Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Gürkan Uygun: Kadın daha naif erkek sert olmalı

        Ebru AYAZ / HABERTURK MAGAZİN

        Şu sıralar gösterimde olan ‘Hep Yek’ filminde kötü karakteri canlandıran ve bu sezon altı filmde birden rol alan usta oyuncu Gürkan Uygun, beyazperdedeki komedi hâkimiyeti için “İnsanlar eğlenmek istiyor. Mesela aksiyon filmlerinin bizde karşılığı yok. Komedi karakterleri daha bizden, daha yerli” diyor.

        Bu yıl kaç filmde rol aldınız?

        Üçü ana karakterler olmak üzere altı filmde oynadım.

        Altı film içinde benzer rolleriniz var mıydı?

        Hayır, benzer rollerde oynamadım. Biri drama, biri komedi, bir diğeri hafif gerilimli değişik bir karakterdi. Mümkün olduğunca davranışları farklı olan rolleri seçmeye çalışıyorum.

        ‘Hep Yek’ filminde nasıl bir karakteri oynuyorsunuz?

        Biraz kötü düşünceli bir abimizi oynuyorum. Bir kadın siparişi veriyor. İkilinin başına gelen komik olaylar anlatılıyor, ben de gerilimi sağlayan bir karakterim.

        Filmde abartılı karakterler mi, ince espriler mi var?

        Her ikisi de var. En önemlisi seyircinin sempatisini kazanan bir ekip olduğunu düşünüyorum.

        "SEVDİĞİM İŞİ YAPTIĞIM İÇİN ŞANSLIYIM"

        Son dönemde komedi filmlerinin sayıca diğer türlerden fazla olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Şu bir gerçek ki komedi filmi yaptığınızda 500 binin altına düşmüyorsunuz. Bu da çoğu yapımcı için iyi bir rakam olarak görülüyor. İnanın bunu ben de çok düşündüm. Mesela aksiyon filmlerinin bizde karşılığı yok. Belki bir suçluyu takip eden polis helikopterimiz olmadığı için ya da bizde seri katiller olmadığı içindir. Komedi karakterleri daha bizden, daha yerli gibi. Mesela ‘Çanakkale Yolun Sonu’ filmi Çanakkale Savaşı hakkında belgesel olmayan, film gibi işlenen ilk filmdi. 800 bin kişi izledi. Biz tarihi sorgulayan bir süreçten geçmedik. Bunun da katkısı var. Biraz da eğlenmek istiyor insanlar. Sinemanın günümüzdeki amacı eğlenceli vakit geçirtmek olarak görülüyor.

        ‘Türkler korku filmi yapamıyor’ şeklinde bir yargı da var. Teknolojiyi sinemada iyi kullanamıyor muyuz?

        Birçok insan mesleğini icra edeceği alan bulamadığı için yurtdışına gidip okuyor. Teknoloji biraz daha yakınlaştırıyor ama yeterli değil. Keşke daha şanslı olabilseydi herkes. Bir sürü çilesi var, yeri geliyor para kazanamıyorsunuz ama ben sevdiğim işi yaptığım için şanslıyım.

        Oyunculuğun en sıkıntılı tarafı parasızlık mı?

        Evet, bir dönem geliyor iş bulamıyorsunuz. Ya da yaptığınız iş karşılığını bulmuyor. Sadece televizyon için konuşmuyorum, tiyatroda da böyle oluyor. Devam ediyorsunuz ama herkes hayatını daha iyi idame ettirmek istiyor.

        ‘TİYATRONUN EMEĞİ DAHA FAZLA’

        Televizyonda oyunculuk eğitimi olmayan yeni bir jenerasyon var. Çok iyi ücretler alıyorlar. Burada bir tezat var mı sizce?

        Var elbette. Ama biz bu işi çilesini çekeceğimizi bile bile yapıyoruz. Çünkü amatör olarak farklı hissederek başlıyorsunuz. Televizyonda her işte sürekli tiyatro oyuncularını kullanamıyorsunuz. Tiyatronun emeği daha fazla ama televizyonda da karşılığı bu. Şu anda ‘Oyun Atölyesi’nde ‘Testosteron’ adlı oyunda oynuyorum. İki yüz kişiye oynuyoruz bu oyunu, 35 gün prova yaptık. O karakterle yaşadık. Sabahtan akşama kadar çalıştık. Son üç dört gün sadece evimize uyumaya gittik.

        Sizce piyasadaki bu dengesizlik nasıl aşılabilir?

        Bunun için ne yapabiliriz, ne yapabilirim veya siz ne yapabilirsiniz? Evet var bu durum. Çünkü bizde öyle bir kültür yok. Sendikal sistem oluşamıyor. Ben de üye değilim ama... Bu işi telif konusunda biraz müzisyenler kurtardı. Ya herkes o kadar fazla haksızlık yaşıyor ki aslında. Herkes çok güzel bir hayatı hak ediyor ama şartlar bu. Üzülüyorum buna. Ama bunu ben de yapıyorum. Hali hazırda bir oyun oynuyorum ve tiyatrodan aldığım ücretle televizyondan aldığım ücret arasında çok fark var. Bunun için üzülebilirim ama kendimi suçlayamam.

        "BANA ROMANTİK ROL VERMEZLERDİ"

        Memati’yi oynamadan önce yine çok tutulan bir dizide, romantik adamı oynasaydınız bu kadar kendine has bir karakter yaratabilir miydiniz?

        Sanmam. Yapabilir miydim bilmiyorum. Siz yapımcı olsanız bana romantik bir adam rolü verir misiniz? 15-20 sene önceki halimi düşünün. Olmazdı, vermezlerdi zaten.

        Bugün trans bir bireyi oynasanız hayranlarınız tepki gösterirler mi size?

        Tabii ki gösterirler, göstermezler mi?

        Halk neden sert karakterleri seviyor? Memati’yi neden sevdiler?

        Memati konuşmayı seven bir adam değildi. Hemen sorunu halleden, çat diye müdahil olan bir yapısı vardı. Belki yapamadıklarımızı yaptığı için. İstediği yere girdi, dağıttı, istediğini dövdü, istediğini sevdi. Ataerkil bir toplumuz biz sonuçta. Güvenilir bir adam olmasının da payı var.

        Gürkan Uygun ve eşi Şebnem Uygun.

        "KADIN DAHA NAİF, ERKEK SERT OLMALI"

        Türk kadını sert erkeklerden mi hoşlanıyor?

        Sanıyorum evet. Doğası gereği kadının daha naif, erkeğin daha sert ve hatları keskin olmalı. Çünkü doğada da böyle. Hayvanlara bakarsanız böyle. Erkek her zaman daha belirgin, daha büyük. Ne bileyim erkek kuşların kuyruğu daha büyük mesela. Fiziksel olarak daha kalınca ve kaba. Kadınlar daha naif. Dolayısıyla kadınlar kadınsı durabilecek yapıyı erkekte doğal olarak istemiyorlardır.

        Biyolojik olarak mı diyorsunuz?

        Fikir olarak da böyledir. Tavrını koyan, masaya yumruğunu vuran, haksızlığa dur diyen, seni güzel sarmalayan bir erkeğe hayır diyebilir misin?

        Kadınlar erkeklerin kibar olmasından da hoşlanır.

        Onu da kadın öğretecek. Erkekler evlenince bir süre sonra eşine herkese yaptığını yapmıyordur.

        Çoğu evli kadın erkeklerin bir süre sonra değişip kabalaştıklarını iddia ediyor.

        O da erkeğin öküzlüğü diyeceğim ama olmayacak. Anlatabiliyor muyum?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ