Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Necmettin Erbakan'ın yeğeni Sabri Erbakan neden CHP'ye geçti?

        KUBRA PAR- HT GAZETE / PAZARTESİ RÖPORTAJLARI

        kubrapar@haberturk.com

        FOTOĞRAFLAR: Ümit TURPÇU/ANKARA

        Necmettin Erbakan'ın yeğeni Sabri Erbakan geçtiğimiz hafta CHP'ye katıldı. Erbakan soyadlı birinin CHP saflarına geçmesi şaşkınlıkla karşılandı. Peki Sabri Erbakan kim? Bu güne kadar nerelerdeydi? Neden CHP'yi seçti? Çankaya'daki ofisinde ziyaret ettim, hem CHP'ye geçme gerekçelerini hem de hayat hikayesini konuştum.

        9 bakan eskitmiş tecrübeli bir bürokrat Sabri Erbakan. Özal'dan bugüne tüm siyasilerle çalışmış, hepsiyle iyi ilişkiler kurmuş. Bir dönem amcasının etkisiyle Milli Görüş'ü benimsese de hiçbir zaman fanatik bir isim olmamış. Zaten Erbakan Ailesi koyu muhafazakar bir aile değilmiş. Dede Sabri Erbakan Atatürk döneminde ağır ceza reisliği yapmış varlıklı bir Cumhuriyet adamıymış. "Eşimin başı açık, dindarım ama katı değilim" diyor Sabri Erbakan; ama ekliyor, "Sarıgül manevi değerlere önem verdiği için onunla beraber oldum"...

        Necmettin Erbakan'ın geniş ailesini pek bilmiyoruz.

        Erbakan ailesi sevgi ve saygı doluydu. 6 kardeştiler. En büyükleri Ankara Üniversitesi'nde Dermatoloji Profesörü olan Nizamettin Amcamdı. İkincisi göz profesörü olan babam Selahattin beydi. Üçüncü çocuk Necmettin Amcam, dördüncü Kemalettin amcam, beşinci Atıfet Halamdı. Bir de Akgün Amcam vardı, o Almanya'da kalıyordu, orada vefat etti.

        Gençlik yıllarınız?

        Okul hayatıma Ankara'da başladım. Ankara Koleji'nde okurken babamın görevi icabıyla İzmir'e taşındık. Sonra Ankara'ya dönüp mimarlık okudum. Almanya'da yüksek lisans yaptım.

        Sonra?

        Türkiye döndüğümde amcam Başbakan Yardımcısı'ydı. Pimaş'ta göreve başladım. Genel müdürümüz de Recai Kutan'dı. 1983'te Özal ile Anavatan Partisi'ne katıldım ve İzmir'den milletvekili adayı oldum. Amcam o sırada siyasi yasaklıydı. Soyadımdan dolayı veto edildim. Bürokrat olarak devam etmeye karar verdim. İzmir Belediyesi'nin Kararlar Dairesi Başkanı olarak atandım. Sonra Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda ve Devlet Planlama Teşkilatı'nda-GAP'da çalıştım. 1996 senesinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak atandım. Aynı yıl Teknik Araştırma Genel Müdürlüğü bana bağlandı, Türkiye'nin planlamasını bizzat yürüttüm. Sonra geçici bir süre Kara Yolları Genel Müdürlüğü'ne atandım. Duble yolları başlattık, Bolu Tüneli'ni bitirdik. 2002'de Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarlığı'na atandım. 7.5 yıl sonra emekli oldum. Görev süresince 9 bakan eskittim!

        'ERBAKAN AİLESİ VARLIKLI VE EĞİTİMLİYDİ'

        Erbakan Ailesi burjuva bir aile miydi?

        Evet, varlıklı ve eğitimli bir aileydi. Dedemiz Atatürk'ün ağır ceza reisiydi. Türkiye'nin her yerinde bulunmuş. Kardeşlerin hepsi profesör, hepsi meslek sahibiydi. Nafiz dayımız Erzurum milletvekiliymiş.

        Aynı zamanda dindar bir aile mi yoksa dindarlık Necmettin Erbakan'ın kendi kişisel tercihi miydi?

        Dedem Sabri Bey, Atatürk'e yakındı. Hem dindar, hem cumhuriyet adamıydı. Babam GATA'da okumuş. Askeri hava içinde dini havadan uzaklaşmış. Rahmetli annemin babası da albay pilottu. Ben mümkün olduğu kadar dini vecibelerimi yerine getiren bir insanım. Cuma namazlarına giderim, diğer namazlarımı kılmaya çalışırım. Ama pek katı değilim. Eşimin ve ailemdeki kadınların hepsinin başı açıktır.

        “AMCAM OLMASA MERKEZ SAĞDA OLURDUK”

        Necmettin Erbakan'ın Milli Görüş çizgisine geçmesi ailede nasıl yankı bulmuştu? Herkes MSP'li mi oldu yoksa mesafeli mi davrandılar?

        Onun bir bilim adamı olmasını ve memleketi için çalıştığını biliyorduk. Aile olarak arkasındaydık, hiç kimseye laf ettirmezdik.

        Necmettin Erbakan'ın İslami bir çizgisi olmasaydı Erbakan ailesi merkez sağda durabilir miydi?

        Doğru, merkez sağda olurduk.

        Peki Milli Görüş aile tarafından ne kadar benimsendi? Siz ne kadar benimsediniz?

        Tabii ister istemez o çizginin içerisinde olduk. İtikat konusu ayrı ama babam hayatı boyunca kardeşinden dolayı MSP'ye oy vermişti. Ben de bir dönem Milli Görüşçü'ydüm, çünkü memleketin gidişatını görüyordum. Başka türlü toparlamak mümkün değildi.

        Necmettin Bey'le nasıl bir ilişkiniz vardı?

        Çok sever sayardım.

        Siyasete girişiniz amcanıza öykünmenizin etkisi var mı?

        Amcamla her zaman gurur duydum. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi siyasi liderlerden birisiydi. Hem tahsil hayatımda, hem iş hayatımda, hem de siyasette benim için bir ekoldü.

        Peki amcanız Başbakanken, yani en tepedeyken neden siyasete atılmadınız?

        Ailede bir siyasetçi olunca ikinci siyasetçinin biraz düşünmesi gerekir. Amcam "Sabri sabırdan gelir. Önce iyi bir bürokrat olacaksın, memleketin her şeyinden haberin olacak. Zamanı gelince sana siyasete girmen gerektiğini söylerim" derdi.

        'TAYYİP BEY VEKİLLİK TEKLİF ETTİ AMCAM ÜZÜLÜR DİYE REDDETTİM'

        Saadet Partisi-AK Parti ayrışmasında AK Parti'ye doğru mu kaydınız?

        AK Parti kurulurken Tayyip Bey bana milletvekilliği teklif etti. Fakat amcamla aralarındaki kopukluk beni düşündürdü. "Acaba amcama ihanet mi ederim? Üzülür mü?" dedim. O zaman herkes milletvekili olmak için etrafında koştururken 'Sizin bürokrata da ihtiyacınız var' diyerek Erdoğan'ın teklifini geri çevirdim.

        Ama Milli Görüş ile de aranıza mesafe koydunuz.

        Mesafe koydum diyemiyorum, çünkü AK Parti hala Milli Görüş çizgisinde. O gelenekten gelen insanlar öyle kolay kolay o gömleği çıkaramazlar. Milli Görüş ülkenin selameti için yapılan şeylerdir. Kucaklayıcıdır, herkesi kabullenir.

        Madem öyle, neden Saadet Partisi'ne katılmadınız?

        Her işi kendi bileğimle yapmak istedim. Hep Erbakan olarak lanse ediliyorum ama ben Müsteşar Sabri Bey'im. Fatih Erbakan'a da 'Tek başına siyaset yap' dedim. Orada olsam iki tane Erbakan olacaktı, o yüzden hep kaçtım.

        2007 yılında AK Parti'den aday adayı olmuşsunuz.

        Hayır, o yanlış bir bilgi. Genel başkanla anlaşmadıktan sonra doğru olmazdı, istifa etmedim. Ancak 2009 Yerel Seçimleri'nde İzmir Büyükşehir Belediye başkanı adaylığım söz konusu oldu fakat son anda mevcut başkanla devam etmek istediklerini söylediler. Bürokraside devam ettim.

        Sizi aday göstermedikleri için AK Parti'ye kırıldınız mı?

        İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni yüzde yüz kazanırdım. Çünkü İzmir aslında sosyal demokrat değil demokrattır. Adnan Menderes'in kalesidir. Sol görüşlü bir partide solcu birini aday göstermek bir şey ifade etmez. Öyle birini koyacaksınız ki hem sağdan hem soldan oy alacak...

        Yani kırıldınız.

        Beni tanıyorlardı, değerlendirmelerini isterdim. Şimdi AK Partililer "Ne işin var CHP'de?" diyorlar. İnsan teveccüh gördüğü yerde olur.

        "MUSTAFA SARIGÜL AMCAMDAN İZİN ALDI"

        Mustafa Sarıgül ile nasıl tanıştınız?

        Müsteşarken İller Bankası bana bağlıydı, belediye başkanlarıyla yakın çalışırdım. Sarıgül de belediyeyle ilgili sorunları olduğunda Ankara'ya gelir, mutlaka uğrardı. Emekli olunca kıymete bindim siyasette. Sayın Cindoruk, Abdullatif Şener ve Numan Kurtulmuş'la da görüştük. Ancak Numan Bey'le yaptığım görüşmelerde bazı sıkıntılar hissettim. Yola Sarıgül'le devam etmeye karar verdim. Türkiye Değişim Hareketi'nin kuruluşunda birlikte hareket ettik.

        Sarıgül ile yollarınız kesiştiği zaman Necmettin Erbakan sağdı, nasıl bir tepki vermişti?

        Mustafa Bey'in çok renkli bir kişiliği vardı. "Hocam müsaadeniz varsa ben Sabri Bey ile çalışmak istiyorum" diyerek amcamdan izin aldı! O da 'Hayırlı olsun' dedi. (Gülüyor)

        Yürekten mi söyledi bunu?

        Amcam çok samimi bir insandı. Görüşü belliydi belliydi ama dayatmacı değildi. "Orada da siyaset yapabilirsin, o da memleketin evladı" dedi.

        “SARIGÜL MANEVİ DEĞERLERE ÖNEM VERDİĞİ İÇİN ONUNLA BERABER OLDUM”

        CHP'ye geçmenize ailenin tepkisi ne oldu?

        Sarıgül manevi değerlere önem verdiği için onunla beraber oldum. Sayın Sarıgül saat 5'te kalkıp namazını kılar, sonra işine başlar. Ramazan'da orucumuzu tutarız. Beraber olduğumuz zamanlarda öğün namazlarını kılarız. Kendisinin manevi değerleri çok fazladır.

        CHP'ye üye olduktan sonra Fatih Erbakan ile görüştünüz mü?

        En son rahmetli amcamın vakfının açılışında birlikteydik. "Hayırlı uğurlu olsun" dedi. Ama baktım bazı partililer bana soğuk davranıyor. Siyaset böyledir.

        Peki CHP içinden tepki gösteren oldu mu?

        Soldan herkes oraya gidebilir ama sağdaki birinin orada olması onlar için önemli. Çok yakın davranıyorlar. En ufak bir yabancılık çekmiyorum.

        Ulusalcı kanatta size karşı tereddüt yok mu?

        Henüz onlarla bir temasım olmadı. Şüpheyle bakabilirler ama tanıdıkları zaman o şüpheleri kaybolur.

        'TAKİYYE YAPMIYORUM'

        "Milli Görüşçüydüm" diyorsunuz, şimdi CHP'ye geçtiniz. "Bu ilkesizlik değil mi?" deseler ne dersiniz?

        Katı bir politikacı olmadığım için güncel olayları değerlendiririm. Türkiye'nin önünde ne var? Komşularıyla durumu nedir? Ne yapmamız lazım? Bunlara bakarak karar veriyorum. Samimiyetimle söylüyorum, katı bir partici değilim. İnsan nerede teveccüh görürse, sevilirse oraya gidiyor.

        Ama CHP bir uçta, Milli görüş diğer uçta...

        İki uç gibi görünse de siyaset yavaş yavaş bir yerde toplanıyor. CHP'de çok sayıda mütedeyyin insan var, o yüzden yabancılık çekmiyorum. Takiyye yapmıyorum, kendi inancıma devam ediyorum. Bir uçtan diğer uca gibi savrulma gibi durumum yok.

        'TÜRKİYE LAİK KALMALI'

        CHP'nin ilkelerine ne kadar sahip çıkıyorsunuz? Ne kadar CHP'lisiniz?

        CHP bu ülkenin partisi. Üstelik Cumhuriyetin kurduğu bir parti. Kimler gelmiş geçmiş, Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk, Adnan Menderes, Celal Bayer, Sayın Ecevit, Sayın Erdal İnönü... Ciddi bir altyapısı var. Onun için hiç yabancılık hissetmedim. Fakat CHP'nin halka daha çok yaklaşması, yelpazesini genişletmesi lazım. Kemal Bey ile değişim başladı. Kayseri'den sonra Türkiye'nin yapısı farklı. Ona ayak uydurmak durumundasınız.

        Peki Deniz Baykal çizgisindeki CHP'ye katılır mıydınız?

        Enteresan ama Sayın Baykal ile de aram çok iyidir. Bir kez "Sabri Bey sizi çok iyi tanıyorum, sizinle çalışırım" demişti.

        CHP'nin benimsemediğiniz, eleştirdiğiniz tarafları var mı?

        Parti içindeki ulusalcı-yenilikçi ayrılığı kabullenemiyorum. Sayın Genel Başkan'a haksızlık ediyorlar. Partinin bütünlüğü için birlikte mücadele etmek lazım.

        Altı ok bugünün siyasi dünyasında hala geçerli midir?

        Evet geçerlidir. Bazı umdelerde birleşiyor hepsi. Türkiye laik bir ülke, bu çizgide kalmalı.

        'FATİH'TEN ADAY OLABİLİRİM'

        Kılıçdaroğlu ile nasıl tanıştınız?

        Mustafa Bey'le temasları vardı. Sevdiğimiz birkaç arkadaşımız aracı oldu. İkimiz de bürokrasiden geliyoruz, hemen ısındık. Ve bir şey daha hissettim; herkes hakkında konuşuyor ama o partiye hâkim. Önemli olan iki tarafı da idare etmektir.

        Yerel seçimlerde aday olacak mısınız?

        Her görevi yapmaya hazırım. Hizmet adamıyım. Eğer Genel Başkanımız, parti meclisimiz böyle bir görev verirse hizmet ederim.

        Fatih ya da Esenler'den aday gösterileceğiniz söyleniyor.

        Ben de duyuyorum ama bana söylenen net bir şey yok henüz. Bana kalsa Fatih'i tercih ederdim. Nüfusum oraya kayıtlı. Çocukluğumda orada geçti.

        Fatih muhafazakar seçmenin yoğun olduğu bir semt. CHP'ye geçtiğiniz için şüpheyle bakmazlar mı size?

        Kendimi iyi tanıtmam lazım. Orada oturan biri olsam, elime böyle bir imkân gelmişken değerlendirmeye çalışırım. Belediye seçimlerde halk hizmete oy veriyor. Katı particilik kurallarını bir kenara bırakarak Sabri Erbakan'ın CV'sine baksınlar ve düşünsünler, yapar mı yapmaz mı?...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ