Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Aile Bakanlığı, eşine şiddet uyguladığı için evden uzaklaştırılan dayakçı kocalar için, kadın sığınma evlerine benzer terapi merkezleri açıyor

        Şükran ÖZÇAKMAK - AHT

        Aile Bakanlığı, eşine şiddet uyguladığı için evden uzaklaştırılan dayakçı kocalar için, kadın sığınma evlerine benzer terapi merkezleri açıyor. İlki Ankara'da açılacak olan terapi merkezlerinin içerisinde; spor salonu, 24 saat sıcak su, internet olacak ve 'Kalacak yerim yok ' diyen dayakçı kocalar 10 gün boyunca bedava kalıp rehabilite edebilecekler. Kadına şiddetle mücadele eden kadın dernekleri başta olmak üzere uzmanlara sorduk: Dayakçı koca rehabilite edilebilir mi? Spor salonlu ve lüks donanımlı rehabilitasyon merkezi, şiddet uygulayan kocayı rehabilite eder mi eder yoksa ödül olarak algılamasını mı sağlar?

        "Böyle bir uygulama onur Kırıcı"

        Kadın Adayları Destekleme Derneği'nin (KA-DER) kurucusu ve eski başkanı Av. Hülya Gülbahar:

        Esef verici, onur kırıcı bir uygulama. Kamunun kaynaklarını, şiddete maruz kalan ve bu şiddetten kurtulmak isteyen kadınlara değil, şiddet uygulayan erkeklere ayırmak bu hükümetin bir politikası haline geldi. Örneğin kadının nafakasını vermeyen bir erkeğe karşı yapılacak icra takiplerinin olumsuz kalması için yasal düzenleme yapılıyor. Şiddeti önleyen değil şiddeti körükleyen bir politika. Kamuya ait kadın sığınma evlerinin içler acısı durumu ortadayken ve bununla ilgili haberler yeni yapılmışken, kadına şiddet uygulayan erkeğe 5 yıldızlı otel tadında sığınak yapmak, kadın cinayetlerini körükler. Bu aynı zamanda kadınlarla kavga etmek anlamına geliyor.

        "Spor salonu olan kadın sığınma evi görmedim"

        Van Kadın Derneği'nden Zozan Özgökçe:

        Bize sunuş biçimine bakarsak, bu uygulama kadına bir şekilde ceza veriyor. Kadın sığınma evlerinin standartları bu kadar düşükken, neden erkekler için yapılan sığınma evlerinin standardı bu kadar yüksek tutulmuş? Ben bugüne dek spor salonu olan bir kadın sığınma evi görmedim. Kadın sığınma evlerinde mesleki kurslar vermek istiyoruz ama kurslar bile yok. Van'daki sığınma evinde kadınların kurs görebileceği, kadını yeni bir hayata hazırlayacak bir zemin yok. Oysa kadın, çocuğuyla birlikte sığınıyor. Standartların, en azından çocuk için yükseltilmesi gerekirdi ama yok. Kadınlara okuma yazma kursu, meslek edinme kursu verilmeli, şiddetten uzak yaşaması için kendi ayakları üzerinde duracak hale getirilmesi gerekirdi. Bu uygulama, bu şekliyle, kadına şiddet uygulayan erkeği ödüllendirmektir.

        "Hasta değiller, dayağı hak olarak görüyorlar"

        Türk Kadınlar Birliği Genelbaşkanı Av. Sema Kendirci:

        Siyasi iktidar, bu dayak meselesinin, şiddet meselesinin bir hastalık olmadığını kavraması gerekiyor. Bu bir hastalık değil, eşitsiz güç ilişkisinden doğan bir sorun. Kadını ikinci sınıf konumunda tutan bir bakıştır bu. Ve bu bakış şiddete sebep oluyor. Eğer Devlet kadını koruma altına alıp, 'o benim korumam altındadır, sen ona el kaldıramazsın' anlayışını yaygınlaştırmayacaksa, daha çok katliamlar göreceğiz. 3 gün önce karısını öldüren adam, 'Her günkü gibi dövdüm, niye öldü anlayamadım' demişti. Sizce bu adam akıl hastası mı yoksa kendisinde bu hakkı gören bir adam mı? Erkek erkinin kınanmasını önlemek için hastalık kavramı içine sokuyorlar. Koruma tedbirlerini hayata geçirmek amacıyla yeterince izleme yapılmıyor. Sayın bakan göreve geldiği günden itibaren iki cümle kullandı, 'Aileler masumdur' ve 'Çocuklara çığlık atmayı öğretin' dedi. Ancak kadına şiddete dair tek kelime etmedi. Kadın cinayetlerinin izlenmesi, kadınların korunması konusunda ciddi çalışmalar yapılacağına erkeğe sığınma evi kuruyoruz.

        "Toplumda erkek bakış açısının tartışılıp yeniden şekillendirilmesi gerekiyor"

        Klinik Psikolog Ayşe Kayhan:

        Böyle bir uygulama tabi ki toplumda ödül olarak algılanır. Rehabilete denilen şey, şiddet gösteren erkeğin psiklojik olarak rahatsız olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Şiddet gösteren erkek, psikolojik anlamda rahatsız değil. Dayakçı kocayı masum bir hastalık kisvesi altında göstermeye çalışmaktır. Böyle bir adamın tedavisiyle neye ulaşılmaya çalışılıyor anlamak mümkün değil. En başta toplumsal zihniyet ve bakış açısını değiştirmek gerekiyor. Kanunlar bile, hakim karşısında 'Niçin dövdün' veya 'Kocan seni neden dövdü' gibi bir soruyorsa karşılaşıyorsa, her şey ortadadır.10 günlük spor salonu da bir işe yaramaz. Sıcak sulu, spor salonlu yeri önce sığınmak zorunda olan kadınlara açsınlar. Kadına yönelik şiddetin ciddi oranda ağırlaştırılması lazım. Toplumda; çocuk yaş evlilikler de dahil olmak üzere, kız çocuğuna, kadına bakış açısının bir an önce değiştirilmesi gerekiyor. Erkekçe bir bakış açısının, kendilerine hak buldukları herşeyin yeniden toplum gözüyle tartışılıp yeniden şekillendirilmesi lazım.

        "On gün yetmez 3-5 ay rehabilitasyon merkezinde kalmalı"

        Şefkat-Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan:

        Şiddet uygulayan erkeğin erkeğin kesinlikle tutuklu yargılanması gerektiğine inanıyorum. Cezaevinden çıktıktan sonra da bir rehabilitasyon merkezine yerleştirilmesi konusunda, dernek olarak Bakanlığa öneride bulunmuştuk. Bakanlık, şiddet uygulayan erkeğin rehabilite edilmesi gerektiğini söylüyorsa, bu doğrudur. Ancak bu 10 gün gibi bir süre için yapılacaksa da yeterli olmayacak ve erkeği ödüllendirmek gibi algılandığı için de kamu vicdanını yaralayacaktır. Şiddet gören kadınların yüzde 40'ına yakını koruma altındayken öldürüldü. Eğer şiddet uygulayan erkek, bir rehabilitasyon merkezine konmazsa kadına yeniden saldırıyor. Tahrik indiriminin kaldırılması gerekiyor. Uzaklaştırma kararı alınmış erkek 3-5 ay zorunlu olarak gözetim altına alınmalı. Erkeğin şiddet eğiliminden uzaklaştığına dair rapor hazırlandıktan sonra salınması gerekir.

        "Süre uzatılırsa topluma kazandırılabilirler"

        Evlilik ve Aile Danışmanı Sibel Üresin:

        Aralarında hasta olanlar da vardır ve hiç olmazsa onların rehabilite edilmesi sağlanabilir. Bu insanlara; duygu, vijdan, ahlak eğitim verilebilir. Ancak 10 günde bunların hiçbiri yapılamaz. Bu rehabilitasyon merkezleri bana göre tedavi odaklı değiller. Evet bu insanlar uyuşturucu bağımlısı, alkol bağımlısı olabilir. İçlerinde gerçekten hasta olanlar da var ise onlar rehabilitasyonla topluma kazandırılabilir, kadınlar da daha mutlu olur. Ama bana çok çözüm odaklı bir uygulama gibi gelmedi. 10 gün göstermelik bir şey. Bu süreç uzarsa belki olabilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ