Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık 100 yıllık yaşam için ne yapmalı?

        İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz konuşmaya başlayınca herkes pür dikkat kesiliyor. Dile kolay, sözünü ettiği hastalık, çağımızın vebası olarak kabul edilen kanser... Prof. Topuz, “Çevrenizdeki her dört kişiden biri kanserden ölecek!’’ diyor, sonra ekliyor: “Benimkisi kehanet değil, bilimsel istatistikler.’’ Geçtiğimiz ay yayınlanan ve Prof. Topuz’un çeviri editörlüğünü yaptığı ‘Kanser- Salgını Önlemek İçin 101 Çözüm Önerisi’ adlı kitabın sayfalarını çevirirken kanserde üç noktanın çok önemli olduğunu söylüyor: “Bir... Kanserden korunma. İki... Erken tanı. Üç... Tedavi. Bunlardan en önemlisi ise kanserden korunmadır. Diğerleri kansere yakalandıktan sonra yapılması gerekenleri ve tedavi sürecini anlatır.’’ İşte bu yazı dizisinde, kansere davetiye çıkartan yiyecekleri, kansere karşı can simidimiz olan besinleri ve kanserden korunmanın yollarını okuyacaksınız...

        GAZETE HABERTÜRK-BÜLENT GÜNAL

        SİGARA DUMANINDA 69 KANSEROJEN VAR

        İnsan vücudunda 50 ila 75 trilyon hücre bulunuyor ve her hücre çekirdeği 25 bine yakın gen taşıyor. Kanser, anormal dışı bir hücre bölünmesi ile tanımlanan 200’ün üzerindeki hastalık için kullanılan genel bir terim. Çoğu kanser bir sağlıklı hücrenin hasara uğramasıyla başlıyor. Hasarlar ise sigara dumanındaki 69 kanserojenden biri ya da 80 binin üzerindeki güncel kimyasallar nedeniyle oluşabiliyor.

        “36yıldır kanserli hastalarla birlikte yürüyorum. Kimisini kaybettim, kimisi sağlıklı ve hayatta. Bence asıl sorun ölüm değil; sorun teşhis koyup tedavi etmeye çalıştığım binlerce hastada önlenebilir bir kanserle karşılaştığımda keşke lafıyla başlayan hayal kırıklığıdır. İşte bu yüzden 15 yıldır kanserle olan savaşta ilk adımı, yani kanserden korunmayı çok önemsiyorum. Zaten korunmak için gerekli adımlar atılsa, sadece kanserden değil, birçok hastalıktan da korunmuş olacağız.” İşte İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz, konuşmasına bu sözlerle başlıyor...

        Topuz, “İhtiyacınız olan besinleri yediğinizde, temiz hava soluduğunuzda, saf su içtiğinizde, oksijenin dolaşımda olmasını sağlayan ve kasları da sağlam tutan egzersiz yaptığınızda vücudunuz en az 100 yıl dayanır” diyor.

        KANSEROJEN UYANIŞ

        Sonra da cümlesini koca bir “ama’’ ile kesiyor: Vücutlarımız çok sayıda toksik kimyasallarla yani zehirlerle kirletiliyor. Gelin size günlük yaşamdan tipik bir örnek vereyim. Saat 07.00’de radyolu saatin alarmıyla uyandınız. Yani elektromanyetik alana maruz kaldınız.

        DÖRT YANIMIZ TUZAK DOLU

        Sentetik halıya bastınız. Bu tür halılar sayılamayacak kadar çok uçucu kimyasallar içerir. Sıcak klorlanmış su -ki kloroform içerir- ve triklozan içerikli antibakteriyel duş jeli ile duşunuzu aldınız. Parabenler içerenler koltuk altı deodorantı kullandınız. Kadınlar kömür katranı ihtiva eden ruj, asbest içeren allığını sürdüler. Sonra formaldehit içerikli leke temizleyici ile yıkanmış elbiselerinizi giydiniz. Buraya kadar tamam mı?

        KAHVALTI DEĞİL, ZEHİR

        “Tamam’’ diyoruz ama Prof. Topuz devam ediyor: Gelelim kahvaltıya. Muhtemelen çizikler oluşmuş teflon tavada yumurtanızı pişirdiniz, kızartıcıda hafif yanmış ekmek ve musluktan akan şehir suyundan yapılan kahvenizi pişirdiniz. Yani yumurta, ekmek ve kahve üçlüsüyle kansere neden olan polisiklik aromatik hidrokarbonlar, akrilamidi klor yan ürünleri de vücudunuza aldınız. Dizel partikülleri içinde aracınızla ofisinize gittiniz.

        BİLGİSAYAR, YAZICI

        Bilgisayarı ve yazıcınızı açar açmaz kadmiyumlara maruz kaldınız. Sayılamayacak kadar kimyasal içeren ofis havasını soludunuz. Organik olmayan yağlı yiyeceklerden oluşan öğle yemeğini yediniz. Polikarbon şişeden su içtiniz. Akşam yemeği için tarım ilaçlarından arındırılmamış sebze, PCB ve cıva içeren çiftlik balığınızı afiyetle yediniz. Çok sayıda kimyasal içeren kokulu mumunuzu yaktınız. Sonra da petrokimyasallar ve yanma geciktirici yatağınızda uyudunuz. Haydi iyi geceler. Daha sigarayı eklemedim bile. Nasıl?

        Kahvaltıda mutlaka köy yumurtası

        “Bir gününüzü anlatır mısınız?’’ diye sorunca Prof. Topuz, günü başa sarıyor:

        - Saat 05.30’da kalkarım. Açken bir iki bardak su içerim.

        - Kahvaltıda mutlaka her sabah organik bir domates ve köy yumurtası yerim.

        - Soframda organik zeytin, beyaz peynir, biber ve esmer ekmek olur.

        - Şekersiz, tatlandırıcısız, rezene, yeşil çay ya da kuşburnu çayı içerim. Saat 07.00’de iş yerimde olurum.

        - Eğer işim yoksa bilgisayarımı açmam.

        - Cep telefonu konuşma sürelerim 30 ila 50 saniye sürer. Telefon kullanacağım zaman da kablolu telefon tercih ederim.

        - Öğlenleri 2-3 meyve, özellikle elma yerim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ