Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik İnternete sansür mü yoksa denetim mi?

        AHT

        HÜKÜMETİN torba tasarıya eklediği düzenlemelerle 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar Aracılığıyla İşlenen Suçlara İlişkin Kanun"da yapılacak değişiklikler "sansür" tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Tasarı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) personeline Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) personeli gibi yasal dokunulmazlık getiriyor. Düzenlemeye göre; TİB, "özel yaşamın gizliliği", "başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması" ilkelerine aykırı ya da "uygunsuz" bulacağı internet sitelerini dört saat içinde kapatabilecek. Bu tartışmalar yaşanırken, dünyanın en büyük video paylaşım sitesi Youtube'a mahkeme kararıyla erişimin bir süre yapılamaması, sansür iddialarını yeniden gündeme getirdi. Uzmanlara, Youtube'a sansür ve yeni tasarının ne getireceğini sorduk.

        'İnternet yasakları gelişmiş ülkeler nezdinde Türkiye'yi olumsuz etkiliyor'

        Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Beril DEDEOĞLU:

        GELİŞMİŞ ülkelerde de internet üzerinden yapılan ırkçılık, aşırı ayrımcılık gibi içerik sağlayan siteler mahkeme kararlarıyla kapatılıyor. Ama kişiyle ilgili herhangi bir mağduriyet varsa, o kişi mahkemeye başvurur; yasalar da bu kanalları hızlı çalıştırır. çağdaş demokrasilerde olması gereken budur. Ama kişiye özel saldırı veya hakaret iddialarında internet sitesine erişim engellenmez. Hele ki youtube gibi sitelere. Youtube türü içerik sağlayan sitelerin kapandığına gelişmiş ülkelerde şahit olmuyoruz. Türkiye'de de yapılması gereken internet suçlarıyla ilgili hukuki süreci hızlandırmak olmalıdır. Mağdur olan hakkını mahkemelerde arayabilmeli, sonuç hızlı bir şekilde çıkmalıdır. Türkiye'de internet sitelerine yönelik bu tür kapatmalar, gelişmiş ülkelerin dahil olduğu Avrupa Birliği, NATO üyesi ülkeler nezdinde de olumsuz etkiler yaratıyor.

        'İnternet sitelerini kapatmak üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmüyor'

        Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal YILDIZ:

        YOUTUBE ve benzeri sitelerin kapatılması hukuken kabul edilebilir bir yöntem değil. Bu siteler içersindeki bazı yayınlar hukuka aykırılık taşıyabilir; o zaman o yayın hakkında işlem yapılmalı; o yayının engellenmesine yönelik bir tarif bulunmalı. Bu tarif, sitenin tamamen kapatılması olmamalı. Siteyi tamamen kapatmak artık üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmüyor. Bir Çin, bir İran bir de biz de görülüyor. Yeni tasarı, toplumu zapturapt almanın bir başka yolu. Devlerin sınırları belirlediği, benim neyi okuyup neyi izleyeceğime karar veren bu sistemin kabul edilebilir bir tarafı yok. Elbette internette suç unsuru taşıyan, hakaret içeren yayınlar hakkında hukuki işlemler yapılsın. Ama devlet benim ne izleyeceğime, ne okuyacağıma karar veremez. Avrupa ülkeleri suçları cezalandırıyor mu? Elbette cezalandırıyor. Ama hiçbiri halkı zapturapt altında tutmuyor, internet sitelerine erişimi engellemiyor. Bu yeni yasayla suçtan ziyade ahlaki düzenin korunması öngörülüyor.

        'Kapalı toplum özlemi bu'

        MHP Milletvekili Oktay VURAL:

        SOSYAL medya imkanının kullanmanının engellenmesi kabul edilebilecek gibi değil. Yakında çanak antenleri de ortadan kaldırabilirler. Kapalı toplum özlemi bu. İnsanlara daha fazla müdahale özlemi bu. Yapılan bu düzenleme maalesef hükümetin toplumun bilgi alma kaynaklarının üstünü örtme anlamı taşıyor. Giderek müdahaleci bir yaklaşım oluşuyor. Özel hayatla ilgili düzenlemeler elbette yapılabilir ama bunun için bunu engellemek amacıyla internet imkanlarını hedef almak, sosyal medyayı hedef almak, çağdaş anlamıyla özgürlükleri kısıtlamak anlamına gelen zihniyetin tezahürüdür. Doğrudan doğruya iletişim kanallları kapatılıyor. İnsanların biraraya gelmesinden bile ürken bir hükümet anlayışı var. İnternet olmasa daha iyi olur diye düşünüyorlar. Bu zihniyet, bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlamaktadır.

        'Yeni yasa daha özgürlükçü bir bakış açısı getiriyor'

        AK Parti Ar-Ge Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfa Milletvekili - Tasarıyı hazırlayan komisyon üyesi Zeynep Karahan USLU:

        YOUTUBE'a erişimin neden engellendiğini tam olarak bilmiyorum ama şu an parlamentoda görüşülen tasarı, bu sorunları ortadan kaldıracak içeriktedir. Doğrudan site kapatmak yerine toplumsal ihtiyaçlar da göz önünde bulunduruluyor. Yasakçı zihniyetin önüne geçilmek için doğrudan siteleri tümden erişime kapatmak yerine URL aracılığıyla suç teşkil eden linkin erişime kapatılması hedefleniyor. Eğer bu şekilde de sorun halledilemezse hakimin gerekçesini de açıklaması koşuluyla mahkeme kararına başvurulacak. Geçtiğimiz yıllarda Atatürk hakkında yayınlanan olumsuz bir video yüzünden Youtube'a erişim aylarca engellendi. Sadece tek bir video yüzünden. Yeni yasa ile sadece bu videonun erişime engellenmesiyle daha özgürlükçü bir bakış açısı getiriliyor.

        'Empati yapalım: özgürlük yatak odanıza girmeli mi?'

        Dijital Demokrasi Platformu Koordinatörü Bilal EREN:

        BUGÜNLERDE yaşadığımız yoğun ve kirli gündemin içinde dezenfarmasyonlara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum öncelikle. İnternet, doğası itibariyle yasak değil özgürlük alanı. Fakat bu özgürlüğün nerede başlayıp nerde bitirileceği konusunda bir denetleme yok. Bu denetlemeyi ilgili kişi ve kurumların yayın mecralarına başvurarak yapması mümkün. İçerikler sonuçta internet üzerindeki 'yayın mecralarında' (site, sosyal medya, bloglar vs) yayınlanıyor. Dolayısı ile bir muhatap söz konusu. YouTube ve Facebook gibi şirketlere başvurular yapılıp içerikler kaldırtılabiliyor. Şirketlerde bu konuda kutsallara, kişilerin özel yaşamlarına, bir ülkenin çıkarlarına ters düşen içerikleri yayından kaldırmakla yükümlü. Kaldırmıyorlar veya işi savsaklıyorlar ise "hukuk" eliyle mecralara erişim bir süreliğine durdurulabilir. Empati yapıp düşünelim, "özgürlük" yatak odanıza girmeli mi?

        'Yeni tasarıyı telif açısından destekliyoruz, hukuki süreç kısalıyor'

        Müzik Eseri Sahipleri Meslek Birliği Başkanı Garo MAFYAN:

        YOUTUBE, bir yıldır Türkiye'de ofis kurdu ancak bizim telifini korduğumuz sanatçıların kliplerini telif anlaşmasına varmadan yayınlamayı sürdürüyor. Bu sektör ve bizim için büyük kayıplara ve diğer telif anlaşması yaptığımız kuruluşlar adına da haksız rekabete neden oluyor. Sansürcü bir zihniyete sahip değiliz. Youtube'un da ülkenin kurumlarıyla kurallarıyla hareket etmesi gerekli. Eserlerimizi yayınlamayı sürdürdüğü için ihtar çektik. Anlaşmaya yanaşmazsa biz de mahkemeye başvurmak zorunda kalacağız. Evet mahkeme süreci çok uzun sürüyor. Yeni tasarıyı kendi açımızdan bu nedenle destekliyoruz. İllegal yayınların engellenmesi için daha hızlı sürece işleyecek. Mevcut durumda uzun mahkeme süreci işlerken ciddi hak kaybına uğruşyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ