Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yetki sorunu yaşanır mı?

        Şerife GÜZEL/ANKARA

        Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "Cumhurbaşkanlığı adaylığını konuşmanın zamanının geldiğini" açıklamasının ardından Köşk seçimleri gündemin birinci maddesine oturdu. Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar Türkiye'yi sancılı bir süreç bekliyor. Bu dönemde en çok tartışılacak konuların başında, halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir yetki sorununun yaşanıp yaşanmayacağı geliyor. Bu süreçte bir değişiklik yapılabilir mi? Yönetim sorunu yaşanır mı? Peki çözümü ne? İşte yaşanabileceklere ilişkin siyasilerin ve hukukçuların görüşleri...

        'Çok yetkili cumhurbaşkanı, çok etkili başbakan'

        TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK:

        ÇOK yetkili bir cumhurbaşkanı, sorumsuz; çok etkili olmak mecburiyetinde olan bir başbakan var. Bu ister istemez yetki problemi de çıkarır, bir kısım tartışmaları da çıkaracaktır. Onun için ben göreve başladığımda yeni bir anayasaya neden ihtiyaç vardırı söylerken, başkaca gerekçelerin yanında en çok vurgu yaptığım konu buydu. Siyaset buna çözüm bulmak mecburiyetinde, ama bugün ama uygun bir zamanda. Demokrasi üstün zekalı insanların, kahramanların görev yaptığı bir sistemin adı değil. Vasat zekalı ve ortalama yetkiye sahip insanların, kuralları belli olan bir sistemi çalıştırmasından ibarettir. Kural doğru olursa sistemi çalıştırmamız kolay olur. Kural yanlışsa, ihtiyaçlara cevap vermiyorsa kişisel becerilere kalır. Bu da Türkiye için geldiğimiz noktada çok da arzu edilecek bir şey olmaması gerekir.

        'Temsil krizi çıkar, 3-4 maddeyle çözelim'

        TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan KUZU:

        CUMHURBAŞKANIYLA Başbakan arasında temsil krizi çıkar. Bu çatışma olur; vatandaştan kat kat fazla destek görmüş birisiyle karşı karşıyasınız. Eski dönemlerde halkın seçmediği cumhurbaşkanları bile başbakanlarla geçinemedi. Demirel-Çiller örneği var. Kızım kızım dedi, ama kızıyla kavga etti. Yılmaz- Özal örneği var. Şimdiden düşünüp sonuca bağlamamız lazım. Hemen 3-4 maddeyle yarı başkanlığa geçilebilir. Yarı başkanlık Türkiye'nin sorununu çözmez ama bugünküne göre bir adım önde olur. Çözümü tam başkanlıktır. Ama ona geçiş daha zor; buna geçiş daha kolay. Meclis seçtiği zaman çok sorun oluyor. Araya askeriye, vesayet makamları, dış güçler giriyor. Çankaya savaşları başlıyor. O yüzden o noktaya gelmeden halkın seçmesi bu işleri önemli ölçüde çözüyor, ama sistemin sorunu başka.

        'Devlet krizi çıkar'

        CHP Grup Başkanvekili Engin ALTAY:

        ANAYASAMIZA göre Cumhurbaşkanı, yürütmenin başıdır. Halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı sembolik, temsil niteliği taşıyan makam olmaz. Aktif cumhurbaşkanlığı gündeme gelir. Yetki çatışmasının çıkması kaçınılmaz. Mensup olduğu parti hükümetteyse belki sorun olmaz, ama başka bir siyasi parti iktidarı veya koalisyon iktidara geldiği zaman devlet yönetilemez hale gelir. Bu dönem sayın cumhurbaşkanı ya da başbakanın seçilebileceğini öngörmüyorum. Dolayısıyla bu dönemden başlar karışıklık. Başbakan'ın adaylığı muhtemel. Bir de muhalefetin üzerinde uzlaştığı aday olacaktır. Üzerinde uzlaşılan isim seçildiği andan itibaren kriz başlar. Büyük çatışmaya yol açacaktır. Devlet işlemez hale gelebilir.

        'Günaydın, 2007'den beri bunu anlatıyoruz'

        CHP Konya Milletvekili- TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Atilla KART:

        "GÜNAYDIN, 2007'den bu yana bunu anlatıyoruz. Halk gücüyle gelen bir cumhurbaşkanı, halk oyuyla gelen bir başbakan. Bunlar arasında bir yetki çatışmasının doğması kaçınılmazdır. Böyle bir yönetim sistemi yoktur dedik. O zaman komisyon Başkanı Burhan Kuzu'nun ifadesi 'Ucubeyi yarattık' şeklinde olmuştur. AKP'nin kural tanımayan, günü kurtarmaya dönük 'anarşist' anlayışını görüyorsunuz. Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte kaotik ortamın daha da artacağının kaygısını ifade ediyoruz. Bugünkü tablonun yaratıcısı olanlar sızlanmaya başlıyorlar. Doğrusu, kapsamlı bir Anayasa düzenlemesidir.'

        'Çatışmadan kuşkum yok'

        Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Sabih KANADOĞLU:

        ŞU saatten sonra bir önlem almak olanak dışı. Onun için herhangi bir şekilde yetkilerini azaltmak veyahut başka bir sisteme, yarı başkanlığa geçiş gibi önlem düşünülemez. 2007'de yapılan değişikliği, 2014'te tartışmaya başlıyorsak çok geç kalmışız demektir. Kaçınılmaz bir çatışmanın olacağında hiçbir kuşkum yok. İktidar olan herhangi bir siyasi parti, yüzde 50'yi muhtemelen geçmemiş olacak. Aslında Anayasa'ya göre yürütmenin başı başbakan değildir, Cumhurbaşkanı'dır. Terslik de odur zaten. Hem yetkili, hem sorumsuz, hem halktan destek almış bir cumhurbaşkanıyla, seçimleri kazanmış bir başbakan arasındaki çatışma doğal olarak insanın aklına geliyor. Daha önce Özal, Demirel döneminde bunlar yaşandı. Türkiye bu sıkıntıyı çekecek.

        'Yetki sorunu yaşanmaz'

        A.Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Prof. Yalçın KARATEPE:

        HEM başbakan, hem cumhurbaşkanı yetkileri Anayasa tarafından tanımlanmıştır. Seçilme sürecinden bağımsız olarak yetkileri kullanacaktır. Mevcut Anayasa yürürlükte olduğu sürece Cumhurbaşkanıyla yetki krizi olacağına ihtimal vermiyorum. Meclis tarafından seçildiği zaman da Meclis, millet adına Cumhurbaşkanını seçiyor. Ha aracı aracılığıyla, ha halk tarafından. Bu Anayasa içinde yetkilerini kullanacaktır. Cumhurbaşkanlarının hükümete müdahil olma arzusu olabilir. Geçmişte Özal döneminde örneğini gördük. Ama hiçbir siyasetçi de buna sıcak bakmaz. Halk tarafından seçilmiş olsa bile, ne kadar güçlü olursa olsun, yetkilerini paylaşmaz. Çatışma da olmaz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ