Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Meğerse daha ne doktoralar varmış

        Karabük Üniversitesi'nde geçen gün Sultan Abdülhamid'e -çok özür dilerim- "Dr. Sultan Abdülhamid"e fahrî doktora ünvanı lûtfedilmesi münasebeti ile bir tören yapılmıştı ya...

        Törenden sonra Ankara Radyosu'nun sanatçıları salonda bir konser vermişler ve fahrî doktoranın gerekçesi "Hicaz Demiryolu" olduğu için "Hicaz" makamından eserler seslendirilmiş.

        Doktora komedisi ile konser arasında kurulan ve büyük bir yaratıcılık eseri olan bağlantının zarafetine bakın: Doktoraya konu olan demiryolunun adı "Hicaz", dolayısı ile konserde icra edilen eserler de aynı isimdeki bir makamdan, yani "Hicaz"dan!

        Bu hesapça doktora oyununun gerekçesi "Hicaz" değil de "Rumeli Demiryolları" olsaydı, musikide "Rumeli" diye bir makam bulunmadığı için törene katılanlar büyük ihtimalle "Alişimin kaşları kaaaareeee!" yahut "Yine de şahlanıyor amaaan!" gibisinden Rumeli türküleri dinleyeceklerdi!

        Günün birinde Fatih Sultan Mehmed'i de İstanbul'u fethettiği için "Dr. Fatih" yapmaya kalkışacak olanlar aynı mantığa göre "Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur"u çaldıracak; Yavuz Sultan Selim'e "Mısır Fatihi" doktorası verme inceliğini gösterecek bir başka üniversite de davetlilere Mısır havaları, meselâ biraz Abdülvahap, biraz Ümmügülsüm ve tabii ki Abdülhalim Hâfız dinletecek demektir.

        TEZLERİN SEFALETİ!

        Karabük Üniversitesi, Dr. Sultan Abdülhamid'den önce başka fahrî doktoralar da dağıtmış. Hemşehri oldukları Karabük Demir-Çelik Fabrikaları "Kardemir"in yönetim kurulu başkanı Mutullah Yolbulan'ı, aynı şirketin başkan vekili Kâmil Güleç ile genel müdürü Fadıl Demirel'i de geçen sene "doktor" yapmışlar...

        Üniversitelerin bağış, yardım vesaire gibi katkılarda bulunan bonkör işadamlarına onursal pâyeler vermelerine bir itirazım yok ama tuhaflık aynı şirketten üç kişiye birden fahrî doktora verilmesi...

        "Fahrî doktora" kavramı yeni kurulan üniversiteler tarafından artık reklâm yahut gelir sağlamak maksadı ile kullanılıyorlar da "gerçek" doktoraların ilmî seviyesi çok mu mükemmel?

        "Üniversite" kavramını bina, masa, sandalye ile birkaç doçent ve yardımcı doçent kadrosu gibi görüp artık kasabalarda bile üniversite açmaya başlayan zihniyet yüzünden akademik seviye bir-iki üniversite dışında yerlere serilmiş vaziyettedir! Bazı konularda bilginiz ve uzmanlığınız varsa, YÖK'ün tez sitesine girip sosyal bilimlerde yapılan lisansüstü tezlerin ve doktoraların çoğunun artık "kes-yapıştır" metodu ile hazırlandırmış olduğunu ve ortaya yeni hiçbirşey konmadığını görür, esef edersiniz.

        Anadolu'da yeni kurulan kütüphanesiz fakültelerin master yahut doktora yaptırma yetkileri ellerinden alınmadığı takdirde, seviye daha da aşağılara inecektir!

        DOKTORALI BAŞKANLAR

        Geçen gün bu "Dr. Sultan Abdülhamid" garabetini yazıp artık hayatta olmayan kişilerin "fahrî doktor" yapılmalarındaki tuhaflıktan sözetmem üzerine birkaç akademisyen mesaj göndermiş, "Benzer uygulamanın Amerika'da senelerden buyana vârolduğunu ve iki başkana, George Washington ile Abraham Lincoln'e ölümlerinden seneler sonra doktora ünvanı verildiğini" yazmış, sonra da "Bunu bile bilmiyorsun! Sen ne cahil herifsin?" demişler...

        İlimlerine kurban olduğum bu zevâta hatırlatayım: Evet, her iki başkana da fahrî doktora ünvanı verilmiştir, doğru... Ame her iki başkan da bu ünvana ölümlerinden sonra değil, hayatta iken sahip olmuşlardır. Yale Koleji 1799'da ölen Washington'u daha 1781'de, Knox Koleji de 1865'te katledilen Lincoln'ü 1860'ta, yani ölümünden beş sene önce "fahrî doktor" yapmışlardır.

        İyisi mi, siz dört işlemi en başından, tekrar öğrenmeye başlayın beyler!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ