Cenk Eren: Tırnaklarımla bugüne geldim

Neziha KARTAL / HABERTURK MAGAZİN

Cenk Eren yıllarca çalışmanın sonucunda bulunduğu yere geldiğini “Hayat bana 34 yıl sonra güzel oldu. Yaptıklarımdan pişman değilim, hayat bu. O günleri sindire sindire bugünlere geldim. Ben yolda yürürken şöhret olmadım” sözleriyle anlatıyor.

SON albümü ‘Repertuar Tanju Okan Şarkıları’yla büyük beğeni toplayan Cenk Eren’le albümünü, hayatını, sahnedeki başarısının sebeplerini konuştuk. Genç sanatçılarda ego olmasının normal olduğunu bunun zamanla oturacağını belirten ünlü sanatçı ‘Sanatçılık sahneye çıkıp şarkı söyleyip herkese yukarıdan bakmak değil’ diyerek genç meslektaşlarına tavsiyede bulundu. Hakkında çıkan ‘Bebek mamasıyla zayıfladı’ haberi için ‘O haberi yazanın hayal gücüne ölürüm’ diyen Eren kilonun kendisi için sadece sağlıkla alakalı bir şey olduğunu söyledi.

Sahnede sizi bu kadar iyi yapan ve devamlılığınızın sebebi nedir?

Sahne başarısı çok çalışmakla alakalıdır. Benim en büyük avantajım yaz-kış sahneye hiç ara vermeden devam ediyorum. Orkestranızın, mekânın, servisin ve sizin iyi olmanız gerekir. Yıllardır bütün bunları birleştirdiğim için başarılıyım.

‘SAHNEDEN İNİNCE EGO DEVAM ETMEMELİ’

Sahnenin bir matematiği var mıdır?

İnsanlar kaçta eğlenmeye barşlar ve hangi günler kimler gelir... Tabii ki vardır ama saatle alakalı değildir o, tamamen anlık bir şeydir. Gün olur iki saat kimse eğlenmez ama bir dakikada durum değişir. Sahneye çıkmadan repertuvarım vardır ama ortamdaki havadan bir anda her şeyi değiştirebilir, yepyeni bir repertuva sunabilirim. Başarıyı bu getirir işte. Sahnede tecrübe konuşur. İnsanların ruh halini sahneden anlayıp her şeye ona göre şekil vermeniz gerekir.

Aynı gece bir tarafta eğlenmeye, bir taraf efkâr dağıtmaya gelmiş. Birbirine zıt iki grubu nasıl memnun edersiniz?

İkisine de uygun şarkılar var. Onlar da biliyor oraya gelirken hep onların istediği olmayacak ama benden bir şarkı duymak için geliyorlar bazen. O şarkıyı dinlerken yaşıyor zaten o duyguyu. Herkes kendine göre bir şey buluyor.

İnsanlar sizce sizi neden seçiyorlar?

Çünkü ben onlara yakınım, onlara dokunuyorum. Bilinen bir insanım ama bu ‘Alçak dağları ben yarattım’ demek değil. Sanatçılık sahneye çıkıp şarkı söyleyip herkese yukarıdan bakmak değil. Onların arasında dolaştığınız, elini tuttuğunuz, doğum gününde öpüp kutladığınız, üzüntülüyken sarıldığınız zaman samimiyeti görüp tekrar size geliyorlar.

Sanatçı egosu yok mu sizde?

Ego hepimizde var. Gençken daha çoktu o hava ama önemli olan erken kurtulmak. Sahnede ego vardır ama önemli olan sahneden inince egonun devam etmemesi gerekir. Ben de eve gelince eşofmanı belime kadar çeken bir adamım. Normal insanlar gibi aynı şeyleri yapıyorum. Genç arkadaşlar şimdi yaşasınlar, biz de gençken yaptık. Bu zamanla oturan bir şey.

Ünlüler seyirci gözünde hep başka bir yerdedir. Onların hayatı hep daha farklı gelirken sosyal medya bu algıyı değiştirdi mi?

Artık ünlüler dokunulabilir oldu. Diğer insanlardan farkım yok, sadece iki saat smokin giyip şarkı söylüyorum. Biz diğer insanlardan farklı değiliz.

‘Yeterli parayı kazandığımda müziği bırakırım’ demiştiniz bir röportajınızda...

O söz çok yanlış anlaşıldı. Bırakmak bizim elimizde değil. Bu dinleyicinin vereceği bir karardır. Dinleyici yüz çevirirse ancak o zaman bırakabilirsiniz. Kimsenin de bıraktığı yok zaten. Yaptığın iş karşılık bulmuyorsa zorlamanın anlamı yok diye söylediğim bir sözdü.

‘HAYAT BANA 34 YIL SONRA GÜZEL OLDU’

Magazin, sektördeki insanların uzak durması gereken bir şey mi?

Uzak durmak isteyen insanı anlarım, o zaman belli yerlere gitmeyecek. Halka açık bir yerdeyseniz haber olursunuz. Arka kapılardan kaçmak falan onlar gazetede daha fazla yer alabilme çabalarıdır. Hayatımda hiç yapmadım. Sadece bir kere bir mekândan çıkarken ayağım takıldı, tökezledim. ‘Alkolden düştü’ yazmışlardı. O can yakma kısmına giriyor. Ailem okuyup aramıştı, o çok ağır gelmişti.

Eskiden eleştiriler sadece basında yer alırdı. Şimdi her dinleyici eleştirisini yapabiliyor. Bu sektörü geliştirir mi?

Eleştiriye sonuna kadar varım. Ancak sosyal medyada küfür eden insanların sorunları var. Geçenlerde biri “Cenk Eren hayat sana güzel” diye bir twit attı. Yaşını sordum 21 yaşındaymış. Bunun üzerine ‘Ben de 35 senedir çalışıyorum’ cevabını verdim. O 21 yaşında evinde bilgisayarı, akılı telefonu her şeyi var. İnternet ilk çıktığında internet kafeye gittim. Ben 21 yaşındayken Antalya’da çalışıyordum. Kazandığım para otele gitmesin diye orada tanıdık bir muhasebeci vardı, onun bürosunun arkasında bir çekyatta uyurdum. O arkadaş hayat güzel diyor ya hayat bana 34 yıl sonra güzel oldu. Yaptıklarımdan pişman değilim, hayat bu. O günleri sindire sindire bugünlere geldim. Ben yolda yürürken şöhret olmadım.

‘Türkü herkesin harcı değil’

Türküyü hem sahnede söylediğinizi hem de çok sevdiğinizi biliyorum. ‘Repertuar Tanju Okan Şarkıları’ albümünden sonra bir de türkü albümü yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkü söylemek çok büyük beceri ister. Türkü söylemek her babayiğidin harcı değildir. Çok güzel sesim var, bir de türkü albümü yapayım hadsizliğini ben hiçbir zaman yapmam. Sahnede söylerim o başka bir şey. Dinlemeyi de gerçekten çok seviyorum.

"Tanju Okan’ın yerine geçmek boyumu aşar"

‘REPERTUAR Tanju Okan Şarkıları’ albümünü çıkarmanızda sizin şarkıları çok sevmeniz mi, seyircilerin bu şarkıları sizden dinlemeyi sevmesi mi etkili oldu?

Öncelikle ben çok seviyordum. Tanju Okan müzik dünyasının en değerli isimlerinden biri ve şarkıları da gerçekten çok özel, yıllardır değerinden bir şey kaybetmeyen, eskimeyen şarkılar. 5-6 sene önce bu fikir kafamda oluşmaya başladı. Sahnede söyledikçe insanlardan aldığım tepkiler de çok iyi olunca albümü yaptım. Sakin, dingin, huzurlu bir şekilde arabada dinlenecek bir albüm oldu.

‘TANJU OKAN BÜYÜK SANATÇI’

Şarkılarda günümüz altyapısından ziyade orijinal hali var, yorumunuz da Tanju Okan’a benziyor...

Tanju Okan’a benzemek değil zaten hiçbir zaman onun gibi söyleyemem. O çok büyük bir yorumcu. Ben kendi yorumumu katarak söyledim ama ses tınım zaman zaman onu andırabiliyor. Orijinalliğini bozmadan aranjesi yapıldı. Bu da insanların kulağına tanıdık gelmesine sebep oluyor.

Tanju Okan ve onun dönemindeki o büyük isimler neden çıkmıyor?

Çıktı işte ben varım. (Gülüyor) Herkesin yeri çok ayrı, onun gibi birisi değil de yeni isimler çıkıyor. Günümüzde pop müzik denince altyapıları güçlü, sert, eğlenceye dönük sound’lar var. O yıllar naif dönemlerdi. Çok başarılı genç isimler var, internet satışlarında başarılılar ama fiziksel satışlarda proje albümlerinin ön plana çıktığını görüyoruz. İnsanlar artık arşivlik albüm alıyor.

Şakayla söylediniz ama kendinizi bu albümle Tanju Okan’ın yolundan giden bir isim, onun devamı olarak görüyor musunuz?

Kendimi onun devamı olarak görmem. Haşa o çok büyük bir sanatçı. Devamı değil ama onun Türk pop müziğindeki yerini bildiğim için, pop müziğinin mihenk taşlarından biri olduğu için onun şarklarını söylemek beni motive etti. Tanju Okan’ın yerine geçmek boyumu fersah fersah aşar.

‘Detoksu bir daha denemem’

Hiç yaşlanmıyormuşsunuz gibi bir algı var. Bunun için ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Öyle bir çabam yok, hatta eskiden saçımı boyatırdım artık onu da yapmıyorum. Kimse genç kalamaz, öyle bir şey yok. Yaşlanmamak için çalışmak, hayata karşı gelmektir. İnsanlar doğar, yaşar ve ölür, bunu değiştirmeye çalışmak sağlıklı bir şey değil. Bakımlı olmak güzel ama sadece buna odaklanmak sorunlara yol açar. Böyle uğraşan insan sokağa çıkacağı zaman beni tanırlar korkusuyla 3 metre gözlük takıp, şapka ve atkıyla yüzünü kapatıp sokağa çıkıyor. Genç ve güzel hatırlanayım diyorsanız Allah gecinden versin erken öleceksiniz.

Bebek mamasıyla zayıfladığınız haberi çıkmıştı. Bu gerçek mi?

O haberi yazanın hayal gücüne ölürüm. Hangi ruh haliyle yazdı, ne anlatmaya çalışıyordu bilmiyorum.

Detoks yaparken rahatsızlanmıştınız. Şimdi yeni bir diyet uyguluyor musunuz?

Detoksta ciddi bir tehlike geçirdim. Sonrasında kilo işini sağlık açısından düşünmeye başladım. 6 gün yaptım. Bir daha denemem.