Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya "Kemal'e de, Emin'e de aşık olmadım"

        O Türkiye'nin en ünlü kadın gazetecilerinden biri. Siyaset sahnesine yakın bir isim. Ama aynı zamanda bir kadın ve anne. Nazlı Ilıcak, tıpkı Türkiye gibi zaman zaman fırtınaya tutulan hayatını anlattı...

        Helin AVŞAR

        Uzun yıllardır sizi izliyorum. Yazılarınızı, televizyon programlarınızı takip ediyorum. Aslında ben, sizi yakından tanıyorum. Mizacınız birazcık sert, sebebi yaptığınız iş olabilir mi ?

        "Sert" demeyelim istersen. Beni çoğunlukla siyasi tartışmaların içerisinde izliyorsunuz. Siyaset çok sert bir alan. Belki de kadına yakışmayan bir meslek. O tartışmalarda kendi vicdanıma göre hareket ediyorum, düşüncelerimden taviz vermiyorum. Bu yüzden öyle bir izlenim doğmuş olabilir. Siyaset kendi başına gerginlik üreten bir mecra. Türkiye gibi gergin, kutuplaşmalar olan bir ülkede herkes bir pozisyon almış. İnsanlar da kendi pozisyonuna göre karşısında duranı maalesef sevmiyor. Bu anlamda beni uzaktan tanıyanların olumsuz hisler beslemesini doğal karşılıyorum. Onlar vitrindeki Nazlı Ilıcak'ı tanıyor. Özel hayatımı bilmiyorlar. Orada farklıyım, bana "Sert" denemez. Münakaşadan hoşlanmam mesela.

        Şu anda siyaset sahnesindeki kadınları nasıl buluyorsunuz? Tansu Çiller'in yakınınız olduğunu biliyorum. Tansu Hanım'ı nasıl bir siyasetçiydi? Hataları neydi? "Siyasi hayatı çok iyiydi" diyebilir misiniz?

        Diyemem. Ama onu şartlar o noktaya getirdi. Hiç tecrübesi yokken, tepeden inme başbakan oldu. Siyaset tecrübe ister. Siyasetçinin mektebi yoktur. Celal Bayar böyle söylerdi. Tansu Çiller ne bir örgütte çalışmıştı ne de uzun yıllar milletvekilliği yapmıştı. Süleyman Demirel'in biraz da vitrini takviye için kabinesine aldığı bir isimdi. Çiller dönemini, çok başarılı bulmuyorum. Ama bu sadece ondan kaynaklanan bir durum değildi. Kadrosu da yoktu. Hatalar yaptı ama hep şuna inandım Çiller yeniden siyasete dönse; hem bu hatalarını yapmayacak hem de daha başarılı olacaktır. Çünkü cesur bir karakteri var. Ayrıca erkekler dünyasında ilk kadın başbakan olmak da zordu. Onun zorluğunu da yaşadı.

        ARKADAŞLARIMLA KAĞIT OYNUYORUZ

        Arkadaşlarınızla biraraya geldiğinizde ne konuşuyorsunuz?

        Siyaset konuşmuyoruz. Kağıt oynuyoruz. Ama kumar değil. Aşağı yukarı 15- 20 ya da 25-30 lira olur olursa da. Kadın kadına en çok Amerikano oynuyoruz. Bir de briç.

        İYİ BİR ANNE OLMAYA ÇALIŞTIM

        Nazlı Ilıcak nasıl bir annedir?

        Her zaman iyi bir anne olmaya çalıştım. Hayatını çocuklarına adayan, saçını süpürge eden anneler, sonra onlardan çok şey bekliyor. Ben özel hayat alanımı muhafaza etmeyi tercih ettim ama tabii ki çocuklarımın bana ihtiyacı olduğu her an yanlarındaydım.

        Otoriter bir anne misiniz?

        Ne çok yumuşak ne de otoriter. Kemal hep daha yumuşaktı. Çocukların yönetimini tamamen bana bırakmıştı. İster istemez otoriteyi kurmak zorundaydım.

        ANİ DEĞİL CESUR ÇIKIŞ YAPARIM

        Ani çıkışlarınız var mıdır ?

        Lafı Merve Kavakçı olayına mı getirmek istiyorsun. O ani bir çıkış değil. Netice itibarıyla o seçilmiş biri, Yüksek Seçim Kurulu ona başörtülü olarak mazbatasını vermiş ve ismimiz birlikte okunuyor. Birlikte içeri giriyoruz. Bu bir şaşkınlık yarattıysa bilemem ama olayın doğal akışıydı. Maalesef başka mecralara çekildi. Onun haricinde cesur ve kararlı çıkışlarım olabilir ama ani çıkışlarım yoktur. Mesela 'Andıç' olayında bazı gazeteci arkadaşlarımızı karalayan belge bana ulaştı, ben de kamuoyuna açıkladım. Çünkü çok önemliydi. Mehmet Ali Birand'dan Cengiz Çandar'a kadar bir sürü isim Şemdin Sakık ve PKK ile irtibatlı gösterilmişti. Bunun sahte ve düzmece olduğunu ortaya çıkardım. Fikri özgürlüğümden taviz vermek istemem.

        KEMAL KENDİNE EŞ BAKIYORMUŞ BENİ TAVSİYE ETMİŞLER

        Rahmetli eşiniz Kemal Ilıcak'la nasıl tanıştınız?

        Kemal, Tercüman Gazetesi'nin sahibiydi. Mükerrem Sarol ve Celal Yardımcı'yı tanıyordu. Babam da onların arkadaşıydı. Demokrat Partili'ydi. O vesile ile biraraya geldik. Kemal evlenmek istiyormuş, kendine eş bakıyormuş. Muhafazakar ve taşralı bir muhitten geliyordu. Arkadaşlarımız beni tavsiye etmiş. Nazlı Çavuşoğlu, sana iyi bir eş olur demişler. İlk başta arzu etmedim Kemal'le evlenmeyi. Başka hayallerim ve bir flörtüm bile vardı o zaman. Kader... Özellikle annem çok arzu etti, Kemal çok sempatik bir insandı. Ama benim için öncelikli olan para ve mevki değildi. Sevdiğim bir insanla evleneyim, kendime göre bir hayatım olsun, bir yuva kurayım istiyordum. Ama hayat bizi bu noktaya getirdi. Kemal; babacan, Anadolulu, sahip çıkan ve herkesin sevdiği bir insandı. Annem de biraz ısrarcı davrandı. Evlendik. Kemal'le evlenerek uçurumdan aşağıya atlamadım ama eşimi kendim seçmedim, ailem seçti. Çok iyi bir insandı. Yanlış bir seçim değil, sadece benim tercihim değildi.

        TORPİLLE GAZETECİ OLDUM KAPILARI KEMAL ILICAK AÇTI

        Siz o zaman gazetecilik yapmıyordunuz değil mi?

        Gazetecilikle alakam yoktu. 72'de babamı kaybettim. Psikolojik olarak çok etkilendim. Depresyona girdim. Doktorlar çalışmamı tavsiye etti. Kemal de "Gel gazetede ansiklopedi köşesi var, oraya bak" dedi. "Siyaset yazayım" dedim. Öylece köşe yazarı oldum.

        Torpil vardı yani?

        Tabii ki vardı. Açıkça söylüyorum. Kemal Ilıcak'ın karısı olmasaydım, gazeteci ya da yazar olmayabilirdim. Ama politikaya atılabilirdim. Tabii ki destek gördüm. Önümdeki kapıları Kemal Ilıcak açtı. Çok zor yıllar geçirdik. Kemal'in vefatından sonra ayakta kalmayı başardım.

        "BEN ONA AŞIK OLDUM, O BANA AŞIK OLDU" DİYEMEM

        Kemal Ilıcak eş olarak nasıl biriydi, gazeteci olarak nasıl biriydi ?

        Kemal çok iyi kalpli bir insandı. Dinimizin esası olan kul hakkı almamak meselesine dikkat ederdi. Maddi sıkıntıya düşme sebebi herkese sahip çıkmasıydı. Eş olarak farklı dünyaların insanlarıydık. Ama anlaştık. Çünkü içimiz dışımız birdi. (Gözleri doluyor...)

        Aranızda aşk var mıydı?

        Hayır. O hiçbir zaman aşık olmadı. Kimseye aşık olduğunu da zannetmiyorum. Aşk biraz daha farklı bir ortamda gelişir. Kemal, bütün hayatı boyunca çalışmış, çabalamış, ayakları üzerinde durmaya gayret eden biriydi. Aşka vakti olduğunu sanmıyorum. Ama beni sevdi, ben de onu sevdim. Sevgiye dayanan bir birlikteliğimiz oldu. "Ben ona aşık oldum, o bana aşık oldu" diyemem. Ona çok güveniyordum. Arkamı Kemal'e dayamıştım.

        KEMAL VEFAT EDİNCE BENİ NE KURTARACAKSA ONA SARILDIM KARŞIMA EMİN ŞİRİN ÇIKTI

        Kemal Bey rahmetli olduktan sonra ayakta durmayı nasıl başardınız?

        Zorluklarla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum. Kendime hiç güvenmiyordum. "Tuttuğunu koparan biriyim" diyemiyordum. Kemal vefat etmeden önce; para ve anahtar bile taşımazdım. Vefat ettiğinde yazdı. Dedim ki, "Nazlı bak, önümüz yaz, karanlık değil, ilk ışığı orada gördüm. Yasını tutmayacaksın, yas zamanı değil." Aslında bu doğru değilmiş. Ama yas tutmaya vaktim yoktu. İleriye doğru yürümek zorundaydım. Beni ne kurtaracaksa ona sarıldım. Karşıma Emin Şirin çıktı.

        EMİN İHTİYACIM OLDUĞUNDA KARŞIMA ÇIKTI

        Ben de tam oraya gelmek istiyordum. Emin Bey'le nasıl ilişki kurdunuz? Aşık oldunuz mu?

        Hayır, Emin'e aşık olmadım. Ama sıkıntıda hiç değilse yanında bir erkektir, mücadelede destektir. Emin ihtiyacım olduğu anda karşıma çıktı, ihtiyacım kalmayınca gitti. Çok iyi oldu. O da "Allah'ın lütfu" dedim. Tutunacağım bir ipti.

        EMİN SAYEMDE AK PARTİ'YE GİRİP MİLLETVEKİLİ OLDU

        Demokrat Parti sonra Adalet Partisi devamında da DYP'li oldunuz. Fazilet Partisi'ne ve sonrasında da AK Partiye nasıl geçtiniz?

        Hiçbir zaman Refah Partili, yani Erbakancı olmadım. Ama askeri darbe yapıldığı için her yerde "Ben bundan sonra RP'liyim" diyordum. Refah kapanıp yerine Fazliet Partisi kurulunca, "Genel İdare Kurulu üyesi" olur musun diye teklif geldi. "Olur" dedim. Emin Şirin de sayemde AK Partiye girip milletvekili oldu. AK Partiyi destekledim.

        ERDOĞAN İKTİDAR YORGUNU AMA OYUM AK PARTİYE

        Hâlâ destekliyorsunuz?

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın beğenmediğim tarafları var. Kaç yıldır iktidarda, üzerinde bunun yorgunluğu var. Ama başkalarıyla mukayese ettiğimde, başarılı olduğunu görüyorum. Kürt açılımını, dinamik dış politikasını, darbecilerin yargılanmasını destekliyorum.

        Beğenmediğiniz tarafı nedir ?

        Basınla uğraşmasından hoşnut değilim mesela. Gazetecileri, medya patronlarını hedef almasından memnun değilim. Çok asabi konuşabiliyor bazen. Öfke kontrolü yok. "Bu karakterimdir" diyor. Ben her zaman Ak Partiye oy verdim ama onu da söyleyeyim.

        AHMET DİYE BİRİ OLABİLİR AMA CHP'Lİ DEĞİLDİ

        Hatırla Sevgili dizisindeki Yasemin karakteri sizden esinlenerek yazılmış. Doğru mu ?

        Babası ile olan o ilişkisi, sarılma sahneleri falan, bazı esintiler, olabilir. Ama tamamen öyle değil. Şimdi de Ahmet karakterini soracaksın herhalde.

        Evet...

        "Ahmet" diye birisi olabilir ama CHP'li değildi.

        SANATÇILARDAN OLUŞAN BAKANLAR KURULU LİSTESİ

        Ünlülerden bir Bakanlar Kurulu kursanız, kimleri bakan ve başbakan yaparsınız?

        Mesela Kenan Işık'ı Kültür Bakanı, Acun Ilıcalı'yı Sosyal Yardımlaşmadan Sorumlu Bakan, Hülya Avşar'ı Turizm Bakanı yapardım. İbrahim Tatlıses'e ne bakanlık verelim.

        Yemekten sorumlu bakanlık yaratsak...

        O Sosyal Güvenlik Bakanı olsun. İşçi haklarını savunsun. Beyaz'a Ulaştırma Bakanlığı verelim. Muhafazakar olduğuma göre alaturka söyleyen Münir Kutanlı'yı da Başbakan yaparım. Ediz Hun'u İçişleri bakanı, Müjde Ar'ı Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı, Sezen Aksu'yu da Dışişleri Bakanı yapalım. Zülfü Livaneli'yi ihmal etmeyelim. Milli Eğitim Bakanı olsun o da.

        TAYYİP BEY'E "YAKIŞIKLI" DENEBİLİR

        Siyasette kimleri beğeniyorsunuz?

        Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu bilgili ve birikimli buluyorum. Tayyip Erdoğan'ı başarılı buluyorum. Tüm hataları ve öfkesini kontrol edememesine rağmen çalışkanlığını, ısrarını ve cesaretini beğeniyorum.

        Peki, tip olarak kimleri karizmatik buluyorsunuz?

        Tip olarak, Tayyip Beye "Yakışıklı" denebilir . Hele gelmiş geçmiş başbakanlarımızla mukayese edildiğinde; boylu poslu, yağız bir delikanlı. Tayyip Erdoğan'a bakınca; ilk olarak onu düşünmüyorum, başka özelliklerini düşünüyorum.

        Peki siyasetçi eşlerini nasıl buluyorsunuz?

        Giydiğini en fazla yakıştıran Ali Babacan'ın eşi. Emine Erdoğan'ın kızı Sümeyye de güzel giyiniyor. Emine ve Hayrinnüssa Hanım'ı daha ziyade dost, arkadaş gibi görüyorum. Öyle pek, ince eleyip sık dokumuyorum.

        Tesettürle şık olmak zordur değil mi?

        Tabii ki çok zordur. Bir kere vücut hatları belli olmayacak. O bakımdan moda ile uyum sağlanamıyor. Saç da önemli. Bir insanın görüntüsünü saç tamamlıyor. İnce ve uzunsan, tesettür daha çok yakışıyor. Boynunun da kuğu gibi olması lazım. Çünkü tesettür boyununu kapatıyor.

        DIŞARDAN SESLER

        Okuyucu sordu, Ilıcak cevapladı:

        Nazlı Ilıcak nereden giyiniyor?

        (Sercan Duman– Top Shop)

        Hiçbir zaman belli bir yerden giyinmem. Her butikten alışveriş yapabilirim. Bazen Paris'e gidiyorum. Marka olarak Sonia Rykiel'in tarzını beğenirim.

        Aylık benzin masrafı ne kadar?

        Mehmet Karapınar - (Esnaf)

        Aylık masrafım epey tutar ama müessesem karşılıyor.

        Erkek arkadaşından aldığınız son hediye nedir ?

        (Huysuz Suna)

        Erkek arkadaşım yok ki, hediye alayım.

        Birikimini nerede değerlendiriyor?

        (Ozan Türkoğlu-Bankacı)

        Paramı iyi değerlendirdiğimi düşünmüyorum. Borsada falan yokum. Olduğu kadarıyla faizde değerlendiriyorum.

        Siyasete aktif olarak tekrar girecek misinz?

        (Algan Gültan-Avukat)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ