Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Dört senede bir gelen 29 Şubat'tan şöyle geriye bakıyorum da!!!!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sizi bilmem ama, her sene göz açıp kapayıncaya kadar geçen Şubat ayı bu sene bana geçmek bilmedi. Sanki bir yıldır Şubat'ın içinde yar alıyoruz. Dört senede bir gelen, 29 gün çeken, 2024'ün Şubat'ında magazin alemi oldukça hareketliydi...

        -Aşkları, evlilikleri ile her zaman magazin dünyasını meşgul eden Ebru Gündeş yine olaylı bir evliliğe imza attı. Çünkü Murat Özdemir'in eski eşi, imalı bir paylaşım yaptı ki bu paylaşım öncesinde zaten konuşmalar almış başını gitmişti. Son on gündür "Evlendiler", "Evlenecekler" konuşmaları vardı. Ama bir yandan da kimse konduramıyordu. Fakat evlilik konvoyu, mutluluk pozu derken Ebru Gündeş dünya evine girdi ve bir daha bu yolu aynı cesaretle yürümeye karar verdi. İmzalar atıldıktan bu yana da her masada bu konu konuşulmaya başladı. Tam da imzayı atacakları gün, "Evleniyorlar" diye haber uçuran güvercin kuşları şimdi de Ebru Gündeş'in hamile olduğunu iddia etti. Olabilir mi olabilir. İddialar doğrultusunda yorum yapmam. Taraflar sessiz olduğu için kesin bir şey söylemem. Ancak kendisi mutluysa, karşısındaki adama inandıysa ve yine yeniden şarkıda olduğu gibi bu yolda yürümeye cesaret ettiyse bize laf düşmez. Ne diyelim mutlu olsunlar. Geçmek bilmeyen 2024 Şubat'ında unutulmayan bir evlilik yaptı Ebru.

        -İtalya, korumalar, kaslar, tuhaf pozlar, annesi, hayranlar falan kelimeleri duyunca ilk aklıma Can Yaman geliyor. Ah Yaman oğlan memlekete bir geldi pir geldi. Nişantaşı Cabbar'dan çıkarken olanlar olmuş. Korumalar gazetecileri itelemiş, görüntü almasını falan engellemiş. Hooop Yamana oğlan... Burası Türkiye, İtalya değil. Ülkeleri karıştırdın her hal. Bir sakin ol yahu. Burada çok meraklın yok. Yapma böyle şeyler yazıktır. Burası senin memleketin unutma ki, bu havalar memleket insanını bozar. Benden söylemesi.

        -Açılın Hadise aşık. Mert Ayaydın ile sarmaş dolaş objektiflere yakalandı aşk kadını Hadise. Hadi bakalım. E tabii tam da Ebru Gündeş'in evlendiği günlerde böyle bir hamle kendisinden bekliyordum tam yerinde yakalanma oldu bakın Allah'ın işine.. Ya da yok yok bu bitmeyen Şubat'ın kerameti kesin...

        -Tabii Yılmaz Morgül'ün Bülent Ersoy'a söylediği ağır sözler. Gonca Vuslateri'nin eski sevgilisi tarafından uzaklaştırma alınan Fırat Tanış'ı hedef alması olaylarına hiç girmiyorum. Kavga, gürültü, hır gür magazin dünyasının olmazsa olmazları. Bu hır gür de bu sektörde bitmez. Onlar da Şubat'a imzalarını atmış bulunuyorlar böylelikle..

        -Ah Tolga Savcı ah... Geçirdiği kalp krizi sonucunda 60 yaşında hayatını kaybetti. İnanın duyduğum an yüreğimdeki acıyı anlatamam. Bitmek bilmeyen bu cüce Şubat'ta derin bir yara açtı. Tolga Savacı'yı her zaman nazik, kibar ve saygılı biri olarak hatırlayacağım. Yattığı yer incinmesin. Mekanı cennet olsun.

        ***

        Unutmadan

        -Bir insan küfür ediyorsa bir kez... Daha fazla küfür eder.

        -Bir insan şiddet gösteriyor ve affediliyorsa bir daha, bir daha yapar.

        -Bir insan saygısızlık yapıyorsa bu kez saygısızlığın en fenasını yapar.

        -Bir insan aldatıyorsa bir daha aldatır.

        -Bir insan terk ediyorsa bir kez daha terk eder.

        -Bir insan yalan söylüyorsa yalanları katlana katlana çoğalır.

        Diye uzayıp giden bir listem var. Bu yaşıma geldim tüm bunların altına imzamı atıyorum. Maalesef bu tarz eğilimleri olan insan asla vazgeçmez. "Değişti", "Değişecek", "O aslında iyi biri" falan diye kandırmayın kendinizi.. İnanın bunları yaparken de öyleydi, sonra da olmaya devam edecek...

        ***

        Kavganın, tartışmanın bile bir adabı vardı

        Bir arkadaşım, "Eskiden kavgaların bile bir adabı vardı. Şimdi insanlar birbiri ile tartışır tartışmaz saniyesinde Instagram hesabından takipten çıkıyor. Arkadan konuşuyor, konuşuyor sonra işte yeniden takibe alıyorlar birbirlerini, sonra yine kavga edip yine takipten çıkıyorlar" diye anlatıyor.

        Dinliyorum ben de...

        O kadar sıkıldım ki, bu insanlardan.

        Bu insanların kendilerini saygıları yok ki, karşısındakine olsun. Zaten kesin karar verdim tartışırken daha konuşmayı beceremeyen insanları bırak takip etmeyi, selam bile vermeyeceğim.

        Çünkü eskiden insan düşmanının bile itibarını düşünerek hareket ederdi. Şimdi rezillik diz boyu. Tartışırken, daha oturup konuşmayı bile beceremeyen insanlar var.

        Hele kişi suçluysa aman aman. Yazıyor, çiziyor, oynuyor. Olayın üzerinde tepiniyor. Bir güzel rol kesiyor ki, konuyu bilmeyen insanları önce inandırmaya çalışıyor. Sonra suçladığı insanı bir güzel manipüle edip onu da kendini suçlu ilan ettirmeye çalışıyor. Of çok yoruldum kendini bilmez, hadsiz, saygısız insanlardan.

        Ben artık bu tiplerden uzak duruyorum, size de şiddetle tavsiye ediyorum.

        Yalnız olmak, kötü ruhlu dostluklardan ya da çirkin kalabalıklardan iyidir...

        ***

        Gaziantep ilk üçte olmalıydı

        Neyse az biraz yemek...

        Tasteatlas dünyanın en iyi yeme içme kentlerini seçmiş. Listeye Türkiye'den tek bir yer girebilmiş o da Gaziantep. Listede dünyanın en iyi 10 yemek şehri olarak ilk sırada İtalya'dan Roma yer almış. İkinci sırada İtalya'dan Bolonya, üçüncü sırada İtalya'dan Napoli olmuş. Türkiye'den Gaziantep 9'uncu sırada.

        Fakat Gaziantep'e haksızlık yapıldığını düşünüyorum en az ilk üçte yer alması gerekirdi.

        Tamam İtalya'da yemekler güzel ama kısıtlı. Makarna, pizza falan filan. Ama Gaziantep öyle mi? 10 gün kal "Aaaa bak bunu yemediniz" diye sizin önünüze bambaşka bir şeyle geliverirler. Yemek konusunda vaha vaha... Dipsiz bir uçurum gerçekten. Ben gurme değilim. Öyle beylik laflar etmem, fakat şu bir gerçek ki, yemeğin iyi olması için kaliteli ürün kullanmak şart. İtalya'da ürünler tamam iyi. Fakat Gaziantep de 9'uncu sırayı hak etmiyor. Daha yukarlarda hatta benim gönlümde bu listenin birincisi.