önü kesilerek yakalanan arkadaşımız Mustafa Ceceli değil de başka birisi olsaydı düşünün başına neler gelirdi. Örneğin arabadan indirilir, yere yatırılır, aranır ve polis merkezine götürülüp sorgulanırdı. Çünkü OHAL dönemindeyiz herkes olağan şüpheli. Hele ki polisten kaçıyorsan zaten şüphelisin. Bence polisler ılımlı davranmış. Aracındaki arkadaşa gelince bence Ceceli’nin kaçış sebebi asıl bu. Bir hanımla gece yarısı İstanbul gecelerinde görüntülenmek istemedi. Malum evli, mutlu ve çocuklu. Aralarında bir şey olduğundan değil ama dinlettiği romatik şarkıların etkisinde kalsalardı Allah muhafaza.

        14

        E.Ö.: Hatasını fark edip özür dilemiş. Ama bence yanında görünmesini istemediği bir kişi vardı, o yüzden kaçıyordu. O kişi hakkında da değişik dedikodular var. Etrafta hâlâ konuşuluyor.

        B.İ.: Mustafa Ceceli’nin polisten kaçması, tam bir aymazlık. Pişmanlığını dile getirirken OHAL döneminde olduğumuz için panik yaptığını ve o yüzden polisten kaçtığını söylüyor. Bence Ceceli’nin, OHAL’in kendisini kovalayan polislere tanıdığı yetkilerden haberi yok. Polis kontrol noktasından gazlayarak kaçmanın nelere mal olabileceğini hâlâ anlayamamış. Şanslıymış ki tecrübeli polisler onun bir terör şüphelisi olduğunu sanıp arkasından ateş açmamışlar.

        15

        ‘Kimseye gösterilmeyen esneklik ona gösteriliyor’

        Alışveriş için mağaza kapatmasıyla tanınan, hatta dua etmek için türbe açtıran Bülent Ersoy, bu hafta gece yarısı Kapalıçarşı’yı açtırarak kendini aştı. İpek halı alışverişi yapan Ersoy için çarşının içine minibüs sokuldu. Bülent Ersoy denince ülkede neden akan sular duruyor sizce?

        16

        İ.D.: Millet korkuyor bence. Şaka bir yana, bazı isimler gece yarıları nereleri açtırıyor, nerelerde geziyor bir bilseniz... Onların Ersoy’dan tek farkı, tek satır haber olmamaları.

        O.B.: Korkudan olabilir mi? Yıllar boyu öyle bir imaj yarattı ki gözümüzde, ses etmesin de ne olursa olsun diyerek önünde eğiliyoruz Bülent Hanım’ın. Bu yüzden Kapalıçarşı olayını da garipsemedim. Görevlilere bir bakışı yetmiş olabilir.

        17

        K.K.: Dua için türbe kapatan birinin alışveriş için Kapalıçarşı’ya minibüsle girmesinde bir gariplik yok. Yemek yediği restorandan vinçle de çıkabilir. Bülent Hanım ne yapsa yakışıyor... Bence sorun yok!

        R.B.: Para, para, para. Kapalıçarşı esnafı kan ağlıyor, Bülent Ersoy gibi bir müşteri bulmuşlar herhalde kırmızı halı serecekler önüne. Bülent Ersoy zaten böyle şeyleri seviyor yine yapmış şovunu.

        18

        E.Ö.: Bir başka Bülent Ersoy yok tabii ama bu dükkân kapatmalar, gece alışverişleri biraz gereksiz hareketler.

        B.İ.: Bülent Ersoy, VİP bir hayat yaşıyor ve toplumun her kesimi onun isteklerine çoktan razı. Kimseye gösterilmeyen esneklik ona gösteriliyor. Ticaretin durgun, işlerin kesat olduğu bu dönemde alışveriş hevesi dinmeyen Bülent Abla’ya esnaf adeta kurban oluyor. Ondan tüm bu hoş görmeler.

        19

        ‘Dizide oynamayanın çorbası kaynamıyor

        Daha önce “Artık dizilerde oynamam” açıklaması yapan ünlü oyuncular Engin Günaydın ve Nejat İşler, ekrana dönmeye hazırlanıyor. Televizyon dizileri oyuncular için kürkçü dükkânı mı?

        20

        İ.D.: Müziği bırakıp sonra dönenler gibi... Ne tiyatro ne sinemada bir bölüm dizi parası bile kazanılmıyor da ondan...

        O.B.: Engin Günaydın’ın ekranlara dönecek olmasına çok sevindim. Ne zamandır iyi bir şey izleyemedik kendisinden. Yeni formatlı dizilerden birinde, birinci sınıf oyunculuk göstereceği için mutluyum.

        21

        K.K.: Engin Günaydın, Nejat İşler gibi yıldızların yer alacağı film projelerinin sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Onlardan gelecek para da belli! Tiyatro zaten para için yapılacak iş değil maalesef! Oyuncular için hayatlarını kazanacakları, faturalarını ödeyecekleri dizi ve reklamlar kalıyor.

        22

        R.B.: İş yok, sinema filmi en fazla yılda bir kez. Ee ne yapacaklar, evde mi oturacaklar? Engin Günaydın ve Nejat İşler kitlesi olan sanatçılar, bence dizi sektörüne geri dönmeleri iyi olmuş. Gerçek oyuncular olmayınca diğerleri kendilerini darı ambarında sanıyor. Balon şöhretler düşünsün.

        23

        E.Ö.: Sonuç olarak televizyondan para kazanıyorlar. Bunu zamanında bütün sanatçılar söyledi ve “Para kazanmasak televizyon yapmayız” dediler. Çok da haklılar. Televizyonda iş yapmak kolay bir şey değil. Akıl kârı hiç değil. Emin olun televizyondan kazandıklarını başka işlerden kazansalar birçoğu televizyonda iş yapmaz.

        24

        B.İ.: Tamamen duygusal! Aslında hesap çok basit. Yılda 100’ün üzerinde film ve dizi çekiliyor. Filmlerin 15-20 tanesi para kazandırıyor. Gerisi batık. Diziler düzenli para kazandırıyor. Dizide oynamayanın çorbası kaynamıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ