Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik sosyal medya ve gazetecilik, gazetecilere twitter kısıtlaması, gazetecilere sosyal medya yasakları

        HANDE KÖSEOĞLU / HABERTURK.COM

        hkoseoglu@haberturk.com

        Son günlerde medyada, gazetecilerin sosyal medyayı kullanış biçimleriyle ilgili çarpıcı bir tartışma var. Sosyal medya ile gazetecilik arasındaki ilişkinin yeniden gözden geçirilerek yorumlanmasına neden olan tartışma, gazetecilerin bu mecrada paylaştıkları görüşlerin, çalıştıkları kurumları bağlayıp bağlamayacağı ve kurumların, çalışanlarının sosyal medya paylaşımlarına müdahale hakkının olup olmadığı noktasında yoğunlaşıyor.

        Kimi gazeteciler konunun ifade özgürlüğü kapsamında olduğundan hareketle, sosyal medyayı serbestçe kullanabilmeyi savunsa da dünya basınının devleri, bu konuda çalışanlarına sıkı tedbirler getirdi bile...

        İşte dünyaca ünlü basın kuruluşlarının aldıkları tedbirler...

        BBC:

        BBC için çalışan gazeteciler, bundan sonra Twitter üzerinde yeni bir gelişmeyi veya güncellenmiş bir haberi paylaşmadan önce, bu bilgiyi çalıştıkları ofisteki arkadaşlarına bildirmek zorunda.

        BBC yeni uygulamayla, yeni gelişme ve güncellemelerin Twitter’dan önce kendi haber sistemine düşmesini amaçlıyor.

        BBC’nin sosyal medya editörü Chris Hamilton, “Sosyal medya devrimi haber bürolarının yapısını değiştiriyor. Bu yüzden çoğu gençlerden oluşan bazı gazeteciler bağlı oldukları kurumdan bağımsız olarak nüfuz kazanmaya çalışıyor… Dışarıdaki önemli bilgilerin sadece önemli gazetecilerle paylaşıldığı zamanları çok geride bıraktık” dedi.

        THE WASHINGTON POST:

        The Washington Post gazetesi, muhabir ve editörlerine, "sosyal medyada siyasi tartışmalara katılamazsınız ve kamuya açık tartışmalarda taraf tutamazsınız" şeklinde kısıtlamalar getirdi.

        The Washington Post, çalışanlarına geçtiği mesajda, "yazdığınız, tweet’lediğiniz ya da siteye koyduğunuz her şey, siyasi, ırksal, cinsiyetçi, dinsel ya da başka türlü bir taraf tutmak olarak algılanabilir. Bu da gazeteci tarafsızlığınızı olumsuz etkileyici bir unsur olarak aleyhinizde kullanılabili” uyarısında bulundu.

        SKY NEWS:

        Sky News tarafından getirilen yeni kurallar kapsamında, gazetecilerden şirket bünyesinde olmayan kullanıcılara ait mesajları yeniden göndermemeleri (retweet yapmamaları) istendi.

        Aynı kural, Sky News için çalışan gazetecilerin, rakip basın kuruluşlarında görev alan meslektaşlarının mesajlarını da retweet etmelerini yasaklıyor. Ayrıca, gazeteciler sadece kendi alanlarında mesaj atmaları ve işle bağlantılı olmayan konularda mesaj yazmamaları konusunda da uyarıldı.

        SKY’ın bu konuda çalışanlara yayınladığı mesajda “Flaş (breaking) bir haber içeren mesajları, kesinlikle SKY’ın yayınından önce twitter üzerinde kimse ile paylaşmayın” deniyor.

        NEW YORK TIMES:

        The New York Times, yazarlarına sosyal medya üzerinden siyasilerle ilgili herhangi övücü veya sövücü ifadeler kullanmalarına izin vermiyor. Gazete,Wall Street’in gücüne karşı çıkan “Occupy” hareketinin sözcülerinden olduğu anlaşılınca parça başı çalışan Natasha Lennard ile de ilişkisini kesmişti.

        UZMANLARA VE GAZETECİLERE SORDUK

        Dünya devi medya kuruluşlarının aldıkları tedbirler bu şekildeyken, HABERTURK.COM da konunun uzmanları ile sosyal medyayı sık kullanan gazetecilere sordu... Gazetecilerin sosyal medyada yazdıkları tamamen kişisel midir, çalıştıkları kurumları da bağlar mı? Sosyal medyadaki özgürlükleri, duruşları çalıştıkları kurumların marka değerini olumlu ya da olumsuz etkiler mi? Gazetecilerin sosyal medyada görüş bildirmeleri, polemiğe girmeleri, taraf olmaları bir soru işareti doğurur mu? Kamuya açık görüş bildirimi olduğu için, sosyal medyaya yazdıkları kişisel mi yoksa profesyonel bir aktivite olarak mı değerlendirilmeli?

        İşte yanıtlar...

        "Sadece köşe yazarları değil, yazı işleri çalışanları da fikirlerini paylaşmamalı, etik kurallar getireceğiz"

        HABERTÜRK Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı:

        Gazetecilerin twitter benzeri sosyal medya araçlarını kullanma biçimlerini doğru bulmuyorum. Bu konuda gazetedeki arkadaşlarımı da sıklıkla uyarma ihtiyacı hissediyorum. Bir süreden beri bu konuda gazete için etik kuralları netleştirecek bir metin üzerinde çalışıyorum. Doğrusunu isterseniz köşe yazarlarının fikirlerini ve düşüncelerini twitter aracılığıyla yayınlamalarına taraftar değilim. Çünkü bizim bunları yayınlamak için bir gazetemiz ve bu gazeteyle yapılmış bir sözleşmemiz var. Her şeyden önce köşe yazılarımıza konu olabilecek fikirlerimizi gazeteden önce twitter benzeri ortamlarda paylaşmak, gazetenin okurla olan ilişkisine zarar veriyor. Okurun köşe yazarı ile gazete aracılığıyla kurması gereken bağı zayıflatıyor.

        Diğer yandan bir başka sıkıntı, köşe yazarının twitter'da oluşturduğu kimlikle gazetede oluşturduğu kimlik arasında ortaya çıkabilecek farklılıklar, okuru rahatsız edebiliyor. Twitter'da gazetede olduğundan daha cesur yazılar yazılması gazeteye zarar veriyor, okurun gözünde gazetenin özgür ve bağımsız imajının sarsılmasına yol açıyor. Ben burada arkadaşlarımın hiçbir yazısına, hiçbir fikrine müdahale etmediğim halde, twitter'da farklı bir kimlik ortaya koyulduğu zaman sanki burada bir sansür varmış gibi bir algı yaratıyor.

        Köşe yazarları dışında, muhabir ve yazı işleri çalışanlarının twitter'da sürekli fikir ve görüş beyan etmesi de gazetenin tarafsız kimliğini zedeleyebilecek bir durum ortaya çıkartıyor. Köşe yazarı olmayan kişilerin, köşe yazarı gibi algılanmasına ve bunların sorumluluğunun da gazeteye yüklenmesine neden oluyor. Ayrıca gazetenin yatak odası diyebileceğiniz yazı işlerini de bir anda BBG evine çeviriyor.

        Bu nedenle gazetecilerin sosyal medyayı kullanırken bunu sadece sosyal amaçlarla yapması gerektiğini, köşe yazarlarının da yazıları dışında fikirlerini twitter'da paylaşmaması gerektiğini düşünüyorum. Elbette ki, elinde gazetesi veya köşesi olmayan insanların fikirlerini twitter'da paylaşmak istemesi çok normal. Ama bizlerin bunu yapacak bir gazetemiz varken, başka araçlara gereksinim duymamız saçma.

        "Sosyal medyada yazdıklarımız kişisel değil profesyoneldir, kurallara tabi tutulmalı"

        Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan:

        Ben sosyal medya kullanıcısı olan gazetecilerin tıpkı Batı'daki gibi kurallara tabi tutulması gerektiğine inananlardanım. Türkiye'de bu alanda bir düzenleme şart. Çünkü bu konuda tam bir boşluk var. Gazeteciler belli kurumlarla çalışmaktadırlar. O kurumların sağladıkları imkanlarla haber üretmekte, yorum yapmaktadırlar. Dolayısıyla, o kurumların sağladığı imkanlarla yorum yapan, haber yapan insanların, o haberleri başka mecralarda nasıl, ne şekilde kullanacaklarının bir düzenlemeye tabi tutulmasında büyük fayda var.

        Gazetecilerin sosyal medyada yazdıkları sadece kişisel değil, profesyonel bir aktivite olarak da değerlendirilmeli. Gazeteci olarak twitter'a bir şey yazıyoruz, yorum yapıyoruz. O haberin ulaştırılması için bize kim imkan sağlamış? Çalıştığımız kurumlar. Çalıştığımız kurumların imkanlarıyla elde ettiğimiz bir haberi, çalıştığımız kurumdan bağımsız olarak başka bir mecrada kullanıyoruz. Bu olmaz, bu yanlış bir şey. Bunların düzenlenmesi lazım. Bu düzenlemenin şekli şemali konuşulur, tartışılır. Nasıl bir şey yapılmalı, hepsini tartışmalıyız. Gazeteciler, medya yöneticileri bir araya gelip bunu konuşmalı. Ama bu düzenlemenin mutlaka yapılması gerekli.

        "Denetim gazetelerde zaten var, sosyal medyada olmamalı"

        Sabah Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak:

        Sosyal medyada, yazarın çizgisini çok fazla etkileyen ve süreklilik arz eden yazılar yazması söz konusuysa bu, gazetesinden öne kendi imajını da etkiler. Ben şahsen sosyal medyadaki özgürlüğün kısıtlanması taraftarı değilim. Her şahsiyet kendi sorumluluğunu taşıyacak bilince de sahiptir. Bu nedenle çok fazla kontrol etmek doğru değil. Bir örnek vereyim... Benim gazetem Deniz Feneri konusunda bir hassasiyet gösteriyor olabilir. Ama ben sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerimi özgürce ifade edebilirim. Bu benim imajımı da olumsuz etkilemez. Yazarın, sosyal medyada da çalıştığı medya kuruluşunun denetimi altında olmasını ben onaylamam. Kendi kimliğini olduğundan çok farklı biçimde gösteren yazışmalar söz konusuysa bu hem kendi imajını hem de ona görev veren gazeteyi rahatsız edebilir; bu ayrı bir konu. Ama siyasi konulara girmek, polemiklere girmek konusunda özgür bırakılmalıdır. Gazeteler yazarlarını köşe yazılarında da özgür bırakmalı ama gazeteler şu veya bu şekilde kendilerine göre bir denetim uyguluyor. Bir de sosyal medyada yazılanlara denetim uygulanmasını ben şahsen sosyal medya kullanıcısı bir köşe yazarı olarak onaylamam. Ama bir katliam olmuş ise ve sen bunu bravo diyerek alkışlıyorsan, bu nefret suçu işlemektir. Hem yazarın kimliğine hem de gazeteye zarar verecek bir durumdur, bunu anlarım. Ama bir olay olmuş ve gazeteci o olay hakkında sosyal medyada bir pozisyon almış ise buna müdahale etmemek lazım.

        "Sosyal medyada yazdıkları gazeteciyi fena halde bağlar, 'Kafama göre takılırım' diyemezsiniz"

        Radikal Gazetesi Yazarı Cüneyt Özdemir:

        Bence sosyal medyadaki sözler gazeteciyi fena halde bağlar. Bu yüzden 'Ben gazetede haber yazıyorum ayrı, burada da kafama göre takılıyorum, apayrı' demek biraz zor. Ancak şunu unutmamak gerekir ki gazeteci de insandır ve her şey haber değildir. Ben bu sınırı keskin çizgilerle çekme taraftarı değilim. Bazıları işi retweet yaparsın, yapamazsın tartışmasına kadar getirmiş. Bu son derece sakıncalı. Genel prensiplerde anlaşıp bu minvalde hareket etmek bence en mantıklısı. Mesela ben birisinin gözlerinin içine bakıp söyleyemeyeceğim hiçbir şeyi sosyal medyada yazmam. Sosyal medyada yazdığım her şeyi ekranda da söylediğimi düşünürüm. Hakara makara kısmını haber programı içinde yapmıyoruz ayrı...

        "Gazeteciler sosyal medyada öz denetimlerini devreye sokmalı"

        Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğr. Üy. Prof.Dr. Yasemin İnceoğlu:

        Her şeyden önce sosyal medyayı kullanan gazetecilerin bir öz-denetim mekanizmasını devreye sokmaları gerekiyor ancak tabii bunun evrensel nitelikteki gazetecilik ilkelerini de ihlal etmemesi gerekiyor. Yalan haber tuzağına düşmeme, kurumların kazançlarını yüksek tutma ve marka değerlerini koruma ve arttırma türünden kaygıları var, kuruma para kazandıracak bir haberin bedavaya tweet'lenmesi doğal olarak işlerine gelmiyor. Sky News'un 'rakip gazetecileri ve kullanıcıları rt'lemeyin, profesyonel hesabınızdan özel tweet atmayın, sosyal medya ile paylaşmadan önce haber masasına bildirin' tavsiyeleri bu kaygılardan kaynaklanıyor. Ancak takipçiler için gazeteciler ciddi bir haber kaynağı ve twitter aleminde verecekleri haberi o izleyici kitleden sakınmış oluyor gazeteci. Gazetecilerin mesleki sorumluluklarına sahip yetişkinler olduğu görüşünden yola çıkarsak katı kuralların uzun vadede işlemeyeceği ve hatta sıkıcı hale geleceğini söylemek yanlış olmaz.

        "Gazetecinin verdiği haber kurumundan ayrı düşünülemez"

        İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı TUNÇ:

        Köklü ve yerleşik haber kuruluşlarının sosyal medya mecrasında marka değerlerini koruma altına alma çabaları yeni değil aslında. Daha önce saygın Amerikan radyosu NPR (Natonal Public Radio) ve İngiliz gazetesi Guardian bu konuda kurumlarına bağlı gazetecilerin özelikle Twitter'ı nasıl kullanmaları gerektiğine ilişkin el kitapları oluşturmuşlardı. BBC ve NYT gibi gazetecilik ilkeleri üzerine kafa yoran kuruluşlar için Twitter son derece kaotik ve kontrolsüz bir habercilik ortamı. Bu nedenle kimi zaman fabrikasyon ve manipülatif haberlerin cirit attığı, dedikodu ve söylentiye de açık bir ortamda kurumsal duruşlarını koruma altına almak istemeleri doğal. Kanımca ilk refleksleri gazetecilerinin ne yapmaları gerektiğini inceden inceye tanımlamak oluyor. Ancak Twitter daha çok yurttaşların gazetecilik mesleğine yakınlaştığı bir mecra. Sosyal medya, sokaktaki insana daha fazla güç veriyor. Dolayısıyla eski medyanın kodlarıyla ve pratikleriyle bu kaygan zeminde var olmak bu dev kurumlar için gittikçe güçleşiyor. Kuşkusuz bir gazeteci olarak, verdiğiniz haberler, çalıştığınız kurumdan bağımsız düşünülemez ve gazetecilik ilkelerini sadece mecra değiştiği için terkedemezsiniz. Ancak Twitter bireyselliğin öne çıkarıldığı bir özel alan. Bu nedenle bir gazetecinin kişisel hayatındaki mahrem alanı ne ölçüde izleyenlere açacağı ya da çalıştığı kurumla ne kadar çatışma alanı yaratacağı, biraz da onun profesyonellik anlayışı ile ilintili olmalı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ