Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Mehmet Ali Birand'dan bomba açıklamalar

        “BİR ARA GAZETECİLİĞİ BIRAKMAYI DÜŞÜNDÜM.

        VEHBİ KOÇ BANA YAPMAM GEREKEN ÜÇ ŞEYİ SÖYLEDİ VAZGEÇTİM.”

        “Türkiye de hiçbir başarı cezasız kalmaz” diyorlar, katılıyor musunuz?

        Ben çok ceza aldım çok aldım.

        İlk tokat neydi mesela?

        Benim ilk yediğim tokat Öcalan ile yaptığım röportajdan ötürü arka arkaya 15 yıl hapis istemiyle davaların açılmasıydı.

        Ne hissettiniz?

        Çok korktum. Şunu diyebiliyorsunuz “Canım olur mu bir gazetecilik olayıyla kalkıp da beni 15 yıl hapise atarlar mı?”Sonra yatağa yattığınız zaman ya atarlarsa, diyorsunuz alev alev uyandığım günler oldu.

        O sadece bir hapis korkusu mu yoksa ben ne yaptım korkusu mu?

        Hayır ne yaptığımdan bir korkum yoktu bugün olsa bugünde yaparım bu tamamen kesin temiz gazetecilikti. Türkiye'yi alt üst eden bir örgütün başındaki adamla ilk defa yani benden sonra herkes gitti. Nasıl Can Dündar "MUSTAFA" filmini yaparak farklı yaparak ilk oldu hayatta da daima ilk olarak anılacak.

        Peki, ikinci tokat?

        TRT ile bürokratik kavgam şey oldu.

        Şu mahkum olduğunuz...

        Çok şey yaptı beni… Öldürdü, öldürdü.

        Yol kazası diyorsunuz yani, suç yok mu?

        Evet. Şimdi aynı sistem devam ediyor. O gün benim cezalanmam gerekiyordu TRT bürokrasisi beni cezalandırdı.

        Cezalanmak mı çok koydu yoksa Emin Çölaşan'ın yazıları mı?

        Böyle cezalandırılmak koydu, Emin Çölaşan normal ismi olan bir kimse şöhreti olan bir insanım böyle bir şey başına geldiği zaman problem başına bindiği zaman onu vıdı vıdı yiyecek çünkü hayatı ondan besleniyor kötülükle, insanlara pislik atmakla besleniyor ondan dolayı Emin'e çok şey yapmadım Emin aynı Emin. İlerde de aynı olacak.

        Gerçekten kötülükten mi beslendiğini düşünüyorsunuz?

        Tabii kesinlikle.

        Ben çok iyi tanımıyorum ama öyle olduğunu da zannetmiyorum.

        Ben çok iyi tanıyorum da onun için, onun hakkında çok iyi olumlu bakacak halim yok. Ama cezalanıyorsunuz bakın kim nereye bir şey oluyorsa mutlaka elinde sonunda bir ceza alıyor.

        Peki şimdi birinci tokat Apo hikayesiydi ikinci tokat belki de işte TRT idi. Şöyle bir durup baktınız mı ya bir dakika ne oluyor?Her şeyin bir bedeli var mı yani gerçekten de.

        Söyleyeyim bu iki olayda beni eğer ben bugün buradaysam bu iki olayın sayesinde oldum.Bu iki olay olduğunda hiç unutmuyorum gene benim hayatımda çok önemli yer almış olan Vehbi Koç'a gittim.Dedim ki yahu Vehbi Bey ne dersiniz,siz büyüğümsünüz,bende çok emeğiniz var.Ne yapayım,bırakayım mı?

        O aşamaya geldiniz mi gerçekten?

        Sizi çok baskı altına alıyor tabi.Düşünebiliyor musunuz siz hele üçüncüsünden bahsedelim daha iyi bakalım.Şemdin Sakık olayı Andıç hikayesinde.Siz bir terör örgütünden para alıp onu öven yazılar yazdıran gazeteci olarak suçlanıyorsunuz

        Ve bu Şemdin Sakık'ın ifadesinde olduğu iddia ediliyor.

        İddia ediliyor sonradan olmadığı anlaşılıyor ama çok geç.Ve ne yapılıyor.Bugün başında olduğum Kanal D haberde birinci haber olarak çıkıyor resmimle benim Cengiz Çandar'ın.Gazetelerde manşetler oluyor. Sabah gazetesi beni atıyor.Oğlum geliyor okuldan Koç Lisesindeydi.Baba sen pkk dan para almışsın doğru mu diye soruyor,arkadaşlarım söyledi diyor.

        Ne dediniz ?

        Ölüyorum zannettim.Birden etrafınızdan herkes yok oluveriyor.O bütün şaşaalar..

        Dostlar kalmıyor değil mi?

        Hiç kimse kalmıyor sadece dört beş kişi kalıyor.O zaman da işte Vehbi Bey dedi ki bak oğlum dedi üç şey yapacaksın dedi.Bunu isterseniz not alın işinize yarar bu duruma düşen kişiler için. Birincisi dedi en başta gelen şey dedi komik gelecek ama sağlığına dikkat edeceksin dedi.İçki içmeyeceksin, şişmanlamayacaksın, spor yapacaksın, fit olacaksın, sağlam olacaksın.İki hemen aileni ve en yakın sevdiklerini etrafına toplayacaksın.Başkalarını bırak. Onları yanına alacaksın, hep onlarla beraber olacaksın.Bir tek gücü onlar verebilirler ve samimi gücü onlar verebiliriler.Üç piyasaya ne mal veriyorsan en iyisini vereceksin.Eğer bu üçünü yerine getirirsen uzun sürmez dedi.Hemen görürsün gene alkışlarla tepeye çıkarsın.Dediğini yaptım ve oldu.

        "EN TEPEDEYSEN PATRONA VAKİT AYIRACAKSIN. PATRONUMU ASLA ELEŞTİRMEM"

        Medyada en tepede olmanın yolu patronajla iyi ilişkilerden geçiyor mu ?

        Şimdi ilk şöyle gidiyor biliyor musun.Senin yaptığın iş orda bir dikkat çekiyorsun.Eğer yaptığın o işi daha da artırarak yapabilirsen haa dur bunla ilgilenelim deniyor.O çıkıyor belirli bir noktaya geliyor.Tabi bunların içinde şans yardımı olması gerekiyor,senin kendi ilişkilerin olması gerekiyor.Ama bir yerde geliyor ne olursa olsun patronajlada vakit ayırman gerekiyor.Çünkü bizim işimiz seçimlerdeki gibi Recep Tayyip Erdoğan,Deniz Baykal gibi değil ki oylanarak gelmiyoruz ki biz buraya.Bizim bir tek seçicimiz var.Patron.Patrona kendinizi anlatmanız gerekiyor.Ha mutlaka patronunu her dakika yanında olmak falan değil.Ama patron sizin ne olduğunuzu bilmeli,vakit ayırmalısınız.Azda olsa vakit ayırmalısınız,şart.

        Peki mesela patron eleştirilmeli mi yoksa susulmalı mı?

        Şimdi bazı patronlar var eleştirildiği zaman alınmazlar diye bir laf vardır değil mi?

        Öyle derler.

        Yalan. Patronlar hiç bir zaman eleştirilmekten hoşlanmazlar

        Siz eleştirir misiniz patronunuzu?

        Hayır hiç bir zaman eleştirmedim.Ben kalkıp da “işte bunu yapmamanız gerekirdi” demem. E o zaman sen bırak, ayrıl git derler adama. Bu çok basit.

        “NAOMİ VE ÖCALAN İLE RÖPORTAJ YAPMAK İSTERİM”

        Bugün kiminle röportaj yapmak istersiniz?

        Bugün en çok Naomi ile röportaj yapmayı isterdim. Bir de Öcalan’la ama Öcalan’a izin vermezler.

        “HÜRRİYET BENİ İSTEMİYOR, ASLINDA BEN DE MİLLİYET’TE YAZMAYI TERCİH EDERİM”

        Siz niye Hürriyet’te yazmıyorsunuz?

        Hürriyet istemiyor da ondan.

        Şaka mı?

        Hayır. Hürriyetten teklif gelmedi de ondan.

        Çok ilginç

        Ben aslında Hürriyet’te değil de Milliyet’te yazmak isterdim

        Oradan da mı teklif gelmedi yoksa?

        Geldi ama Posta beni çok rahatlattı açıkçası ve çok memnunum, insanlar şöyle bakıyorlar Posta hafif gazete magazin var ağırlıklı sen oraya yakışmıyorsun, ben bilakis oraya daha çok yakışıyorum çünkü halkın nabzını tutan bir gazete.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ