Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Medya Şevval Sam’a yapılan haksızlık

        ŞEVVAL Sam'ın iptal edilen konser haberleri, zil takıp oynatıyor kimilerini. Ben oynayamadım. Yerim de geniş, ama içimden gelmedi. Zahmet edip konuşmanın videosunu izlemeye erinmediğim için olsa gerek.

        Olay şu: Şevval Sam'ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde yaptığı konuşma "Başörtüsü bir tekstil malzemesidir", "Dünyaya çıplak geliyoruz" başlıkları ve "Vay şerefsiz" fon müziğiyle verilince, sosyal medya çıldırdı; belediyelere twit yağdı, o gün bugündür Sam'ın konserleri ardı ardına iptal ediliyor.

        Şevval Sam demiş ki: "İktidarlar kolay yönetebilmek için kiminin etnik kimliğini, kiminin başörtüsünü, kiminin sınıfsal boyutunu öne çıkarır, insanları birbirlerine düşürür. Ben başörtüsüne yakın biri değilim, başörtüsü benim için bir tekstil ürünü ama bu benim görüşüm, yanlış anlaşılmasın, kimsenin inancını da sorgulayamam ama başörtüsü provokatif bir şekilde kullanılmaya başlandığı zaman kadınların kendi arasında bölünmesine yol açtı..."

        Mealen bu. Ve bundan ibaret.

        Şevval Sam'ın söylemi, soldan beslenen tipik yarı aydın müktesebatının tezahürlerini taşımaktan ibaret. Tamam, eleştirelim: Bu yaklaşım siyasi yönelimleri belirleyen etmenleri "Altyapı üstyapıyı belirler" diye gören, üstyapının da altyapıyı belirleyebildiğini görmezden gelip, din gibi güçlü ortak paydaların önemini ıskalayan dünya görüşüne uzanıyor. Bu görüş fakir naylon başörtülü gündelikçi kadın ile zengin Hermes eşarplı kadının ve hatta Viyana'da edebiyat okumuş başörtülü kadının kendilerini aynı siyasi tandansa ait hissetmelerini, meseleyi yöneten/ezen-yönetilen/ezilen ayrımını ortadan kaldıracak bir açıdan görmesini açıklayamaz. O partinin ayrı sınıfsal konumları, belki ayrı etnik kimlikleri "dini değerlere referans verme" bağlamında bir araya getirdiğini göremez. Şevval Sam'ın bakış açısı, kadınları böldüğünü düşündüğü "başörtüsü"nün, çıkar çatışması içinde olması beklenen kesimleri "birleştirdiğini" fark edemez.

        AK Parti, yüksek standart vaadinin yanı sıra, pahalı başörtüsü takanları ve ucuz başörtüsü takanları ve başı açıkları "kültürel değerlere sahip çıkma" çatısı altında birleştirip, "kimlikleri" yüzünden acı çeken başka kesimlere de özgürlük vaadinde bulunduğu ve bütün bu kesimleri birleştirebildiği için başarılı oldu. "Üstyapı" dediğimiz kültürel değerler bürokratik oligarşinin baskısı altında birike birike öylesine güçlü bir sıçrama zemini oluşturdu ki, üstyapı altyapıyı belirledi.

        *

        Şimdi asıl soru şu: Şevval Sam 20. yüzyılın büyük bir bölümüne damgasını vurmuş bir görüşten yola çıkıp o çok tanıdık başörtüsü çekincelerinden bahsetmiş diye şarkı söyleyemeyecek midir?

        Yasak talebinde mi bulunmuş? Hayır.

        Ajitasyon mu yapmış? Hayır. Bilakis, bir şahin edasıyla değil, güvercin haleti ruhiyesiyle konuştuğunu, videoyu izleyen herkes görebilir.

        "Hayır hanımefendi, başörtüsü kadınları bölmedi, bilakis bazen birleştirdi bile..." deyip geçmek neden o kadar zor?

        Hemence "Ama başörtüsüne hakaret ettiiiii" deyip insanların mesleklerini icra etmesinin önüne geçmek nasıl bu kadar kolay oluyor?

        Ayrıca ne hakareti? Konjonktür gereği hakaret etmeye doyamayan, sonra yine konjonktür gereği iki fasıla katılıp, iki övgü yazısı yazıp "Başörtüsünü hep savunmuştum" diye köşelere kurulan nice yazar var ki, şu an hükümetin en gözde fetvazenleri arasındalar, bayıla bayıla okuyorsunuz. Dişiniz Şevval Sam'a mı geçiyor?

        Demokrasi derken, "Herkes başörtüsünden hoşlanmak zorundadır" diye bir ilkeyi dayatmaktan bahsettiğimizi hiç hatırlamıyorum. "Kimse kimsenin inancının gereğini yerine getirmesini yasaklayan tutumların yanında olmasın, aksini iddia etmek de ayıp sayılsın" diyorduk. Hangi ara bu kadar şımarık olduk?

        Komediye bakın... Köşe yazarları olarak habire "Yerel yönetimler güçlendirilmeli" diye yazıyoruz; ama o yerel yönetimler Twitter'ın "Trend Topic"lerine bakarak karar alıyor... Bir huni gerek, ama kimin başına bilemedim.

        Ezcümle: Lütfen Şevval Sam'ın, "Bir gün örtünmeyi düşünüyorum inşallah", Murat Boz'un, "Umreye gidicem maşallah" ve giderek Gülben Ergen'in, "Namaz kılan erkek çok çekici" filan diyerek ayakta kalabildiği; insanların ikiyüzlülüklerden dört ayrı yüz beğendiği bir ülke olmaya doğru gittiğimiz algısını yaratmaktan kaçınalım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ