Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya Kışın saldırmasının nedeni…

        PKK terör eylemlerine 1984’te başladığında, saldırılarını ağırlıklı olarak kolay hareket edebileceği bahar ve yaz aylarını tercih ederdi…

        Nedeni de yaşamı ağırlaştıran kış aylarında hareket edemeyecek duruma gelmesi; hız kabiliyeti ve saklanma koşullarının düşük kalmasıydı.

        Yıllar boyunca da bu taktiğini değiştirmedi...

        Ancak son 2 yıldır PKK terör saldırılarını kış aylarına taşıdı…

        Vur kaça dayalı terör eylemlerini, kar ve tipinin en yoğun yaşandığı hava koşulları içinde gerçekleştirme yolunu tercih etti.

        Irak’ın kuzeyinde 20 gün önce 12, dün de 9 şehit verdiğimiz aynı bölgede, yine aynı aylarda, geçen yıl da benzer saldırılarını gerçekleştirdi.

        SIKIŞMIŞLIĞININ YANSIMASI

        Irak ve Suriye bölgesine bizzat gidip, terör ve sivil örgütler hakkında akademik çalışmalarda bulunan Prof. Dr. Serhat Erkmen’e 6 ay kadar önce bunu sorduğumda kısa ve net yanıt vermişti:

        “PKK daha önce içerde varlığını koruyordu. Bugün ise içerde varlığını gösteremiyor. Bir zamanlar Metina, Zap, Mahmur gibi kendisi için eğitim kampı ve üs olan yerlerde ise barınamaz hale geldi. Bugün oralara ancak kendisi için avantaj gördüğü kar ve tipi anlarında gelebiliyor.”

        Prof. Dr. Serhat Erkmen
        Prof. Dr. Serhat Erkmen

        Bundan sonraki dönemde de benzer saldırılarla karşılaşılabileceğine de vurgu yaptı.

        Terör örgütünün “sıkıştığını, bu tutumunun da kaçınılmaz olacağını” belirtti…

        Prof. Dr. Erkmen’i dün arayıp o gün söylediği not aldığım cümlelerini okudum…

        Bugün de aynı görüşte olduğuna vurgu yaptı, “Bu saldırı terör örgütünün köşeye sıkıştığını gösteriyor” dedi.

        Bu aşamada üs bölgelerine yapılan saldırıların hemen ardından başlatılan operasyonlar sonrası etkisiz hale getirilen terör örgütü mensubunun neredeyse tamamının Irak doğumlu olduğuna işaret etti.

        BİR ZAMANLAR KAMPLARIYDI

        Bu saldırıya katılanların ağırlıklı bölümünün de Irak doğumlu olma ihtimalinin yüksek olduğuna vurgu yapıp devamını getirdi:

        “Neredeyse tamamı yerel isimler; Türkiye’den katılanların sayısı yok denecek kadar azaldı. Irak’tan besleniyorlar. Örgütün eski kadro yapısı artık yok. PKK’nın Irak örgütlenmesi farklılaştı. Daha önce PÇDK vardı. IŞİD’in Sincar bölgesine saldırısı sonrası PÇDK yaşam bulamadı ve PKK’ya dönüştü. Bir süre önce Metina, Zap, Mahmur en önemli eğitim kampıydı, merkeziydi. Bugün oralarda barınamıyor. Vur kaç eyleminin ötesine de geçemiyor. Terör örgütü teröristliğini yapacak…”

        Örgütün gittikçe köşeye sıkıştığını, yerleşmek için daha aşağılara kaydığını da belirterek, 4-5 yıl sonra güvenlik güçlerinin de çok daha aşağılara kadar hakim olacağını ve PKK’nın etkisinin kalmayacağını belirtti.

        “Çekilecekleri alanın kalmadığını kendileri de görüyor; finansal desteği de kalmadı” dedi.

        Bu aşamada mücadelenin sadece askeri çözüme bırakıldığını da belirtip ekledi:

        “Terörle silahlı mücadele bu işin ana anahtarı, ama sadece o kısmıyla sınırlı kaldık, uluslararası ittifak ve Irak hükümeti ile ortak çabada aynı noktada değiliz.”

        Burada oldukça haklı…

        GÖRÜNMEZİ GÖREN GÖZLER

        Dün ekranlarda da dikkatimi çekti, bazı kişiler teknolojik ve istihbarat konularında eleştirilerde bulunuyordu.

        Hemen belirteyim ki Türkiye bu alanda bırakın kendi coğrafyasını, uluslararası arenada en iyisi.

        Ekosistemlere Yeni Bakışlar programım dolayısıyla gittiğim birçok yerde Türkiye’nin bu alanda ne denli ileri bir noktaya ulaştığını gördüm.

        Örneğin siste, karda, tipi ve boranda her türlü kötü doğa koşullarında görme olanağı sağlayan elektronik gözler.

        Başında Prof. Dr. Tayfun Akın’ın bulunduğu mikro elektronik mekanik (MEMS) teknoloji ile üretilen gözler, aşağıda programımın linkinde de görülebileceği gibi bunlardan birisi…

        Dünyanın birçok ülkesi bu sistemlerden satın alabilmek için sırada bekliyor.

        Türkiye’nin terörle başarı öyküsünün gerisinde de bu teknolojiye de ulaşması yatıyor.

        Terörle mücadelede dün olduğu gibi istenmeyen durumların yaşandığı anlar da olmuyor değil; bunun neden olduğunu o an çatışan güvenlik güçlerinin hangi koşulda bulunduğunu da bilerek değerlendirmek gerekir.

        Sis, yağmur ve karda da görmeyi sağlayan teknolojik kritik kameraları geliştiren Prof. Dr.  Tayfun Akın...
        Sis, yağmur ve karda da görmeyi sağlayan teknolojik kritik kameraları geliştiren Prof. Dr. Tayfun Akın...

        İNSANA ODAKLI İSTİHBARAT

        Mesele teröristin geldiğini görmekle bitmiyor…

        İstihbarat konusuna gelince; İsrail’in istihbarat örgütü Mossad’ın bölgenin en iyisi olduğu varsayılırdı.

        Bunun vehim olduğu Gazze saldırısı öncesi içine düştüğü durumla ortaya çıktı.

        Bunun gerisinde yatan nedenlerin başında Mossad’ın insan unsurunu ikinci öneme bırakıp, teknolojik istihbarata dayalı bir yanılgısının olduğunu bizzat eski yöneticileri dile getiriyor.

        Milli İstihbarat Teşkilatı ise genetiğinde bulunan insana dayalı istihbaratı hiç terk etmedi; teknoloji desteğini de esirgemedi.

        TESTERE SIRTI GİBİ

        Dolayısıyla istihbarat veya teknoloji eksiğinden söz etmek, o bölgeyi ve koşullarını iyi bilmemekten kaynaklı bir bakışın sonucu…

        Bir dağın ötekini gölgelediği, testere sırtı gibi arazi şartlarına bir de kar ve tipinin eklendiği bir bölgeden söz ediyoruz…

        Burada önemli olan siyasetin ve toplumun ağırlıklı bölümünün terörist saldırı karşısında gerçekleştirdiği refleks…

        İktidarı ve muhalefetiyle sergilenen duruş…

        Ne iktidar bunu siyasi bir amaca dönüştürmeyi düşündü; anında aday tanıtım toplantısını erteledi.

        Ne de muhalefet iktidarın bu konuda aciz kaldığı söylemine girişti, tam tersine bunu kullanabileceği en iyi zemin olan mitingini iptal etti.

        Tanıtım ve aday belirleme toplantılarından vazgeçti.

        Siyaset ve toplum ortak paydada buluştu…

        Şehitlerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı; yaralı askerlerimize de acil şifa diliyorum…

        Umarım 40 yıldır süren bu terör son bulur…