Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kadınların en sık ölüm nedeni

        Türkiye, ABD ve birçok gelişmiş ülkede koroner kalp hastalığı kadınlarda ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Dünyada her üç kadından biri kalp hastalığı nedeniyle ölüyor. Kardiyolog Prof. Dr. İsmet Dindar kadınlarda kalp hastalıkları, risk faktörleri, hastalığın tanısı için yapılabilecekler hakkında bilgi verdi.

        Kalp damar hastalıkları, kadınlarda yaşam kalitesini azaltan en önemli nedenler arasında yer alıyor. ABD, birçok gelişmiş ülke ve Türkiye’de de koroner kalp hastalığı, kadınlarda ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Irk ve etnik köken farkı olmaksızın dünyada her üç kadından biri kalp hastalığından ölüyor. Kalp hastalığından ölenlerin sayısı inme, akciğer kanseri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, meme kanserinden ölenlerin toplamından daha fazla. Kalp hastalıklarından ölümlerin yarısından fazlasını da koroner arter hastalığı oluşturuyor. İstatistiklere göre kırk yaşında bir kadının hayat boyu kardiyovasküler hastalık geçirme olasılığı yüzde 32 düzeyinde bulunuyor. 1979 yılından bu yana erkeklerde kalp hastalığından ölüm oranı düşerken, aynı dönemde kadınlarda ölüm oranı artıyor.

        KADINLARDA EN SIK ÖLÜM NEDENLERİ

        Gelişmiş ülkelerdeki kadınlarda koroner arter hastalığı oluşumunun erkeklerden 10 yıl sonraya denk geldiği saptandı. Bu da, menopoz sonrası döneme denk gelmekte. Bunun yanında genç yaşta olup menopoz öncesi dönemde kalp krizi şikayetiyle başvuran kadınların ölüm oranları aynı yaş grubundaki erkeklere göre daha fazla olduğu gözlemlendi.

        Prof. Dr İsmet Dindar, kadınlarda kardiyovasküler risk faktörleri ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:

        “Kadınlardaki birincil kardiyovasküler risk faktörleri olarak koroner arter hastalığı öyküsünün varlığı, 55 yaş üzerinde olmak ya da postmenopozal dönemde olup östrojen yerine koyma tedavisi almamak, yüksek LDL kolesterol ve /veya düşük HDL kolesterol, ailede erken yaşlarda Koroner Arter Hastalığı (KAH öyküsünün varlığı (birinci dereceden erkek akrabalarda 55 yaşın altında, kadın akrabalarda ise 65 yaşın altında), diyabet, sigara, hipertansiyon ve periferik damar hastalığı kabul edilmektedir. Çalışmalarda diyabetin kadınlarda kalp krizi geçirme olasılığını artırdığı belirlenmiştir. Hipertansiyon artan sıklıkla en önemli risk faktörüdür ve yapılan çalışmalarda kadınlarda daha sık olduğu görülmüştür. Yaş arttıkça özellikle 55 yaş üzerinde kadınlarda görülme oranı daha fazla bulunmuştur. Değiştirilemeyen risk faktörleri olarak yaş ve aile öyküsü bilinmektedir. Yaş kardiyovasküler hastalık oluşumunda ve eşlik eden olaylarda en önemli risk faktörlerindendir. Kardiyovasküler olayların görülme sıklığı yaş ve cinsiyete göre değişmekle beraber, özellikle 50 yaş üstü erkeklerde daha sık iken 60 yaş sonrası kadınlarda bu oran erkeklerde görülme sıklığı ile eşitlenmekte, hatta kadınlarda daha fazla görülmektedir. Aile öyküsü ikinci değiştirilemeyen risk faktörüdür.”

        Kardiyolog Prof. Dr. İsmet Dindar, hastalığın belirtileri ile ilgili bilgi verirken araştırmaların, erkeklere göre kadınların ilk kalp krizinden sonra daha olumsuz bir durumda olabildiklerini doğruladığını kaydetti. Dindar şunları söyledi:

        “Her iki cinste de kalp krizi ile gelen hastalarda göğüs ağrısı, göğüste baskı hissi, göğüs kafesinde sıkışma hissi, ağrının kola, omuza, çeneye , sırta ve kollara yayılma hissi, çarpıntı, nefes darlığı, bulantı, kusma, karın ağrısı, terleme ve fenalık hissi olmaktadır. Kadınlarda bu şikayetler daha hafif veya daha farklı tarif edilebilir. Kadınlarda kalp krizi riski, menopoz dönemi yaklaştıkça artmakta ve bu artış, yaş ilerledikçe devam etmektedir. Çalışmalarda, menopoz sonrası dönemde olan kadınların kanlarındaki kolesterol düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar, kadınların vücutlarında meydana gelen değişmelerin, yaşlanma, kilo alma ve düşük östrojen hormonu düzeylerini de içeren, menopoza bağlı etkilerden kaynaklanabileceğini düşünmektedirler. Kadınlarda yaşlandıkça özellikle postmenapozal dönemde kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm artmaktadır.

        ABD'de kalp hastalığı nedeniyle toplam ölüm hızının son 20-30 yılda azalmış olmasına karşın, bu azalma erkeklere göre kadınlarda daha yavaştır. Yeni araştırmalar, erkeklere göre kadınların ilk kalp krizinden sonra daha olumsuz bir durumda olabildiklerini doğrulamaktadır. JAMA (Journal of the American Medical Association)'da yer alan bir çalışmada, ilk kalp krizini izleyen bir ay içinde ölüm riskinin, altı ay içinde de ölüm riski ve yeniden hastaneye yatma gereksiniminin erkeklere göre kadınlarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar, ilk kalp krizinden sonra kadınlarda ölüm riskinin erkeklere göre yüzde 70 daha fazla olmasının, hastalığın daha ağır seyretmesinden ve kalp kriziyle ilişkili komplikasyonlardan kaynaklanabileceğini saptamışlardır.

        TANISAL TESTLER

        Kalp hastalığının tanısal testleri ile ilgili olarak Prof. İsmet Dindar şu bilgileri aktardı:

        “En sık kullandığımız yöntemlerden biri egzersiz testidir. Egzersiz testinde hastanın efor kapasitesini, egzersize olan tansiyon cevabını görebilmekle birlikte, standart egzersiz testinin kadınlarda koroner arter hastalığı açısından duyarlılığı ve özgüllüğünün daha düşük olduğu bilinmektedir. Bugüne kadar yapılmış pek çok çalışma kadınlarda egzersiz testi sonuçlarını incelemiş ve yüksek yalancı pozitiflik oranı tespit etmiştir. Bir kadın hasta, pozitif efor testi ile direkt anjiyografiye gönderildiği zaman bu hastanın koroner arterlerinin normal çıkma olasılığı erkeklere göre çok daha yüksektir. Bunun önemli nedenleri arasında 70 yaşın altındaki kadınlarda koroner arter hastalığı yaygınlığının düşük olması, kadınlara özel otonomik değişiklikler ve hormonların EKG üzerindeki etkileri sayılabilir. Bu nedenle birtakım ileri inceleme yöntemlerine de ihtiyaç vardır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ