Lara Fabian: Empati kurabilirsek yeryüzüne barış gelir

Piyasaya çıkardığı ‘Ma vie dans la tienne’ adlı albümünün tanıtımı kapsamında dünya turnesini sürdüren Belçikalı şarkıcı Lara Fabian’ın son durağı İstanbul oldu. Şöhreti ‘I Will Love Again’ ve ‘Je T’aime’ isimli parçalarıyla yakalayan ünlü şarkıcının 25 yıllık müzik kariyeri içerisinde çıkardığı 15 albüm resmi verilere göre 25 milyondan fazla satıldı. Yıllanmış şarap misali olan Fabian, diğer popüler sanatçıların aksine “Gösterişli, allı pullu giyinmeyi sevmiyorum. Her zaman doğallıktan yanayım. Sanatçı aşırı gösterişten uzak olmalı” diyerek mütavazılığını ortaya koyuyor. İstanbul’un tarihi eserleri ve turistik yerlerinden ziyade insanların hoş sohbetinin kendisini mutlu ettiğini belirten ünlü şarkıcının İstanbul’da verdiği konserlerde seyirciyle bütünleşmesi de bunu kanıtlar nitelikteydi.

Perşembe ve dün akşam Zorlu’da verdiğiniz konserde kulaklarımızın pasını sildiniz. Konser süreci sizin açınızdan nasıl geçti?

Martta başlayan turnenin uluslararası anlamda son durağı İstanbul’du. Görkemli bir kapanış yaptığımızı düşünüyorum. İstanbul’un adı konulamayan bir gizemi var. İnsanların enerjilerini görünce de ister istemez daha çok motive oluyorum. Anlayacağınız benim için güzel bir kaçamak oldu.

Ülkemize geldiğinizde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Zor bir soru.Türkiye bir yandan yakınlık hissettiğim, yeri geldiğinde ikinci vatanım dediğim bir ülke. Ama son yıllarda ülkeniz, anlaşılması zor, çelişkilerle ve kompleksle dolu bir ülke oldu maalesef. Menajerliğimi üstlenen kişi İstanbul doğumlu olduğu için böyle konuşabiliyorum tabii. Olup bitenleri yakından takip ediyorum.

Daha yaşanılabilir bir dünya mümkün mü?

Tabii mümkün. Benim her zaman söylediğim hatta şarkılarımda bile dile getirdiğim cümle, “Yaşadığımız toplumun refah seviyesini yükseltebilmemiz için önce aynaya bakıp empati yapmalıyız. Kendimizi ideal insan seviyesine getirebilsek ister istemez diğer bireyleri de etkileyeceğiz. İnsanlar empati yapmadan yeryüzünde barışı sağlayamayacak.” Özellikle Türkiye’nin huzura kavuşması için önce dua ediyorum.

‘SEVMEKTEN KORKUYORUZ’

Tek problem insanların aynaya bakıp empati yapmıyor oluşu mu yani?

Değil aslında. Maddi hırslar yüzünden insanlar sevgi kavramını unuttu. Kimse birbirine ‘Seni seviyorum’ demiyor, diyemiyor. Bu röportajı okuyan herkese soruyorum. En son ne zaman eşinize, annenize, babanıza veya dostunuza açık açık ‘Seni seviyorum’ dediniz? Sevgiden neden korkuyor, utanıyoruz ve çekiniyoruz? İnsanların mutsuzluğunun yaşanan olaylardan ziyade yalnızlıktan da kaynaklandığını düşünüyorum.

‘Şöhreti umursamıyorum’

Uzun yıllardır müzik sektöründe olmanıza karşın pek çok sanatçının aksine daha mazbut bir profil çiziyorsunuz. Magazine malzeme verdiğinizi hatırlamıyorum...

Magazinin ilgisini çekecek türden bir kadın değilim maalesef. Beste ve söz yazıp şarkı söylemekten öte mutlu evliliği olan bir anneyim. Günlük yaşantım da sıradan bir ev kadını gibi. Sahnede sanatımı yapar köşeme çekilirim. Şöhret gelip geçici olduğu için pek umursamıyorum.

Bir sanatçının egolarından arınması bu kadar kolay mı?

Sanatçı anne olduğu andan itibaren bünyesinde ego falan kalmaz. Diğer pek çok sanatçının aksine ben ayakları yere basan, sade, gösterişten uzak bir kadınım. Hem aile hem iş hayatımda huzur içerisinde yaşamak istedim her zaman.

'Bülent Ersoy’la tanışmak isterim'

Müzikal anlamda önümüzdeki yıl çalışmalarınız olacak mı?

İngilizce albümüm 2017 sonbaharında müzikseverlerle buluşacak. Sonrasında bir dünya turu yapıp dönüşünde pop albümü çıkaracağım. Bir Türk sanatçıyla düet yapma ihtimalim var.

Ülkemizdeki müzik piyasasını takip edebiliyor musunuz?

Mustafa Ceceli ile temas halindeyiz. Mercan Dede ve Kudsi Erguner gibi sanatçıları yakından takip ediyorum.

En çok kimle tanışmak isterdiniz?

Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nilüfer, Candan Erçetin ve Bülent Ersoy’la tanışmak istiyorum. Özellikle Bülent Hanım’ın giyim tarzı çok dikkatimi çekiyor.

HT MAGAZİN / Arif HÜR