Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Bir şehir efsanesi daha yıkıldı!

        BEGÜM ÇELİKKOL/ HABERTURK.COM

        begumcelikkol@haberturk.com

        "Yeşil bir kıyafet giydiriyorlar, sedyeye yatırıyorlar. Başımda birileri var ama hiçbirini tanımıyorum. Hepsi de çok güler yüzlü. Neden gülüyorlar ki? Dalga mı geçiyorlar? Birazdan ameliyata girecek olan benim! Ya içeride birşey olursa, hiç mi umursamıyorlar acaba? Yok, yok onlar kötü değiller. Sadece moral vermeye çalışıyorlar. Hem ben uyuyacağım ve hiçbir şey duymayacağım bile. Ama ya duyarsam? Off! Allah'ım bu nasıl bir korku! Kalbim yerinden fırlayacak gibi. Acaba olmasam mı bu ameliyatı? Ama ya ağrılarım devam ederse? Bu kez onlara dayanamam... Burası da neresi? Sanırım, yolun sonuna geldik! Yukarıda çok fazla ışık var. Bir kadın eğiliyor üzerime, elinde iğne! Ama ben çok korkuyorum. O da gülümsüyor ama... Başlıyor sormaya... "Nasılsın?" diyor. "İyi sayılırım" diyorum. Birazdan güzel bir uykuya dalacağımızı söylüyor. Off! Ne uykusu ya, ben her şeyi duyacağım, beni uyutamazsın! "Neden bu işi seçtin?" diyor. Birşeyler mırıldanıyorum ama sesim beynimde yankılanıyor, ne dediğimi hatırlamıyorum. "5'ten geriye sayar mısın?" diyor... Başlıyorum ama 3'ten sonrasını hatırlamıyorum... Uçuyor muyum neyim? Ruhun sanki tepelerde bir yerlerde geziniyor. Acaba konuşuyor muyum? Horluyor muyum? Hiçbir şey hatırlamıyorum... Evet... "Hadi artık alın şu tümörü, bitmedi mi?" diyorum. Gözümü açıyorum. Ve bana sorular soran o kadın başımda duruyor. "Aldık, bitti bile" diyor. Rahatlıyorum..."

        Anestezi buna benziyor işte. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide ne ölüm tarafına ne de yaşam tarafına geçiyorsunuz... Olanları hatırladığınızı sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Hani diyorlar ya, "Ben uyumam hayatta" işte o koskoca bir yalan! Bal gibi de uyuyorsunuz, ameliyattan çıktığınızı bile zor idrak ediyorsunuz... Geçtiğimiz haftalarda Antalya'da düzenlenen Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği'nin düzenlediği 44. Ulusal Kongresi'nde dernek başkanı ve Uludağ Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükran Şahin ile buluştuk, anestezinin bilinmeyenlerini konuştuk.

        ANESTEZİ UZMANLARININ İNTİHAR VAKALARI

        Anestezi uzmanlarının intihar oranları çok yüksek. Neden intihar vakaları bu meslekte yaşanıyor?

        Anestezi branş olarak çok büyük sorumluluk gerektiren bir dal. Hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide insanları gerek yoğun bakımda, gerek ameliyathanelerde hep üstte tutmayı gerektiren bir branş. Uzun çalışma saatleri, yorgunluk olabiliyor. Uzun nöbetler oluyor. Dolayısıyla zaten zeminde de öyle birşey varsa intiharları daha sık görmek mümkün. İntihar oranları anestezistlerde daha yüksek. Toplumda doktorlarda intihar oranları yüksek, doktorlar arasında da anestezistlerde yüksek.

        Çok büyük sorumlulukları var ve bazen ağır geliyor olabilir...

        Evet, katılıyorum. Bu tükenme sendromunda görülebiliyor. Anestezistlerde diğer bir durum da, nasıl bu işin yapılacağını daha kolay biliyorlar. Bunu yapmak için ilaçlara kolay ulaşabiliyorlar ve bu işlerinde başarılı olma şansları daha yüksek. Böyle bir gerçek var. Bizim görevimiz de bunun azaltılmaya çalışılması. Dünya Sağlık Örgütü'nün de anestezist memnuniyeti gibi çalışması var. Ona biz de katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

        ANESTEZİDE FARKINDALIK SUÇ HALİNDE

        Anestezi uygulandığı esnada hasta bazen her şeyi duyabiliyormuş. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?

        Endoskopik işlemlerde sakinleştiriyoruz hastayı. Hasta ağrı duysa bile hatırlamıyor. Böyle iyi ilaçlarımız var. Anestezide kullandığımız ilaçlar çok daha iyi şu anda. Bu nedenle farkındalık ileri derecede azaldı. Sezaryende olabiliyordu, açık kalp operasyonlarında farkındalık oluyordu. Kalbe zarar vermemek için daha az ilaç kullanılıyordu. Şimdiki yöntemlerde farkındalığı önlemek mümkün. Hastanın uyanıklık derecesini belirleyebiliriz. Bunun için ileri derecede araç gereçlerimiz var. Beyin dalgalarını görebiliyoruz, uyanıklığın azaltılması mümkün. Burada sorun, bu araç gereçlerin geri ödemesinin olmaması. Bu araçlar pahalı ama çok da gerekli. Yurtdışından geliyor. Artık günümüzde farkındalık yasal olarak doktorun suçlanabileceği bir şekle geldi. Hasta hakları gündemde. Operasyonda uyanıklık hasta hakkını ihlale giriyor. Bu ekipmanın bulunması önemli bu açıdan.

        KAS GEVŞETİCİ VE ANESTEZİK MADDEYİ BİRBİRİNE KARIŞTIRINCA...

        Son dönemde genel anestezi yerine lokal anestezi uygulanıyor değil mi? Mesela kişi kolundan ameliyat olacaksa o bölge uyuşturuluyor ya da bacağından ameliyat olacaksa bacağı uyuşturuluyor, değil mi?

        Evet. Lokal anestezide gereksiz yere bütün organizmayı uyutma yerine sadece ameliyat olacak olan bölge uyuşturuluyor. Genel anestezide ise; geçici olarak bilinç kaybettiriliyor. Bir anestezi uzmanının en önemli görevi hastayı sağlıklı bir şekilde uyutup, sağlıklı bir şekilde uyandırmak. Örneğin bir anestezi uzmanının başına gelen bir olay var. Kendisine uyutucu ilaç yerine kas gevşetici bir ilaç verilmiş. Düşünebiliyor musunuz? Bilinci yerinde iken felç olmak gibi korkunç birşey. Anestezi uzmanı içinden, "Ne olur yapay solunum yaptırsınlar" diyormuş. Solunumunun durmakta olduğunu son anda fark etmişler. Son anda kurtulmuş. Hayati önem taşıyan bir konu bu.

        UYANIKKEN BEYİN AMELİYATI

        "Testere seslerini duyuyorum, doktorların konuşmalarını duyuyorum" diyen hastalar var...

        Bunlar nadir görülüyor. Bazen uyandırma işini kasten yapıyoruz. Uyanık beyin ameliyatı yapılıyor. Burada hastanın korunması adına bu yapılıyor. Hasta önceden bilgilendiriliyor. "Siz ağrı duymayacaksınız, bu işin farkında olduğunuzu da unutacaksınız" deniyor. Hassas bölgelerde uygulama yapılacaksa hasta bilgilendiriliyor. Beyin tümörlerinde mesela, hastanın eline sıktığında ses çıkaran bir oyuncak veriliyor. Fonksiyonların test edileceği noktalarda çalışılırken, cerrah "Elinizdeki oyuncağı sıkın" diyor. Cerrah bunu duyuyor. Eğer sıkamazsa probleme doğru gidildiği anlaşılıyor, o noktadan uzaklaşılıyor. Benzeri işlem omurga ameliyatlarında yapılıyor. Felçten koruma ihtimaline karşı uyarılıyor. "Ağrı duymayacaksınız" deniliyor. Tehlikeli bölgelere gelindiğinde anestezisi hafifletiliyor. Orada da hastanın uyumu isteniyor, "Elinizi oynatın" deniyor mesela. Bunlar bilerek yapılan şeyler, hastanın yararına oluyor. Bir de istenmeden olan farkındalık var. Anestezi büyüleyen bir alan. Saniyeler içinde bir insanı uyutuyorsunuz ve kısa sürede uyandırabiliyorsunuz. Başka bir branşta insan branşında hasta bu hale getirilebilir mi bilmiyorum. Bir de anestezi bireysel birşey. Bir sürü ilaç kilogram başına veriliyor. Yaş, kilo, hastalıklara bağlı olarak verilecek anestezi ilaçları verilebiliyor.

        Bir de anesteziden çıkan hastalar tepkiler verebiliyormuş... Bağıranlar, sayıklayanlar oluyormuş...

        Ağrı kontrolü çok önemli bu noktada.

        ALDATANLAR KENDİNİ ANESTEZİDEN SONRA MI ELE VERİYOR?

        Birşey duymuştum. Bir adam eşini aldatıyormuş. Ameliyattan çıktıktan sonra uyanma sürecinde eşini nasıl aldattığını anlatıyor ve eşi de duyuyormuş...

        Bilinçaltı olabiliyor. Bilincin değişik kademelerini izlemek mümkün. Ama artık bu tür şeyler olmuyor. Beynin yüksek merkezi baskılanmış olabiliyor ve özel hayat ortaya çıkabiliyor.

        "SÖYLEYEMEM, KARIM KIZAR"

        Hocam sizde saklı kalan özeller de vardır. İlginç bir anektod var mı bu tür olaylarla ilgili?

        Genelde hastaları rahatlatmak için her zaman, "İyi uykular, güzel güzel rüyalar görün, güzel şeyler düşünün" diyorum. Bir taraftan da "Ne düşünüyorsunuz?" diye soruyorum. Genelde kadınlar, "Çocuğumu, evimi düşünüyorum" diyorlar. Bir gün bir erkeği uyutuyordum, bana "Söylemem karım kızar" dedi. Bakın işte, kadınla erkeğin farkı.

        ANESTEZİ EFSANESİ

        Alkol, sigara uyumayu etkiliyor bildiğim kadarıyla... Mesela bir taksiye binmiştim, "Ben iki büyük rakı içiyorum dokunmuyor. Anestezide de uyumam zor" demişti. Böyle birşey var mı?

        Bu bir şehir efsanesi. Anestezi ilacının uyutamadığı insan yok. Alkolün karaciğer üzerindeki etkisi olmuşsa o hasta bizim için özellik taşıyor. Verdiğimiz ilaçların çoğu karaciğerde metabolize oluyor. Bu nedenle karaciğerin korunması gerekiyor. Sigara içen bir akciğerde oksijenlenme problemimiz olabiliyor. Yaşantımız kanımıza yeterli oksijenin gitmesiyle oluyor. Bu sistemi sigara bozuyor. Anesteziden önce sigrayı bırakmaları öneriliyor. Ameliyata karar verildiğinde bırakılmasını istiyoruz. Bu nedenle, bu iş çok bireysel bir iş. Vücut özeellikleri çok farklı insanların bu nedenle her hasta kendi başına değerlendirilmesi gereken vakadır. Her hasta ona elbise dikiliyormuşçasına düşünülüp öyle hareket edilmelidir.

        Bir ara anestezi benim en büyük korkumdu. Bademcik ameliyatlarında ben daha küçükken çok vaka vardı ölümlü. Çocuklar ameliyat masasından sağ kalkamıyordu...

        Bademcik ameliyatında cerrahla aynı bölgede çalışıyorsunuz. Biz nefes borusuna bir tüp yerleştiriyoruz hastanın solunumunu sağlıklı bir şekilde sürdürmek için ama cerrah da yakın bir bölgede ameliyat yapıyor. Çok korkunç değil, her gün milyonlarca ameliyat yapılıyor.

        ÖLÜM RİSKİ NE?

        Anestezide ölüm riski nedir?

        Her yıl dünya genelinde 230 milyon hastaya cerrahi girişimi için anestezi uygulanıyor. Bu cerrahi işlemlerle ilişkili olarak 7 milyon kişide ciddi komplikasyon gelişiyor ve 200 bini Avrupa'da olmak üzere yılda bir milyon insan hayatını kaybediyor.

        Anestezi uzmanlarının en büyük sorunları nedir?

        İş yükünün ağırlığı. Türkiye'de anestezi uzmanı sayısı az. Her hastanede çok sayıda anesstezi uzmanı bulunmuyor ne yazık ki. Her eğitim kurumunda aynı standartta eğitim verildiğini iddia etmek güç. Eğitim sorunu var yani. Derneğimizin bir akreditasyon komitesi var. Bize başvurabiliyorlar. Biz de başvuran yerleri geziyoruz, eksiklerini belirliyoruz. Eksikleri varsa zaman veriyoruz, eksiklerini gideriyoruz. Henüz bir hastane bu akreditasyonu aldı. O da Uludağ Üniversitesi. Eğitim konusunda çok çalışıyoruz.

        Alerjisi olan hastalara ne yapıyorsunuz? Bu da ciddi bir durum çünkü...

        Alerjik hastalara önceden önlem alınıyor. Anti alerjik ilaçlar veriyoruz. Önceden hastanın bilgilendirilmesi gerekiyor. Anestezi uzmanı da hasta hakkında bilgilenmelidir. Hastayla ilgili özellikler iyi değerlendirilmelidir.

        LOKAL ANESTEZİDE FAZLA DOZ KALP DURDURUYOR

        Lokal anestezide başımıza gelebilecek en kötü olay nedir?

        İlacın o sırada kana karışması. Dokuya gitmeden kana karışması kötü bir durum. Lokal anestezi maddesi dokuya değil de damara verilirse kötü bir durumdur. Çok yüksek doz olur, kalp durmasına kadar yol açabilir.

        Bazı estetik operasyonlar ameliyathane ortamında yapılıyor. Burada hasta ne istemeli? Böyle bir ortamda ne yapılmalı? Kürtajı da muayenehanelerde yapanlar var...

        Anestezi uzmanı kesinlikle olmalıdır. Acil bir durumda temel yaşam desteğini verebilecek kişilerin o ortamda olması gerekir. Mesela diş hekimi acil bir durumda neler yapabileceğini biliyorsa, sorun yok. Ama bilinmiyorsa olumsuz sonuçlar çıkabiliyor.

        ANESTEZİ Mİ, CERRAHİ OPERASYON MU KORKUNÇ?

        Hocam siz ne kadar anlatırsanız anlatın anestezi korkusu bir türlü yenilemiyor...

        Anesteziden mi, cerrahi girişimden mi korkuyorsunuz?

        Anesteziden.

        Genelde bu Türk halkının profili bu. Koskoca bir aort damarı ameliyatı yapılıyor, ölüm riski fazla ondan korkulmuyor. Hastanın aklına operasyon gelmiyor, anesteziden korkuyorlar.

        Neden yenemiyoruz peki?

        Valla onları size sormak lazım. Belki biz de kendimizi anlatamıyoruz. Medya yardımıyla anlatmaya çalışıyoruz. Böyle bir korkunun olmaması lazımi. Türkiye'nin gerçekleri ortaya çıkıyor burada. Türkiye'de yaklaşık olarak 3 bin anestezi uzmanı var ve bu rakam çok yetersiz. Anestezi teknikerleriyle, cerrahın sorumluluğunda ameliyat gerçekleşiyor. Bu çok yanlış. Cerrahın olmadığı yerde "Ameliyatı veteriner yapsın" demiyoruz amaa anestezistin olmadığı yerde "Gelsin tekniker yapsın" diyoruz. Teknikerlere de ihtiyaç var ama neden cerrah neden sorumluluk alsın ki? Bu yanlış bir yöntem. Cerrah olmadığı yerde ameliyat yapılmıyorsa anestezist olmadığı yerde de ameliyat yapılmamalı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ