Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Cahit Berkay: Ergen müziği yapıyorlar

        Arif HÜR / HABERTURK MAGAZİN

        Sayısız ödül ve onlarca albüm sığdırdığı sanat hayatında yarım asrı geride bırakan Moğollar’ın kurucusu Cahit Berkay, hakkında merak edilenleri, müzik sektörünün durumunu ve 15 Temmuz’la ilgili görüşlerini HT MAGAZİN’e anlattı.

        ‘Neyin Cuppa ’sı ya ? Biraz kaliteyi yükseltin!’

        Sanat hayatında yarım asrı deviren Cahit Berkay, pop müzik sanatçılarının ergen müziği yaptıklarını dile getirdi. “Tarkan, Kenan Doğulu ve Mustafa Sandal 10’lu yaşlara hitap ediyor” diyen Berkay ekledi: “Tarkan ‘Cuppa Cuppa’ diye bir şarkı yapmış. Neyin Cuppa’sı ya? Biraz kaliteyi yükseltin!”

        3 kuşağın dinlediği, efsane Moğollar’ın kurucusu Cahit Berkay’ın, Selçuk Alagöz Orkestrası’nda profesyonel müzik yaşantısına adım atmasının üzerinden tam yarım asır geçti... Uzun süredir sessizliğini koruyan Berkay ile yine yarım asırdır ikâmet ettiği Cihangir’deki evinde bir araya geldik. Sanat hayatından Moğollar’a, rock müzikten özel yaşantısına kadar pek çok şeyi konuştuk... Usta müzisyen kenarda 100’den fazla bestesi olduğunu söylerken, “Hepsini ülke ferahlığa kavuştuktan sonra dinleyicilerin beğenisine sunacağım” dedi. Yarım asırlık kariyeri içerisinde Nâzım Hikmet’i ve Yaşar Kemal hatim ettiğini de belirten Berkay, “Bu devirde albüm yapmak enayiliktir, single’a ben de sıcak bakıyorum” demeyi de ihmal etmedi...

        Sanat hayatınızda yarım asrı geride bıraktınız. Hisleriniz ne?

        Zor süreçlerden geçerek müzikte gelebileceğim en iyi noktaya geldiğimi düşünüyorum. Çok sayıda ödül aldım, çok sayıda projenin altına imza attım ama hiçbiri beni insanların sevgisine mazhar olduğumu görmek kadar mutlu edemedi. Kariyerimi ödüllerimle ve işlerimle değil, sevgiyle ölçüyorum. Merhum Çetin Altan’ın bir sözü vardır “Enseyi karartmayın, sevgiyi ıskalamayın” diye. Ben de sevgiyi ıskalamayıp insanlarla müzik aracılığıyla paylaşmaya devam ediyorum.

        Kurucularından olduğunuz Moğollar da önümüzdeki sene yarım asrı devirecek. Grubun geldiği son nokta için neler söylersiniz? Dağılma ihtimali var mı?

        Grup geçen süreçte olgunlaştı ve hâlâ direniyor. Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca solist olarak çok başarılı. Dağılmak mı? (Gülüyor) Ben ölene kadar Moğollar yaşayacak. Akıl sağlığım yerinde olduğu müddetçe de müzik, mezara kadar beste yapacağım. Seneye ilgi uyandıracak sürpriz projelerim olabilir.

        Rock müziğin evrildiği noktayı nasıl buluyorsunuz? Evrilmek mi?

        Unkapanı Müzik, rock müziğin içini boşalttı. Pop müzik bir yerden beslenmiyor. Akıllı bestekâr da yok. Rock müzik muhalif duruşun simgesi ama felsefesini uçurdular.

        Pop müziğe ve sanatçılarına bir serzenişiniz var sanki...

        Tarkan, Kenan Doğulu ve Mustafa Sandal’ın başı çektiği pop sanatçıları artık güzel müzik yapmalılar. Neredeyse 50 yaşına gelecekler ama hâlâ teenage (ergen) müziği yapıyorlar. 10’lu yaşlara hitap ediyorlar. Bu ülkeye kaliteli müzik yapma borçları var. Şarkının sözlerini, müzikal kurguyu göz ardı etmemeliler. Şablon müzikten kaçınmalılar. Tarkan ‘Cuppa Cuppa’ diye bir şarkı yapmış, neyin Cuppa’sı ya? Veya ne ‘Miş Miş’i? Biraz kaliteyi yükseltin! Bu saydığım isimler inanın yapabilir. Pop müzikte biraz rock ve caz açılımı da olmalı. n Kimler yapamaz? Mesela Serdar Ortaç yırtınsa da kaliteli müzik yapamaz. İşin ilginci onun yaptığı müzikten keyif alan insanlar var. Bir de oynayanları görünce ağzım beş karış açık kalıyor.

        Pek çok kişinin besteciyim diye ortalıkta dolaştığını da görüyoruz...

        Ne güzel söyledin. Yolda omzunu kime çarpsan besteci çıkıyor. Hayatında Nâzım Hikmet şiiri okumamış sanatçılar şarkı sözü yazıyor. Türk edebiyatından beslenmezsen nitelikli şarkı sözü yazamazsın. Maalesef popçular arasında nasıl bir müzik yapayım da çok satsın, şöhret olayım düşüncesi var.

        "Sanatçı unvanının bu kadar kolay alınması düşündürücü"

        Geçmişe nazaran ‘Sanatçı’ unvanını almak ucuzladı mı sizce?

        Öyle oldu. Kendini sosyal medya sayesinde tanıtmak kolay oldu. Halbuki ben müziğe başladığımda sadece radyo vardı. Bizim yıllarımızda müzikseverlerle iletişim zordu ama keyifliydi. Zaten halk sanatçılara kolayca ulaşabilmeli. Sanatçının simitçiden bir farkı olduğunu düşünmüyorum lakin sanatçı unvanının bu kadar kolay alınması düşündürücü.

        "Namerde muhtaç değilim"

        Maddi anlamda ne durumdasınız?

        Öyle çok birikimim yok. Bir evim ve arabam dışında malım yok. Milyonlarım da yok. Telif ve konser gelirleriyle yuvarlanıyorum. Allah’tan namerde muhtaç değilim.

        2 evlilik yaptınız, uzun yıllardır da bekâr hayatı yaşıyorsunuz. Bir daha evlenmeyi neden hiç düşünmediniz?

        Arkadaşlarım bana “Evlenmeyecek misin?” diye soruyor ben de onlara “O b.ku 2 kere yedim” diyorum. Evlilik güzel bir şey ama müzisyenlerin yürütmesi zor. Şehir şehir, ülke ülke dolaşıyorsunuz. Evlilik nasıl sağlıklı yürüsün? 70 yaşına geldim, bundan sonra maceraya gerek yok.

        Hayatınızda biri var mı peki?

        Hayatıma kadınlar giriyor ama şu an kimse yok. Sevgilimle geçenlerde ayrıldık. Kafa dinleme dönemimdeyim.

        ‘Şimdiki sanatçıların tek hedefi daire ve araba’

        Sanatçılarımız yurtdışına neden açılamıyor sizce?

        Sanatçılarımız yurtdışına ancak kendi kültüründen bir örnekle açılabilir. Önce öz kültürüne hâkim olursan sonra dış dünyayla bağlantı kurabilirsin. Bizim yurtdışına açılma hedefimiz vardı, şimdiki sanatçıların çoğunun tek hedefi daire ve araba almak. Kolay yoldan köşeyi dönme zihniyetinden vazgeçilmeli.

        Müziğin analogdan dijitale geçmesine adapte olabildiniz mi?

        Müziğin dijitale kaymasına karşı çıkılamaz. Ama ben hâlâ dijital yaşama karşıyım ve analog bir insanım. Analog yaşadığımız zamanlarda hoşlandığımız kızın yanına 6 ayda yaklaşıyor, 6 ayda da elini tutuyorduk. Bu arada o aşkın uğruna 4 şarkı çıkıyordu. Günümüzde karşı cinse “Merhaba” diyorsun, yarım saat sonra mercimeği fırına veriyorsun. Bu hızda şarkı nasıl çıksın? Yaşanmışlık olmadan söz yazılamaz.

        ‘Darbeciler kafayı yemişler’

        Bundan önce iki darbe görmüş biri olarak 15 Temmuz’da yaşadığımız darbe girişimi için neler söylersiniz?

        Darbenin tarihin tozlu sayfalarında kaldığını, unutulduğunu düşünüyordum. Günümüzde ordunun içerisinde darbe düşüncesinde olanlar olabiliceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Orduya, Kenan Evren ruhunun geldiğini düşünmek istemiyorum. Tövbe yarabbi!

        O gece ne yapıyordunuz, neredeydiniz?

        Kadıköy Sahne’de çalıyordum. Repertuvarımı yarıladıktan sonra yardımcım “Abi ihtilal oldu” dedi, “Hadi oradan” dedim. Baktım ki yüz ifadesi ciddi, beni dinlemeye gelenlere gülerek darbe olduğunu söyledim. Sahneden sonra kızımın arkadaşının evine sığındım. Akıl parayla satılan bir şey değil. Darbe girişiminde bulunanlar kafayı yemişler. Halkın üzerine ateş açanların, tank sürenlerin ve TBMM’yi bombalayanların akıl sağlığının yerinde olmadığını düşünüyorum. Bir daha böyle bir gece yaşamayız umarım.

        Ülkemizde hâkim olan kutuplaşma darbe girişiminin püskürtülmesi sonrası ortadan yavaş yavaş kalkıyor gibi...

        Bence de. Kutuplaşmanın bitmesi yönünde ciddi adımlar atıldığını görüyorum. Parti liderleri çok güzel bir üslup yakaladı. 15 Temmuz sonrası birlik ve beraberliği yeniden hatırladık. Gerilim ve stres bu toplumun üzerinden yavaş yavaş gidecek. Bizi birbirimize hoşgörü ve sevgi bağlayacak, göreceksiniz.

        "Yediğim kazıklar beni olgunlaştırdı"

        Anılarınızı kitaplaştıracak mısınız?

        Evet hatta kitabı yıl sonunda çıkarmayı planlıyorum. Adına henüz karar vermedim ama ‘Amma yaşamışım be!’ beni en iyi anlatan isimlerden biri olurdu herhalde.

        Bir gününüzü nasıl geçirirsiniz?

        Sabah 04.00’ten evvel yatmam. Gitar çalar, kitap okur ve film izlerim. Çatı katında biber, domates ve çilek yetiştiriyorum. 67 yaşından sonra spora başladım. Hatfada 2 gün pilatese gidiyorum. Yeri geliyor günde 6 kilometre yürüyorum.

        Yüzlerce eser üretip pek çok ödüle layık görüldünüz. Mütevazılığınızı da hep korudunuz. Nasıl başardınız bunu?

        Aile terbiyesi ve yaradılış meselesi. İnsan sevgisi benim için her şeyden önce gelir. Modası geçmeyecek tek şeyin beyefendilik olduğunun bilincindeyim. Bundan dolayı çok kazık yedim ama yediğim kazıklar beni olgunlaştırdı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ