Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ramazan M. Fatih Çıtlak ile Ramazan Sohbetleri

        M. FATİH ÇITLAK - GAZETE HABERTÜRK

        Ramazan mevsimiyle hayatı tamamen değişen o kadar çok insan tanıdım ki... Dönüşüm, değişim derken sakın korkmasın gözünüz. Bu insanlar hayattan kopmadılar yâhut bu dönüşümü yaşayarak neşesiz, zevksiz, daima hüzünle geçen bir ömrün gidiş-gelişlerini yaşamadılar. Tam tersine daha mutlu oldular, yaşadıkları hayatın anlamını ve kim olduklarını, esas kimliklerini daha iyi idrak ettiler.

        Haşr sûresinde Allah Teâlâ meâlen şöyle buyurur:

        “Sakın ha sizler Allah Teâlâ’yı unuttuklarından dolayı kendilerine nefisleri, mânevî kimlikleri unutturulanlardan olmayın!” (Haşr - 19)

        Bu, çok dehşet bir âyet-i kerîmedir. Baksanıza, Cenâb-ı Hakk’ı unutmak kişinin başını nasıl belaya sokuyor. İnsan kendisinin yararını, zararını anlayamayacak hâllere düşüyor. Gerçekten de bunu hayatımızda, etrafımızda ibretle görmüyor muyuz?

        Yegâne gerçek, en önemli ve tek olan Hazret-i Allah(cc) unutulursa, O’ndan( cc), dîninden, peygamberinden, kitabından habersiz yaşanırsa bizi ne gibi büyük tehlikelerin beklediğini anlatıyor bu âyet-i kerîme.

        Özetle şöyle diyor yani:

        Var olanı yok kabul ederseniz, yokları var zannederek perişan bir hayat geçirirsiniz. Vehimlerle, korku, endişelerle, sıkıntı içinde, huzursuz yaşarsınız. Güya 5 senelik, 10 senelik, 40 senelik hesaplar yaparsınız ama her an ölebileceğiniz hakikatini unutursunuz.

        RAMAZAN NE DEMEKTIR?

        Ramazan en uzun süreli ibâdettir. Koskoca bir ay sizi bir seneye, bu seneler de sizi ömür boyu kulluğa hazırlar. Bu hazırlık gene bizim içindir. İyi kul, kötü kul olmamız Allah Teâlâ’nın mülkünde fazlalık ve eksiklik oluşturmaz. Yarar da zarar da bizler içindir. Allah Teâlâ’nın varlığını, hazinesini tecelli ve takdirini bizim yaptıklarımız etkilemez.

        “Ramazan ne demektir?” diye sorsalar cevap “İnsan”dır.

        Düşünün: “İyi bir insan nasıl olmalı?”

        Kriterler alt alta yazılsa...

        Hatta birkaçını söyleyelim. Sadece yemek içmekle meşgul olmamalı, sırf nefsini tatmin için yaşamamalı, hırsları için başkasını itip kakmamalı, aldatmamalı, zarar vermemeli.

        Tekrar hatırlatalım “İyi bir insan!”- dan bahsediyoruz. Çünkü sadece nefsiyle ve bu nefsin tatminiyle uğraşan binlerce çeşit hayvan var.

        Neyse, sıralamaya devam edelim.

        Tarih bilinci olmalı, evvelini âhirini bilmeli, nereden gelip nereye gittiğini düşünmeli. Başka insanları ve canlıları Allah’ın(cc) emâneti olarak görmeli ve bu yüzden güzel bakmalı, güzel söylemeli, güzel dinlemeli, menfaat gözetmeden, başkalarına yardım etmeli, hizmet etmeli ve benzeri şeyler bu hususta dile getirilebilir. Şimdi bu maddelerin hepsini alt alta yazdığınızı, topladığınızı düşünün. Şöyle bir baktığınızda karşımıza ramazan ayındaki bütün özellikler çıkar.

        Bir başka deyişle, eğer güzel ve kâmil bir insan böyle bir canlının adı olmasaydı da bu mânâ zaman dilimleri içerisinde bir kıyafete bürünseydi, bu mânânın adı “ramazan” olurdu.

        Şöyle bir düşünelim.

        Namaz kimde olur? İnsanda.

        SORU VE CEVAP

        Ama bakın, ramazana mahsus bir namaz var.

        Kur’ân kime indirilmiştir? İnsana.

        Gelin görün ki Kur’ân’ın indiği ay “ramazan”dır.

        İnsan oruç tuttuğunda yemez, içmez. Biraz sizi güldüreceğim ama ramazan ayı da böyledir. Merak etmeyin, sizi yiyip bitirmez.

        RAMAZAN GÜZEL İNSAN OLMAK İÇİN FIRSATTIR!

        Kıymetli dostlar! İşin latifesi bir yana ramazan güzel insan olmak için çok büyük bir fırsattır. Ramazan ayını kötülükleri yapmaya değil iyiliklere kavuşmaya ve hayatımızda iyilik ve güzellikleri başlatmaya vesile kılın.

        Şöyle bir örnek vereyim:

        Allah hepimizi muhafaza eylesin, bir kişi içki müptelâsıdır. Hani derler ya “Kişi refikinden azar” diye... Arkadaşlarla kurulan içki sofraları da meşhurdur. Ne hikmetse insan o zıkkımı içerken yanında arkadaş arar. Bırakmak, kurtulmak ister, hatta o illetten kurtulur da bir müddet. Ama arkadaş ve mahalle baskısından kurtulamaz. Hooop, tekrar çukura düşer.

        Ama bu kişi ağır hastalık geçirse yâhut ameliyat olsa, içkiyi içemez hâle gelse, kötü arkadaşları bile ona “Birader sen artık içme!” veya “E, tabii ki içmemekte haklısın!” diye öğüt verecek hâle gelir. Hastalık bahanesiyle bu kişi arkadaşlarının kötülük baskısından kurtulmuş olur.

        Bendeniz bu durumu ramazan ayına benzetiyorum. Zira bir kişi müptelâ olduğu bir günahtan el çekip “Kardeşim, ramazan ayındayız” dediğinde o arkadaşları bile “Haklısın” derler. Çünkü bir insan içki içmekle kâfir olmaz, içkinin haram olduğunu inkâr etmedikçe. Dolayısıyla ramazan kötü alışkanlıkları bırakmak ve etrafımızda bizi kötülüğe iten unsur ve arkadaşları susturmak için tam bir insan olma bahânesidir. Hayatımızdaki güzel kararları tatbik edebilmek için büyük fırsat ramazan. Bunu başarabilirsen elbette senin ramazanın...

        AYET-İ KERİME

        “Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir insanın hayatını kurtararak yaşamasına vesile olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.”

        (Mâide - 32)

        HADİS-İ ŞERİFLER

        “ORUÇLU için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabb’ine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku Allah(cc) indinde misk kokusundan daha hoştur”.

        Hadîs-i şerîf - Buhârî, Müslim,Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce,Nesâî

        “Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa ‘Ben oruçluyum!’ desin ve ona bulaşmasın.”

        Hadîs-i şerîf - Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce, Nesâî

        “Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah(cc) onunla ateş arasına, genişliği semâ ile arz arasını tutan bir hendek kılar.”

        Hadîs-i şerîf– Tirmizî

        “Resûlullah ramazanda mescitte gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez O’na(sas) tâbi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Efendimiz(sas) mescide gitmedi. Orayı dolduran cemaat Efendimiz’i(sas) bekledi. Resûlullah ancak sabah olunca mescide çıktı ve cemaate şöyle buyurdu:

        “Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım!”

        Hadis-i Şerîf – Buharî

        SORU VE CEVAP

        Terâvih namazınedir?

        Terâvih namazı ramazan gecelerinde yatsıdan sonra ve vitirden önce yirmi rek’at olarak kılınan namazdır. Erkek ve kadınlara sünnet-i müekkededir.

        Terâvih namazı ramazan gecelerinde yatsıdan sonra ve vitirden önce yirmi rek’at olarak kılınan namazdır. Erkek ve kadınlara sünnet-i müekkededir. Hadîs-i şerifte “Cenâb-ı Hakk size ramazan orucunu farz kıldı. Ben de kıyâmını size sünnet kıldım” buyurulmaktadır. Efendimiz(sas) terâvih ile alakalı hadîs-i şerifte beyân edildiği üzere terâvih namazını ümmetine farz kılınmasından çekindiğinden ekseriyetle münferit kılmışlardır. Efendimiz’in( sas) cemaate çıkmaması üzerine Ashâb-ı Kirâm evinde ya da mescidde münferit olarak veya küçük gruplarla cemaat hâlinde terâvih namazını kılmışlardır. Bu hâl Hazret-i Ömer’in(ra) hilâfeti dönemine kadar devam etmiştir. Hazret- i Ömer(ra) ramazan ayında terâvih için iki imam görevlendirerek erkeklere ve kadınlara terâvih kıldırmalarını beyân etmiştir. Bu dönemde terâvih vitirle beraber 13 rek’at kılınır ve 200 kadar âyet okunurdu. Sonra vitirle beraber 23 rek’at kılınması kararlaştırıldı. Kaynak: Tâhir’ül Mevlevî (Tahir Olgun) – Müslümanlıkta İbâdet Tarihi

        Koyundan bize ne kaldı?

        Efendimiz(sas) evlerinde besledikleri koyunu kesmişti. Koyunu kestikten sonra etini pay edip dağıttılar. Dağıttıktan sonra geriye sadece koyunun kolu kalmıştı. Efendimiz(sas) Hazret-i Ayşe(ra) Vâlidemiz’e sordu: “Ya Ayşe! Koyundan bize ne kaldı?” “Sadece kolu kaldı” cevabını alınca Efendimiz( sas) şöyle buyurdu: “Bize kalan kolu değildir, verdiklerimizdir. Kolu hâriç tamamı bizimdir.” Hadîs-i Şerîf – Tirmizî

        Oruca ne zaman niyet edilir?

        İbâdetlerde niyet önemlidir ancak asıl olan niyet dille yapılan niyetten ziyâde kalben yapılan niyettir. Dil ile niyet edilmese de sahura kalkmak oruç için fiilî olarak niyet etmektir. Aynı zamanda kişi sahura kalkmasa da yatmadan evvel oruç tutmak niyetindeyse bu da niyet hükmündedir. Ramazan orucuna imsak vaktinin çıkmasına kadar niyet edilir.

        Oruç ne zaman başlayıp ne zaman biter?

        Oruç tutmak imsak vaktiyle başlar, akşam namazının vaktinin girmesiyle biter. Güneşin battığı akşam namazının vaktine iftar vakti de denir. Bu vakitler ileri derecede yapılan gökyüzü gözlemleriyle tâyin edilmektedir.

        Sahur vaktinde ezan bitene kadar yemek yenilebilir mi?

        Sahur vakti yemek yiyen yani sahur yapan kişinin ezan okunsa da okunmasa da imsak vaktinin girmesiyle birlikte yemeye ve içmeye son vermesi gerekir.

        Uyurken ihtilam olmak orucu bozar veya zarar verir mi?

        Oruçlu hâlde uyur iken rüyada ihtilam olmak orucu bozmaz çünkü bu durum kişinin elinde olan yani kendi irâdesiyle meydan gelen bir durum değildir. Bu sebepten uyurken ihtilam olmak orucu bozmadığı gibi oruca zarar da vermez.

        Oruçlu iken boy abdesti almak veya banyo yapmak orucu bozar mı?

        Ağız veya burundan su yutulmadıkça sadece boy abdesti almak veya banyo yapmakla oruç bozulmaz. Oruçlu iken gusül abdesti alındığında ağıza alınan suyu çok bekletmemek ve gargara yapmamak gerekir zira ağıza alınan su yutulursa oruç bozulur.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ