Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Spor TÜRKİYE haftasonundaki futbol maçlarında çıkan şiddet olayları konuşuyor. Edirne, Samsun, Ankara ve Trabzon'daki maçlardan önce de sonra da taraftarların ya da futbolcuların neden olduğu olaylarda yaralananlar oldu. Futbol sahalarındaki holiganizmin ulaşt

        HT GAZETE / POLEMİK

        TÜRKİYE haftasonundaki futbol maçlarında çıkan şiddet olayları konuşuyor. Edirne, Samsun, Ankara ve Trabzon'daki maçlardan önce de sonra da taraftarların ya da futbolcuların neden olduğu olaylarda yaralananlar oldu. Futbol sahalarındaki holiganizmin ulaştığı bu nokta tartışma yarattı. Holiganizmin sonu nereye varacak?

        'Cezalar caydırıcı olmalı'

        Spor psikoloğu Dr. Serdar TEREKLİ:

        BUNLARI önlemek mümkün değil. Taraftar kimliği çok farklı. Taraftar kimliğini aldığı zaman birey, o takımla kendisini özdeşleştiriyor. O an içinde yaptığı tüm hareketleri bir hak olarak görüyor, kulübe sahiplenme olarak görüyor. Orada karşısındaki kişinin bir sağlık problemiyle karşılaşacağını düşünmüyor. Bunlara ağır bir ceza verilmeli. Bu insanlar bu alanlar içine sokulmamalı. Maçın olduğu gün alınmamalı, caydırıcı cezalar olmalı. Yoksa bu kişiler taraftar kimliğini hiç üzerinden atamaz.

        'Etkisiz ceza şiddeti arttırır'

        Spor psikoloğu Dr. Ceren Tokdemir:

        ŞİDDET bulaşıcı ve öğrenilen bir şeydir. Bu ikisi de var bizde. Çok genç kişiler şiddeti öğrenenek büyürlerse bir süre sonra şiddet uygulamaya başlar. Hatta şiddeti arar, bundan zevk alır. Bireysel cezalarla önlenebilir. Takıma verilen ceza, maçtan men etme çok etkili değil. Kişiye özel, can yakıcı ceza olmalı. O kişinin bir senelik maaşı ya da hapis cezası olmalı. En son vakada müsabakadan men etme cezası verildi. Bu o kadar etkili değil. Maça gitmez. Ama bir senelik maşa kadar ceza kesilse etkili. Etkisiz ceza tam tersine şiddeti arttırır.

        'Holiganların kulüple ilişkisi koparılmalı'

        PsikiyatristDr. Ayhan Akcan:

        Holiganizm bir bağımlılık. Kişi, her şeyi onun üstünde tutuyor ve yaptığı işten dolayı pişmanlık duymuyor. Buna ilişkin yasal tedbirler var. Verilen cezayı arttırmak, bire bir holiganı takip etmek gerekiyor. Ancak en önemlisi, bu kişilerin kulüple olan ilişkisinin kesilmesi. Kaybettiğinde rakip takımın futbolcularına olduğu gibi öfkesini kendi yöneticisine de yönelteceğini bilmeli. Bundan dolayı yöneticiler bu kişilerin kulüple organik bağını koparmalı. Kombine bilet verme, deplasmana götürme, her istediğini yerine getirme gibi uygulamaları sona erdirmek ve onları başkanların askerleri gibi davranmaktan vazgeçirmek gerekiyor. Tüm bunlar yapılırsa holiganizm bitmez ama azalır diye düşünüyorum.

        'Futboldaki şiddetten utanıyorum iğreniyorum'

        Ressam Bedri Baykam:

        SAHALARDAKİ şiddetten gerçekten utanıyorum hatta iğreniyorum. İnsanlar hayatlarında yaşadıkları başka kırgınlıkları, doyumsuzluk çerçevesinde futbolu savaşa çevirerek kendi egolarını bu yolla tatmin etmeye çalışıyorlar. Uydurma sahte düşman yaratarak sporu bunun üstünden şiddete çeviriyorlar. Tüm sülalesi, tanıdıkları aynı takımdan olan diye bir şey yok. Avrupa maçlarında GS'yi de FB'yi de tuttuğumu söylüyorum. Avrupa kupasında birbirimizi tutmayı yeniden eski haline döndürerek adım atılabilir. Ben bu çağrıyı açıkça yapıyorum. Yöneticiler taraftar ve kamuoyu önünde hava vermek için başka kulüplerin üzerine basmayı bıraksın.

        Alınan önlemler uygulanmıyor

        Sabah Spor YazarıGürcanBİLGİÇ:

        ŞİDDET için alınan önlemlerin uygulanmıyor. Her şey yapanın yanına kar kalıyor. Alınan önlemler caydırıcı unsur olarak kalıyor. Olayı çıkaranlar hakkında işlem yapılmıyor. Eğer bu konuda emniyet güçleri kararlığını gösterirse yönetmelikler uygulanırsa bu diğer takım taraftarları için de örnekleyebilir. Olaylar hızla azalır. Üstünde forma olan insan artık hoş karşılanmamalı bu durumlarda.

        'Kulüpler holiganlara sahip çıkmamalı'

        Radikal Gazetesi Spor MüdürüUğur Vardan:

        TÜRKİYE'de özellikle futbol taraftarının bir dokunulmazlığı var. Bu taraftar profili, basketbol ya da voleybol maçlarına gidip vahşetini oralara taşısa bile dokunulmazlıkları orada da sürüyor. Aynı hareketleri öğrenciler, işçiler, memurlar yapsa ömür boyu cezalandırılır, okul ya da iş hayatları sona erdirilir. Çözüm kulüplerin ve sporla daha sağlıklı ilişki kuran taraftar gruplarının ‘holiganlarına' sahip çıkmadığı zaman gelir. Mesela onları kulüpleri ifşa edip "Bu isimlerle bizim ilişkimiz olamaz" diye duyursalar, bütün bunların yüz kızartıcı, onur kırıcı ve insanlık dışı hareketler olduğu herkese anlatabilsek, belki doğru noktalara ulaşabiliriz.

        'Şiddet sadece futbolda değil her yerde'

        Sosyolog-Ege Ünv.Öğretim Üyesi Doç.Dr.Ahmet TALİMCİLER:

        TÜRKİYE'de futbol sahalarında ortaya çıkan şiddet sadece futbolda çıkan bir şiddet değil. Bu toplumsal yapı sürekli hayatın her alanında trafikte, okulda, ailede şiddet üretiyor. Bu şiddet futbol sahalarına da taşınıyor. Olaylara karışanlar eğer GS'li, Fenerli, Trabzon ya da Beşiktaş taraftar olursa bu takımların taraftarlarına verilen cezayla diğer takım taraftarlarına verilen ceza arasında bir farklılık var, ayrım yapılıyor. Bu da taraftarın adalet duygusunu zedeliyor. Ayrıca olay çıkartan insanlar sürekli 'bu FB taraftarı değildir, GS taraftarı olamaz' diye lanse ediliyor. Bu da şiddeti belirsizleştiriyor ve şiddeti meşrulaştırıyor.

        'Efektif polis sistemiyle çözülebilir'

        Spor yazarı Mehmet DEMİRKOL:

        Güvenlik tedbiri almak gerekiyor. İngiltere'de emniyet sistemi kullanılabilir. İngiltere'de bu sorunu çok polisle değil, "efektif polis" yöntemiyle çözdüler. Efektif polis derken şunu anlatıyorum; doğru yerde, zamanında ve etkili olacak polisin olması gerekiyor. Bir başka sorun bence stadyumların konforu. İnsanların oturması lazım. Çünkü otururken daha sakindirler. Giriş çıkışlar kolay olacak, tuveletler temiz olacak. İnsanlar maç girişi ve özellikle çıkışında rahatlıkla gidip gelecekler. Yani sinirlerin gergin olmasına izin verecek uygulamadan sakınmak lazım.

        'Yasada sert yaptırımlar var ancak uygulayan yok'

        Ceza Hukukçusu Doç. Dr. Yılmaz YAZICIOĞLU:

        TEMEL sorunuz, çok sert yaptırımları olan kanunlarımız var ancak 'caydırıcı' olacak cezalar verilmiyor. Örneğin, kişi eğer stadyumda birinin kafasına ya da stadyuma su şişesi atarsa ağır yaptırımları var. Yıllarca hiçbir maça alınmama cezası verilebilir. Kanaatim; Türkiye'de adalet teşkilatının adaletin yeterince ve ikna edici düzeyde görmüyoruz"

        'Herkes sorumluluğunu bilmeli'

        Atilla Türker (HT Gazete Spor Yazarı):

        HERKESİN sorumluluğunu bilmesi şart. Başta da kulüp yöneticilerinin ve de medyanın... Yasanın da bir an önce işlerlik kazanması gerekiyor... Kimsenin gözünün yaşına bakılmadığı taktirde, zaman içerisinde bir iyileşme, bir düzelme mutlaka görülür. Olumlu demeçler, olumlu haberler, olumlu yaklaşımlar, belki 3 yıl, belki 5 yıl sonra semeresini verecektir. Ama mutlaka verecektir. Daha fazla geç kalmadan, herkesin kollarını sıvaması lazım.Yarın çok geç olabilir.

        'Yasalar uygulanmalı'

        NTV Spor Genel Yayın YönetmeniFuatAKDAĞ:

        Bu şiddetin önlenmesi için yasaların en başından uygulanması gerekiyor. Eğer yasalar iyi bir şekilde uygulanırsa çok fazla bir sorunun kalacağını düşünmüyorum. Ama ondan önce sorunun kaynağı ne ve sorunu çözmek için neler yapılabilir? Bunu iyi tespit etmek lazım. Bunları yaptıktan sonra olayları çıkaranları uzaklaştırırsanız bu gibi görüntülerle karşılaşacağımızı düşünmüyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ