Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2024 yerel seçim sonuçları, kolayca bir köşede kalacak ve öksüz bırakılacak mesajlar vermedi. “Mesaj alınmıştır” demek elbette önemli. Fakat bu “aldık, kabul ettik” yaklaşımının ötesinde bir dinamizm ve canlılık içeriyor. Dolayısıyla sürekli bir anlama ve üretme çabasına ihtiyaç var. Hele günümüzün siyaseti, “Hele bir bakalım, arkadaşlarla kendi aramızda değerlendiriyoruz”un sınırlarına asla tahammül etmiyor.

        Kendi payıma konuşup tartıştıkça şunu daha net görüyorum. Olup biten bir ya da iki seçimin sonucu olmaktan çok daha fazlasını içeriyor. O nedenle asıl kazanan, bu akışı ve dinamikleri doğru yönetenler olacak. 2024 yerel seçimleri, bu yarışın yeni siyasi aktörlerini daha belirgin hale getirdi, bu çok açık. Bu aktörlerin ortaya çıkış hikayesi, bir yanıyla mevcutların siyaseten yönetemediği alanların sonucu. Diğer yandan şu günlerin moda kullanımıyla “değişen sosyoloji”yi doğru okumanın ve o yönde “siyaset üretme”nin hasılası.

        Seçimlerden önce İstanbul ve Ankara’nın mevcut başkanlar tarafından tekrar kazanılacağını öngörenlerin sayısı hayli fazlaydı. Ancak şunu öngören çok azdı. “Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, sadece kendi yarıştıkları illeri değil, ülke genelini bir dip dalga halinde etkileyecek.” Ama öyle oldu.

        O günlerde tartıştığımızın ötesinde, bu iki başkanın geleceğe dair siyasi iddialarının ne olduğundan daha fazlasıydı bu söylediğim. Bu etkileşimi derleyip toparlayan, siyasete dönüştüren ve heyecanını seçmene taşıyan da CHP ve Özgür Özel oldu. Bu aktörler arasında siyasi rekabet, hatta yol ayrılığı olabilir mi? Mümkün. Ancak öyle olsa bile mevcut iktidarın elini rahatlatacak bir zemin ya da avantajın çıkacağı yer burası değil.

        NEREYE GİDİYORUZ DİYEN OLDU MU?

        2017 referandum sonuçlarından sonra, peş peşe gelen üç seçimde AK Parti büyükşehirlerde ciddi oy kaybı yaşadı. 2019’daki iki büyük kayba rağmen bu durumun ne ifade ettiği ve seçmenin mesajı yeterince okunmadı. 2018 ve 2023 genel seçimleri de aynı tabloya rağmen Cumhur İttifakı tarafından kazanılınca, tabloyu okuyup “nereye gidiyoruz” sorusunu soranlara pek rastlanmadı.

        2024 yerelinde durum malum. Seçmen, AK Parti’nin kayıplarını telefi ettiği oy depolarında ya tercih değiştirdi ya da sandığa gitmedi. Kaybedilen il ve ilçeler, kazanılsa bile ağır oy kaybı yaşanan merkezler.

        Büyükşehirlerde 7-8 yıldır devam eden kayıpların, uzun iktidar dönemi, yıpranmışlık ve yorgunluk gibi gerekçelere sığınılmadan ele alınması, geç kalmış bile olsa önemli AK Parti açısından. Bunların hepsinin katkısı olsa da, asıl sorunun siyaset ve aktör üretmekle ilgili olduğu ortada. 2023 seçimlerinde hem cumhurbaşkanlığında, hem de parlamentoda Cumhur İttifakı’nı tercih eden seçmenin, 10 ay sonra kısmen tercih değiştirip, önemli ölçüde sandığa gitmeyerek verdiği mesajlar, tam da bu nedenle çok dinamik. “Şöyle bir silkinip kendimize gelelim” gibi anlaşılacak türde değil.

        KREDİLER GERİ ALINIR MI?

        Seçmenin 2023 Mayıs’ında geçit vermediği muhalefete açtığı yeni kredinin, doğru değerlendirilmediği takdirde geri alınması da muhtemel. Şu ana kadar bunun en çok farkında görünen Özgür Özel ve ekibi. Bu farkındalık, toplumu “Ülkeyi CHP yönetebilir” noktasında ikna etmeye yetebilir mi?

        Ortaya çıkan müzakere zemini ve ılımlı havanın dışında buna dair konuşmak için elbette erken. Ancak muhalefetin seçimlerde aldığı sonuçları, sadece “seçmen mevcut iktidara mesaj verdi” zemininde okumak da ciddi bir yanılgı.

        Böyle bir yanılgıya düşüp düşmemek en çok kimi ilgilendiriyor; elbette AK Parti’yi. Zira rakibinizin başarısını sadece kendi üzerinizden okur, onun ürettiği siyasetin kodlarını, sürecini, dinamiklerini ve toplumla kesişme noktalarını görmezseniz daha büyük yenilgilere kapı açabilirsiniz.

        KRİTİK GÖRÜŞME

        Bugün kritik bir görüşme gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özgür Özel AK Parti’de bir araya gelecek. CHP, siyasi merkezin bir yanında ilk kez AK Parti karşısında hem bir denge, hem de gerçek anlamda rekabet ve muhalefeti temsil ediyor. Siyasetin doğası gereği, tarafların tüm kartlarını bir görüşmede açması zayıf ihtimal. Özel, daha ilk temaslardan itibaren AK Parti’nin yeni anayasa gündeminin toplumsal gerçeklerin uzağına düştüğünü iddia etti. Diğer yandan “Anayasa yapacaksanız, önce mevcuda uyun” mesajı verdi. AK Parti’nin yeni anayasa başlığına yüklediği anlam haritası nedir, en azından kendi payıma tam olarak bilmiyorum. Ancak müzakereden mücadeleye giden süreci bu zeminde tutabilmek sanıldığından çok daha zor olabilir.

        Cumhurbaşkanı, anayasa gündemini görüşme gündeminde tutacak. Özgür Özel’in ise ekonomi başta olmak üzere bir dizi eleştiri ve taleple masada olması bekleniyor. Bir gerginlik ya da erken kopuş bekleyen var mı bilmiyorum. Benim görüşüm, daha sonraki temasların kapısını açık tutacak olumlu bir atmosferde geçmesi kuvvetli bir ihtimal. Türkiye için de güzel bir başlangıç olur.