Menopoz ve andropoza gıdalarla meydan okuyun
Belli bir yaştan sonra kadınlarda görülen 'menopoz' ile erkeklerde ortaya çıkan 'antropoz' hayatı kâbusa çevirebiliyor. Bu dönemi sorunsuz geçirebilmek için doktorlar beslenmenin önemine dikkat çekiyor
GAZETE HABERTÜRK
Menopozdan sadece kadınlar değil, erkekler de geçiyor. Ancak erkeklerin menopozuna “andropoz” deniliyor. Doğduğumuz günden bu yana vücudumuzun hormonal dengesi sürekli değişiyor. Yaşlandıkça cinsiyet hormonları da tükeniyor. Bu hormonlar ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde vücudun fiziksel ve cinsel değişikliklerini kontrol ediyor. Bu hormonlar kadınlarda östrojen ile progesteron, erkeklerde ise testosteron. Kadınlarda menopoz fark ediliyor. Değişikliklerle birlikte âdet döngülerini bitiriyor. Ancak, erkeklerde bu değişiklikler yaşlılık belirtileri olarak algılanıyor.
İşte tam da bu dönemi kadınların ve erkeklerin sorunsuz hatta sıkıntısız geçirebilmesi için ABD’de Boston Tıp Fakültesi uzmanlarından Doktor Carolina Apovian bir kitap yazdı. Adı da “The Age Defying Diet” (Yaşa Meydan Okuyan Diyet). Kitapta menopoz ve andropoz sırasında kadınların ve erkeklerin beslenme düzenine ilişkin bilgiler yer alıyor.
KÂBUS YAŞATMAYAN BESLENME
Kadınlar için soya proteininden yapılan tofu, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, keten tohumu, papaya, yağlı balık, koyu renk yapraklı diğer sebzelerin tüketilmesini öneren Carolina Apovian, bu gıdaların kadınların menopoz döneminde yaşadığı birtakım sağlık sorunlarını engelleyeceğini, hatta bu dönem sık sık rastlanan kemik erimesine de kalkan oluşturacağını söylüyor.
‘ALKOL ALMAYIN DÜZENLİ UYUYUN’
Apovian “domates sosu, kahverengi pirinç, bulgur, yumurta, mantar, biftek” gibi gıdaları da andropoza giren erkeklere öneriyor. Apovian’a göre erkekler testosteronu artıran ve çinko, magnezyum içeren gıdalar yemeliler. Yine yüksek miktarda potasyum içeren karpuz da yüksek tansiyona ve inmeye karşı birebir. ABD’li kadın uzman hem kadınların, hem de erkeklerin bu özel dönemlerinde alkolden mümkün olduğu kadar kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, “düzenli bir uykunun” da şart olduğunu söylüyor.
